WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

ye ait bulunan taşınmazın satın alınması hususunda, gayrimenkul alım-satımında aracılık yapan (Artı Emlak Ofisi adlı işyeri sahipleri) diğer davalılarla 24.08.2009 tarihli sözleşme imzaladığını; taşınmazın 210.000 TL bedel karşılığında satın alınması konusunda anlaştıklarını ve satım bedeli için banka kredisi kullanılacağının belirtilerek, 4500 TL kaparo verdiğini; davalıların, kredi işlemleri tamamlandıktan sonra, taşınmazın satımından vazgeçildiğini belirterek verdiği kaparo'yu iade ettiklerini; oysa, davalılarla yaptığı sözleşmeye dayanarak bankada konut kredisi kullandığını ve satımdan vazgeçilmesi nedeniyle, krediyi erken kapatmak zorunda kaldığını, %2 oranında komisyon ödediğini; diğer masraflarla birlikte toplam; 5.749,79 TL ödemede bulunduğunu, bu zararının davalılarca karşılanması gerektiğini ileri sürerek; 5.749,79 TL zararının dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

    Konut Kredi Yönetmeliğinin ilgili maddesi gereğince gerçeğe uygun olmayan ekspertiz raporu sebebiyle sözleşmenin feshedildiği ve tüm borcun muaccel hale geldiğini, davalı tarafından ödeme yapılmaması sebebiyle hakkında icra takibi yapıldığını ancak davalı tarafından haksız ve yersiz olarak icra takibine itiraz edildiği ve takibin durmasına sebep olduğunu belirterek itirazın iptali ve icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir. Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur. İlk derece mahkemesince, ... Konut Kredisi Yönetmeliği'nin 26/a maddesinde konut kredisi hizmetinden yararlanan üyelerin Kurum'a yaptığı bildirim ve belgelerin doğru olmadığının anlaşılması halinde sözleşmenin fesh edileceği ve bakiye borcun peşin hale geleceği belirtildiğinden takibin hukuka uygun olduğu gerekçesiyle, davanın kabulüne karar verilmiş; davalı vekilince istinafa başvurulması üzerine de bölge adliye mahkemesince; ......

      KARAR Davacı, 05/06/2009 tarihli konut kredisi sözleşmesine istinaden davalı bankadan konut kredisi çektiğini, çektiği konut kredisini 08/10/2009 tarihinde yeniden yapılandırma yaptığını, ayrıca 15/09/2011 tarihinde çekmiş olduğu konut kredisini kapattığını, davalı bankanın çekmiş olduğu konut kredisinden 500,00TL ekspertiz ücreti, 930,00TL komisyon, 08/10/2009 tarihinde yapılan yapılandırmada 500,00TL kullandırım diğer ücretleri, 938,78TL kullandırım komisyonu, 461,79TL kredi kapama faizi, 15/09/2011 tarihinde krediyi kapatma sırasında 315,42TL, 643,51TL kredi kapama ceza faizi, 250,00TL refaranslı işlem serbest masrafı olmak üzere toplam 4.539,50TL tahsil ettiğini ileri sürerek haksız kesilen bu bedelin tahsilini istemiştir. Davalı, davanın reddini dilemiştir....

        tespit hükmü yönünden ayrıca karar verilmesinin açıkça hukuka aykırı olduğunu, kullandırılan kredi sözleşmesinin iptal edilmesi ile beraber kredi ilişkisi ortadan kalktığı için ayrıca davacının borçlu olmadığının tespitinin hukuki kıymeti kalmadığını, dolayısıyla kredi ilişkisinin iptali ile sözleşme temeli ortadan kalktığı için ayrıca menfi tespit hükmü kurulmasının açıkça hukuka aykırı olup hükme bu yönden ayrıca itiraz ederek, hükmün bu yönden de (menfi tespit yönünden) kaldırılmasını talep ettiklerini, dolayısıyla müvekkili Banka hakkında; diğer davalıya ödenen tutarlardan da müvekkili Bankaya kredi tutarını aşan bir sorumluluk yüklenilmesine, menfi tespit hükmü kurulup bu hüküm yönünden ve bu tutar üzerinden de işletilen yasal faizlere itiraz ettiklerini, detayı ile açıkladıkları gerekçeler ve mahkemece re'sen tespit edilecek hususlar kapsamında istinaf taleplerinin kabulü ile yerel mahkeme hükmünün kaldırılmasını mahkemeden talep ettiklerini, mahkeme kararında müvekkili banka aleyhine...

