DAVACI : VEKİLİ : DAVALI : DAVA : Menfi Tespit DAVA TARİHİ : KARAR TARİHİ : KARARIN YAZILDIĞI TARİH : KARARIN MAHİYETİ : KABUL Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özet olarak; müvekkili şirketin ... nolu 20/04/2018 tarihli çeki keşide ederek davalı şirket sorumlusu ... verdiğini, çekin ... şirketi emrine düzenlendiğini, müvekkili şirketin daha sonra çekin tarihi gelmeden çek bedelini yine ... yetkilisine ödediğini, fakat çeki alamadığını, davalının çeşitli bahanelerle çek aslını vermediğini, bu durum üzerine müvekkilinin tutanak düzenlediğini, hazırlanan tutanak ile çek bedelinin ödendiğinin anlaşıldığını, müvekkilinin dava konusu haksız durum sebebiyle telafisi imkansız maddi ve manevi zararlara uğrayacağından çekin iptali ile müvekkili şirketin borçsuzluğunun tespitine karar verilmesini talep etmiştir....
Maddelerine göre hasımsız açılan çek iptali davalarında yapılan yargılama sırasında çek hamilinin ortaya çıkması durumunda çek iptali açan davacıya çek hamiline karşı görülmekte olan iptal davasından bağımsız bir dava olarak iade (istirdat) davası açması için süre verilmesi istirdat davası açmaması halinde çek iptali davasının reddi yönünde hüküm kurulmasının gerektiğini, müvekkilin çek hamili olduğu 13.01.2017 tarihinde çek arkasına işlendiğini, Uşak 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin ... Esas ... sayılı kararı şekli anlamda kesin hüküm olsa bile maddi anlamda kesin hüküm olmadığını, Ayrıca alacaklının taraf olmadığı davada verilen karar alacaklıyı bağlamayacağını, Yargıtay 12 Hukuk Dairesi ... Esas, ... Kararı ile iddiayı kanıtladığını, Müvekkili tarafından Uşak 1 İcra Müdürlüğü ... esas sayılı dosyasında keşideci ve cirantalar hakkında icra takibi başlatıldığını, Davacı şirketin yetki itirazı neticesi dosyası Urla İcra Müd. ... sayılı dosyası ile devam etmektedir....
Başka bir ifade ile hâkim, bildirilen hukuki sebeplerle bağlı olmayıp, hukuki sebebi kendiliğinden bulup uygulamakla sorumludur. Her ne kadar davacı taraf eldeki davada "menfi tespit" ve "çek iptali" şeklinde iki ayrı istemde bulunmuş ise de, davacı keşideci olduğundan, dava konusu edilen belgeler de yukarıda detaylı olarak yapılan açıklamalar uyarınca çek vasfında olmadığından ve belgelerin ziyaa uğraması durumu da söz konusu olmadığından, eldeki davada 6102 sayılı TTK'nın öngördüğü anlamda bir çek iptali davası söz konusu değildir. Bu nedenle davacının taleplerinin bir bütün olarak borçlu olmadığının tespiti (menfi tespit) talebi olarak değerlendirilmesi gerekir. Bu nedenle mahkemece, çeklerin iptaline karar verilmesi de hatalı olmuştur. Her ne kadar diğer davalı Hasyalçın ... Ltd....
ın yaptığı hususunun öğrenildiğini, bu kişiye davacı şirket tarafından her türlü yetkinin verildiğini, ancak dava konusu çek hakkındaki ödeme yaprağından önce bu şahsın azledildiğini belirterek davanın reddi gerektiğini savunmuştur. Diğer davalı duruşmalara katılmadığı gibi, cevap dilekçesi de vermemiştir. Mahkemece yapılan yargılama, toplanan deliller neticesinde savunmaya konu dava dışı ...'a davacı tarafından verilen vekaletnamede çek düzenleme konusunda yetki verilmediği, hal böyle olunca çek arkasında lehtara ait geçerli bir cironun bulunmadığı, davacının istirdat talebine gelince, icra dosyasına parayı ödeyenin keşideci dava dışı Tipo Ltd.Şti. olması, davacı tarafından dosya borcuna mahsuben takip dosyasına herhangi bir para yatırılmamış olması nedeniyle bu talep yerinde görülmemiş ve menfi tespit istemi yönünden davanın kabulü ile icra takibine konu 19.1.2007 keşide tarihli 17.750.00....
