Mahkemece, taşınmazın ipotek akit tablosunda davalıdan alınan 100.000 TL bedelli konut kredisi karşılığında taşınmaz üzerinde aynı bedelli ipotek tesis edildiği, tarafların açıklamalarına göre davacı ve davalı arasında konut kredisi kullandırılmasına ticari ilişkinin bulunmadığı, ipoteğin gerçeği yansıtmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne, davacının davalıya 100.000 TL ipotek bedeli kadar borçlu olmadığının tespitine ipoteğin fekkine karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava konusu ipoteğe ilişkin 16.07.2009 tarih ve 8370 yevmiye nolu resmi senette ipoteğin, davacının davalı şirketten aldığı 100.000 TL bedel müvekkilinde konut kredisi için tesis edildiği belirtilmiştir. Böylece ipotek resmi senedinde davacının davalıdan 100.000 TL aldığı kendi imzası ile tasdik edilmiş olduğuna göre davacı, bu ipotek nedeniyle davalıdan bu miktar bir parayı almadığını ya da alıp da geri ödediğini yazılı delillerle kanıtlamak zorundadır....
Mahkemece, davacıların icra takibi kapsamında borçlu olmadıklarının tespiti yönünde açtıkları menfi tespit davasının reddine, davacıların davalı bankaya 10.077,21TL borçlu olduklarının tespitine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dava, menfi tespit istemine ilişkindir. İcra ve İflas Hukuku’ndaki menfi tespit davası (m.72), gerek maddi hukuk, gerek usul hukuku bakımından genel hükümlere tabi bir davadır. Menfi tespit davalarında, borçlu bulunulmayan kısım yönünden hüküm kurulması gerekir. Başka bir ifadeyle, davacının borçlu olmadığını iddia ettiği miktar saptanarak, bu miktarda borçlu bulunmadığının tespitine yönelik olarak hüküm kurulması gerekir. (Hukuk Genel Kurulu’nun 09.10.2013 gün ve E:2013/19-..., K:2013/1466 sayılı ilamı) Hüküm kurulurken, ana para ve faizin de ayrı ayrı belirtilmesi gerekir....
Davalı vekili, müvekkili banka ile dava dışı Şevket Aras arasında konut kredisi sözleşmesi akdedildiğini ve davacının da kefil olarak sözleşmede imzasının bulunduğunu bildirerek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece uyuşmazlığa konu olan alacağın tüketici kredisi niteliğinde bulunan konut kredisinden kaynaklandığı ve bu ihtilafın çözümünün tüketici mahkemelerine ait olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere göre, davalı vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenden alınmasına, 27.01.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi....
KARAR Davacı, davalı bankadan kullamış olduğu konut kredisi nedeniyle komisyon adı altında haksız yere ücret tahsil edildiğini, bankaya yaptığı başvurudan sonuç alamadığından davalı banka hakkında başlattığı icra takibinin davalının itirazı ile durduğunu ileri sürerek itirazın iptaline ve inkar tazminatına karar verilmesini istemiştir. Davalı, cevap vermemiştir. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne, İstanbul 25. İcra Müdürlüğünün 2015/13314 takip sayılı dosyada 3.834,00 TL üzerinden itirazın iptali ile takibin devamına, davacının fazlaya ilişkin talebinin reddine karar verilmiş; hüküm, taraflarca temyiz edilmiştir. 1-Dava, davalı bankadan kullanılan konut kredisi nedeniyle haksız olarak tahsil edilen alacağın iadesi amacıyla başlatılan takibe vaki itirazın iptaline ilişkindir....
