Av. ... aralarındaki birleşen menfi tespit - itirazın iptali davası hakkında Çorum 1. Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 28.06.2012 gün ve 300-308 sayılı hükmün davacılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşuldu. - K A R A R - Menfi tespit davasında davacı olan ... miraşçıları, aleyhine açılan itirazın iptali davasında davalı konumunda olup, itirazın iptaline dair mahkeme kararını da temyiz ettiklerinden dava değeri üzerinden nispi temyiz harcı yatırmaları gerekir. ... mirasçılarına temyize konu itirazın iptali davasında nispi temyiz harcını tamamlamaları için muhtıra çıkarılarak sonucuna göre dosyanın temyiz incelemesi için Dairemize gönderilmek üzere dosyanın mahalline GERİ ÇEVRİLMESİNE, 26.02.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Menfi tespit davası 31.03.2005 tarihli ilam ile kabul edilmiş, tahakkuk ettirilen miktardan abonenin borçlu olmadığının tespitine karar verilmiş ancak davalının temyizi üzerine karar Yargıtay 19. Hukuk Dairesi'nin 28.03.2006 tarihli ilamı ile bozulmuş, bozmaya uyan mahkemece menfi tespit davası husumetten reddedilmiş, bunun üzerine borçlu 13.08.2008 günü menfi tespit davası açmış ve bu dava eldeki itirazın iptali dosyası ile birleştirilmiştir. Buna göre somut olayda; borçlu takibe itiraz ederek takibi durdurmuştur. Bu nedenle borçlunun takip konusu borçla ilgili borcu olmadığının hemen tespitinde korunmaya değer bir hukuki yararı bulunmamaktadır. Zira; alacaklının itirazın iptalini sağlamadan duran takip sebebiyle borçludan hak talep etmesi mümkün değildir....
Mahkemece iddia, savunma ve toplanan delillere göre itirazın iptali davasının reddine, menfi tesbit davasının kabulüne karar verilmiş; hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir. 1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, itirazın iptali davası yönünden davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan ve yerinde görülmeyen diğer, davalının ise tüm temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. 2- Davacı 01.08.2001 tarihinde itirazın iptali davası açmış, davalı da 27.11.2001 tarihinde karşı dava olarak aynı alacakla ilgili menfi tesbit davası açmıştır. İtirazın iptali davasından sonra aynı alacakla ilgili menfi tesbit davası açılmasından hukuki yarar bulunmamaktadır. Hukuki yarar yokluğu dava şartı olup mahkemece re’sen gözetilerek menfi tesbit davasının bu nedenle reddi gerekirken yazılı gerekçeyle kabulünde isabet görülmemiştir....
Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2001/716 Esas sayılı dava dosyasında itirazın iptali davası açılmıştır. Davacı (itirazın iptali davasının davalısı) itirazın iptali davasında itiraz ve def’ilerini savunma olarak ileri süreceğinden bu iki çek yönünden menfi tespit davası açmakta hukuki yararı bulunmamaktadır. Hukuki yarar dava koşulu olup, bu yön mahkemece re’sen gözetilmeden işin esasına girilerek hüküm kurulması doğru görülmemiştir. Öte yandan anılan itirazın iptali davasında diğer çekler yönünden verilen ve kesinleşen hüküm menfi tespit davasında kuvvetli delil teşkil edeceğinden söz konusu itirazın iptali davasında verilecek hükmün kesinleşmesi beklenilerek bir karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile karar verilmesinde isabet görülmemiştir....
Menfî tespit davası ile itirazın iptali davasından hangisinin önce sonuçlandığına göre, kesin hükmün kesin delil niteliği ile dava şartı niteliğini ayrı ayrı değerlendirmek gerekir. Kesin hükmün kesin delil niteliği ile olumsuz dava şartı olması birbirinden farklı kavramlardır. 5.3. Yapılan bir icra takibine itiraz üzerine, alacaklı tarafından “itirazın iptali” davası açılması durumunda, menfi tespit davasında ileri sürülebilecek iddialar, itirazın iptali davasında savunma sebebi olarak ileri sürülebileceğinden, bu durumda borçlunun ayrı bir menfi tespit davası açmakta hukuki yararı yoksa da, henüz alacaklı tarafından itirazın iptali davasının açılmamış olduğu durumda ise böyle bir imkân söz konusu olmadığından borçlunun, itirazın iptali davasının açılmasını beklemeden menfi tespit davası açmakta hukuki yararı bulunduğunun kabulü gerekir....