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Hukuk Mahkemesi Tarih : Taraflar arasındaki çek iptali- menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Davacı vekili, davalı şirket temsilcisinin müvekkiline ait işyerine geldiğini, davalıdan 13.680 YTL’lik ürün satın alınmasına karar verildiğini, karşılığında ... verildiğini, müvekkilinin daha sonra sözleşmeye konu malların piyasada daha ucuza satıldığını öğrenince, davalı şirketi arayarak çeklerin iadesini istediğini, sipariş edilen malların müvekkiline teslim edilmediğini, 08/04/2005 ve 08/05/2005 tarihli çeklerin iade edilmediğini belirterek her iki çekin iptaline ve bu iki çek nedeniyle müvekkilinin davalıya borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı, davaya cevap vermemiştir....
DİYARBAKIR ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR ESAS NO : KARAR NO : HAKİM : KATİP : DAVACI : VEKİLİ : DAVA : Kıymetli Evrak İptali (Çek İptali (Hasımsız)) DAVA TARİHİ : 04/03/2022 KARAR TARİHİ : 23/11/2022 GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : Mahkememizde görülmekte olan Kıymetli Evrak İptali (Çek İptali (Hasımsız)) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili, ... Bankası ...Şubesi'nin muhattap banka olduğu, keşidecisi ... Ticaret Limited Şirketi, ... seri numaralı, ......
istemin reddine karar verildiği görülmektedir. 1-Borçlunun takip kosunu 30.09.2005 keşide tarihli çek yönünden temyiz itirazlarının incelenmesinde; Somut olayda borçlunun, alacaklıya karşı, takip konusu çekler ile ilgili açtığı menfi tespit davasında, .......
Davalı vekili, davacının çekte cirosu bulunan diğer kişilere de davasını yöneltmesi gerektiğinden davanın eksik açıldığını, hasımsız olarak verilen çek iptal kararının kesin hüküm değil tespit niteliğinde olduğunu, 3. kişi yetkili hamilin durumunu etkilemeyeceğini, çek zayi belgesinin iptali için dava açıldığnı, dava konusu çekin 30.09.2013 tarihinde bankaya ibraz edildiğini, davacı tarafça dava dışı ...'ne 04/10/2013 tarihinde ödeme yapıldığını, yapılan bu ödemenin müvekkilini bağlamayacağını, davacı ile dava dışı ...'nin birlikte kötüniyetli olarak hareket ettiğini, müvekkilinin çeki düzgün ciro silsilesine göre ...'den aldığını, çek zayi davasının 15/03/2013 tarihinde açıldığını, oysaki müvekkilinin bu çeki, çek zayi dava tarihinden önce 11/02/2013 tarihinde takasa verdiğini, müvekkilinin iyiniyetli yetkili hamil olduğunu savunarak, davanın reddi ile %20 tazminata karar verilmesini istemiştir....
Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2014/390 Esas sayılı dosyasında davacının da davalılar arasında bulunduğu menfi tespit davasının 11.02.2015 tarihinde reddedildiği, davacının dava açmakta hukuki yararının bulunmasının dava şartı olduğu, menfi tespit davasında verilecek hükmün sonradan açılacak herhangi bir itirazın iptali davası ya da alacak davası için kesin hüküm oluşturduğu, anılan mahkemece verilen red kararı kesinleştiğinde, davacının herhangi bir hükme hacet kalmaksızın icra müdürlüğüne müracaat ederek dava konusu çekler nedeniyle davalı taraftan alacak talebinde bulunabileceği, yani menfi tespit red kararı kesinleştiğinde davacının dava konusu çekler nedeniyle davalıdan alacaklı olduğunun kesinleşeceği, davanın davacının dava açmakta hukuki yararı bulunmadığı gerekçesiyle davanın dava şartı bulunmadığından usulden reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir....
BİRLEŞEN DAVA : Davacı vekili, davalı hakkında keşidecisi olduğu 16.09.2016 tarih ve 28.000,00-TL bedelli çek nedeniyle ilamsız takip başlatıldığını, taraflar arasında herhangi bir ticari ilişki bulunmadığını, çekin süresinde bankaya ibraz edilmediğini, çek nedeniyle borçlu olmadığını ispat külfetinin davalı üzerinde olduğunu, belirterek; itirazın iptali ile takibin devamına, % 20 icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. CEVAP : Davalı vekili, yetkili mahkemenin Malatya mahkemeleri olduğunu, davalı tarafından davacıya karşı menfi tespit davası açıldığını, takibe konu çekin kambiyo vasfı bulunmadığını, menfi tespit davasının sonucunun beklenmesi gerektiğini, belirterek; davanın reddine, % 20 kötüniyet tazminatının davacıdan tahsiline karar verilmesinini talep etmiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, ......