Sözleşmenin incelenmesinde; Kredi Sözleşmesi başlıklı altı sözleşme ile toplam 83.552,08 Euro para verildiği,paranın konut kredisi olarak verildiği, yıllık % 4.8 faiz uygulanmasının kararlaştırıldığı anlaşılmaktadır. Mahkemece davacının kredi vermeye yetkili bir kuruluş olmadığı, ödünç para verme kanununa göre ilgili kuruluşlardan izin almadan bu işi yapmasının tefecilik olduğu, bu yüzden sözleşmelerin Borçlar Kanununun 19.maddesi hükmüne göre geçersiz olması nedeniyle davanın reddine, davacı hakkında suç duyurusunda bulunulmasına karar verilmiştir. Dosya kapsamından davacının ödünç para verme işi ile uğraştığı ya da tefecilik yaptığına ilişkin bir bilgi bulunmamaktadır. Davalının da bu yönde bir savunması olmadığı gibi yargılamaya dahi katılmamıştır. Taraflar arasındaki sözleşmelerin başlığı ve içeriğinde,konut kredisi ifadesi kullanılmış ise de,tarafların karz hukuki ilişkisine dayanarak sözleşme imzaladıklarının kabulü gerekir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü. KARAR Davacı, dava dışı ... ...'ın davalı Bankadan aldığı krediye kefil olduğunu, borç ödenmeyince hakkında icra takibi yapıldığını öne sürerek, borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini istemiştir. Davalı, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir. 1-Davacı, davalıdan kredi alan dava dışı ... ...'a kefil olarak kredi sözleşmesini imzaladığını belirterek, menfi tespit talepli bu davayı açmıştır. 4822 Sayılı Kanun ile değişik 4077 Sayılı TKHK'nun 10.maddesinde, tüketici kredisi düzenlenmiştir....
Davacı vekili; davalının müvekkili OYAK’tan konut kredisi kullandığını, 138.684,89 TL kredinin 04/05/2012 tarihinde davalının hesabına yatırıldığını, davalının kredi taksitlerini 2012 yılı ağustos ayından 2013 yılı ekim ayına kadar ödediğini, ancak kredi dosyasına ibraz edilen ekspertiz raporu, tapu ve ipotek belgelerinin sahte olduğunun tespit edilmesi üzerine konut kredi sözleşmesi ve Oyak Konut Kredisi Yönetmeliğinin ilgili hükümleri uyarınca sözleşmenin feshedilerek icra takibi başlatıldığını, davalının itirazı üzerine takibin durduğunu belirterek, itirazın iptali ile takibin devamına ve icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir. Davalı; dava dışı Muhterem Yakar isimli kişiye kredi işlemleri için verdiği vekaletnamenin kötüye kullanıldığını, bu şahsın kredi dosyasına sunduğu evrakların ise davacı tarafından araştırılmadığını, icra takibinin başlatıldığı tarihe kadar kredi taksitlerini ödediğini belirterek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı dava dilekçesinin görev yönünden reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Dava, geçersiz kefalet sözleşmesine dayanılarak başlatılan icra takibinden dolayı borçlu olunmadığının tesbiti istemine ilişkindir. Davalı vekili, kredi ve kefalet sözleşmesinin geçerli olduğunu bildirerek, davanın reddini talep etmiştir. Mahkemece, takibin ve davanın temelini teşkil eden kredi sözleşmesinin tüketici kredisi niteliğindeki konut kredisi olduğu, bu tür kredilere ilişkin davalara bakma yetki ve görevinin Tüketici Mahkemelerinde olduğu gerekçesiyle dava dilekçesinin görev nedeniyle reddine, dosyanın görevli ve yetkili ... Tüketici Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir....
Dava, menfi tespit istemine ilişkin olup, taraflar arasındaki temel ilişki, konut satım akdinden kaynaklanmaktadır. Davacı, kredi borcu bulunan taşınmazı davalıya sattığını, ancak söz konusu borcun yine kendisi tarafından ödendiğini ileri sürerek, takibin dayanaksız 2012/11054-26039 olduğunu, davalı ise davacının ödemesi gereken kredi borcunu kendisinin ödediğini savunarak, davanın reddini dilemiştir. Taraflar arasındaki uyuşmazlık, satım akdine konu olan taşınmaza ilişkin kredi borcunun hangi tarafça ödendiği ve söz konusu bu borcu ödeme yükümlülüğünün taraflardan hangisine ait olduğu noktasında toplanmaktadır....
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Sulh Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı dava dilekçesinin reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Davacı vekili, taraflar arasında akdedilen sözleşme ile davalının toplu konut kredisi kullandığını ve kredi borcunu ödememesi nedeniyle aleyhine girişilen takibe itirazı sonucu takibin durduğunu belirterek, itirazın iptali, takibin devamı ve % 40 oranında icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı, yargılama görevinin Tüketici Mahkemesine ait olduğunu bildirerek görev itirazında bulunmuş ve davanın reddini savunmuştur....