ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO: 2023/54 Esas KARAR NO: 2023/113 DAVA: İstirdat (Ticari Satıma Konu Malın İadesi) DAVA TARİHİ: 23/01/2023 KARAR TARİHİ: 13/02/2023 Mahkememizde görülmekte olan İstirdat (Ticari Satıma Konu Malın İadesi) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı müvekkil şirket adına, ---- tarafından ------yazıldığını, ancak yazıyla yazılan kısım yazılmadığından lehtar müvekkil tarafından çek --- geri gönderilmek üzere -------- verildiğini, ancak söz konusu çekin kargoda çalındığını, Müvekkilin zilyedinde iken rızası dışında elinden çıkan söz konusu çekin bulunamadığından, çekin iptali için ------ dosyası ile çek iptali davası açıldığını ve çek için ödemeden men kararı alındığını, söz konusu çekin iptali davası devam ederken lehdarı müvekkili olan çekin, davalı---- tarafından -----Sayılı dosyası ile icra takibine konulduğunu ve çekin davalı ---- olduğu anlaşıldığını, İcraya konulan çekte lehtar/ ilk ciranta...
Tüm dosya kapsamından; Davanın zayi olduğu iddia olunan çekin istirdatı ve menfi tespit talebine ilişkin olduğu------numaralı çekin zayi olduğu iddiasıyla açılan iptal davasında, dava konusu çekin davalının elinde olduğunun anlaşılması üzerine mahkememizde istirdat davası açılmış ve çekin keşide tarihinin ---- olarak tahrifat yapıldığı iddiasıyla menfi tespit talebinde bulunulmuştur. İstirdat davasını, kıymetli evrak rızası hilafına elinden çıkan meşru hamil açabilir. Kıymetli evrakın zayi olduğu veya zayiinin ortaya çıktığı sırada, senet üzerinde hak sahibi kim ise, o kişi istirdat davası açabilir. Dolayısıyla, keşideci kaybolan veya çalınan çekin istirdat davasını açamaz....
Borçlunun bir alacaklının kendisinden bir hak veya alacak talep etmesi üzerine ileri sürülen hak veya alacağın doğmadığını ve doğduktan sonra sona erdiğini tespit ettirmek amacıyla açtığı tespit davasına menfi tespit davası denir. Menfi tespit davası icra takibinden önce açılabildiği gibi icra takibinden sonra da açılabilir. Takipten önce menfi tespit davası açılabilmesi için borçlunun borcu olmadığının hemen tespitinde korunmaya değer bir hukuki yararı bulunmalıdır. (Kuru Baki; İcra ve İflas Hukukunda Menfi Tespit ve İstirdat Davası, Ankara 2003, s 24) Borçlu maddi hukuk bakımından ödemekle yükümlü olmadığı bir alacak talebiyle karşılaşmışsa menfi tespit davası açmakta hukuki yararının bulunduğu kabul edilmelidir....
Borçlunun bir alacaklının kendisinden bir hak veya alacak talep etmesi üzerine ileri sürülen hak veya alacağın doğmadığını ve doğduktan sonra sona erdiğini tespit ettirmek amacıyla açtığı tespit davasına menfi tespit davası denir. Menfi tespit davası icra takibinden önce açılabildiği gibi icra takibinden sonra da açılabilir. Takipten önce menfi tespit davası açılabilmesi için borçlunun borcu olmadığının hemen tespitinde korunmaya değer bir hukuki yararı bulunmalıdır. (Kuru Baki; İcra ve İflas Hukukunda Menfi Tespit ve İstirdat Davası, Ankara 2003, s 24) Borçlu maddi hukuk bakımından ödemekle yükümlü olmadığı bir alacak talebiyle karşılaşmışsa menfi tespit davası açmakta hukuki yararının bulunduğu kabul edilmelidir....
