Davacı, davalı ile aralarında bulunna adi yazılı sözleşme ile davacının taşınmaz paylarının alımı konusuda anlaşıldığını, harici satım sözleşmesi karşılığında davalıya 20.000,00 TL para verildiğini, sözleşmede bedelin alındığının belirtildiğini, icra takibinde özleşmede belirtilen cezai şart ile müspet ve menfi zarar alacaklarının da tahsilinin istenildiğini ancak bu alacak kalemlerinden feragat ettiklerini beyan ederek Adana 8. İcra Müdürlüğünün 2018/12678 sayılı takip dosyasına yapılan itirazın satış bedeli olan 20.000,00 TL ve fer’ileri yönünden iptaline, %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatının tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davalı, takip dayanağı belgenin geçersiz olduğunu, taşınmaz payını satma saikinin bulunmadığını, belgenin hile ile alındığını, şeklen geçersiz olduğunu, kendisine ödeme yapılmadığını, satış bedeli olan 20.000,00 TL ve ferilerine yapılan itirazın iptalinin istenmesinin hukuken mümkün olmadığını beyan ederek davanın reddini savunmuştur....
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2021/547 Esas KARAR NO : 2021/923 DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) DAVA TARİHİ : 25/06/2021 KARAR TARİHİ : 14/10/2021 GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 20/10/2021 Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin otomotiv makinelerinin ve/ veya yedek parçalarının tamiri, satışı, ithalat ve ihracı, imalatı, pazarlaması esas olamak üzere ithalat, ihracat ve dahili toptan ticaretini yapan, sektöründe öncü firmalardan olduğunu, müvekkili şirket ile davalı arasında, ... model-şase no 2020- model no ... olan 2. el forklift iş makinası satışı hakkın davalı tarafından; 200.600 TL ve 34.692 TL'lik 2 adet fatura kesildiğini, yapılan satış uyarınca iş makinesinin müvekkili şirkete teslim edildiğini, müvekkili şirketin de 18/05/2021 tarihinde 40.000,00 TL davalı şirkete eft yaptığını, bakiye...
Mahkemece yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; taraflar arasında düzenlenmiş olan araç satışı ve taşınmaz devrini içerir 02/04/2008 tarihli adi yazılı şekilde düzenlenmiş sözleşme resmi şekilde yapılmadığı için geçersiz olduğundan tarafların leh veya aleyhine sonuç doğurmayacağı, bu kapsamda taraflar ancak aldıklarını iade ile yükümlü olacaklarından davacının sunulan deliller ve bilirkişi raporu ile kanıtlanan ve araç bedeli olarak protokol tarihi ile aracın davalıya iade tarihi arasındaki dönemde davalı adına ödenen araç kredisi bedeli 120.447,94 TL olarak tespit edildiğinden bu bedeli talep hakkının bulunduğu, davacının dava dilekçesinde kredi ödemesi yönünden 15.000 TL talepte bulunduğu 29/05/2013 tarihli ıslah dilekçesi ile müddeabihi 103.447,90 TL arttırarak talebini harçlandırdığı anlaşılmakla 118.447,90 TL kredi ödemesine ilişkin davacı talebinin kabulüne karar vermek gerektiği, geçersiz sözleşme kapsamında cezai şart ve menfi zarar talebinde...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Davacı vekili, taraflar arasında 3 adet aracın satışı için protokol düzenlendiğini, müvekkilinin yükümlülüklerini yerine getirmesine rağmen davalının araçları devretmediğini, müvekkilinin protokol gereği verdiği 5 adet çeki ödediğini belirterek ödenmeyen 10.000 TL bedelli 1 adet çek nedeniyle müvekkilinin borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili; araçların davacının tasarrufunda bulunduğunu, satışların verilmemesinin müvekkilinden kaynaklanmadığını bildirerek davanın reddini istemiştir....
Dava konusu bonoların taraflar arasındaki harici oto satışı nedeniyle düzenlendiği tarafların kabulündedir. 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 20/d maddesi uyarınca tescilli araçların noter dışındaki satış ve devirleri geçersiz olup, geçersiz satışlarda herkes aldığını iade ile yükümlüdür. Mahkemece, uyuşmazlığın bu ilkeler çerçevesinde değerlendirilip çözümlenmesi gerekirken tarafların karşılıklı beyanları gözetilmeksizin somut olaya uygun düşmeyen gerekçelerle yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre davacının sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin harcın istek halinde iadesine, 07.12.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Davacı vekili, müvekkili ile davalı arasında düzenlenen 26.5.2008 tarihli protokol ile davalıya ait münibusun satışı için anlaşma yapıldığını, ancak davalının aracın sicilde devrini vermediğini iddia ederek bedel olarak verilen bonolar ile borçlu olmadıklarının tespitini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili savunmasında, aracın devrini almayan tarafın davacı olduğunu beyan ederek davanın reddini istemiştir....
