Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre, icra takibinin dayanağı olan senetlerin büyük bir kısmındaki imzaların davacıya ait olmadığı, imzaların davacıya ait olduğu tespit edilen bir kısım senetle ilgili devam eden icra takibinde bu senetlerdeki meblağı karşılayacak miktarda tahsilat yapıldığı, bu tahsilatın yapıldığı tarih itibariyle davacının davalıya borçlu bulunmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne, taraflar lehine tazminat takdirine yer olmadığına karar verilmiştir. Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve özellikle icra takibinin kötüniyetle yapıldığının kanıtlanmamış bulunmasına göre, davacı vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmemiştir....
Esas numarasında derdest olan menfi tespit davasında icra takibi başlatılmadan önce açılan davada tedbir talebinin kabulüne ve bononun lehtarı tarafından icra takibine konu edilmemesine, icra takibine konu edilmesi halinde ise icra takibinin tedbiren durdurulmasına dair ihtiyati tedbir kararı verilmiş olmasının bonoyu ciro yoluyla devralan .... tarafından icra takibine konu edilmesi üzerine icra takibinden sonra ve menfi tespit davası açılmadan önceki süreçte icra takibinin tedbiren durdurulması isteminin reddine, icra takibinden sonra açılmış olması nedeniyle icra veznesine girecek alacağın alacaklıya ödenmemesi yönünde İİK 72/3.madesi uyarınca tedbir kararı verilmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi Taraflar arasındaki menfi tespit tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne, yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekili ve davalı banka vekili ile davalı ... tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Davacı vekili, davalı banka tarafından müvekili aleyhine icra takibi yapıldığını, bankaya herhangi bir kredi veya kredi kartı borcu olmadığını ileri sürerek borçlu olmadığının tespitini 5.000 TL manevi tazminat verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı banka vekili, husumet itirazında bulunduktan sonra, banka tarafından düzenlenen kredi kartının diğer davalı ... tarafından kulanıldığının tespit edilmesi üzerine icra takibinin sonlandırıldığını beyan ederek davanın reddini istemiştir. Davalı ..., davada kendisine husumet yöneltilemeyeceğini beyan ederek davanın reddini istemiştir....
Sayılı dosyasından ihtiyati tedbire itirazımızın incelenmesi hususunda menfi tespit davasının iflas davasından evvel açılmış olması gerekçesine dayanılmış olmasının yanılgılı bir karar tesis edilmesine neden olduğunu, mahkemesi tarafından asıl yapılması gereken iflas davasının açılış tarihinin araştırılması değil menfi tespit davasının iflas yolu ile takipten önce açılıp açılmadığının araştırılması ve bunun sonucuna göre karar verilmesi gerektiğini, menfi tespit davasının iflas takibinden önce mi sonra mı açıldığı hususunda bir değerlendirmede bulunulmadığını, oysa borçlu tarafça menfi tespit dosyasından istenilen tedbirler hakkında müspet bir karar verilebilmesi ancak ve ancak menfi tespit davasının iflas yolu ile adi takibin başlatılma tarihinden önceki bir tarihte ikame edilmiş olmasına bağlı olduğunu, İcra ve İflas Kanunu'nda; iflas yolu ile adi takibin itirazsız kesinleşmesinden sonra açılan iflas davasında verilen depo kararı gereği depo edilen dosya borcunun istirdat davasına konu...
İnceleme, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.2004 Sayılı İİK'nın menfi tespit ve istirdat davaları başlıklı 72.maddesinde; "Borçlu, icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu bulunmadığını ispat için menfi tespit davası açabilir.İcra takibinden önce açılan menfi tespit davasına bakan mahkeme, talep üzerine alacağın yüzde onbeşinden aşağı olmamak üzere gösterilecek teminat mukabilinde, icra takibinin durdurulması hakkında ihtiyati tedbir kararı verebilir.İcra takibinden sonra açılan menfi tespit davasında ihtiyati tedbir yolu ile takibin durdurulmasına karar verilemez....
