"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi Tarih ve numarası yukarıda Yazılı hükmün incelenmesi sırasında Özel Daireler arasında meydana gelen görev uyuşmazlığının giderilmesi istenilmekle, 2797 sayılı Yasa uyarınca toplanan Başkanlar Kurulu'nca dairelerin görevsizlik kararlarıyla dava dosyası incelenerek gereği görüşüldü: Dava, ödünç para sözleşmesinden kaynaklanan menfi tespit, tapu iptali ve tescil istemlerine ilişkindir. Uyuşmazlığın niteliği ve Özel Daire bozma ilamı doğrultusunda karar verilmesi itibariyle hükmün temyiz inceleme görevi 13. Hukuk Dairesine aittir. SONUÇ: 13. Hukuk Dairesinin görevsizlik kararının KALDIRILMASINA, dosyanın bu Daireye gönderilmesine, 28.11.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....
HUKUK DAİRESİ Taraflar arasındaki uyuşmazlığın, ödünç sözleşmesinden kaynaklı verilen senet sebebiyle menfi tespit istemine ilişkin olmasından kaynaklanmasına göre, kararın temyiz incelemesi görevi Yargıtay Yüksek 3. Hukuk Dairesine ait olup, 6723 sayılı Danıştay Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun'un 21/2 maddesi ile değişik 2797 sayılı Kanun'un 60/3 maddesi gereğince dosyanın anılan Yüksek Daireye gönderilmesi gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle dosyanın görevli Yargıtay Yüksek 3. Hukuk Dairesi Başkanlığı'na GÖNDERİLMESİNE, 15/03/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Ticari satımdan kaynaklanan K A R A R Taraflar arasındaki uyuşmazlık ödünç ilişkisinden kaynaklanan menfi tespit isteğine ilişkin bulunduğuna göre, Yargıtay Başkanlar Kurulu'nun 27.12.2013 tarih 38 sayılı Kararı ile hazırlanıp, Yargıtay Büyük Genel Kurulu'nun 24.01.2014 tarih 1 nolu Kararı ile kabul edilen ve 29.01.2014 tarih 28897 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Hukuk Daireleri'ne ilişkin iş bölümü uyarınca, hükme yöneltilen temyiz itirazlarının incelenmesi Yargıtay (13.) Hukuk Dairesi'nin görevi cümlesinden bulunmakla, gereği için dosyanın anılan Daire Başkanlığı'na GÖNDERİLMESİNE, 10.09.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Taraflar arasındaki uyuşmazlığın ödünç sözleşmesine dayalı verilen bono nedeniyle menfi tespit istemine ilişkin bulunmasına ve daha öncesinde (Kapatılan) Yüksek 13 Hukuk Dairesi'nin bozma ilamı bulunmasına göre, kararın temyiz incelemesi görevi Yargıtay Yüksek 3. Hukuk Dairesine ait olup, 6723 sayılı Danıştay Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun'un 21/2 maddesi ile değişik 2797 sayılı Kanun'un 60/3 maddesi gereğince dosyanın anılan Yüksek Daireye gönderilmesi gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle dosyanın görevli Yargıtay Yüksek 3 Hukuk Dairesi Başkanlığı'na GÖNDERİLMESİNE, 02.04.2021 gününde oybirliğiyle karar verildi....
DAVA : Alacak (Ödünç Verme Sözleşmesinden Kaynaklanan) DAVA TARİHİ : KARAR TARİHİ : GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ödünç Verme Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekilinin dava dilekçesi özetle; Müvekkil davacı ile davalı şirket arasında alacak borç ilişkisi mevcut olduğunu, müvekkili davacı, 18.02.2019 tarihinde, kendisine ait bulunan ... hesabından davalı şirketin ... Bankası ......
