GEREKÇE: Dava; üçüncü kişinin açtığı İİK 89/3.maddesine dayalı menfi tespit davasıdır. Davacı, birinci ve ikinci haciz ihbarnamelerine itiraz etmelerine rağmen haksız olarak üçüncü haciz ihbarnamesinin gönderildiğini, icra takibinde borçlu gösterilen taraflar ile herhangi bir ticari ilişkisinin olmadığını beyanla menfi tespit isteminde bulunmuş; davalı ise davanın reddini istemiştir. İlk derece mahkemesi tarafından, "...yaptırılan bilirkişi incelemesi ile davacının icra takibinin borçlularına borcu olmadığının tespit edildiği, ayrıca davacının birinci ve ikinci haciz ihbarnamelerine itiraz etmiş olması nedeniyle, üçüncü haciz ihbarnamesi gönderilmesinin usulsüz olduğu anlaşıldığından davacının menfi tespit isteminin kabulüne" karar verilmiştir. Hüküm davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir....
GEREKÇE: Dava; üçüncü kişinin açtığı İİK 89/3.maddesine dayalı menfi tespit davasıdır. Davacı, birinci ve ikinci haciz ihbarnamelerine itiraz etmelerine rağmen haksız olarak üçüncü haciz ihbarnamesinin gönderildiğini, icra takibinde borçlu gösterilen taraflar ile herhangi bir ticari ilişkisinin olmadığını beyanla menfi tespit isteminde bulunmuş; davalı ise davanın reddini istemiştir. İlk derece mahkemesi tarafından, "...yaptırılan bilirkişi incelemesi ile davacının icra takibinin borçlularına borcu olmadığının tespit edildiği, ayrıca davacının birinci ve ikinci haciz ihbarnamelerine itiraz etmiş olması nedeniyle, üçüncü haciz ihbarnamesi gönderilmesinin usulsüz olduğu anlaşıldığından davacının menfi tespit isteminin kabulüne" karar verilmiştir. Hüküm davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ; Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, borçlunun takipten önce veya sonra menfi tespit davası açması için hukuki yararının bulunması gerektiği, somut olayda taraflar arasında borcun varlığı ve miktarı konusunda uyuşmazlık olmadığı, davacının iddiasının icra takibinden sonra bedelin icra veznesine ödendiğine ilişkin olduğu, İİK 71.maddesine göre borçlu takibin kesinleşmesinden sonraki devrede borcu ve ferilerinin itfa edildiğini ispat ederse takibin iptal veya talikini icra dairesinden her zaman isteyebileceği, İİK 71.maddesine göre icra mahkemesine dava açabilecekken menfi tespit davası açmasında hukuki yararının bulunmadığı, diğer yandan Çanakkale İcra Hukuk Mahkemesi 2018/293 sayılı dosyasında dava açıldığı gerekçesiyle davanın dava şartı nedeniyle usulden reddine karar verilmiştir....
Menfi tespit davası her nekadar İİK'da düzenlenmiş ise de, icra hukukuna özgü bir dava türü olmayıp, maddi anlamda kesin hüküm teşkil eden ve HMK'daki genel usul ve yargılama kurallarına tabi olan ve genel mahkemelerde görülen bir dava türüdür. Dolayısıyla usul kuralları bakımından İİK hükümleri ile yetinilmesi doğru olmayıp, HMK'daki usul kurallarının ve yasal düzenlemenin dikkate alınması gerekmektedir. Yine her nekadar menfi tespit davası İİK da özel olarak düzenlenmiş ise de; borçlu olmadığı gerekçesi ile menfi tespit davasında borcun bulunmadığına ilişkin borçlu savunmaları, ödeme, borcun sona ermesi, edimin ifa edilmemesi başta olmak üzere pekçok gerek borcun dayanağı olan belgeye ilişkin defilerden gerekse kişisel defilere dayanabilir....
Esas sayılı icra takibinin bonoya dayalı olarak açıldığı, Türk Ticaret Kanunu'nun 4/1-a maddesinde bu kanunda öngörülen hususlardan doğan hukuk davalarının ve çekişmesiz yargı işlerinin ticari dava niteliğinde olduğunun düzenlendiği, kıymetli evrak vasfındaki bonoya ilişkin hükümlerin de TTK'nın 4. kısım 2. bölümünde yer aldığı, bonoya dayalı olarak açılan bu davanın Ticaret Mahkemesinde görülmesi gerektiği" gerekçesiyle, dava şartı noksanlığı nedeniyle HMK'nun 114/(1)-c ve 115/(2) maddeleri gereğince usulden reddine ve İzmir Asliye Ticaret Mahkemesinin görevli olduğuna, karar verilmiştir. Mahkememizce yapılan yargılamada; Davanın ; İİK 89/2-3 maddesine dayalı menfi tespit davası olduğu, Yargıtay ... Hukuk Dairesi'nin ...K. sayılı kararında, "Uyuşmazlıkların çözümünde asıl olan bir davanın genel mahkemelerde görülmesidir....
