Davacı taraf, dava dilekçesinde ipoteğin limit ipoteği olduğunu ve sorumluluk tutarının ödendiğini bildirerek borçlu olunmadığının tespiti ve ipoteğin fekkini talep etmiş, davalı ise bu iddiaya ipoteğin karz (kesin borç) ipoteği olduğu yolunda itiraz ederek sorumluluğun devam ettiğini bildirmiştir.Davanın hukuki yorumu ve tavzihi mahkemeye aittir. Açıklanan iddia ve savunma gözetildiğinde açılmış bulunan davanın İİK.nun 72.maddesinde öngörülen menfi tespit davası olduğunun kabulü gerekir. Bu durumda mahkemece iddia ve savunmaya yönelik tüm delillerin toplanıp uygun sonuç çerçevesinde karar verilmek gerekirken, davanın hukuki yorumunda hataya düşülerek yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsizdir. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün davacı yararına BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, 19.10 .2009 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Tapu Sicil Müdürlüğünden davaya konu ipoteğin fekki talebinde bulunduğunu, ancak diğer davalı ... tarafından konulan ihtiyati haciz nedeniyle ipoteğin fekkinin yapılamadığını, davacının müvekkili şirkete herhangi bir borcunun bulunmadığını, davacının menfi tespit ve ipoteğin fekki taleplerinde haklı olduğunu kabul ederek müvekkilinin bu davanın açılmasına sebebiyet vermediğinden yargılama giderleri ve ücreti vekaleten sorumlu tutulmamasını talep etmiş, diğer davalı davaya cevap vermemiştir. Mahkemece, dava konusu uyuşmazlıkla ilgili ipotek ve hacizlerin dava açıldıktan sonra terkin edildiği, davanın esası hakkında inceleme ve yargılama yapılmasında davanın tüm tarafları yönünden herhangi bir hukuki yarar kalmadığı gerekçesiyle konusu kalmayan davanın esası hakkında bir karar verilmesine yer olmadığına ve davanın açılmasına davalılardan ......
İİK'nun 72. maddesinde "Borçlu, icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu bulunmadığını ispat için menfi tespit davası açabilir. İcra takibinden önce açılan menfi tespit davasına bakan mahkeme, talep üzerine alacağın %15'inden aşağı olmamak üzere gösterilecek teminat mukabilinde, icra takibinin durdurulması hakkında ihtiyati tedbir kararı verebilir. İcra takibinden sonra açılan menfi tespit davasında ihtiyati tedbir yolu ile takibin durdurulmasına karar verilemez. Ancak, borçlu gecikmeden doğan zararları karşılamak ve alacağın %15'inden aşağı olmamak üzere göstereceği teminat karşılığında, mahkemeden ihtiyati tedbir yoluyla icra veznesindeki paranın alacaklıya verilmemesini isteyebilir." açıklaması vardır. HUMK'nun 317 maddesinde ise "Sahtecilik iddiası, 308. madde ile izleyen maddelerin kurallarına göre incelenir....
Dava menfi tespit talebi ile birlikte iptoteğin kaldırılması talebine ilişkin olup mahkemece, davacıların menfi tespit taleplerinin kabulü ile davaya konu taşınmaz üzerindeki ipoteğin fekkine karar verilmiştir. Dosya da yer alan bilgi ve belgelerden özellikle resmi ipotek senedinin içeriğinden davacı T2 ile davalı T4 arasında ticari ilişki kurulduğu, davacı T2'nin bu ilişki kapsamında davalı T4'den almış olduğu ve alacağı malların teminatı karşılığı olarak davaya konu ipoteğin tesis edildiği anlaşılmaktadır. Bu sebeple mahkemenin taraflar arasında borç ilişkisi bulunmadığına dair kabulü doğru değildir. Davanın niteliği gereği ispat yükü davacı tarafın üzerindedir. Davaya konu ipoteğin kaldırılabilmesi için davacı tarafça borcun ödendiğinin ispat edilmesi gerekmektedir. Kaldı ki davalı taraf davaya vermiş olduğu cevap dilekçesi içeriğinde, dava dışı Ayteks ..Ltd....
