Somut uyuşmazlıkta taraflar arasında konut kredisi kullanımına ilişkin sözleşme imzalandığı, taraflar arasında sözleşme ilişkisinin 4077 sayılı yasa kapsamında kaldığı anlaşılmaktadır. Dava tarihinde yürürlükte bulunan 4077 sayılı yasanın 23. maddesi bu kanunun uygulanması ile ilgili her türlü ihtilafa tüketici mahkemelerinde bakılacağını öngörmüştür. Taraflar arasındaki uyuşmazlık Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun kapsamında kaldığına göre davaya bakmaya Tüketici Mahkemesi görevlidir. Görevle ilgili düzenlemeler kamu düzenine ilişkin olup taraflar ileri sürmese dahi yargılamanın her aşamasında resen gözetilir. Görevle ilgili hususlarda kazanılmış hak söz konusu olmaz. Bu durumda mahkemece, uyuşmazlığın tüketici mahkemesi sıfatıyla görülmesi gerekirken, genel mahkeme sıfatıyla görülüp sonuçlandırılması usul ve yasaya aykırıdır. Bozmayı gerektirir. 2-Bozma nedenine göre davalı ...'un diğer temyiz itirazlarının incelenmesine bu aşamada gerek görülmemiştir....
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK'nun 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı yönü gözetilerek yapılan inceleme sonucunda; Dava, konut kredisi sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili amacıyla başlatılan icra takibine vaki menfi tespit ve istirdat istemine ilişkindir....
(ONS şirketi) arasında imzalanan 18.06.2014 tarihli gayrimenkul satış sözleşmesi ile ONS İncek Residence adlı projeden C Blok 700 nolu bağımsız bölümün 215.000 TL bedelle davacı tarafından satın alındığını, 53.750 TL nin peşin ödendiğini, kalan 161.250 TL için davalı bankadan bağlı konut kredisi kullandığını, ancak konutun sözleşmede kararlaştırılan tarihte teslim edilmediği gibi binaların tamamlanma oranınında %8-9 gibi oranlarda kaldığını, noter kanalıyla her iki davalıya 17.10.2014 tarihli ihtarname gönderilerek satış sözleşmesinden ve bağlı sözleşme olarak düzenlenen konut kredisi sözleşmesinden döndüklerini ve ödedikleri bedelin iadesini istediklerini, alacağın iade edilmemesi nedeniyle davalılar aleyhine icra takibi başlatıldığını, davalıların itirazı üzerine takibin durduğunu ileri sürerek, itirazın iptali ile takibin devamına, takip miktarının %20 'den az olmamak üzere icra inkar tazminatına ve menfi zararlarının tespiti ile şimdilik 1.000 TL'nin tahsiline karar verilmesini...
Somut olayda, “Konut Finansman Kredisi Sözleşmesi” kapsamında alınan limit ipoteğine dayalı olarak ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile takibe geçilip borçluya İİK.nun 149. maddesi kapsamında icra emri gönderildiği, borçlunun icra emrinin iptali talebi ile icra mahkemesine başvurduğu görülmüştür. Takibe konu ipotek, konut finansmanı kredisinin teminatı olarak düzenlenmiş olup, konut finansman kredisi, bir tür tüketici kredisi olmakla ipotek alacağının varlığı, miktarı ve muaccel olup olmadığı, Tüketici Kanununa tâbi olduğundan, ipoteğe dayalı olarak ilamlı takip yapılamaz. Ancak, ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile ilamsız takip yapılması ve borçluya İİK'nun 149/b maddesi uyarınca ödeme emri tebliğ edilmesine engel bir durum yoktur....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü. KARAR Davacı banka, davalının konut kredisi kullandığını, davalıdan kesilen masraflara ilişkin davalı tarafından başlatılan icra takibi sırasında haksız yere 2.802,16TL nin davalıya ödendiğini ileri sürerek; ödenen bu miktarın istirdadına karar verilmesini istemiştir. Davalı, davanın reddini dilemiştir....
