İcra ve İflas Müdürlüğünün ... iflas sayılı dosyasının 28/12/2017 tarihli menkul malların teslim tutanağında ... kalem menkul malın ihale alıcısı olan davacı tarafından tam ve eksiksiz olarak teslim alındığının belirtildiğini savunarak davanın reddini dilemiştir. Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; .... İcra ve İflas Müdürlüğünün ... iflas sayılı dosyasının 28/12/2017 tarihli menkul malların teslim tutanağında ... kalem menkul malın ihale alıcısı olan davacı tarafından tam ve eksiksiz olarak teslim alındığının sabit olduğu, davalı tarafın menkul malların bulunduğu ... ... Mahallesi, ... Caddesi No:......
Kanun koyucu tarafından, tahsil edilmesi istenen alacak, kamusal nitelikte imtiyazlı olduğundan sürüncemede kalması önlenerek, hızla tahsilinin sağlanması istenmiş, bu nedenle kamu alacağına ilişkin takip kesinleştikten sonra, yeni ve ayrı bir menfi tespit davası açılması yönünde herhangi bir hüküm öngörülmemiştir. 6183 sayılı Kanunda, 2004 sayılı Kanunun 72. maddesine koşut bir düzenleme bulunmadığı gibi, 6183 sayılı Kanunda menfi tespit davasına, “Üçüncü şahıslardaki menkul malların, alacak ve hakların haczi” başlıklı, 08.04.2006 günü yürürlüğe giren 5479 sayılı Kanunun 5. maddesi ile değiştirilen 79. maddesinde “… Herhangi bir nedenle itiraz süresinin geçirilmesi halinde üçüncü şahıs, haciz bildirisinin tebliğinden itibaren bir yıl içinde genel mahkemelerde menfi tespit davası açmak ve haciz bildirisinin tebliğ edildiği tarih itibarıyla amme borçlusuna, borçlu olmadığını veya malın elinde bulunmadığını ispat etmek zorundadır. …” düzenlemesi ile yalnız üçüncü kişiler yönünden yer verilmiş...
Yargılama neticesinde davacı şirketin mağduriyetinin artmaması ve telafisi imkansız zararların doğmaması için davalının menkul ve gayrimenkul malları ile 3. Kişilerdeki hak ve alacakları üzerine ihtiyati haciz konulmasına tespit edilecek menkul ve gayrimenkul malları üzerine teminatsız olarak ihtiyati tedbir konulmasına karar verilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesince 25/05/2021 tarih, 2019/243 Esas sayılı duruşma zaptı ile davacı vekilinin ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmiştir. İlk derece mahkemesinin bu hükmüne karşı davacı vekili tarafından istinaf dilekçesi sunulduğu ve istinaf başvuru harcı ve istinaf maktu karar harcını yatırmadığı anlaşılmıştır. 6100 sayılı HMK'nun 344/1 hükmü gereğince "İstinaf dilekçesi verilirken, istinaf kanun yoluna başvuru için gerekli harçlar ve tebliğ giderleri de dâhil olmak üzere tüm giderler ödenir....
Ödeme emrinin iptali istemine ilşkin olarak anılan maddeye dayalı olarak açılacak dava “menfi tespit” niteliğinde olup,”böyle bir borcu olmadığı” veya “kısmen ödendiği” veya “zamanaşımına uğradığı” iddiaları dışında başka bir itiraz nedeni ileri sürülemeyecektir. İtiraz davası için öngörülen 7 günlük sürenin hak düşürücü nitelikte olduğu konusunda kuşku bulunmamaktadır (Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 10.4.2001 gün ve 2002/21-201-297, 24.3.2004 gün ve 2004/10164-170 sayılı kararları). Hak düşürücü süre, niteliği itibariyle bir itiraz olup sonuçlarını kendiliğinden meydana getirir, resen gözönünde tutulmalıdır. Kamu alacağına ilişkin olarak anılan madde kapsamında öngörülen menfi tespit davası dışında, yeni ve ayrı bir menfi tespit davası açılmasına anılan kanun hükümleri cevaz vermemektedir....
