Yukarıda belirtilen kanun maddesi doğrultusunda yapılan değerlendirmede her ne kadar Antalya ...Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından görülmekte olan menfi tespit davasının mahkememizde görülmekte olan itirazın iptali davası yönünden bekletici mesele yapılabileceği gerekçesi ile birleştirme talebinin yerinde olmadığı belirtilmiş ise de; her iki davanın taraflarının aynı olduğu gibi itirazın iptali ve menfi tespit davasının aynı kredi sözleşmesinden kaynaklandığı, dolayısıyla davalar arasında hukuki ve fiili irtibat bulunduğu, davalardan biri hakkında verilecek kararın diğerinin sonucunu ortaya çıkaracağı, itirazın iptali davasının menfi tespit davasının sonucunu beklemesinin açıkça usul ekonomisi ve yargılamanın sürüncemede kalmaması ilkelerine ters düştüğü, mahkemece itirazın iptali ve menfi tespit talepleri yönünden aynı dosyada karar verilmesinin usul ekonomisi ve yargılamanın sürüncemede kalmaması ilkelerine uygun olduğu anlaşılmakla Mahkememizde açılan işbu dava ile daha önce açılan...
Dava, itirazın iptali ve menfi tespit istemine ilişkindir. Mahkemece itirazın iptali isteminin kabulüne, menfi tespit isteminin reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiş ise de, 15/05/2015 havale tarihli imzalı dilekçe ile davacı vekili Av. R.. Ö..'in iş bu defa temyiz talebinden feragat ettiği görüldüğünden, vaki feragat sebebiyle temyiz dilekçesinin REDDİNE, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 22.06.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2018/624 E. sayılı dosyası üzerinden menfi tespit davası açıldığını, söz konusu yargılama devam ederken yine Davacı tarafından aynı hukuki ilişki sebebiyle alacaklı olduğu iddiası ile Müvekkil Şirket aleyhine İstanbul 23. İcra Müdürlüğünün 2019/27471 sayılı dosyası ile ilamsız takip başlatıldığını, haksız ve mesnetsiz takibe itiraz edilmesinin ardından Davacı taraf İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2019/700 E. sayılı dosyası ile itirazın iptali davası açıldığını, söz konusu davaların asıl dava olan İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/624 E. sayılı dosyasında birleştirildiğini, yapılan yargılama neticesinde hem asıl menfi tespit davası hem de birleşen itirazın iptali davasının reddedildiğini ve lehlerine vekalet ücretine hükmedildiğini, İstanbul 25....
İtirazın iptali davasının 27.03.2015 tarihinde açıldığı, menfi tespit davasının açılış tarihi 17.02.2015 tarihi olup henüz itirazın iptali davası açılmadan bu dava açılmış ise de icra dosyası incelendiğinde icra takibine yapılan itirazın tarihinin ise bu tarihlerden önce 31.03.2014 tarihinde yapıldığı ve icra müdürlüğünün takibi durdurma kararı verdiği bu aşamada artık davacısı ... önünden icra takibi durduğundan ayrıca menfi tespit davası açmasında hukuki yararı bulunmadığı gerekçesiyle, ... hukuki yararı olmadığından dava şartı yokluğundan menfi tespit davasının reddine ..." karar verildiği, hüküm Yargıtay 11.HD'nin 13.07.2023 tarih ve 2022/2430 E. 2023/4489 K.sayılı kararı ile onandığı, gerekçesiyle davanın hukuki yarar dava şartından reddine karar verilmiştir....
Somut olayda eldeki itirazın iptali davası ve davalı tarafından açılan menfi tespit davası taraflar arasındaki nakliye sözleşmesi uyarınca başlatılan aynı icra takibinden kaynaklanmaktadır. Buna göre aynı icra takibi uyarınca açılan itirazın iptali ve menfi tespit davasında biri hakkında verilecek karar diğerini etkileyecek mahiyette olup,huhuk güvenliği açısınde birlikte görülmesi gerektiğinden, her iki dava arasında HMK 166. maddesi anlamında bağlantı bulunduğunun kabulü gerekmiştir. Bu durumda mahkemece taraflar talep etmese dahi dosyalar arasında bağlantı buluduğunun tespit edilmesi halinde davanın her aşamasında re'sen birleştirme karar verebileceği ve usul ekonomisi gözetildiğinde mahkemece dosya üzerinden eldeki itirazın iptali davasının, arasında bağlantı bulunan daha önce açılan menfi tespit davası ile birleştirilmesine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığından davalı vekilinin yerinde olmayan istinaf başvurusunun esastan reddine kara verilmiştir....