Borçluyu menfi tespit davası açmaya zorlayan takibin haksız ve kötü niyetli olduğu anlaşılırsa, talebi üzerine, borçlunun dava sebebi ile uğradığı zararın da alacaklıdan tahsiline karar verilir. Takdir edilecek zarar, haksızlığı anlaşılan takip konusu alacağın yüzde yirmisinden aşağı olamaz.” hükmünü içermektedir. Madde metninden de açıkça anlaşıldığı üzere menfi tespit davası açmak zorunda bırakılan borçlunun tazminat talep edebilmesi için gerekli koşullar; bu yönde bir talep olması, borçluya karşı icra takibi yapılmış bulunması ile takibin haksız ve kötüniyetli olmasıdır. Başka bir ifadeyle; İcra İflas Kanunu'nun 72/5. maddesi hükmüne göre, menfi tespit davasının davacı (borçlu) lehine sonuçlanması üzerine, alacak likit olsun veya olmasın, böyle bir alacağa dayalı takibin, haksız ve kötüniyetli olması halinde, istem varsa, davacı (borçlu) lehine kötüniyet tazminatına hükmedilmesi gereklidir....
Taraflar arasında birleştirilerek görülen menfi tespit ile ipoteğin fekki davalarından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince; davaların kabulüne karar verilmiştir. Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü: I....
Mahkemece, davanın mahiyeti itibariyle ...’da bulunan taşınmazlar üzerindeki ipoteğin kaldırılmasını da içerdiği, HUMK’nun 13/2.maddesi uyarınca bu konuda taşınmazın bulunduğu yer mahkemesinin yetkili olduğu, anılan yetki kuralının kamu düzenine ilişkin olup, yetki sözleşmesi ile başka yer mahkemesinin yetkili kılınamayacağı gerekçesiyle yetkisizlik kararı verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Davacı, borçlu olmadığının tespiti ile ipoteğin fekkini talep etmiştir. İİK.nun 150. maddesine göre icra takibinden sonra ipoteğin iptali (fekki) davası açılması halinde İİK.nun 72. maddesi hükümleri kıyasen uygulanır. İcra takibinden sonra açılan menfi tespit davası icra takibinin yapıldığı yer mahkemesinde açılabileceğine (İİK md. 72) göre icra takibinin yapıldığı Adana Mahkemeleri yetkilidir. Bu durumda mahkemece işin esasına girilerek deliller değerlendirilip varılacak uygun sonuca göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulmasında isabet görülmemiştir....
DAVA : İpotek (İpoteğin Kaldırılması (Fekki)) İSTİNAF KARARININ KARAR TARİHİ : ... YAZIM TARİHİ : ... Davacı tarafından davalı aleyhine Konya Asliye ... TİCARET Mahkemesinin ... esas sayılı dosyası ile açılan ipoteğin fekki davasında ... tarihinde tesis edilen davanın usulden reddine ilişkin karara karşı davacıların istinaf kanun yoluna başvurması üzerine üye hakimin görüşleri alındıktan sonra dosya incelendiğinde; DAVA: Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; öncelikli dava konusu taşınmazın tedbiren satışının durdurulmasını talep ettiklerini, müvekkilleri ... ile ...'ın evli olduklarını, müvekkili ...'ın eşinin dava dışı ......
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO:2024/192 Esas KARAR NO:2024/282 DAVA: Menfi Tespit (Kefalet Sözleşmesinden Kaynaklanan) DAVA TARİHİ: 08/04/2019 KARAR TARİHİ: 19/03/2024 Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kefalet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı vekilinin ibraz etmiş olduğu dava dilekçesinde, davalının ------dosyası ile, müvekkili ipotek veren borçlu olarak, hakkında ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla icra takibi başlattığını, müvekkilinin icra emrini 03/10/2018 tarihinde almış bulunduğunu, müvekkilinin takibe yasal süresi içerisinde itiraz ettiğini belirterek, ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takipte icra emriyle başlatılan takibin iptalini, davalının taraflarına haksız ve kötü niyetli başlattıkları takip nedeniyle % 20 oranında tazminata hükmedilmesine, yargılama giderleri ile ücreti vekâletin davalıya yüklenmesine, müvekkilimize gönderilen varsa kredi kart ve icra...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Davacı vekili, müvekkilinin davalı bankadan kredi kullandığını ve teminat olarak da taşınmazını ipotek ettiğini, tüm kredi borcunu ödediği halde ipoteğin kaldırılmadığını ileri sürerek borçlu olmadıklarının tespitini ve ipoteğin fekkini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davacının dava dışı Semih Güvener'e kefalet borcunun bulunduğunu ve taşınmazı satmış olduğu için ipoteğin fekkini talep edemeyeceğini beyan ederek davanın reddini istemiştir....