Asliye Hukuk (Tüketici Mahkemesi sıfatıyla) Mahkemesince ise somut uyuşmazlık hakem heyeti kararına itiraz davası niteliğinde olmayıp icra takibi nedeniyle istirdat davası niteliğindedir. Dolayısıyla kamu düzenine ilişkin kesin yetki hali olmadığı davalının da yetki itirazında bulunmadığı bu şekilde davanın ilk açıldığı .... Tüketici Mahkemesinin yetkili hale geldiği gerekçesiyle yetkisizlik kararı verilmiştir. 2004 sayılı İcra İflas Kanunu 72/8'de “Menfi tesbit ve istirdat davaları, takibi yapan icra dairesinin bulunduğu yer mahkemesinde açılabileceği gibi, davalının yerleşim yeri mahkemesinde de açılabilir.” hükmü düzenlenmiş olup kesin yetki hali söz konusu değildir....
İcra müdürlüğünün 2012/5640 esas sayılı dosyasına esas 2182,00 TL'lik asıl alacak ve asıl alacağa işlemiş 271,44 TL faiz toplamı olan 2453,44 TL''den dolayı (30/05/2011 - 14/04/2011 tarihli faturalar) borçlu olmadığının tespitine karar verilmiş; hüküm, davalı tarafça temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının tüm temyiz itirazlarının reddi gerekir. 2-Öte yandan, İİK’nun 72/6 maddesi uyarınca “Borçlu, menfi tespit davası zımnında tedbir kararı almamış ve borç da ödenmiş olursa, istirdat davası olarak devam edilir.” Somut olayda, tespit davası zımmında tedbir kararı alınmamış olduğu ve bu sırada davacı vekilinin ilk celsede borcun tamamının icra dosyasında davacının maaşından kesilerek ödendiğini belirttiği anlaşılmaktadır....
İcra Müdürlüğü'nün 2020/9568 Esas sayılı Kambiyo senetlerine özgü takip yoluyla icra takibine yönelik icra takibinin teminatsız durdurulmasına yönelik ihtiyati tedbir talebimiz olup ; takibin tedbiren durdurulması ve müvekkilin borçlu olmadığının tespitine; mevcut icra takibi kapsamında haksız biçimde icraya konu edilmiş alacağın %20 sinden az olmamak üzere davalı alacaklının kötüniyet tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir. SAVUNMA Dava dilekçesi usulüne uygun tebliğ edilmiş olup davalı davaya cevap vermemiştir. DELİLLER VE GEREKÇE Dava; bono nedeniyle menfi tespit davasına ilişkindir. 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu " Madde 72 - (Değişik madde: 18/02/1965 - 538/43 md.) Borçlu, icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu bulunmadığını ispat için menfi tesbit davası açabilir....
Diğer bir deyişle kendisine karşı icra takibi yapılmış olan borçlu, ödeme emrine itiraz edilmemiş veya itiraz edilmiş olmakla birlikte yerinde görülmemiş olması sebebiyle icra takibi kesinleşse dahi maddi hukuk bakımından borçlu olmadığını ileri sürebilir. Bunun için, takip devam ederken alacaklıya karşı menfi tespit davası açabileceği gibi, böyle bir menfi tespit davası açmamış ve borcu cebri icra tehdidi altında ödemiş ise ödemiş olduğu paranın kendisine verilmesi için alacaklıya karşı istirdat davası açabilir (Kuru, Baki: İcra ve İflâs Hukukunda Menfi Tespit Davası ve İstirdat Davası, Ankara 2003, s. 233)....
Kanun koyucu ----davaları belirlerken konusunun alacak ve tazminat olan davalar olması gerektiğini özellikle vurgulamıştır. Bu nedenle menfi tespit davası niteliği gereği bir olumsuz durumun tespiti istemine ilişkindir. Bir miktar paranın ödenmesi veya tazminat talebi yoktur. Bu dava davalı açısından bir alacağın tahsili davasıdır---. Nasıl ki alacak davasına davalı açısından bu bir menfi tespit talebidir ----menfi tespit davasında da davalı açısından bu bir alacak davasıdır nitelendirmesi yapamayız. Bir hukuki durumun savunulması ile dava edilmesi birbirinden farklı kavramlardır.Bu nedenle menfi tespit davaları------değildir. Farklı------- sayılı kararında menfi tespit davaları------yönde karar verildiği bilinmektedir. Ancak eldeki davada ödenen-----bulunmaktadır. Menfi tespit ve istirdat davası birlikte talep edilmiş ise de talep ödenen paranın istirdadına ilişkindir. Talep tek bir hukuki gerekçeye dayalı olmakla tefriki de mümkün olmayan taleplerdir. ------ tektir....
