HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacı tarafından açılan menfi tespit davasının konusuz kalması sebebiyle bu dava yönünden KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA, 2-Davacı tarafından açılan çek istirdatı ve çek bedeli istirdatı davasının aktif husumet ehliyeti yokluğu sebebiyle REDDİNE, 3-Karar tarihinde yürülükte bulunan haçlar tarifesi uyarınca alınması gereken 59,30- TL maktu harcın, 85,39 TL peşin harçtan mahsubu ile bakiye 26,09 TL harcın talep halinde davacıya iadesine, 4-Davacının menfi tespit talebi yönünden davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca dava değeri ve tarifenin 13/1 maddesi dikkate alınarak takdir edilen 4.080,00-TL maktu vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, 5-Davacı tarafından yapılan 126,70 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, 6-Kullanılmayan gider avansının 6100 Sayılı HMK 333. maddesi uyarınca kararın kesinleşmesine müteakiben yatırana iadesine,...
İtirazın iptali davasından önce menfi tespit davası açılması durumunda sonra açılacak itirazın iptali davasında hukuki yararın var olduğu kabul edilmektedir. Menfi tespit davası sonucunda (davanın reddi) alınan kesin hüküm itirazın iptali davası açılmaksızın icra takibinin devamını sağlamayacaktır. Menfi tespit davasından sonra karşılık dava veya ayrı bir dava olarak itirazın iptali davası açılması mümkündür (Kuru, B.: İcra ve İflas Hukukunda Menfi Tespit Davası ve İstirdat Davası, Ankara 2003, s. 87-88, 119). 23. İtirazın iptali davası, menfi tespit davasından daha geniş talepli bir dava olduğu için aralarında derdestlik anlamında bir ilişki bulunmamaktadır....
talepleri hakkında” ibaresi “para olan alacak, tazminat, itirazın iptali, menfi tespit ve istirdat davalarında,” şeklinde değiştirilmiştir.'' hükmü çerçevesinde "para olan alacak, tazminat, itirazın iptali, menfi tespit ve istirdat davalarında," şeklinde değiştirildiği, yine aynı Kanunun Geçici 1. maddesinde; ''Bu maddeyi ihdas eden Kanunla, 6102 sayılı Kanunun 5/A maddesinin birinci fıkrası ile 7036 sayılı Kanunun 3 üncü maddesinin birinci fıkrasına eklenen menfi tespit ve istirdat davaları hakkındaki hüküm, 1/9/2023 tarihinde ve sonrasında açılacak davalar hakkında uygulanır.'' hükmüne yer verilerek, zorunlu arabuluculuk müessesesinin menfi tespit davaları için 01/09/2023 tarihinden itibaren yürürlüğe gireceğinin kararlaştırıldığı, bu kapsamda ticari mahiyetteki menfi tespit ve istirdat davalarının da zorunlu arabuluculuk müessesesine tabi tutulduğu ve arabuluculuk başvurusu yapılmasının dava şartı olduğu kararlaştırıldığı, dava dosyası incelendiğinde arabuluculuk son anlaşamama tutanağı...
Davacının keşidecisi sıfatıyla bu davayı açtığı ve keşideci olduğunun davacının kendi kabulünde olduğu, bu hususta bir tereddüt bulunmadığı, ancak keşidecinin zayi nedeniyle çek iptali isteme hakkı bulunmadığı, zayi nedeniyle kıymetli evrakın iptalini isteme hakkının 6102 sayılı TTK.651/2. maddesi uyarınca iptal davasını açmakta hukuki menfaati olan kişinin senede bağlı alacak hakkı olan yetkili hamil de olduğu, keşidecinin (hesap sahibinin) iptal kararı almakta hiç bir hukuki yararı bulunmadığı, dava konusu çeklerin davacının çek hesabına ait oldukları, TTK nun 651. maddesinde genel hüküm ve özel hüküm niteliğindeki TTK. nun 818-(1)s) maddesi yollamasıyla aynı kanunun 757. maddesi uyarınca ancak hamilin zayi nedeniyle çek iptali davası açabileceği, esasen zayi olmuş çek hakkında keşidecinin, ibraz süresi geçtikten sonra çekten cayabileceği veyahut hamile karşı menfi tespit davası veyahut da lehtara karşı menfi tespit ve/veya istirdat davası açması mümkün olduğu ve dolayısıyla bu halde...
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO:2021/425 Esas KARAR NO:2021/506 DAVA:Kıymetli Evrak İptali DAVA TARİHİ:30/06/2021 KARAR TARİHİ:01/07/2021 Mahkememizde görülmekte olan Kıymetli Evrak İptali (Çek İptali (Hasımsız)) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı verdiği dava dilekçesi ile; ... ... ......
