"İçtihat Metni" Mahkemesi :Sulh Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki menfi tesbit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Davacı vekili, davalı tarafından girişilen icra takibinde araç kiralama ve hasar bedelinin talep edildiğini ancak davalıdan araç kiralanmadığı gibi hasar da verilmediğini belirterek, borçlu olunmadığının tesbitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davacının süresinde icra takibine itiraz etmemekle borcu zımni olarak kabul ettiği gibi, taraflar arasında akdedilen sözleşme ile davacının araç kiraladığını, bundan doğan borç dolayısıyla icra takibine girişildiğini bildirerek davanın reddi gerektiğini savunmuştur....
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı tarafından ve davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Davalı banka ile dava dışı kredi borçlusu ... arasında Kooperatif Kredi Sözleşmesi imzalandığı, davacının da bu sözleşmenin müteselsil kefili olduğu konusunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. Dava, 16.02.2007 tarihli sözleşmedeki kefalet limitinin 5.000 TL olduğu, oysa icra takibinin 15.000 TL üzerinden yapıldığından davalıya 5.000 TL borçlu olunduğu, 10.000 TL’lık kısımla borçlu olunmadığının tespiti istemine ilişkindir....
Mahkemece, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre, dava imza inkarına dayalı menfi tespit istemine ilişkin olup, davaya konu çekteki ciro imzasının davacı şirket temsilcisine ait olmadığının ... İcra Hukuk Mahkemesi tarafından Adli Tıp Kurumu'ndan aldırılan bilirkişi raporuna göre sabit olduğu, dosyaya sunulan sözleşmeyi davacı adına imzalayan ...'ün şirketi temsile yetkili olmadığı da gözetildiğinde davacı şirketin çek bedelinden sorumlu olmadığının kabulü gerektiği gerekçeleriyle davanın kabulüne, davacının davaya konu 20.000 TL tutarlı, 14/07/2012 vadeli çek nedeniyle borçlu olmadığının tespitine karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir. Dava çek nedeniyle borçlu bulunulmadığının tespiti istemine ilişkindir. Mahkemece imza inkarı yönünden İcra Hukuk Mahkemesi'nce alınan rapor hükme esas alınarak karar verilmiştir....
Kararı, asıl davada davalı-birleşen davada davacı vekili temyiz etmiştir. 1) Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, asıl davada davalı-birleşen davada davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. 2) Asıl dava, taraflar arasındaki hizmet alım sözleşmesine dayalı olarak başlatılan icra takibinde borçlu olunmadığının tespiti ve icra dosyasına ödenen meblağın istirdatı, birleşen dava ise aynı sözleşmeye dayalı alacağın tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemlerine ilişkindir. .../... S.2. Asıl davada davacı Egem-İş İnş...Ltd....
Davalı vekili ise; davacı tarafın iddialarının ve taleplerinin yasal dayanaktan yoksun olduğunu, dava konusu alacağın taraflar arasındaki ortaklık sözleşmesinden kaynaklandığını, davacı taraf aleyhine başlatılan icra takibinin usule ve mevzuata uygun olduğunu, davacının taleplerinin kabulünün mümkün olmadığını belirterek, haksız ve hukuka aykırı davanın esastan reddine, davacının kötü niyet tazminatı talebinin de reddine, ayrıca davacı aleyhine kötü niyet tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin ise davacı karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir. DELİLLER ve GEREKÇE: Dava; icra dosyasından kaynaklı davalıya borçlu olunmadığının tespiti ile davalıya ödenen 8.589,50-TL.'nin tahsili istemine ilişkin menfi tespit ve istirdat davasıdır. İlke olarak menfi tespit davalarında alacağın varlığını ve miktarını ispat yükü alacaklıya aittir. Uyuşmazlığın niteliği ve miktarı dikkate alındığında bu hususun yazılı delil ile ispatlanması gerekir....