Mahkemece, yapılan yargılama, toplanan delillere ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, dava tarihi itibariyle borç miktarının 2635,07 TL olduğu tespit edildiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir. Dava kredi kartı borcuna istinaden başlatılan icra takibine karşı menfi tespit istemine ilişkindir. Davacı icra takibinde alacak miktarının fazla istenildiğini, fazla tahsilat yapıldığını ve uygulanan faiz oranlarının fazla olduğunu iddia etmiş, menfi tespit ve istirdat isteminde bulunmuştur. Mahkemece kısmen kabul kararı verilmiş ise de hükme esas alınan bilirkişi raporu dosya kapsamına uygun olmayıp denetime açık değildir. Kredi kartı alacaklarında uygulanması gereken faiz oranları konusunda 5464 sayılı Banka Kartları ve Kredi Kartları Kanununn 26. maddesinde düzenleme getirilmiştir....
Aksi takdirde yetki itirazı dikkate alınmaz." hükmünü içermektedir. 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununun Menfi tesbit ve istirdat davaları başlıklı 72/8. maddesi "Menfi tesbit ve istirdat davaları, takibi yapan icra dairesinin bulunduğu yer mahkemesinde açılabileceği gibi, davalının yerleşim yeri mahkemesinde de açılabilir." hükmünü içermektedir. Taraflar arasında imzalanan genel kredi sözleşmesinin Yetkili Mahkeme ve Uygulanacak Hukuk başlıklı 6.2 maddesi "Sözleşmeden doğacak her türlü anlaşmazlıklarda, (Bankanın yurtdışı şubelerince tesis edilen kredilere ilişkin anlaşmazlıklar dahil) Türkiye Cumhuriyeti Kanunları uygulanacak ve anlaşmazlıkları çözümlemeye...Merkez (Çağlayan) Mahkeme ve İcra Müdürlükleri yetkili olacaktır." hükmünü içermektedir....
DELİLLER : Ankara Batı İcra Müdürlüğünün ..., ..., ...-...-... ve ... esas sayılı takip dosyası, Ankara ... İcra Müdürlüğünün ... ve ... esas sayılı takip dosyası, davacının ticaret sicil kaydı ve vergi dairesi kayıtları ile tüm dosya kapsamı. GEREKÇE : Asıl dava ve birleşen dava menfi tespit ve istirdat istemine ilişkindir. Davacı yan açmış olduğu asıl ve birleşen dava ile menfi tespit ve istirdat talebinde bulunmuş ancak dilekçe içeriğinden hangi takipteki hangi alacak sebebiyle ne tutar için menfi tespit, hangi takipteki alacak sebebiyle ödenen ne tutar için istirdat talep edildiği takibe konu edilmeyen hangi senetler sebebiyle menfi tespit talep edildiği hususları anlaşılmamıştır. Bu sebeple davacıya asıl davada tensip zaptı 6 nolu ara kararı ile birleşen davada tensip zaptı 5 nolu ara kararı ile açıklama yapmak üzere kesin süre verilmiştir. Ancak davacı tarafça istenilen hususta açık ve net bir beyanda bulunulmamıştır....
Uyuşmazlık; dava konusu çekte lehdar olan davacının, çekte kendisine atfen atılan imzanın sahteliği nedeniyle davalı ... şirketine borçlu olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.Davalı yan, her ne kadar dava açıldıktan sonra çekten kaynaklı icra borcunun ödendiğini, bu nedenle davacının borçlu olmadığının tespitinde hukuki yararı bulunmadığını iddia etmiş ise de, ödemenin davacı tarafça değil, keşideci tarafından yapıldığı, davacının çek nedeniyle menfi tespit davası açmakta hukuki yararı bulunduğu kanaatine varılmış, bu itibarla aksi yöndeki istinaf nedeni yerinde görülmemiştir.Davalı yan, çek bedelinin dava dışı keşideci tarafından ödenmiş olması nedeniyle davacının davayı istirdat davasına dönüştürmüş olmasına rağmen, Mahkemece menfi tespit talebi yönünden karar verilmiş olmasının hatalı olduğunu ileri sürmüş ise de; çek bedeli davacı tarafça değil dava dışı keşideci tarafından ödendiğinden davanın istirdat davasına dönüşmediği, mahkemece menfi tespit hükmü verilmesinin yerinde olduğu...
Kararı, kanuni süresi içinde taraflar temyiz etmişlerdir. 1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının tüm, davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir. 2-Davacı lehine tazminata hükmedilmesi gerekip gerekmediği, icra takibi sırasında yapılan kesintiler sebebiyle davaya istirdat davası olarak devam edilip edilemeyeceği ve vekalet ücretinin nisbi olması gerekip gerekmediği konularında taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır. ./.. - 2 - Somut olayda; 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun 72. maddesinin altıncı fıkrasının, menfi tespit davası zamanında tedbir kararı alınmamış ve borç da ödenmiş olursa, davaya istirdat davası olarak devam edileceği yolundaki hükmünün gözönünde bulundurulması gerekir. Davacı menfi tesbit davası süresince icra takibinin devam ettiğini ve ücretlerinden kesinti yapıldığını iddia etmektedir....