Davalı, konutun teslim tarihi için tarafların kararlaştırması olmadığını sözleşme tarihinin konutun teslimi için öngörülen başlangıç tarihi olarak kabul edilemeyeceğini, davacının sözleşmeden dönmesi nedeniyle tazminat isteyemeyeceğini savunarak, davanın reddini dilemiştir....
kapsamı dışında kalan ve yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. 2-Davacı, maaşından haksız kesinti yapıldığı iddiası ile manevi tazminat isteminde bulunmuştur....
Davacı, kaybettiği nüfus cüzdanı kullanılarak davalı bankadan kredi kartı alındığını ve kredi kullanıldığını, bu durumdan haberdar olması üzerine bankaya başvurarak kredi kartının ve kredinin kendisi tarafından alınmadığını bildirdiğini ve ayrıca menfi tespit davası açtığını, buna rağmen banka tarafından aleyhine iki ayrı takip başlatıldığını ve haciz işlemleri uygulandığını, menfi tespit davasının lehine sonuçlanarak kesinleştiğini belirterek maddi ve manevi tazminat isteminde bulunmuştur. Davalı, davanın reddedilmesi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece, davalı bankanın kredi işlemleri sırasında kendisinden beklenen özeni göstermediği gibi davacı tarafından kredi kartı ve kredi işlemlerinin kendisi ile ilgisi olmadığının bildirilmesine rağmen haksız haciz yaptığı gerekçesi ile istemin kısmen kabulüne karar verilmiştir....
Maddesi ile 6102 Sayılı TTK'na eklenen 5/A maddesi gereğince ticari nitelikteki menfi tespit davalarında dava açılmadan önce arabuluculuğa gidilmesinin zorunlu olmadığına ve arabulucuya gidilmiş olmasının bir dava şartı olmadığına, uyuşmazlığın bu şekilde giderilmesine" karar verilmiştir. 6102 Sayılı TTK'nın 5/A. maddesine göre, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartı ise de; menfi tespit davalarında bir miktar paranın ödenmesi istemi bulunmadığından, alacak davası mahiyetinde değerlendirilemeyeceğinden, somut olay yönünden davacı tarafın arabulucuya başvuru zorunluluğu bulunmamaktadır. Somut olayda ise uyuşmazlık, çek sebebiyle borçlu olunmadığının tespiti istemine ilişkin olup, dava konusu bir miktar para alacağı değildir. Dava devam ederken senet bedelinin davalı tarafça tahsil edilmesi halinde davanın çek bedelinin istirdatına dönüşmesinde de durum değişmeyecektir....
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Hukuk Mahkemesi Tarih : 31.01.2008 No : 44/16 Taraflar arasındaki birleştirilen menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Dava, birleşen dosya ile birlikte icra takibine konu edilen bonodaki imzanın davacıya ait olmadığı iddiasına dayanan menfi tespit ve tazminat istemine ilişkindir. Davalı vekili, davanın reddi gerektiğini savunmuştur....
Mahkemece bonoda “ nakden” kaydı olduğu halde davalının hurda kapı,pencere, karşılığı senedi aldığını söylemesi karşısında ispat yükünün senedi talil eden davalı tarafta bulunduğu, davalının bu hususu usulüne uygun delillerle ispatlayamadığı gerekçeleri ile menfi tespit isteminin kabulüne tazminat talebinin yerinde olmadığına karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, 20.6.2006 gününde oybirliğiyle karar verildi. ......
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 16.01.2009 gününde verilen dilekçe ile borçlu olmadığının tespiti ve kötüniyet tazminatı istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 14.10.2010 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, menfi tespit, çek istirdadı ve tazminat tahsili istemleriyle açılmıştır. Davalı, davaya yanıt vermemiştir. Mahkemece, dava kabul edilmiştir....
Mahkemece Yargıtay bozma ilamına uyularak davanın reddine karar verilmiş olmasına rağmen davalı alacaklının lehine tazminata hükmolunmasına ilişkin talebi hakkında olumlu veya olumsuz bir karar verilmemesi doğru olmadığı gibi, davacının birleştirilen dosyada maddi ve manevi tazminat talep ettiği, asıl dava menfi tespit davasıyla birlikte birleştirilen bu tazminat davasının da reddedildiği gözetilerek Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 8. maddesi gereğinde her bir dava için davalı yararına ayrı vekalet ücretine hükmedilmemesi de isabetsizdir. SONUÇ : Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin tüm, davalı ... vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle hükmün temyiz eden davalı yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 2.2.2006 gününde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Hukuk Mahkemesi (Tüketici Mahkemesi Sıfatıyla) Taraflar arasındaki menfi tesbit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Davacı vekili, müvekkilince davalı aleyhine başlatılan takibe itiraz sonucu itirazın kaldırılması için Mahmudiye İcra Tetkik Mercii'n de dava açıldığını ve anılan davada red kararı verilerek davalı lehine %40 oranında icra inkar tazminatına hükmedilmesi sonucu davalı yanın bu tazminat tutarının tahsili için müvekkili aleyhine takip başlattığını bunun üzerine davalı aleyhine itirazın iptali davası açılarak anılan tazminatın ortadan kalktığını belirterek 17.639 YTL'ye ulaşan tazminat nedeniyle müvekkilinin borçlu olmadığının tesbitine ve %40 oranında tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep...
Davalı vekilinin temyizi, % 40 tazminat talepleri konusunda olumlu olumsuz bir karar verilmemiş olmasına yöneliktir. Davacı yan, aleyhine başlatılan icra takibinden sonra iş bu menfi tespit davasını açarak, takip konusu bonodaki imzanın şirket yetkilisine ait olmadığı iddiasıyla bono nedeniyle borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı yan ise cevap dilekçesi ile davanın reddinin yanı sıra % 40 tazminata hükmedilmesini istemiştir. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş ise de, İİK.nun 72. maddesi gözetilerek, davalının % 40 tazminat talebi hakkında olumlu olumsuz bir karar verilmemiş olması isabetsiz olup bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenle hükmün temyiz eden davalı yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 13.11.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....