ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2022/849 Esas KARAR NO : 2022/910 DAVA : Kıymetli Evrak İptali (Hisse Senedi İptali) DAVA TARİHİ : 23/09/2022 KARAR TARİHİ : 30/09/2022 KARAR YAZIM TARİHİ : 30/09/2022 Mahkememizde görülmekte olan Kıymetli Evrak İptali (Hisse Senedi İptali) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacının mahkememize sunmuş olduğu dava dilekçesinde özetle; Müvekkil ... 02.04.2022 tarihinde, ...... Yapı Emlak Komisyoncusu aracılığıyla iptal isteminde bulunduğu senetlerin lehtarı ...... ile karşılıklı olarak ......'in sahibi olduğu 400.000 TL bedelli gayrimenkul alım satımı konusunda Tellaliye ve Komisyon ücret sözleşmesi imzalandığını, söz konusu senetler taraflar arasındaki sözleşmeden doğan edimini yerine getirmeyen ve buna rağmen ilgili senetleri iade de etmeyen ......'in elinde olduğunu, işbu senetlerin 3....
Medikal Ltd.Şti.ile davacı arasındaki ticari alişveriş karşılığı verilen çekin iade edilerek karşılığında davalıdan alınan bono bedelinin ödenmediği iddiası ile bono bedelinin tahsili istemine ilişkin olmasına, taraflar arasında alım-satım ilişkisi bulunmamasına, davanın itirazın iptali ya da menfi tespit biçiminde açılmamış olmasına göre, kararın temyiz incelemesi Dairemizin görevi dışında olup, Yüksek 11.Hukuk Dairesinin görevi dahilindedir. Dava dosyası Yüksek 11.Hukuk Dairesinin görevsizlik kararı ile Dairemize geldiğinden Yargıtay Başkanlar Kurulu'nun 04.02.2010 tarih ve 3 sayılı kararı uyarınca görev uyuşmazlığının çözümlenmesi için dosyanın doğrudan Hukuk Daireleri Başkanlar Kurulu'na gönderilmesi gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle dosyanın Yüksek Birinci Başkanlığa sunulmasına, 07.03.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Mahkemece, yapılan yargılama sonunda; davanın objektif dava birleşmesi şeklinde açılmış olduğu, davacının dava dışı "..." adlı işletmeden aldığı malı tarlasında kullanması sonucu ürün zararı meydana geldiğinden zararın tazmini ile mal bedeli karşılığı verdiği bonoların iptali isteminde bulunduğu, borçlusu davacı, lehtarı ve ciro edeni ..., hamili davalı şirket olan iki adet bono ile davalının davacı ... dava dışı ... aleyhine dava tarihinden sonra giriştiği icra takibinin itirazsız kesinleşmesinden sonra davacı borçlunun 25.08.2010 tarihli haciz sırasında ödeme taahhüdünde bulunarak borcunu ikrar ettiğinden davacının bonoların iptali isteminin reddi gerektiği, davacı ile davalı arasında yapılmış bir alım satım akdi olmayıp, alım satım ilişkisinin davacı ile dava dışı ... arasında olduğu, malın davacıya ... tarafından satılması nedeniyle ayıba karşı tekeffül hükümlerinden kaynaklanan tazminat isteminde de husumetin davalıya yöneltilemeyeceği gerekçesiyle davacının tazminat ve bono iptali...
VEKİLİ : DAVALI : - DAVA : Kıymetli Evrak İptali (Bono İptali) DAVA TARİHİ : KARAR TARİHİ : GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : Mahkememizde görülmekte olan Kıymetli Evrak İptali (Bono İptali) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekilinin mahkememize sunmuş olduğu dava dilekçesi özetle; müvekkilinin ticari alışverişi olan ... Tic. A.Ş.'...
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TARİHİ: 18/05/2022 (Ek Karar) NUMARASI: 2020/696 Esas - 2022/210 Karar DAVA: Kıymetli Evrak İptali (Bono İptali) BİRLEŞEN İSTANBUL ANADOLU 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİNİN 2020/678 ESASLI DOSYASI DAVA: Kıymetli Evrak İptali (Bono İptali) İSTİNAF KARAR TARİHİ: 19/01/2023 İlgili kişi ... Ltd. Şti. talebinin reddine ilişkin 18/05/2022 tarihli ek kararın ... Ltd. Şti. vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü; TALEP: İlgili kişi ...ltd.şti vekili, keşidecisi ...Ltd....
DAVA : Menfi Tespit İSTİNAF KARARININ KARAR TARİHİ :... YAZIM TARİHİ :... Davacılar tarafından davalı aleyhine Konya Asliye ......
-TL’lik senet bedeli ise bilirkişi görüşünün aksine davalının senedi davacıya verdiğini ancak ödediğini ispat edemediğini, senedin davacı elinde bulunmamasından dolayı ispat külfetinin yer değiştirmeyeceği ve bu nedenle bu senet bedelinin de davacı alacağına eklenmesi suretiyle davacının davalıdan 88.532,15 TL alacaklı olduğu gerekçesiyle asıl menfi tespit davası ile birleştirilen 2006/229 esas sayılı menfi tespit davalarında esasa ilişkin olarak verilen kararlar bozma sebebi yapılmadığı için bu hususta yeniden karar verilmesine yer olmadığına, birleşen Bursa 2....
Dava dilekçesi, cevap dilekçesi, taraf beyanları ve tüm dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde; Dava, menfi tespit isteminden ibarettir. Dava konusu, 200.000 TL bedelli 30/12/2020 vade ve 08/05/2019 tanzim tarihli bononun karşılıksız kaldığının tespiti, senetin iptali ve kötü niyet tazminatı talebi istemine ilişkindir....
Taşkapı Sokak No:13 Osmangazi/Bursa DAVALI : HASIMSIZ DAVA : Kıymetli Evrak İptali (Bono İptali) DAVA TARİHİ : 10/08/2017 KARAR TARİHİ : 12/04/2018 GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 25/04/2018 Mahkememizde görülmekte olan Kıymetli Evrak İptali (Bono İptali) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı dava dilekçesinde özetle ; üzerinde tarihi olmayan 15.000,00 TL bedelli senedini kaybettiğini, senedin kötüniyetli üçüncü şahısların eline geçmesi ve kullanılması halinde mağdur olacağını, senet ile ilgili gerekli ilanların yapılarak iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Mahkemece, davalının davacı aleyhinde tasarrufun iptali davası açtığı, bu nedenle menfi tespit davası açmakta hukuki yararı bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir. Dava İİK'nın 72. maddesine dayalı olarak açılmış bulunan takip konusu bono nedeniyle borçlu olunmadığının tespitine ilişkindir. Davalı tarafından açılan tasarrufun iptali davası ise davacı borçlu tarafından 3. kişiye satışı yapılan taşınmazın satış işleminin muvazaalı olması nedeniyle İİK'nın 277. maddesi gereği iptali istemine ilişkindir. Bu durumda İİK'nın 72. maddesine dayalı olarak açılan ve görülmekte olan dava ile tasarrufun iptali davasının herhangi bir bağlantısı bulunmadığından işin esasının incelenerek bir karar verilmesi gerekirken hukuki nitelendirmede hataya düşülerek yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir....