- K A R A R - Davacılar vekili, müvekkillerinin lehine kefalet verdikleri dava dışı Bozoğlu İnşaat Taahhüt ve Ticaret Ltd.Şti.nin ortaklığından ayrıldıktan sonra davalı bankaya bildirimde bulunarak hisse devir tarihinden sonra kefaletten doğan sorumluluklarının bulunmadığının bildirildiğini, bu bildirime bankaca cevap verilmediği gibi, yeni krediler kullandırıldığını iddia ederek müvekkillerinin borçlu olmadığının tespitini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davacıların genel kredi sözleşmesini müşterek borçlu ve müteselsil kefil olarak imzaladıklarının, kredi sözleşmesinin süresiz olup, kefalet limiti dahilinde kullanılan kredilerden sorumlu olduklarını savunarak davanın reddini istemiştir. Birleşen davada davacı banka vekili, genel kredi sözleşmesinin kefili olan davalıların, ihtarnameye rağmen borçlarını ödemediklerini iddia ederek 17.491.002.09 TL.nin % 39 faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep ve dava etmiştir....
Arabuluculuk Numarası ile 16.02.2022 tarihinde Arabuluculuk Son Tutanağı düzenlendiğini, davalıların itiraz dilekçelerinde bildirdikleri tüm hususlar ve buna ilişkin talepleri yasal dayanaktan yoksun ve müvekkilinin bankanın alacağının tahsilini geciktirmeye yönelik olup itirazlarının iptalinin gerektiğini, davalıların iddiasını kabul anlamına gelmemek kaydıyla mevcut durumda sayın mahkemenin gerekli gördüğü takdirde alacağın varlığı ve miktarı hususunda müvekkilinin banka kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılması gerektiğini, müvekkilinin banka ile davalılar arasında akdedilen Genel Kredi Sözleşmesi gereğince banka defter ve kayıtları üzerinde yapılacak bilirkişi incelemesi sonucunda müvekkilinin bankanın alacak miktarı net bir şekilde ortaya çıkacağını, davalının müvekkili banka ile aralarında imzalı Genel Kredi Sözleşmesi kapsamında banka ile aralarında çıkabilecek her türlü uyuşmazlıklarda banka defter ve kayıtlarının kesin delil teşkil edeceğini ve bunlara itiraz etmeyeceklerini...
Mahkememizce tüm deliller toplanmış, gerekli inceleme ve araştırmalar yapılmış, 19/03/2021 tarihli ara karar ile iddia ve savunma hudutları doğrultusunda dosya içeriği delil ve belgeler üzerinde, taraflar arasındaki genel kredi sözleşmesi ve ekleri çerçevesinde davacının alacağının varlığı ve miktarının belirlenmesi bakımından bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiştir. 07/07/2021 tarihli raporunda bilirkişi; teminat mektubunun vadesinin uzatılması yeni bir kredi kullandırımı olarak düşünüldüğünü, davacının 250.000,00 TL'lik teminat mektubundan sorumlu tulup tutulmayacağını, davacı talebinin yerinde görülmemesi halinde sorumluluk tutarının 253.924,38 TL olarak tespit edildiğini, davacının menfi tespit davası olması nedeniyle 21/08/2020 dava tarihi itibari ile davalı banka alacağı 431.829,38 TL olarak hesaplandığı, 6100 sayılı HMK 282 hükmü de gözetilmek kaydıyla ve 6754 sayılı kanun madde 3/3 HMK md. 266/c.2 uyarınca hukuki takdirin Mahkememize ait olmak üzere sonuç ve kanaatine...
Şti. arasında Genel Kredi ve Teminat sözleşmesi imzalandığı, davacının sözleşmeyi müteselsil kefil olarak kendi el yazısı ile imzalamış bulunduğu, kefalet limitinin yazılmamış olduğu fakat takip tarihi itibariyle yürürlükte olan 818 sayılı BK'nun 484 Md. gözetildiğinde genel kredi sözleşmesi ile kefilin yazılı beyanı doğal bir bağlantı içerisinde bulunduğundan kefilin sorumlu olduğu limitin de genel kredi sözleşmesi belirlenen limitle sınırlı olduğu, kefalet sözleşmesi geçerli olup davacının genel kredi sözleşmesinden sorumluluğunun bulunduğu anlaşılmakla açılan menfi tespit davasının reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. " gerekçeleri ile; " Davanın REDDİNE, ... " karar verilmiş ve verilen karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur....