HD'nin 06.02.2012 Tarih, 2011/ 16062 E., 2012/ 2052 K. sayılı kararı özetle “Banka konut kredisi verirken sadece kredinin verilmesi için zorunlu olan masrafları tüketiciden isteyebilir. Zorunlu masraflann neler olduğu konusundaki ispat yükü bankaya aittir. Makul ve belgesi sunulmayan giderler talep edilemez. Maktu şekilde belirlenen ücretin alınacağına ilişkin sözleşme hükmü haksız şart sayılır” şeklinde hüküm içerir. Yargıtay 13. HD'nin 15.12.2011 Tarih, 9823/19204 sayılı kararında özetle: “Tüketici kredilerinde(konut) banka sözleşme öncesi ve sonrasında yaptığı giderleri kural olarak talep edebilir. Ancak bu giderlerin haklı, makul ve belgelendirilmesi zorunludur. Bu üç koşul sağlanmadığı takdirde banka masraf talep edemez.” hükmü bulunmaktadır....
Dosya kapsamından davaya konu sözleşme, sözleşme öncesi bilgi formu, geri ödeme planı vb. belgelerin celp edildiği sabittir.Bu belgelerin incelenmesinden 150.000 TL bedelli 60 ay vadeli 1.06 faizli konut kredisi çekildiği, dosya masrafı 1250 TL,istihbarat ücreti 15 TL, hayat ücreti 1.594.00 TL, konut ücreti 170 TL, ipotek ücreti 150 TL,dask ücreti 100 TL,ekspertiz ücreti 580.00 TL gibi masrafların alındığı anlaşılmaktadır.Hal böyle olunca mahkemece mevcut delil durumuna göre işin esasına girilerek ne kadar masrafın kesildiği ve bu kesilen masrafların belgeye dayanıp dayanmadığı, belgeye dayanıyor ise haklı ve makul olup olmadığı irdelenmek suretiyle karar verilmesi gerekirken aksi düşüncelerle yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma gerektirir....
(ONS şirketi) arasında imzalanan 16.08.2014 tarihli gayrimenkul satış sözleşmesi ile ONS İncek Rezidence adlı projeden A Blok 73 nolu bağımsız bölümün davacı tarafından 290.000 TL bedelle satın alındığını, 72.500 TL'nin peşin ödendiğini, kalan 217.500 TL için Albara Türk Katılım Bankasından bağlı konut kredisi kullandığını, ancak konutun sözleşmede kararlaştırılan sürede teslim edilmediği gibi binaların gerçekleşme oranınında %8-9 gibi oranlarda kaldığını, noter kanalıyla her iki davalıya 17.10.2014 tarihli ihtarname gönderilerek satış sözleşmesinden ve bağlı sözleşme olarak düzenlenen konut kredisi sözleşmesinden döndüklerini ve ödedikleri bedelin iadesini istediklerini, ancak bu güne kadar iade edilmediğini, davalılar aleyhine başlatılan Ankara 18....
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2021/320 Esas KARAR NO : 2021/827 DAVA : Menfi Tespit (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan) DAVA TARİHİ : 28/01/2015 KARAR TARİHİ : 02/12/2021 Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: DAVA : Davacı vekili Antalya ......
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; cevap dilekçesindeki iddialarını tekrar ederek, Davacı Nilüfer Yıldırır tarafından taşınmaz alımı yapılacağı bildirilerek Caner Yıldırır tarafından müvekkil Banka'ya Rehin Blokaj Taahhütnamesiyle rehin vermek suretiyle “konut kredisi” kullandırıldığını, kullanılan kredi söz konusu konut henüz belirlenmediğinden mevduat rehni ile teminat altına alınarak kullanıldığından “konut kredisi” olarak tanımlandığını ve bu nedenle KKDF ve BSMV’den muaf tutulduğunu, bilahare KKDF ve BSMV'nin banka tarafından tahsil edilmekle birlikte yapılan bu fon ve vergi kesintisinin banka tarafından ilgili Vergi Dairesine yatırıldığını, bankanın sadece devlet alacağı niteliğindeki KKDF ve BSMV’nin müşteriden tahsiline aracılık ettiğini, bankanın bu kesintiler ile ilgili bir zenginleşmesi söz konusu olmadığından davacının KKDF ve BSMV’nin iadesini talep edilmesinin haksız ve dayanaksız olduğunu, sonuç olarak, davacının kullandığı kredinin “konut kredisi” niteliğinde...