Davalı ... vekili, aciz belgesinin dosyaya sunulmadığını, davalılar arasında yapılan satışın gerçek olduğunu, bedelin davalı borçluya ödendiğini, davalı borçlunun 2008 yılında müvekkili aleyhine tapu iptal ve tescil davası açtığını savunarak davanın reddini istemiştir. Diğer davalı vekili, davaya cevap vermemiştir. Davanın reddine dair verilen karar Dairemizce “taraf teşkilinin sağlanması için“ bozulmuş, bozmaya uyan mahkeme bu kez “davalılar arasında görülen tapu iptal ve tescil davası“ davası nedeniyle davanın ikinci kez reddine karar verilmiş, Dairemizce tapu iptal ve tescil davası ile tasarrufun iptali davasının konusun farklı olması nedeniyle yerel mahkeme kararı bozulmuştur....
un da kendi rızası ile ayakkabıları ve bebek arabasını teslim ettiği anlaşıldığından her ne kadar tebliğnamede; sanığın şüphelisi olduğu mazot hırsızlığına ilişkin aracın ve aracın içine apartmandan çalınan eşyaların konulduğuna ilişkin belirlemenin nasıl yapıldığı, ne şekilde bu araca ve kayıt maliki ... ile suça konu eşyalara ulaşıldığı, araca, kayıt malikine ve eşyalara ulaşılması konusunda sanık ile mülakat yapılıp yapılmadığı hususu açık olarak tespit edilemediği belirtilmiş ise de, dosyada bulunan 17.02.2010 tarihli araştırma, yakalama ve olay tutanağında belirtildiği üzere, plaka tespitinden sonra kayıt maliki ...'a ulaşıldığı, kayıt maliki ... yardımı ile sanığın tespit edildiği, hırsızlığa konu malların kayıt malikinin rızası ile teslim edildiği, sanığın bu aşamalarda katkısının olmadığı anlaşıldığından tebliğnamedeki bozma düşüncesi benimsenmemiştir....
Tüm dosya kapsamı, dosya içerisinde bulunan Gebze 2.Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2018/417 Esas, 2020/225 Karar sayılı ilamının incelenmesinden; vekalet görevinin kötüye kullanılması sebebiyle tapu iptali tescil ve terditli olarak alacak davası açıldığı, yapılan yargılama sırasında taşınmazın el değiştirdiğinin tespit edildiği, vekalet görevinin kötüye kullanıldığı kabul edilerek taşınmazın rayiç değerinin belirlenerek alacak yönünden davanın kabulüne karar verildiği, ayrıca davalı tarafın istinaf dilekçesine cevap dilekçesinde de belirttiği ve dosya içerisinde bulunan 17/10/2018 tarihli Gebze 2.Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2.celsesinde davaya alacak davası olarak devam edileceğine dair davacı (ihtiyati haciz talep eden) vekilinin beyanlarının bulunduğu da göz önüne alınarak, istinaf talebinin yerinde olmadığı anlaşılmıştır....
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … Vergi Mahkemesi'nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla; Mahkemece verilen ara karara davacı tarafından verilen cevapta, haciz bildirisinin tebliğinden, bir yılı aşkın bir süre sonra haberdar olunması nedeniyle herhangi bir menfi tespit davası açılmadığının belirtildiği, aynı tarihli ara karar ile davalı idareden, asıl borçlu şirketin davacıdan herhangi bir hak ve alacağının varlığının tespit edilip edilmediğinin sorularak buna ilişkin bilgi ve belgelerin gönderilmesinin istenildiği, davalı idarenin cevabi yazısında, asıl borçlu şirketin davacının ortağı olduğu hususunun Türkiye Ticaret Sicili Gazetesi sorgulamalarından tespit edildiğinin belirtildiği, kamu borcu bulunan … Tur. Tic. İşl....
(X) KARŞI OY : Dayandığı hukuki ve kanuni nedenlerle gerekçesi yukarıda açıklanan bölge idare mahkemesi kararının, dava konusu işlemin gözetim/referans kıymet uygulamasına tabi olmayan eşyalara isabet eden kısmına ilişkin hüküm fıkrasının da onanması gerektiği oyu ile Kararın bu kısmına katılmıyorum....
Yine anılan Kanun'un "Üçüncü şahıslardaki menkul malların, alacak ve hakların haczi" başlıklı 79. maddesinde, hamiline yazılı olmayan veya cirosu kabil senede dayanmayan alacaklar ile maaş, ücret, kira vesaire gibi her türlü hakların ve fiilen tutanak düzenlemek suretiyle haczi kabil olmayan üçüncü şahıslardaki menkul malların haczinin, borçlu veya zilyed olan veyahut alacak ve hakları ödemesi gereken gerçek ve tüzel kişilere, kurumlara haciz keyfiyetinin tebliği suretiyle yapılacağı, tahsil dairesi tarafından tebliğ edilecek haciz bildirisi ile bundan böyle borcun ancak tahsil dairesine ödenebileceği ve amme borçlusuna yapılacak ödemenin geçerli olmayacağı veya elinde bulundurduğu menkul malı ancak tahsil dairesine teslim edebileceği ve malın amme borçlusuna verilmemesi gerektiği, aksi takdirde amme borçlusuna yapılan ödemeler ile malın bedelini tahsil dairesine ödemek zorunda kalacağı hususunun üçüncü şahsa bildirileceği düzenlenmiş ve tahsil dairelerince düzenlenen haciz bildirilerini...