Asliye Ceza Mahkemesinin 2014/1420 esas sayılı dosyasına katılan sıfatı ile katılmış ise de, verilen kararın halen kesinleşmediği, davalı alacaklı yanın icra takibinde kötü niyetli bulunduğundan bu nedenle bahsedilemeyeceği, davacı tarafça her ne kadar 08/06/2015 tarihinde iş bu menfi tespit davası açılmış ise de, bu davanın dahi icra takibinin başlatıldığı 18/03/2013 tarihinden 2 yıl kadar sonra açıldığı icra takibinin devam ettiği 2 yıllık bu süre boyunca davacı borçlu tarafın icra takibinin durdurulmasına yönelik almış olduğu bir ihtiyati tedbir kararı bulunmadığı gibi senedin sahteliği iddia olunan şikayet nedeni ile yürütülen soruşturma ve açılan ceza davasında dahi icra takibinin durdurulmasına yönelik verilmiş bir karar bulunmadığı, devam eden icra takibinde alacaklı tarafın ise icra takip işlemlerini ve aşamalarını sürdürüp dosya haciz aşamasına geldiğinde de haciz işlemlerini yürütmesinin icra takip hükümleri yönünden ve alacaklı bakımından bir hak olup usulsuzlükte bulunmadığından...
Bu bildirimi alan üçüncü şahıs, icra takibinin yapıldığı veya yerleşim yerinin bulunduğu yer mahkemesinde süresi içinde menfi tespit davası açtığına dair belgeyi bildirimin yapıldığı tarihten itibaren yirmi gün içinde ilgili icra dairesine teslim ettiği takdirde, hakkında yürütülen cebri icra işlemleri menfi tespit davası sonunda verilen kararın kesinleşmesine kadar durur" şeklinde düzenleme içermektedir. Somut uyuşmazlıkta davanın, İİK'nın 89/3. maddesi uyarınca açılan menfi tespit davası olduğu ve bu madde kapsamında takibin durmasına ilişkin özel düzenleme bulunduğu halde mahkemece yanılgılı olarak davacının ihtiyati tedbir talebinin İİK'nın 72. maddesine göre değerlendirme yapılarak karara bağlanması doğru olmamıştır....
İlk derece mahkemesince kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla başlatılan takibe karşı açılan menfi tespit davası olarak niteleme yapılmışsa da dava konusu icra takibinin ilamsız icra takibi olduğu, takibin dayanağının kambiyo senedinden değil sözleşmeden kaynaklı alacak olarak belirtildiği anlaşılmıştır....
İcra Müdürlüğünün 2009/1228 Esas sayılı icra takibine konu 85.000,00 TL bedelli senet yönünden 51.000,00 TL borçlu olduğunun, 34.000,00 TL borçlu olmadığının tespitine, 51.000,00 TL üzerinden icra takibinin devamına, Kötü niyet tazminat talebinin reddine,” yazılmasına rağmen hüküm fıkrasında “Davacının davasının kısmen kabulü ile; davacının ... 2. İcra Müdürlüğünün 2009/1228 Esas sayılı icra takibine konu 80.000,00 TL bedelli senet yönünden 51.000,00 TL borçlu olduğunun, 29.000,00 TL borçlu olmadığının tespitine, 51.000,00 TL üzerinden icra takibinin devamına, kötü niyet tazminat talebinin reddine,” şeklinde karar verildiği, böylece kısa kararla gerekçeli kararın hüküm fıkrası arasında çelişki oluşturulması nedeniyle 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 297. maddesi gereğince hükmün bozulması gerekmiştir. 2-Bozma nedenine göre, davacı ve davalının şimdilik temyiz itirazlarının incelenmesine gerek görülmemiştir....
muhtırası gönderilmesinin usule ve yasaya aykırı olduğu gibi kabul anlamına gelmemekle birlikte İİK’ya aykırı bir şekilde tam vekalet ücreti hesaplanmasının da hukuken kabul edilemeyeceğini, takibe dayanak gösterilen ilam menfi tespit değil eda hükmü içerseydi dahi ilamda faiz oranı bulunmadığından yalnızca takipten sonrası için ve o da yasal faiz oranında faiz istenebileceği hükme bağlandığından yasaya aykırı şeklide faiz hesaplamak sureti ile takip yapılmasını da kabul etmediklerini belirterek, icra takibinin iptaline aksi kanaat halinde bakiye borç muhtırası ve icra müdürlüğünce yapılan dosya hesabının iptaline karar verilmesini dava ve talep etmiştir....