Mahkemece iddia, savunma ve toplanan delillere göre davacı tarafından, davalının taraflar arasındaki satım sözleşmesinden doğan yükümlülüklerini yerine getirmediği, tapu devrinin gerçekleşmediği iddiasıyla taşınmaz bedeline karşılık verilen toplam değeri 180,000 TL olan 3 adet çekten dolayı borçlu olmadığının tespiti istemiyle dava açıldığı, ancak davacının davaya konu taşınmaz üzerine bankadan kullanılan krediden dolayı banka lehine 1.000,000 TL tutarında ipotek tesis ettirdiği, bu tutarın taşınmazın bedelinin çok üzerinde olup, davalının maliki olduğu taşınmaz üzerinde bulunan ipoteği kaldırmak istemesi halinde 1.000,000 TL ödeme yapması gerekeceği, her ne kadar taşınmazın tapudan davacıya devri yapılmamış olsa bile taşınmaz bedeli ipotek bedelinden mahsup edildiğinde davalının davacıya herhangi bir borcu kalmayacağı aksine alacaklı olacağı, davacının menfi tespit talebinin yerinde olmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir....
Taraflar arasındaki anlaşmazlık bono kaynaklı olmayıp, taşınmaz satım sözleşmesinden kaynaklanan "Menfi Tespit Davası" dır. Menfi tespit davalarında genel hükümlere tabi yargılama usulü uygulanarak özel yasal düzenlemeler dışında görevli mahkeme Asliye Hukuk Mahkemesidir. Dosyadaki bilgi ve belgelere göre taraflar tacir olmadığı gibi taraflar arasındaki sözleşme ticari satım sözleşmesi değildir. Bu surette Türk Borçlar Kanunu'ndan kaynaklanan satış sözleşmesine dayanılarak açılan menfi tespit davasında (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 10/02/2016 tarih 2014/17- 2389 Esas, 2016/129 Karar sayılı hükmünde de belirtildiği üzere) görevli ve yetkili mahkeme Asliye Hukuk Mahkemesidir. Bu nedenle Konya 3. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin yargı yeri olarak belirlenmesine karar vermek gerekmiştir. K A R A R : Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1- 6100 sayılı HMK'nın 21. ve 22. maddeleri gereğince Konya 3....
Taraflar arasındaki anlaşmazlık bono kaynaklı olmayıp, taşınmaz satım sözleşmesinden kaynaklanan "Menfi Tespit Davası" dır. Menfi tespit davalarında genel hükümlere tabi yargılama usulü uygulanarak özel yasal düzenlemeler dışında görevli mahkeme Asliye Hukuk Mahkemesidir. Dosyadaki bilgi ve belgelere göre taraflar tacir olmadığı gibi taraflar arasındaki sözleşme ticari satım sözleşmesi değildir. Bu surette Türk Borçlar Kanunu'ndan kaynaklanan satış sözleşmesine dayanılarak açılan menfi tespit davasında (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 10/02/2016 tarih 2014/17-2389 Esas, 2016/129 Karar sayılı hükmünde de belirtildiği üzere) görevli ve yetkili mahkeme Asliye Hukuk Mahkemesidir. Bu nedenle Konya ... Asliye Hukuk Mahkemesi'nin yargı yeri olarak belirlenmesine karar vermek gerekmiştir. K A R A R : Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-6100 sayılı HMK'nın 21. ve 22. maddeleri gereğince Konya ......
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : MENFİ TESPİT, TAPU İPTALİ VE TESCİL Taraflar arasında görülen davada; Davacı ..., ... ada ... parsel sayılı taşınmazdaki 1/3 oranındaki payının davalı tarafından sahte imza ile düzenlenen bononun icra takibine konu edilmesi üzerine yapılan ihale sonucu alacağa mahsuben davalıya satışının yapıldığını, sözkonusu işlemin geçersiz ve yolsuz tescil niteliğinde olduğunu ileri sürerek, borçlu olmadığının tespiti ve istirdat isteğinde bulunmuş, ıslahla davasını borçlu olmadığının tespiti ve tapu iptali ve tescil davası olarak devam ettirmiştir. Yargılama sırasında davacı ...’in ölümü üzerine davaya mirasçıları tarafından devam olunmuştur. Davalı, çekişme konusu taşınmaz payını alacağına mahsuben icra dosyasından ihale ile aldığını, icra takibinde yapılan imza itirazı üzerine bonodaki imzanın davacıya ait olduğunun tespit edildiğini ve kesinleştiğini belirterek, davanın reddini savunmuştur....