        Davalı vekili, davalının kefil olarak imzaladığı 13.5.2005 tarihli genel kredi sözleşmesi uyarınca dava dışı ...’na araç kredisi ve ipotek karşılığı işletme ihtiyaç kredisi kullandırıldığını, araç kredilerinin ödenerek kapatıldığını, ancak ipotek karşılığı ihtiyaç kredisinin ise ödenmediğini, bu nedenle genel haciz yoluyla takip yapıldığını, ancak alınan ipoteğin üst sınır ipoteği tesis edilmesi gerekirken sehven hiç kullandırılmamış konut kredisi karşılığı tesis edildiğinden ipoteğin terkin edildiğini, davacı iddialarının yerinde olmadığını bildirerek davanın reddi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece, tüm dosya kapsamına göre, davalının davacıyı yanılttığının, hile kullandığının ve kefalet limitinin sonradan doldurulduğunun kanıtlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir....

          Davacı ile davalı banka arasında 27/09/2016 tarihinde, Ön Ödemeli Konut Finansmanı Sistemi Kredi sözleşmesi ile Ön Ödemeli Konut Finansmanı Sistemi Kredisi sözleşme öncesi bilgi formu imzalanmıştır. Bilgi formunun, sözleşmeden dönme hakkına ilişkin 10. maddesinde sözleşmeden dönme ile bilgilendirme yapılmış, 10.3. maddesinde; "konut bedelinin bir kısmının bağlı kredi ile karşılanması durumunda, tüketicinin sözleşmeden dönme hakkını kullandığına ilişkin bilgi, satıcı tarafından ilgili konut finansmanı kuruluşuna derhal bildirilir" hükmü yer almaktadır. Kredi sözleşmesinin 29. maddesinde ise; kredi ile satın alınacak taşınmaz bilgileri sözleşmeye yazılmış, taşınmaz belirli hale getirilmiştir. Bu bilgilere göre, bağlı kredinin ön koşulu olan "münhasıran belirli bir malın veya hizmetin tedarikine" ilişkin olması koşulunun yerine geldiği görülmektedir....

          Bozmaya uyan Mahkemece yapılan yargılama sonucunda; bilirkişi raporu esas alınarak takip tarihi itibari ile... nolu tüketici kredisi nedeniyle 2.445,48 TL asıl alacak olmak üzere toplam 2.552,47-TL borçlu olduğu, takip tarihinden itibaren asıl alacağa %17,47 temerrüt faizi işletilebileceği; 0300087 nolu konut kredisi nedeniyle 89.645-TL asıl alacak olmak üzere toplam 93.221,92-TL borçlu olduğu, takip tarihinden itibaren ../......

            Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacılar tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacıların, aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddi gerekir. 2-Davacıların miras bırakanı Adnan Kulu'nun 27.3.2006 tarihli sözleşme ile davalı Bankadan 60 ayda geri ödeme koşulu ile 200.000 TL tutarında konut kredisi kullandığı, geri ödemeler devam ederken kredi borçlusu Adnan'ın 27.7.2008 tarihinde vefat ettiği, dosyadaki delillerden anlaşılmıştır. Davacılar, murisin hayat sigortası bulunduğunu ve taksitlerin bu sigortadan karşılanması gerektiğini belirterek, işbu davayı açmışlardır....

              "İçtihat Metni"Mahkemesi :Ticaret Mahkemesi Tarih : 23/12/2008 Nosu : 812/735 Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün davacı vekilince duruşmalı, davalı vekilince de duruşmasız olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacı vek.Av. ... ile davalı vek.Av. ...'ın gelmiş olmalarıyla duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. -K A R A R- Davacı şirket ile davalı banka arasında 04/06/1999 tarihinde 200.000.000.000 TL’lik Genel Kredi Sözleşmesi imzalandığı, bu sözleşme gereği şirkete nakdi kredi, İthalat Akreditif Kredisi ve teminat mektubu (gayri nakdi) kredisi kullandırıldığı konusunda uyuşmazlık bulunmamaktadır....

                Tüketici kredisi kullandırımı sırasında tüketiciden masraf alınmasına ilişkin sözleşme koşulu çerçevesinde konu değerlendirildiğinde ise yukarıda belirtilen açıklamalar karşısında bu yöndeki sözleşme koşulunun banka tarafından önceden hazırlanmış sözleşmede yer aldığı ve tüketici ile müzakere edilmemiş olduğu tespitlerinden yola çıkarak buna ilişkin sözleşme koşulunun haksız şart olduğunu söylemek mümkündür. Yargıtay 13. H.D.’nin 06.02.2012, 2011/ 16062 E, 2012/ 2052 K sayılı karan özetle: “Banka konut kredisi verirken sadece kredinin verilmesi için zorunlu olan masrafları tüketiciden isteyebilir. Zorunlu masrafların neler olduğu konusundaki ispat yükü bankaya aittir. Makul ve belgesi sunulmayan giderler talep edilemez. Maktu şekilde belirlenen ücretin alınacağına ilişkin sözleşme hükmü haksız şart sayılır” şeklinde hüküm içerir. Yargıtay 13....

                UYAP Entegrasyonu