"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki menfi tesbit istemine ilişkin davada Sandıklı Sulh Hukuk ile Asliye Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belli edilmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi gereği düşünüldü: K A R A R Dava, İ.İ.Y.'nın 72. maddesi uyarınca menfi tespit istemine ilişkindir. Dosya kapsamından, davacı hakkında 2.739.00.-YTL. asıl alacak 12.812.00.- YTL. işlemiş faiz için icra takibi yapıldığı, davacının asıl alacak ve faiz toplamı olan 15.552.00.- YTL. değer gösterip, harcını yatırarak Asliye Hukuk Mahkemesinde menfi tespit davası açtığı anlaşılmaktadır. İ.İ.Y.'...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki menfi tesbit istemine ilişkin davada Sandıklı Sulh Hukuk ile Asliye Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belli edilmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi gereği düşünüldü: K A R A R Dava, İ.İ.Y.'nın 72. maddesi uyarınca menfi tespit istemine ilişkindir. Dosya kapsamından, davacı hakkında 3.317.00.-YTL. asıl alacak 13.683.00.- YTL. işlemiş faiz için icra takibi yapıldığı, davacının asıl alacak ve faiz toplamı olan 17.000.00.- YTL. değer gösterip, harcını yatırarak Asliye Hukuk Mahkemesinde menfi tespit davası açtığı anlaşılmaktadır. İ.İ.Y.'...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki menfi tespit istemine ilişkin davada ... Asliye Hukuk ve ... Sulh Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Dava, İİK.’nun 72.maddesi uyarınca menfi tespit istemine ilişkindir. Dosya kapsamından, davacı ... ... hakkında 5.166,45 TL asıl alacak, 21.171,80 TL işlemiş faiz için, toplam 26.338,45 TL üzerinden icra takibi yapıldığı ve dava değeri 26.000,00 TL değer gösterilip, harcı yatırılarak menfi tespit davası açıldığı anlaşılmaktadır....
İşin esasına girişilmeden öncelikli olarak davacının geç teslimi nedeniyle davalı idare tarafından tahakkuku yapılan cezai şart bedelinden borçlu olmadığının tespiti ile hak edişler üzerinden blokenin kaldırılması istemiyle açılan davada ön mesele olarak öncelikle, menfi tespit davası ile ilgili genel bir açıklama yapılmasında ve ilgili yasal düzenlemelerin irdelenmesinde yarar vardır: Gerçekte var olmayan bir borç ya da geçersiz bir hukuki ilişki nedeniyle icra takibine maruz kalması muhtemel olan veya icra takibine maruz kalan bir kimsenin (borçlunun) gerçekte borçlu bulunmadığını ispat için açacağı dava, menfi tespit olarak adlandırılmaktadır. Menfi tespit davası 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu (İİK)’nun 72. maddesinde düzenlenmiştir. Bu maddeye göre, borçlu, icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu bulunmadığını ispat için menfi tespit davası açabilir....
Şahıs tarafından açılan menfi tespit istemine ilişkin olduğu, İİK'nun 89/3. maddesi uyarınca 3. kişinin menfi tespit davası açılabilmesi için aynı madde gereğince 1. ve 2. haciz ihbarnamelerine süresinde itiraz etmemiş olması gerektiği, üçüncü kişi 1. haciz ihbarnamesine süresi içinde itiraz etmiş ise artık İİK. 89. madde uyarınca menfi tespit davası açmasına gerek olmadığı, buna rağmen dava açmış ise davacının dava açmakta hukuki yararından söz edilemeyeceği, her ne kadar davacıya üçüncü haciz ihbarnamesi gönderilmiş ve davacı buna istinaden menfi tespit davası açmış ise de; icra dosyasında davacı tarafça birinci haciz ihbarnamesine süresi içerisinde cevap verildiğinin anlaşıldığı, davacı tarafça süresi içerisinde haciz ihbarnamesine cevap verildiğinden menfi tespit davası açmakta hukuki yararı bulunmadığından bahisle davanın usulden reddine" karar verilmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Davalının, Büyükçekmece 2. İcra Mdr. 2019/22480 E....