Menfi tespit davasından sonra karşılık dava veya ayrı bir dava olarak itirazın iptali davası açılması mümkündür (Kuru, B.: İcra ve İflas Hukukunda Menfi Tespit Davası ve İstirdat Davası, Ankara 2003, s. 87-88, 119). İtirazın iptali davası, menfi tespit davasından daha geniş talepli bir dava olduğu için aralarında derdestlik anlamında bir ilişki bulunmamaktadır....
Mahkemece yapılan yargılamada toplanan delillere ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; icra takibine konu mal teslim fişlerinin ... adına tanzim edildiği, teslim alan kısmında sadece imza bulunduğu, davacının ticari defterlerinde ... adına bir kaydın bulunmadığı ancak ....den 31.12.2012 tarihi itibariyle 501,69 TL alacaklı olduğunun tespit edildiği, bu durumun da davacının ... ile ticari ilişkisinin bulunduğunu gösterdiği, davacının anılan şirketten alacağını tahsil edebileceği, davalılara husumet yöneltilemeyeceği gerekçesiyle davanın husumet yönünden reddine karar verilmiş, hüküm asıl davada davacı-birleşen davada davalı vekilince temyiz edilmiştir. Dava konusu icra takibine itiraz üzerine alacaklı-davacı tarafından itirazın iptali davası açıldıktan sonra bilahare davalılar .... Asliye Ticaret Mahkemesi'nde aynı konuda menfi tespit davası açmışlardır. Menfi tespit davasına konu itiraz ve def'ilerin açılan itirazın iptali davasında dile getirilmesi mümkündür....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Menfi tespit-İtirazın iptali Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı menfi tespit, itirazın iptali davasına dair karar, davalı-k.davacı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Dosya kapsamına, toplanan delillere, mevcut deliller mahkemece takdir edilerek karar verilmiş olmasına ve takdirde de bir isabetsizlik bulunmamasına göre yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA ve aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenden alınmasına, 11.06.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, itirazın iptali davaları ile menfi tespit davalarına ilişkin yapılan açıklamalar ile silahların eşitliği ilkesi dikkate alındığında alacaklı olduğunu iddia eden tarafından açılacak ticari nitelikteki itirazın iptali veya alacak davalarının arabuluculuk dava şartına tabi olduğunun kabul edilmesi ve menfi tespit davasında dava konusunun bir miktar alacağa ilişkin olması karşısında açılan menfi tespit davasının arabuluculuk dava şartına tabi olduğu, dava dilekçesi içeriğinde arabuluculuğa başvurulmadığına yönelik beyan bulunduğu, dava dilekçesi eklerinde ise 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 5/A maddesi hükmü uyarınca arabuluculuğa başvurulduğuna dair bir beyanın ve buna dair bir belgenin bulunmadığı, bu hali ile dava şartı olan arabuluculuğa başvurma şartının yerine getirilmediği anlaşıldığından davanın dava şartı yokluğu nedeniyle reddine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki hüküm kurulmuştur (Yargıtay 11....
Mahkemece, davalı tarafından başlatılan icra takibinin davacının itirazı sonucu durduğu, takibe devam edilebilmesi için davalının itirazın kaldırılması ya da itirazın iptali davası açması ve olumlu sonuç alması gerektiği, bu haliyle davacının dava açmakta hukuki menfaati bulunmadığı gerekçeleriyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir. İİK’nun 72.maddesi uyarınca, borçlu icra takibinden önce veya takipten sonra borçlu olmadığını ispat için menfi tespit davası açabilir. Dava konusu icra takibinin itiraz üzerine durdurulmuş olması, itirazın iptali davası açılmadıkça borçlunun menfi tespit davası açmasına engel oluşturmaz. Somut olayda bu davanın açıldığı tarihte alacaklı tarafından açılmış bir itirazın iptali davası bulunmadığına göre davacının dava açmakta hukuki yararı mevcuttur. Mahkemece bu yönler bakımından yanılgılı değerlendirme sonucu davanın hukuki yarar yokluğu nedeniyle reddi isabetsizdir....