YANIT : Davalı avukatı tarafından verilen 07.01.2015 tarihli yanıt dilekçesinde özetle; davacı tarafın icra takibine yasal süre içinde itiraz etmediğini, takibin kesinleştiğini, davacının ödünç para alış verişini inkar etmediğini, böylece ödünç para ilişkisinin kabul edildiğini, tefecilik suçlamasının doğru olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesi 26.04.2018 tarih ve 2014/717 Esas, 2018/134 Karar sayılı kararında özetle; "...Davalı ile dava dışı Osman Budaklı arasındaki ödünç sözleşmesi uyarınca davacıya ait taşınmaz üzerinde kurulan ipotek, anapara ipoteğidir. Böylece davacı üçüncü kişi durumunda olan Osman Budaklı'nın, para borcunun teminatı olarak kendi taşınmazı üzerinde ipotek tesis edilmesini kabul etmiştir. Davacı, ödünç sözleşmesinin tarafı olmadığından, ödünç sözleşmesinin geçersizliğini ileri süremez....
Tefecilik ilişkisinde faiz karşılığı ödünç para alan kişi, iradi olarak faiz ilişkisinin tarafı olmakta olup gerçek anlamda suçun pasif failidir. Ancak kanun koyucu izlediği suç siyaseti gereği tefecilik fiilinin aktif failinin kolayca tespitini sağlamak amacıyla ödünç para alan kişiyi cezalandırmamıştır. Bu halde tefecilik fiilinin pasif faili konumunda bulunan faiz karşılığı ödünç para alan kişinin suçun mağduru olarak kabulüne olanak yoktur. Bu kişilerin fail hakkında şikayetçi olmaları halinde açılan bir kamu davasındaki konumları ihbar eden niteliğindedir ve suçun doğrudan mağduru olmadıklarından davaya katılma hak ve yetkileri bulunmamaktadır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Mala zarar verme HÜKÜM : Düşme Dosya incelenerek gereği düşünüldü: Sanığın arkadaşı mağdur ......'den kullanmak üzere ödünç aldığı... plakalı araç ile seyir halinde olduğu sırada, yapılan trafik uygulamasında aracın yakalama kaydının olduğunun anlaşılması üzerine, müşteki ...' e ait otoparka çekildiği, sanığın da araç içerisindeki şahsi eşyalarını aldığı sırada sinirlenerek suça konu araca vurarak zarar vermek suretiyle mala zarar verme suçunu işlediği iddia olunan somut olayda; Sanığa yüklenen mala zarar verme suçundan doğrudan doğruya zarar görmeyen müşteki ...'ün kamu davasına katılma hakkı ve bu nedenle hükmü temyiz etme hak ve yetkisi bulunmadığından, müştekinin temyiz isteminin 5320 sayılı Kanun'un 6723 sayılı Kanun’un 33. maddesi ile değişik 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 317. maddesi uyarınca REDDİNE, 10/11/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
para verme işleriyle uğraşan veya ödünç para verme işlerine aracılık eden ve kendilerine faaliyet izni verilen gerçek kişiler'' olarak tanımlandıktan sonra, aynı KHK’nın 9. maddesinde ise tefecilik, "İkrazatçılık yapmak üzere izin alınmadan, faiz veya her ne ad altında olursa olsun, bir ivaz karşılığı veya ipotek almak suretiyle ödünç para verme işlemlerinin yapılması veya bu işlerin meslek ittihaz edilmesi ve KHK uyarınca alınan ikrazatçılık izni iptal edildiği halde, ödünç para verme işlerine devam edilmesi“ şeklinde tarif edilmiş, Danıştay'ın yerleşik içtihatlarında ise, yakın akrabalık bağı veya iş ilişkisi bulunmayan kişiler arasında önemli miktarlardaki paraların günün ekonomik koşullarında karşılıksız olarak alınıp verilemeyeceği kabul edilmiş, bir yılda birden çok kişiye veya aynı kişiye birden çok yılda borç para verilmesi ikrazatçılık olarak kabul edilmiş, borç para verme işlemlerinde faizin peşin alındığı, alacağın senet veya ipotek tesisi suretiyle güvenceye bağlanmasının...
Bu kapsamda Hakimler ve Savcılar Kurulu'nun 25.11.2021 tarih ve 1232 Karar sayılı kararı ile; "1)13.01.2011 tarihli ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4. maddesinin birinci fıkrasının (f) bendinden, 2) 22.11.2001 tarihli ve 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun, rehin karşılığında ödünç verme işi ile uğraşanlar hakkındaki 962 ilâ 969. Maddelerinden, 3) 19.10.2005 tarihli ve 5411 sayılı Bankacılık Kanunu’ndan (142....