un kullandığı tarımsal krediye müşterek borçlu müteselsil kefil olduğunu, 5661 sayılı Kanun'un 6.maddesi hükmü ile Ziraat Bankası'ndan 20/08/2002 tarihinden önce çekilen tarımsal kredilere kefil olanların sorumluluğunun Kanun'un yürürlüğe girdiği 12/04/2011 tarihi itibariyle sona erdirildiğini, kefil olunan kredinin 20/08/2002 tarihinden önce kullandırılması nedeniyle kefaletin sona ermesine rağmen, davalı bankanın kötüniyetle takip başlattığını ileri sürerek, takip nedeniyle borçlu olunmadığının tespitine ve davalı banka hakkında kötüniyet tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, kefil olunan kredinin anılan Kanun kapsamına girmediğini, kaldı ki kredi kanun kapsamında kabul edilecek olsa bile, icra müdürlüğüne başvurarak takibin durmasını sağlayabilecek olan davacıların, menfi tespit davası açmakta hukuki yararının bulunmadığını, ayrıca müvekkilinin davaya konu takipten vazgeçtiğini belirterek, davanın reddini istemiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Davacı vekili, müvekkilinin davalıdan 18.838,61 TL'lık inşaat malzemesi satın aldığını, ancak taraflar arasındaki ticari ilişkinin kapsamını net olarak bilmeyen müvekkilinin davalıya toplam 37.812 TL bedelli 3 adet bono verdiğini, 22.02.2006 tarihli “ödenirlik ve faiz sözleşmesi” altındaki imzanın müvekkiline ait olmadığını ileri sürerek davalıya bonolardan dolayı 18.973,39 TL borçlu olunmadığının, sözleşmedeki %12 faiz oranının geçersiz olduğunun tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TARİHİ:24/12/2019 ESAS NO: 2017/998 KARAR NO: 2019/152 DAVA: Menfi Tespit (Kooperatif Aidat Borcundan Kaynaklanan) DAVA TARİHİ: 14/09/2017 KARAR TARİHİ: 14/06/2023 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 353. Maddesi uyarınca dosya incelendi, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Dava, davalı kooperatifçe davacı hakkında 3.900TL aidat borcu ve 3.446,73-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 7.366,73TL nin tahsili için başlatılan icra takibinde borçlu olunmadığının tespiti için açılan menfi tespit davasıdır. Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilerek 3.466,00 TL işlemiş faiz yönünden borçlu olunmadığının tespitine, fazlaya ilişkin talebin reddine ve kötüniyet tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir. Karara karşı davacı vekili, reddedilen kısım yönünden istinaf itirazında bulunmuştur. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 341/2. maddesinde "Miktar veya değeri üç bin Türk Lirasını geçmeyen malvarlığı davalarına ilişkin kararlar kesindir....
-----sayılı icra dosyasından senet asıllarının gönderilmesinin, asılları yok ise bu durumun bildirilmesinin ve takibe konu senetlerin arkalı-önlü fotokopilerinin gönderilmesi istenilmiş davaya konu senetlerin onaylı suretlerinin gönderildiği görülmüştür. İcra takibine konu senetler; Davacı ile ----tarasında devre tatil üyelik sözleşmesine istinaden ----adına düzenlenmiş senetlerdir ------ sayılı icra dosyasında, alacaklı ----ünvan değişikliği ile ---- olmuştur. Menfi tespite konu icra takibinde alacaklı görülen olan --------- davalı şirket savunma dilekçesinde, dava dosyasından taraf olmadığını, dava konusu sözleşme dikkatle incelendiğinde, sözleşmede adının geçmediği gibi, davalı şirkete ait kaşe yahut yetkilisi tarafından atılmış bir imza da bulunmadığı iddiası ile menfi tespit davasına karşı sadece husumet itirazında bulunmuş, -------- takibe konu edilen senetlerin dayanağı ticari ilişkiye dair herhangi bir beyanda bulunmamıştır....
Şu halde, davalı sigorta şirketi tarafından sigortalıya ödenen tazminatın rücuan tazmini istemiyle başlatılan ve kesinleşen ilamsız icra takibinden dolayı borçlu olunmadığının tespiti istemiyle açılan davada dava konusu olay, davacının maliki ve sürücüsü olduğu hususi nitelikteki aracın çarpması sonucu meydana gelen haksız fiil niteliğindeki kazadan kaynaklandığından davalının halefiyete dayalı olarak rücuan başlattığı kesinleşen ilamsız icra takibinden dolayı açılan menfi tespit davasının, tüketici işleminden kaynaklanmadığı ve ticari dava da olmadığı gözetilerek; genel mahkeme olan Asliye Hukuk Mahkemesi'nin görevli olması nedeniyle görevsizlik kararı verilmesi gerekirken ilk derece mahkemesince yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir....