(Kuru-El Kitabı, s.370 ilâ 372) Menfi tespit davasında amaç bir hukuki ilişkinin veya bir hakkın gerçekten mevcut olmadığının tespitine yöneliktir. Başka bir deyişle hukuki bir yarar bulunması koşuluyla sonuçta alacak-borç ilişkisi doğuracak bir durumun olmadığının tespiti amaçlanır. Dayanılan hukuki ilişkinin gerçekten mevcut olmadığı icra takibine maruz kalmadan önce (alacaklının harekete geçmesini beklemeden borçlu olmadığının tespitinde korunmaya değer bir yararı bulunması şartı ile) ileri sürülebileceği gibi, icra takibinden sonrada ileri sürülebilir. Borçlunun icra takibinden önce veya sonra menfi tespit davası açabilmesi için borçlu olmadığının tespitinde hukuki yararının bulunması şarttır. Borçlu, belirtilen şekilde takipten önce veya sonra alacaklıya karşı bir menfi tespit davası açar; bu davayı kazanırsa, hakkındaki icra takibi iptal edilir ve borcu ödemekten kurtulur. Ancak, borçlu borcunu icra dairesine ödedikten sonra, artık menfi tespit davası açamaz....
Mahkemece, dosya kapsamına göre, 18/11/2020 tarihli ara kararı ile, İcra İflas Kanunu'nun 72/3.maddesine uyarınca icra takibinden sonra açılan menfi tespit davalarında icra takibinin durdurulmasına yönelik ihtiyati tedbir kararı verilemeyeceği, eldeki menfi tespit davasının icra takibinden sonra açıldığı gerekçesi ile, İzmir 15. İcra Dairesi'nin 2020/5725 sayılı takip dosyasında borçlu aleyhine başlatılan icra takibinin durdurulmasına yönelik ihtiyati tedbir talebinin reddine karar vermiştir. Mahkeme ara kararına karşı, davacı vekili istinaf kanun yoluna başvurmuştur....
Mahkemece, dosya kapsamına göre, 18/11/2020 tarihli ara kararı ile, İcra İflas Kanunu'nun 72/3.maddesine uyarınca icra takibinden sonra açılan menfi tespit davalarında icra takibinin durdurulmasına yönelik ihtiyati tedbir kararı verilemeyeceği, eldeki menfi tespit davasının icra takibinden sonra açıldığı gerekçesi ile, İzmir 15. İcra Dairesi'nin 2020/5725 sayılı takip dosyasında borçlu aleyhine başlatılan icra takibinin durdurulmasına yönelik ihtiyati tedbir talebinin reddine karar vermiştir. Mahkeme ara kararına karşı, davacı vekili istinaf kanun yoluna başvurmuştur....
İcra Dairesinin ... E. Sayılı dosyasında davacının borçlu olup olmadığı, icra dosyasına ödenen bedelin iadesinin gerekip gerekmediği, davacı vasinin davada taraf ehliyetinin olup olmadığı, dava şartlarının bulunup bulunmadığı, mahkememizin yetkili olup olmadığı hususlarına ilişkindir. Dosyanın incelenmesinde; davalı bankanın cevap süresi içinde yetki itirazında bulunduğu görülmekle dava konusu uyuşmazlığın çözümünde, öncelikle 6100 Sayılı HMK'nun 116/1-a ve 117/2. Maddeleri gereği, ilk itirazlardan olan yetki itirazının değerlendirilmesi gerekmektedir. Davacı taraf yetki itirazına karşı her hangi bir beyanda bulunmamıştır. İcra takibinden sonra açılan menfi tespit ve istirdat davalarında yetkili mahkeme İİK 72/son maddesinde özel olarak düzenlenmiştir. Hükme göre, menfi tespit ve istirdat davaları icra takibinin yapıldığı yer mahkemesinde açılabileceği gibi davalının yerleşim yeri mahkemesinde de açılabilir. Bunun dışında başkaca yetkili bir mahkeme belirlenmemiştir....
E sayılı dosyasından icra takibi başlatıldığını yapılan icra takibinin haksız ve kötü niyetli olduğunu, bu nedenle davanın kabulü ile icra takibinin durdurulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. CEVAP: Yapılan usulüne uygun yapılan tebligata rağmen davalı tarafından süresi içerisinde davaya cevap vermemiştir. DELİLLER VE GEREKÇE: Tarafların aktif ve pasif dava ehliyetleri denetlenip uyuşmazlık konuları re'sen belirlenerek taraflarca gösterilen deliller toplanmak suretiyle dava sonuçlandırılmıştır. Huzurda görülen dava menfi tespit davasıdır. Menfi tespit davası, 2004 sayılı İcra ve İflâs Kanunu’nun 72. maddesinde düzenlenmiştir. Bu maddeye göre, borçlu, icra takibinden önce veya takip sırasında ya da icra takibinden sonra borçlu bulunmadığını ispat için menfi tespit davası açabilir. Bu dava maddi hukuk ve usul hukuku bakımından genel hükümlere dayalıdır ve normal bir hukuk davası olarak açılır....
GEREKÇE: Dava İİK 72/3 maddesi uyarınca icra takibinden sonra açılan menfi tespit ve istirdat davasına ilişkindir. İİK 72/3.maddesi "İcra takibinden sonra açılan menfi tesbit davasında ihtiyati tedbir yolu ile takibin durdurulmasına karar verilemez. Ancak,... göstereceği teminat karşılığında, mahkemeden icra veznesindeki paranın alacaklıya verilmemesini isteyebilir. Somut olayda icra takibinden sonra açılan menfi tesbit davasında; İİK 72/3 maddesi uyarınca icra takibinden sonra açılan menfi tespit davasında teminatlı veya teminatsız takibin durdurulmasına karar verilemez. İlk derece mahkemesi İİK 72/2 madde uyarınca değerlendirme yapılmışsa da bu hata/eksiklik sonuca etkili görülmemiştir. Açıklanan nedenlerle ; icra takibinin durdurulması yasal engel nedeniyle mümkün olmadığından davacı vekilinin ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır....
Asliye Hukuk Mahkemesi açılmış olan menfi tespit davası ile ilgili görevsizlik kararı verdiğini, dolayısıyla tedbir kararının görevsiz mahkemece verilmiş olduğunu, menfi tespit ara kararında takiplerin durdurulmasına yönelik karar verildiğini, hacizlerin kaldırılması hususunda mahkemenin herhangi bir kararı bulunmadığını, icra müdürlüğünün bu aşamada hacizleri kaldırma yetkisi bulunmadığını, İİK'nun 72. maddesine göre icra takibinden sonra açılan menfi tespit davasına ihtiyati tedbir yolu ile takibin durdurulmasına karar verilemeyeceğini belirterek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. İİK’nun 72/2. maddesinde icra takibinden önce açılan menfi tespit davasında talep halinde alacağın yüzde on beşinden aşağı olmamak üzere gösterilecek teminat karşılığında ihtiyati tedbir yolu ile icra takibinin durdurulmasına karar verilebileceği hükme bağlanmıştır....
İcra takibinin durdurulmasına karar verilemez. Davacı İstanbul 3. İcra Dairesi 2023/12418 Esas sayılı icra takip dosyasının iş bu menfi tespit davası sonlanıncaya dek durdurulmasına karar verilmesi talebinde bulunmuş ise de İİK'nın 72/3 maddesi gereği ihtiyati tedbir talebinin reddine karar vermek gerekmiş ... " gerekçeleri ile; " 1- Menfi tespit davasının icra takibinden sonra açıldığı anlaşılmakla İİK'nın 72/3 maddesi gereği İHTİYATİ TEDBİR TALEBİNİN REDDİNE, " karar verilmiş ve verilen karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Yerel mahkemece "Dava, İİK'nın 72. maddesi gereğince açılan menfi tespit davası olup icra takibinden sonra açılan bir menfi tespit davasıdır. İİK'nın 72. maddesi gereğince; icra takibinden sonra açılan menfi tespit davasında ancak teminat karşılığında icra veznesine girecek paranın alacaklıya ödenmemesi yönünde ihtiyati tedbir kararı verilebilir....
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Yerel mahkemece "Dava, İİK'nın 72. maddesi gereğince açılan menfi tespit davası olup icra takibinden sonra açılan bir menfi tespit davasıdır. İİK'nın 72. maddesi gereğince; icra takibinden sonra açılan menfi tespit davasında ancak teminat karşılığında icra veznesine girecek paranın alacaklıya ödenmemesi yönünde ihtiyati tedbir kararı verilebilir....
Dava, boşanma kararında hükmedilen boşanmanın feri niteliğindeki maddi tazminat alacağının icra takibinden kaynaklı menfi tespit davasıdır. Dava, İstanbul 6. Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından yargılama yapılarak karara bağlanmıştır. Menfi tespit davasına konu, icra takibinin dayanağı alacak boşanmanın feri niteliğindeki maddi tazminat alacağından kaynaklı olmakla uyuşmazlık, 4787 sayılı Türk Medenî Kanununun 09/01/2003 kabul tarihli - 18/1/2003- 24997 sayılı yasa ile Resmi Gazetede yayınlanan 4787 s.lı Aile Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yargılama Usullerine Dair Kanun Geçici 1. Maddesi de dikkate alınarak 4787 s.lı Kanun 4. Maddesi gereği Aile Mahkemesi görev ve yetkisi kapsamına girdiği anlaşılmakla davaya bakmak görevi özel yetkili Aile Mahkemelerinin görev alanında kaldığı, yargı çevresinde bağımsız Aile Mahkemelerinin olduğu dikkate alınarak görevsizlik kararı verilmesi gerekirken genel mahkeme olan Asliye Hukuk Mahkemesinin karar vermesi doğru görülmemiştir....