İcra ve İflâs Kanunu’nun 72. maddesinin beşinci fıkrası gereğince borçlunun açmış olduğu menfi tespit davasında ihtiyati tedbir kararı almamış veya verilmiş olan ihtiyati tedbir kararının herhangi bir sebeple kaldırılmış olması nedeniyle dava konusu borcu alacaklıya ödemiş olursa açılmış olan menfi tespit davasına istirdat davası olarak devam edilir. Bu durumda borçlunun menfi tespit davasının istirdat davasına dönüştürülerek devam edilmesi için bir talepte bulunmasına gerek yoktur. Borcun ödenmiş olduğunu öğrenen mahkemenin yukarıda yazılı yasa hükmü gereğince davaya kendiliğinden istirdat davası olarak devam etmesi gerekir (Çavdar, S.: İtirazın İptali, Borçtan Kurtulma, Menfi Tespit ve İstirdat Davaları, Ankara, 2007, s. 803). Nitekim aynı ilkeler, Hukuk Genel Kurulunun 24.11.2020 tarihli ve 2017/(19)11-948 E., 2020/933 K.; 18.12.2018 tarihli ve 2017/3-1526 E., 2018/1948 K. sayılı kararlarında da benimsenmiştir....
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun U 2017- (19)11- 1644 Esas, 2021/1017 Karar sayılı kararında da belirtildiği üzere gerçekte var olmayan bir borç ya da geçersiz bir hukukî ilişki nedeniyle icra takibine maruz kalması muhtemel olan veya icra takibine maruz kalan bir kimsenin (borçlunun) gerçekte borçlu bulunmadığını ispat için açacağı dava, menfi tespit olarak adlandırılmaktadır. Menfi tespit davası 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun (İİK) 72. maddesinde düzenlenmiştir. Bu maddeye göre, borçlu, icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu bulunmadığını ispat için menfi tespit davası açabilir. İcra takibinden önce açılan menfi tespit davasına bakan mahkeme, talep üzerine alacağın yüzde on beşinden aşağı olmamak üzere gösterilecek teminat mukabilinde, icra takibinin durdurulması hakkında ihtiyati tedbir kararı verebilir. İcra takibinden sonra açılan menfi tespit davasında ise ihtiyati tedbir yolu ile takibin durdurulmasına karar verilemez....
Mahkemece menfi tespit davasının dayanağı alacak davası olan Fatih 4. Asliye Hukuk Mahkemesi kararının kesinleştiği, bu nedenle menfi tespit davası açılamayacağı, ayrıca icra kefili olan ...’un menfi tespit davası açamayacağı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafça temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacılar vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenden alınmasına, 21.01.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi....
a ödenen 4000,00 Tl miktar üzerinden İcra takibi yapılması nedeniyle, söz konusu miktar üzerinden dava harcı yatırılarak menfi tespit davası açıldığı anlaşılmaktadır. İİK’nun 72. maddesine göre açılan menfi tespit davalarında, takibe itiraz edilmemiş ya da itirazın kaldırılmış olması nedeniyle borçlu olunmayan bir paranın tamamının ödenmek zorunda kalınacağı göz önünde bulundurulduğunda ve toplam 4000,00 TL.değer üzerinden harç yatırılıp dava açıldığına göre, asıl davaya dönüşen uyuşmazlığın çözümünde HUMK’nun 8/1. maddesi uyarınca görevli mahkeme Sulh Hukuk Mahkemesidir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; HUMK.’nun 25. ve 26. maddeleri gereğince Ankara 10.Sulh Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE, 17.12.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi....
-KARAR- İhtiyati haciz isteyen vekili, yargılama sırasında istirdata dönüşen menfi tespit davası sonucunda verilen karara istinaden ihtiyati haciz isteminde bulunmuş, talep uygun görülerek mahkemece teminatsız olarak ihtiyati haciz kararı verilmiştir. İhtiyati hacze itiraz eden vekili, İİK’nun md.72/5 hükmü uyarınca menfi tespit davası sonucunda verilen kararların kesinleşmeden infaz edilemeyeceğini, kararın da temyiz aşamasında olduğunu belirterek ihtiyati haczin kaldırılmasını talep etmiştir. Mahkemece, 28/07/2010 günlü duruşmada takipten vazgeçildiğinin taraf vekillerince ifade edildiği, ancak itiraz tarihi itibariyle geçerli olan koşullara göre bir karar verilmesi gerektiği, ihtiyati hacze konu kararın menfi tespit kararı olmayıp, istirdata ilişkin bir hüküm olması dolayısıyla ihtiyati haciz kararı verilmesinde bir isabetsizlik olmadığı belirtilerek itirazın reddine karar verilmiş, hüküm muteriz vekili tarafından temyiz edilmiştir....