Bankası ... şubesinde bulunan hesabına, çeke karşılık olarak ve havale yapılırken çek belirtilmek suretiyle 16.05.2007 tarihinde 14.000 TL, 27.07.2007 tarihinde 6.000 TL olmak üzere toplam 20.000 TL ödeme yapıldığını gösterir dekontları delil olarak sunmuştur. Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda bu ödemelerin söz konusu çeke ilişkin olduğu ve çek aslının ödendiği belirtilmiştir. Menfi tespit davasına konu çek bedelinin ödeme tarihi 16.05.2007 – 27.07.2007'dir. Davalı alacaklı tarafından başlatılan icra takip tarihi 20.09.2007, dava tarihi ise 19.10.2007 olup, davacı dava konusu çek bedelini dava ve icra takip tarihinden önce ödemiştir. Bu durumda davacıyı menfi tespit davası açmaya zorlayan takip haksız ve kötüniyetlidir. O halde mahkemece İİK 72/5. maddesi uyarınca davacı borçlu lehine % 40 oranında tazminata hükmedilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulmasında isabet görülmemiştir....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Taraflar arasındaki dava, işletme devrine ilişkin olmayıp mermer ocağı satış sözleşmesi nedeniyle verilen çeklerin iptali ve menfi tespit istemine ilişkindir. Mahkemece de dava menfi tespit ve çek iptali davası olarak kabul edilmiştir. Uyuşmazlığın niteliğine ve tarafların sıfatına göre, dosyanın temyiz incelemesi, Yargıtay 19. Hukuk Dairesinin görevine girmektedir. SONUÇ: Yukarıdaki açıklanan nedenlerle, dosyanın görevli Yargıtay 19. Hukuk Dairesi Başkanlığı’na GÖNDERİLMESİNE, 08.01.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Davada diğer talep olan davacının çek nedeniyle davalıya borçlu olmadığının tespiti talebinin yani menfi tespit davasının arabuluculuk dava şartına tabi olup olmadığı hususuna gelince, menfi tespit davasında davacı, davalıya borçlu olmadığının tespitini istemekte, buna karşın davalı taraf davacının borçlu olduğunu savunmaktadır. Netice itibarıyla mahkeme menfi tespit davasında davacının borçlu olup olmadığının tespiti ile birlikte davalının da alacaklı olup olmadığının tespitini yapacaktır. Şu halde menfi tespit davasında dava konusunun bir miktar alacağa ilişkin olduğu açık olup 7155 sayılı Yasa'nın 20. maddesi ile TTK’nin 5. maddesine eklenen 5/A maddesi kapsamında menfi tespit davasında arabulucuya başvurmak dava şartı ise de arabuluculuk dava şartına tâbi olmayan çek istirdadı davası ile birlikte açıldığından eldeki davada menfi tespit talebi de arabulucuk dava şartına tâbi olmayacaktır....
Mahkemece, davacının davalı şirkete önceki ticari ilişkiden kaynaklanan güven nedeniyle sipariş ettiği ayakkabıları teslim almadan göndermiş olduğu dava konusu çek ile ilgili olarak borçlu bulunmadığı gerekçesiyle menfi tespit davasının kabulüne karar verilmiş çek iptali talebi yönünden çek iptali davası TTK hükümlerine göre ancak çek hamilleri tarafından açılabileceği davacının çek hamili olmayıp çek keşidecisi olduğu gerekçesiyle çek iptaline yönelik talebinin reddine karar vermek gerekmiştir. Tebligat Kanunu'nun 12. ve 13’üncü maddelerinde tüzel kişilere tebligat usulü düzenlenmiştir....
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR ESAS NO : 2018/1308 Esas KARAR NO : 2021/454 DAVA : Menfi Tespit (Alım Satım) DAVA TARİHİ : 05/11/2018 KARAR TARİHİ : 22/06/2021 Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Alım Satım) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı ile davalı arasındaki ticari alışveriş neticesinde davalı tarafından --- teslim edilmesi ile davacı tarafından ödeme yapılması şeklinde tarafların sözleşmiş bulunmasına rağmen davalı tarafından malların teslim edilmediğini, buna --------- ihtarnamesiyle davalı tarafa sözleşmeyle yükümlendiği ------ ederek ilgili malları teslim etmesi veya çeki taraftarına iade etmesi şeklinde ihtarda bulunulmuş olmasına rağmen, herhangi bir mal teslimi ve çek iadesi yapılmadığını iddia ederek, davanın kabulü ile davacı şirketin davalıya vermiş olduğu, --------- tutarlı çekin iptali ile davacı şirketin bu çek nedeniyle davalıya borçlu bulunmadığının tespitine, davaya...