Borçlunun bir alacaklının kendisinden bir hak veya alacak talep etmesi üzerine ileri sürülen hak veya alacağın doğmadığını ve doğduktan sonra sona erdiğini tespit ettirmek amacıyla açtığı tespit davasına menfi tespit davası denir. Menfi tespit davası icra takibinden önce açılabildiği gibi icra takibinden sonra da açılabilir. Takipten önce menfi tespit davası açılabilmesi için borçlunun borcu olmadığının hemen tespitinde korunmaya değer bir hukuki yararı bulunmalıdır. (Kuru Baki; İcra ve İflas Hukukunda Menfi Tespit ve İstirdat Davası, Ankara 2003, s 24) Borçlu maddi hukuk bakımından ödemekle yükümlü olmadığı bir alacak talebiyle karşılaşmışsa menfi tespit davası açmakta hukuki yararının bulunduğu kabul edilmelidir....
Aynı konuya ilişkin olarak açılmış bir menfi tespit ve istidat davası varken tekrar istirdat davası açılamayacağından davalının derdestlik itirazının kabulüne ve 6100 sayılı HMK m. 114/I-ı ve 115'e göre davanın usulden reddine yönelik olarak aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur....
Davacı, aleyhine yapılan icra takibinden dolayı borçlu olmadığının tespiti istemi ile eldeki davayı açmış; 3.1.2006 havale tarihli dilekçesi ile de takip nedeniyle ödemek zorunda kaldığı meblağın istirdatını talep etmiştir.Mahkemece davacının borçsuzluğunun sabit olduğuna ve ilamın ibrazı ile eski hale getirme istenebileceğine dayanılarak davacının istirdat talebine yönelik hüküm kurulmadığı görülmüştür.Davacının davasını menfi tespit davası olarak açtığı, yargılama sırasındaki ödemeler nedeniyle talebini istirdat olarak yinelediği ve mahkemece takip konusu alacak yönünden borçlu olmadığının tespitine karar verildiği görülmüştür.Mahkemece dava konusu takip nedeniyle yapılan ödemelerin istirdatına karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile bu konuda karar verilmemiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir....
Dava dilekçesinde 12.300,00 TL bakımından davanın istirdat talebi olarak kabulü talep edilmiş ise de; İİK'nın 72. maddesinin beşinci fıkrası gereğince borçlunun açmış olduğu menfi tespit davasında ihtiyati tedbir kararı almamış veya verilmiş olan ihtiyati tedbir kararının herhangi bir sebeple kaldırılmış olması nedeniyle dava konusu borcu alacaklıya ödemiş olursa açılmış olan menfi tespit davasına istirdat davası olarak devam edilir. Bu durumda borçlunun menfi tespit davasının istirdat davasına dönüştürülerek devam edilmesi için bir talepte bulunmasına gerek yoktur. Borcun ödenmiş olduğunu öğrenen mahkemenin yukarıda yazılı yasa hükmü gereğince davaya kendiliğinden istirdat davası olarak devam etmesi gerekir (Çavdar, S.: İtirazın İptali, Borçtan Kurtulma, Menfi Tespit ve İstirdat Davaları, Ankara, 2007, s. 803). Nitekim aynı ilkeler, Hukuk Genel Kurulunun 18.12.2018 tarihli ve 2017/3- 1526 E., 2018/1948 K., sayılı kararında da benimsenmiştir....
Davalı vekili, istirdat davasına konu paranın ödendiği tarihten itibaren bir yıllık hak düşürücü sürenin geçtiği gibi, menfi tespit davası sırasında ödeme nedeniyle dava kendiliğinden istirdat davasına dönüştüğü halde bu yönde karar verilmemesi sonucu bahsedilen menfi tespit davasına konu hükmün davacı yönünden kesin hüküm oluşturduğu, satıma konu aracın 49.100,00 TL'ye satılarak neticeten müvekkiline 43.436,79 TL ödeme yapılmış olup, araç kıymet takdiri bedeline itiraz etmeyen davacının aracın düşük bedelle satıldığı iddialarının da dinlenemeyeceğini bildirerek, davanın reddini savunmuştur....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi Taraflar arasındaki birleşen itirazın iptali, menfi tespit ve istirdat davalarının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü....