tespit davasıdır....
un yöneticisi olduğu davalı şirket lenine verilen teminat mektubu nedeniyle dava dışı kuruma ödenmek zorunda kalınan bedelin rücuen tahsili istemine ilişkindir. Teminat mektubu vermekle bankalarca, lehtar ile muhatap arasındaki temel ilişkinden bağımsız, belirli bir yükümlülüğün yerine getirilmesi garanti edilmektedir. Teminat mektubunun muhatap tarafından değil de lehtar tarafından iadesi halinde bankanın mutlaka muhatabı durumdan haberdar etmesi, teminat mektubunun verilmesine sebeb olan riskin ortadan kalktığını teyit etmesi, bu doğrultuda risk çıkışını gerçekleştirmesi zorunludur. Aksi taktirde bankanın teminat mektubuna bağlı sorumluluğu devam edecek olup somut olayda davalılara rücu edilmek istenilen alacak da bu sebepten kaynaklanmaktadır. Davalı banka tacir olup basiretli davranma yükümlülüğü yanında BK'nın 55. maddesi uyarınca adam çalıştıranın kusursuz sorumluluğu hükümleri uyarınca da sorumluluğu bulunmaktadır....
Davalı vekili, icra takibinin kesinleşmesinden 1 yıl geçtikten sonra menfi tespit davası açıldığını, davanın zamanaşımı süresi dolduktan sonra açıldığını, dava dilekçesinde takibe konu çekin teminat çeki olduğuna ilişkin sunulan tahsilat makbuzu altındaki imzanın müvekkili şirket yetkilisine ait olmadığını, çekin bir ödeme aracı olduğunu ve teminat için verildiği hususunun davacı tarafından ispatlanması gerektiğini bildirerek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda toplanan delillere göre takibe konu çekin teminat çeki olduğuna ilişkin sunulan tahsilat makbuzu altındaki imzanın davalı şirket yetkilisine ait olmadığının tespit edildiği, bir ödeme aracı olan çekin verildiği anda karşılığı mal ve hizmetin teslim alındığının kabul edileceği, dava konusu çekin teminat çeki olduğu hususunun davacı tarafça yazılı delillerle ispat edilemediği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir....
İSTİNAF İSTEMİ: Davacı iflas idaresi vekili süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesinde; "Dava konusu teminat mektupları kesin ve süresiz olup, davalı bankanın müvekkile rücu etmeyeceği konusunda yazılı bir belge verilmediğini, bu nedenle menfi tespit davası açıldığını, Mahkemece her ne kadar müvekkilin davalı bankaya karşı sorumluluğu bulunmadığına karar verilmişse de, teminat mektubunun çözülmesi kaynaklı borcun doğumu halinde müvekkile rücu edilmeyeceğinin menfi tespit olmadan belirsizliğini koruduğunun düşünüldüğünü, Davalının sebepsiz zenginleşmeye dayanarak alacağını müvekkilden talep etmesinin önünde hukuki bir engel olmadığını, bu nedenle dava açmakta hukuki yararın bulunduğunu." beyanla ilk derece mahkemesi kararının kaldırılması istenmiştir. GEREKÇE: Dava, İİK'nun 72.maddesi uyarınca icra takibinden önce açılan menfi tespit davasıdır....
Yapılan yargılama sonucu dosya Mahkememizce kül olarak değerlendirildiğinde; dava hukuki niteliği itibariyle İİK 72 maddesinde düzenlenen menfi tespit davası olup, davacı vekili dava dilekçesinde davaya konu müvekkili tarafından 04/02/2014 tarihinde tanzim edilen 278.000 TL bedelli teminat senedinin davalıların murisine verildiğini, davalıların murisinin vefatı nedeniyle senedin mirasçılarda (davalılarda) olduğunu, bu teminat senedinden dolayı müvekkilinin davalılara borçlu olmadığının tespitini talep etmiş, davalı ... vekili cevap dilekçesinde; senedin müvekkilinde olmadığını, davalı ... vekili de cevap dilekçesinde dava konusu senedin müvekkilinde olmadığını beyan etmişler, davacı vekilinin davalılar aleyhine açmış olduğu senede dayalı menfi tespit davasında dava konusu senedin davalılarda bulunmadığı, dosyada senede ait herhangi bir fotokopinin de ibraz edilmediği, dolayısıyla mevcut olmayan bir bonodan dolayı davacı tarafından davalılar aleyhine iş bu davanın açıldığı anlaşılmakla davanın...
Dava, menfi tespit ve alacak davasıdır. Eldeki davanın, davalı tarafından davacı aleyhine Edirne 2....
Şubesi'nce düzenlenen 85.000 TL bedelli teminat mektubunun bedelini tüm fer'ileri ile birlikte nakden ödeyeceğini ilgili banka şubesine garanti ettiğini, teminat mektubuna ilişkin riskin gerçekleşmesi nedeniyle teminat mektubunun nakde çevrildiğini ve müvekkilinin mektup bedelini ödediğini, ödeme gerçekleştikten sonra davalıya noter marifetiyle ihtarname çekilerek ödenen bedelin iadesinin talep edildiğini, davalının ihtarnameye olumsuz cevap vermesi üzerine....İcra Müdürlüğü'nün 2011/5331 esas numaralı dosyası ile takip başlatıldığını, davalının itirazı üzerine takibin durduğunu iddia ederek itirazın iptalini ve davalı aleyhinde icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir....
Menfi tespit davası her ne kadar İİK’da düzenlenmiş ise de icra hukukuna özgü bir dava türü olmayıp maddi anlamda kesin hüküm teşkil eden ve HMK’daki genel usul ve yargılama kurallarına tabi olan ve genel mahkemelerde görülen bir dava türüdür. Dolayısıyla usul kuralları bakımından İİK'nın hükümleri ile yetinilmesi doğru olmayıp HMK’daki usul kurallarının ve yasal düzenlemenin dikkate alınması gerekmektedir. Yine her ne kadar menfi tespit davası, İİK da özel olarak düzenlenmiş ise de borçlu olmadığı iddiası ile açılan menfi tespit davasında; ödeme borcun sona ermesi, edimin ifa edilmemesi başta olmak üzere pek çok iddia gerek borcun dayanağı olan belgeye ilişkin def’ilerden gerekse kişisel def’ilere ilişkin olabilir....
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Acentelik Sözleşmesinden Kaynaklanan) Taraflar arasındaki menfi tespit davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonunda, dava şartı yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine dair verilen karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine Dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi, gereği konuşulup düşünüldü....
Hukuk Dairesinin 01.10.2015 tarihli ve 2015/9777 E., 2015/9673 K. sayılı kararı ile; “…Dava, taraflar arasında akdedilen sözleşme gereğince davalıya teslim edildiği iddia olunan teminat çekine dayanılarak davalı tarafça başlatılan icra takibine yönelik menfi tespit istemine ilişkin olup, mahkemece yazılı gerekçe ile davanın kabulüne karar verilmiştir....