Davacı yan davalı banka ile genel kredi sözleşmesi ve anılan sözleşmeden kaynaklanan borcun yapılandırılması amacıyla taşıt rehin sözleşmesi imzalandığını, genel kredi sözleşmesinin hükmünün kalmadığını, her iki sözleşmenin feshi gerektiğini, davalının her iki sözleşmeye dayanarak aleyhine icra takibi başlattığını, takipler nedeniyle maddi ve manevi zarara uğradığını iddia etmiş, davalı yan ise davacının icra takibine itiraz etmesi üzerine itirazın iptali davası açıldığını, davacının menfi tespit davası açmakta hukuki yararının bulunmadığını savunmuştur. Mahkemece yapılan yargılama sonunda sözleşmelerin feshi talebinin hukuki yarar ve aktif husumet dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine, maddi ve manevi tazminat talebinin reddine karar verilmiştir. Davacı vekilinin istinaf itirazları incelendiğinde, işbu menfi tespit davasının konusu olan genel kredi sözleşmesi, Ankara 6. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2020/449 Esas sayılı dava dosyası ve Ankara 3....
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2016/615 KARAR NO : 2018/85 DAVA : İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan) DAVA TARİHİ : 05/09/2016 KARAR TARİHİ : 02/02/2018 Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde ve beyanlarında özetle; davalının yetkilisi bulunduğu ... Şirketi ile müvekkil banka arasında genel kredi sözleşmesi imzalandığını ve davalı ...'...
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TARİHİ: 18/06/2019 NUMARASI: 2018/182 Esas 2019/579 Karar DAVA: Menfi Tespit İSTİNAF KARAR TARİHİ: 18/02/2022 Davanın reddine ilişkin kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü; DAVA: Davacı vekili; müvekkilinin ... ve ...'un kullanacağı krediler için genel kredi sözleşmesi kapsamında kefil olduğunu, bu kapsamda dava dışı ...'un 22/11/2011 tarihli 45.000-TL tutarlı genel kredisi sözleşmesi için kefaletname imzaladığını, daha sonra 26/11/2012 tarihli genel kredi sözleşmesi için 55.000-TL tutarlı kefaletnameyi imzaladığını, dava dışı ...'un bu kredileri 2015 yılına kadar ödediğini, ancak davalı bankanın dava dışı ...'a yeniden nakit kredi ve kredi kartı temin ettiğini ve bu teminlerden müvekkilinin bilgisinin bulunmadığını, ...'...
Bank A.Ş. arasındaki kredi sözleşmesinden kaynaklanan menfi Tespit ve Fazla Ödenen Bedelin İstirdatına ilişkin açılmış davadır. Kredi sözleşmeleri, İzmir ... İcra Dairesinin ... Esas sayılı icra dosyası dosya içersinde mevcuttur. Davacı vekili dava dilekçesinde imza kısmının müvekkilinin eli ürünü olduğunu açıkça beyan etmiştir. Celpedilen kredi sözleşmesinin incelenmesine göre, Temlik eden ...bank A.Ş ... Şubesi ile dava dışı ...., arasında 09.05.2006 düzenleme tarihli 30.000.-TL limitli Genel Kredi Sözleşmesi imzalandığı, davacı ... ve dava dışı ... sözleşmeyi 30.000....
Yukarıda yapılan açıklamalar ve dosya kapsamında toplanan tüm deliler birarada değerlendiğinde; dava konusu uyuşmazlığın genel kredi ve ticari kartı sözleşmesinden kaynaklanan takip sonrası açılan menfi tespit isteğine ilişkin olduğu, davalı banka tarafından İzmir ... İcra Müdürlüğünün ... esas sayılı dosyasında dava dışı ... Ltd....
in 09/02/2015 tarihli 02496 nolu ihtarnamesiyle 23/01/2014 tarihli genel kredi sözleşmesindeki kefaletten döndüklerini, ihtarnamenin tebliğinden sonra kullandırılacak kredilerinden dolayı sorumluluk kabul etmeyeceklerini açıkça bildirdiklerini, 23/01/2014 tarihli genel kredi sözleşmesindeki kefaletten dönülmesi karşısında davacı bankanın ... ile 10/04/2015 tarihli 5.000.000-TL limitli yeni bir kredi sözleşmesi akdettiğini, yeni kefiller alındığını söz konusu sözleşmenin diğer davalılar ... ve ... tarafından imzalandığını müvekkillerinin bu sözleşmelerde imzalarının bulunmadığını, müvekkillerinin kefaletten dönme beyanlarının bildirilmesinden sonra bankanın borçlu şirkete 20/03/2015 tarihinde 1.025.000-TL bedelli ve 23/03/2015 tarihinde 935.000,00-TL bedelli iki büyük kredi daha kullandırıldığını, bankanın bu davranışının MK 3 maddesi kapsamında durumun gereklerine göre kendisinden beklenen özeni göstermediğini, kötü niyetli olduğunu, İzmir 19 İcra Müdürlüğü'nün 2016/2858 esas sayılı dosyasından...