Buna göre aynı icra takibi uyarınca açılan itirazın iptali ve menfi tespit davasında biri hakkında verilecek karar diğerini etkileyecek mahiyette olup,huhuk güvenliği açısınde birlikte görülmesi gerektiğinden, her iki dava arasında HMK 166. maddesi anlamında bağlantı bulunduğunun kabulü gerekmiştir. Bu durumda mahkemece taraflar talep etmese dahi dosyalar arasında bağlantı buluduğunun tespit edilmesi halinde davanın her aşamasında re'sen birleştirme karar verebileceği ve usul ekonomisi gözetildiğinde mahkemece dosya üzerinden eldeki itirazın iptali davasının, arasında bağlantı bulunan daha önce açılan menfi tespit davası ile birleştirilmesine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığından davalı vekilinin yerinde olmayan istinaf başvurusunun esastan reddine kara verilmiştir....
Yapılan bir icra takibine itiraz üzerine, alacaklı tarafından “itirazın iptali” davası açılması durumunda, menfi tespit davasında ileri sürülebilecek iddialar, itirazın iptali davasında savunma sebebi olarak ileri sürülebileceğinden, bu durumda borçlunun ayrı bir menfi tespit davası açmakta hukuki yararı yoksa da, henüz alacaklı tarafından itirazın iptali davasının açılmamış olduğu durumda ise böyle bir imkan söz konusu olmadığından borçlunun, itirazın iptali davasının açılmasını beklemeden menfi tespit davası açmakta hukuki yararı bulunduğunun kabulü gerekir. Nitekim söz konusu bu halde, yapılan itiraz üzerine takip durmuşsa da, “takibe itiraz” sadece takip hukuku ile ilgili bir sonuç olup, kesin hükmün sonuçlarını doğurmaz....
Şti.den 31.12.2012 tarihi itibariyle 501,69 TL alacaklı olduğunun tespit edildiği, bu durumun da davacının .....Ltd. Şti. ile ticari ilişkisinin bulunduğunu gösterdiği, davacının anılan şirketten alacağını tahsil edebileceği, davalılara husumet yöneltilemeyeceği anlaşıldığından davanın pasif husumet yokluğundan usulden reddine, birleşen dava yönünden ise, asıl dosya alacaklısı-davacısı tarafından itirazın iptali davası açıldıktan sonra bilahare davalı-birleşen dosya davacısı Antalya 4. Asliye Ticaret Mahkemesi'nde aynı konuda menfi tespit davası açtığı, menfi tespit davasına konu itiraz ve def'ilerin açılan itirazın iptali davasında dile getirilmesi mümkün olduğu, bu durumda itirazın iptali davasından sonra aynı hususta menfi tespit davası açılmasında hukuki yarar bulunmadığından, birleşen davanın hukuki yarar yokluğundan usulden reddine karar verilmiş, hüküm davacı-birleşen dosya davalısı vekili tarafından temyiz edilmiştir....
Bu durumda menfi tespit davasının dava tarihi itirazın iptali davasından daha önce olduğundan davacı kiracının menfi tespit davası açmakta hukuki yararı var ise de davacı kiracının menfi tespit davasından sonra kabul ettiği ve tevdi mahalline yatırdığı 5.350 TL içinde davanın reddedilmesi gerekirken itirazın iptali davasında görüldüğünden bahisle karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi ve bu nedenle davacı yararına çok, davalı yararına az vekalet ücreti takdiri doğru değildir. Hüküm bu nedenle bozulmalıdır. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı HMK.ya 6217 Sayılı Kanunla eklenen geçici 3.madde hükmü gözetilerek HUMK.nın 428.maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 12.10.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Bu nedenle itirazın iptali davası açıldıktan sonra takip konusu borçla ilgili olarak borçlunun menfi tespit davası açmakta hukuki yararı bulunmamaktadır.Zira menfi tespit davasında ileri sürülebileceği borçla ile ilgili iddiasını itirazın iptali davasında savunma sebebi yapabilir ve savunma ile ilgili tüm delillerini gösterebilir. Kaldı ki Adana 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2020/... Esas numarasıyla İtirazın İptali davası açılmış olup, UYAP sisteminden yapılan incelemede devam eden davada davacı tarafından aynı itirazların sunulduğu anlaşılmıştır. Bu nedenle açılmış olan dava da hukuki yarar bulunmadığından davanın reddine karar verilmiştir....