İcra takibinden önce dahi menfi tespit davası açılabileceğinin yasada açıkça düzenlenmiş olmasına (İİK m.72/1); itiraz üzerine takip durmuş bulunmasına rağmen alacaklının, itirazın iptali veya genel hükümlere dayalı dava açma hakkının mevcudiyeti karşısında; borç tehdidi altında olan davacının, menfi tespit davası açmakta hukuki yararı bulunmaktadır. Şu durumda, mahkemece, davacının hukuki yararın varlığının kabulü ile işin esasının çözümlenmesi gerekirken yanılgılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi doğru bulunmadığından kararın bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda gösterilen nedenle davacı yararına BOZULMASINA; bozma nedenine göre tarafların diğer temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına ve davacıdan peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 02/04/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....
İİK 72/5 maddesi uyarınca borçluyu menfi tespit davası açmaya zorlayan takibin haksız ve kötüniyetli olduğu anlaşılırsa, talebi üzerine borçlunun dava sebebiyle uğradığı zararın da alacaklıdan tahsiline hükmedilir, takdir edilen zarar, alacağın %20’sinden aşağı olamaz. Somut olayda davaya konu bonolardaki imzaların davacıya ait olmadığı kesinleşmiştir. Bonolarda davacı keşideci ve aval veren, davalı ise lehtar konumunda olduğundan davalı, bonolardaki imzaların davacıya ait olup olmadığını bilebilecek durumdadır. Davalının imzaların davacıya ait olmadığını bilerek davacı hakkında icra takibine geçmiş olması nedeniyle icra takibinde haksız ve kötüniyetlidir. Mahkemece davacı lehine İİK'nın 272/5 maddesi uyarınca kötüniyet tazminatına hükmedilmesi gerekirken kötüniyet tazminatının reddi kararı doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir....
a ve dolayısıyla davalıya karşı borcu olmadığının tespit edilmesine, davalının haksız ve kötüniyetli icra takibi üzerinden haciz ihbarnamesi göndermesi sebebiyle ile dava değerinin % 20sinden aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatına mahkum edilmesi, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalıya dava dilekçesi ve duruşma günü tebliğ edilmiş fakat davaya cevap vermemiştir. İncelenen davacı talebi ve tüm dosya içeriği birlikte değerlendirilmiş ve davacı talebinin İİK 89/3 maddesi uyarınca açılan menfi tespit talebine ilişkin olduğu saptanmıştır. İİK 89/3 maddesi gereğince açılan menfi tespit davalarında genel kurallara göre görevli mahkemenin belirlenmesi gerekir. 6100 HMK 2. maddesinin 1. fıkrası gereğince mal varlığı haklarına ilişkin davalarla şahıs varlığına ilişkin davalarda görevli mahkeme aksine bir düzenleme bulunmadıkça Asliye Hukuk Mahkemeleri'dir....
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ DOSYA NO : 2022/55 KARAR NO : 2022/64 DAVA : MENFİ TESPİT (İİK.nun 89. maddesi) DAVA TARİHİ : 05/10/2020 KARAR TARİHİ : 25/01/2022 Yukarıda açık kimliği yazılı taraflar arasında görülen Menfi Tespit (İİK.nun 89. Maddesinden Kaynaklanan) davasının dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda: GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: DAVA; Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin Kütahya ....İcra Dairesinin ... Esas sayılı dosyasından dava dışı ...'in borcundan dolayı gönderilen İİK 89/3 gereği haciz ihbarnamesini ... tarihinde tebliğ aldığını, yasal süresi içinde (15 günlük) haciz ihbarnamesine karşı menfi tespit davasını açtıklarını bildirerek, davalı taraf, dava dışı ...'den olan alacağının tahsili için Kütahya ....İcra Dairesinin ......
G E R E K Ç E : Çek'e dayalı menfi tespit davasında davacı vekili, lehtarı ... San. Ve Tic. A.Ş. Olan ... Bankası A.Ş. Ankara Şubesi,20/11/2020 keşide tarihli ... çek numaralı 20.820,47 TL bedelli çekin kargoda kaybolduğundan bahisle, çeke dayalı olarak takip yapılmasının durdurulması konusunda tedbir talep etmiştir. İlk derece mahkemesince 30/12/2020 tarihli tensip kararı ile tedbir talebinin reddine karar vermişse de gerekçeli karar yazılmamıştır. Anayasanın 141/3.maddesine göre mahkeme kararları gerekçeli olmak zorundadır. HMK'nun 297.maddesinin mahkeme kararlarının kapsamını, HMK'nun 391.maddesi ise ihtiyati tedbir kararında hangi hususların yer alacağını düzenlemiştir....