İster alacak, ister menfi tespit, ister istirdat, ister itirazın iptali, ister tazminat talebi olsun bu davaların ortak noktası "dava konusunun bir miktar para alacağı" olduğudur. Sadece mahkemelerce kurulacak hükümler birbirinden farklıdır. Sınırlayıcı bir yorum yaparak maddenin sadece "alacak" veya "tazminat" davalarıyla sınırlı bir uygulama yapmanın kanun koyucunun iradesine aykırı olacağı muhakkaktır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki menfi tespit davasında .... 2. Asliye Hukuk Mahkemesi ile .... Sulh Hukuk Mahkemesince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Dava, menfi tespit istemine ilişkindir. Asliye hukuk mahkemesince uyuşmazlığın taraflar arasındaki kira sözleşmesi ve kat mülkiyetinden kaynaklandığı gerekçesiyle görevsizlik yönünde hüküm kurulmuştur. Sulh hukuk mahkemesi tarafından ise, dava değerine göre asliye hukuk mahkemesinin görevli olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. Dava tarihinde yürürlükte bulunan 1086 sayılı HUMK'ya göre alacak ve menfi tespit davalarında görev dava değerine göre belirlenir....
Davacı vekili 03.05.2012 tarihli son celse, mevcut raporuna göre davanın ,takip konusu senedin bedelsizliği nedeniyle menfi tespit davası şeklinde ıslah etmek istediklerini bildirerek süre istemiş, davalı vekili bu talebi kabul etmediklerini beyan etmiştir. Mahkemece, dava, senet altındaki imzanın davacının eli ürünü olmadığına ilişkin olup, bilirkişi raporundan sonra karar aşamasında davanın bu senedin bedelsizliği nedeniyle menfi tespit şekline düşünülmesinin usulen mümkün olmadığı kanaatine varılmakla dosya kapsamı, Adli Tıp Kurumu raporu nazara alındığında, iptali istenen senet altındaki imzanın davacının eli ürün olduğu, davalı tarafın tazminat isteminin koşullarının bulunmadığı gerekçesiyle davanın ve davalının tazminat isteminin reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir....
Mahkemece iddia, savunma, toplanan delillere, benimsenen Adlı Tıp Kurumu raporuna göre senetteki ... adına atılı imzaların teşhise götürecek karakteristik materyal, önemli yazı ve tanı unsuru içermeyen karalama tarzında çizgilerden ibaret, basit tersimli imzalar olması nedeniyle aidiyetinin ve ...’ın el ürünü olup olmadığının tespit edilemediği, davalının senetteki keşideci imzasının davacıya ait olduğunu kanıtlayamadığı, davacının tazminat isteminin koşullarının bulunmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne, davacının dava konusu bonodan dolayı davalılara borçlu olmadığının tespitine, davacının tazminat isteminin reddine karar verilmiş, hüküm davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, bonodaki imzanın sahteliği iddiasına dayalı menfi tespit istemine ilişkindir....
Mahkemece, takip borçlusunun davacı olmadığının anlaşıldığından bahisle, borçlu olmadığının tesbitine davacı hakkındaki takibin iptaline, takip miktarı üzerinden %40 tazminat ve 3.000,00 TL manevi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, trafik kazasından doğan tazminat alacağı ile ilgili menfi tesbit davasına ilişkindir. 1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere ,mahkeme kararının gerekçesinde, dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. 2-Menfi tesbit davasının kabulü üzerine tazminata hükmedilmesi yerinde ise de 02.07.2012 tarihili 6352 sayılı Yasa'nın 19.maddesi gereğince %40 oran %20 olarak değiştirilmiş ve anılan Yasa'nın Geçici 10.maddesine göre yasanın hemen uygulanacağı belirtilmiştir....
Akdi fesheden taraf 6098 sayılı TBK. nun 125. maddesi gereği menfi zararını talep edebilir. Menfi zarar; yerine getirileceğine inanılan bir sözleşmenin yerine getirilmemesi nedeniyle uğranılan zarardır. Bu bağlamda, sözleşme yapılması için yapılan giderler (harç, noter masrafı vs.), sözleşmenin yerine getirilmesi için yapılan masraflar, sözleşmenin geçerliliğine inanılarak başka bir sözleşme fırsatının kaçırılması gibi zararlar menfi zararlar kapsamına girer. Konutun zamanında teslim edilmemesi nedeniyle uğranılan kira kaybı tazminatı müspet zarar olup, sözleşmenin ayakta tutulduğu durumlarda istenebilir.Sözleşmenin feshi halinde davacı tarafça kira kaybına ilişkin talepte bulunulamaz. Somut olayda, sözleşme davacı tarafça feshedildiğine göre, mahkemece, davanın reddine karar verilmesi gerekirken müspet zarar olan kira kaybına hükmedilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Menfi Tespit Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Uyuşmazlık ve hüküm trafik kazasına dayalı maddi-manevi tazminat talebinden kaynaklanan menfi tespit davasına ilişkin olup, inceleme görevi Yargıtay Büyük Genel Kurulu'nun 09.02.2012 tarihli 2012/1 sayılı iş bölümü kararı gereğince Yargıtay 4. Hukuk Dairesine aittir. SONUÇ : Yukarıda belirtilen sebeple dosyanın görevli Yargıtay 4. Hukuk Dairesi Yüksek Başkanlığına gönderilmesine oybirliğiyle karar verildi. 14.01.2013 (Pzt.)...
Anılan maddeye göre; "Bu Kanunun 4'üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır". Türk Ticaret Kanunu'nun 5/A maddesi zorunlu arabuluculuk dava şartını "…konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri…" ile sınırlı tutmuştur....
İstinaf incelemesi HMK.nun 355. maddesi uyarınca istinaf sebebleri ile sınırlı olarak ve kamu düzeni yönünden yapılmıştır. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun 5/A. maddesinde yer alan; "Bu Kanunun 4 üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır." hükmündeki "paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında" ibarelerinin, 28/03/2023 tarihli 7445 sayılı İcra Ve İflas Kanunu İle Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun'un 31. maddesinde yer alan; ''6102 sayılı Kanunun 5/A maddesinin birinci fıkrasında yer alan “paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında” ibaresi “para olan alacak, tazminat, itirazın iptali, menfi tespit ve istirdat davalarında,” şeklinde değiştirilmiştir.'' hükmü çerçevesinde "para olan alacak, tazminat, itirazın iptali, menfi tespit ve istirdat davalarında," şeklinde değiştirildiği...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ:ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Taraflar arasındaki asıl ve birleşen menfi tespit istirdat ve manevi tazminat davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, asıl ve birleşen menfi tespit ve istirdat davasının kısmen kabulüne, asıl ve birleşen manevi tazminat davalarının reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde asıl ve birleşen dava davalısı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Dosyadaki yazılara, kararın bozmaya uygun olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, 3.336.00 TL bakiye temyiz harcının temyiz edene yükletilmesine, 6100 sayılı HMK'nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre...