İlk Derece Mahkemesi'nce yukarıda gösterilen gerekçelerle, davacının hacizlerin kaldırılması isteminin idari işlemin yürütmesinin durdurulması niteliği taşıdığı, ölçüsüz hacizler bakımından da istemin İİK un 16 ıncı maddesi uyarınca yerinde olmadığından reddine karar verildiği, bu karara karşı davacı vekilinin istinaf başvurusunda bulunduğu anlaşılmıştır Bilindiği üzere, 6183 Sayılı Yasanın 79. maddesinin 4. fıkrası gereğince; "Herhangi bir nedenle itiraz süresinin geçirilmesi halinde üçüncü şahıs, haciz bildirisinin tebliğinden itibaren bir yıl içinde genel mahkemelerde menfi tespit davası açmak ve haciz bildirisinin tebliğ edildiği tarih itibarıyla amme borçlusuna borçlu olmadığını veya malın elinde bulunmadığını ispat etmek zorundadır. Menfi tespit davası açılması halinde mahkemece bu Kanunun 10 uncu maddesinde sayılan türden teminat karşılığında takip işlemlerinin durdurulmasına karar verilebilir....
"İçtihat Metni" Mahkemesi :Asliye Hukuk Mahkemesi - K A R A R - Uyuşmazlık, kambiyo senedi nedeniyle verilen ihtiyati haciz kararının davalıların işleminin muvazaalı olması nedeniyle kaldırılması istemine ilişkin olmasına, taraflar arasında ticari alım-satım bulunmamasına ve senet hakkında menfi tespit davası açılmamış bulunmasına göre kararın temyiz incelemesi Dairemizin görevi dışındadır. SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle dosyanın temyiz incelemesini yapmakla görevli Yüksek 11.Hukuk Dairesi Başkanlığına gönderilmesine, 14.01.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi Dava, ticari satım akdine dayalı olarak verildiği iddia olunan çek ve teminat mektubu nedeniyle menfi tespit istemine ilişkin olup, taraflar arasındaki uyuşmazlık, ihtiyati tedbir kararının kaldırılması istemine ilişkindir. Uyuşmazlığın niteliğine ve tarafların sıfatına göre, dosyanın temyiz incelemesi, Yargıtay 19. Hukuk Dairesinin görevine girmektedir. SONUÇ : Yukarıdaki açıklanan nedenlerle Dairemizin görevsizliğine, dosyanın görevli Yüksek 19. Hukuk Dairesi Başkanlığı’na GÖNDERİLMESİNE, 04.10.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Menfi tespit davası, normal bir hukuk davası gibi açılır. Borçlu, itirazın kaldırılması sırasında tetkik merciinde (m. 68-68a) ileri sürüp ispat edemediği itiraz ve def’ilerini, menfi tespit davasında yeniden ileri sürebilir; çünkü itirazın kaldırılması kararı, menfi tespit davasında kesin hüküm teşkil etmez. Nitekim aynı ilkeler, Hukuk Genel Kurulu’nun 17.03.2010 gün ve 2010/19-123 E. 2010/154 K; 07.12.2011 gün ve 2011/13-576 E. 2011/747 K sayılı kararında da vurgulanmıştır. Somut olaya gelince, davacı yan dava dilekçesinde; "...Takip borçlusu olan davacının hukuka, kanuna, usule aykırı takip ile ağır mağduriyeti göz önünde tutularak öncelikle teminatsız, mümkün olmaz ise muhik teminat karşılığında tedbiren takibin ve satışın durdurulması, kaydi hacizlerin fekkine," şeklinde talepte bulunmuş olup mahkemenin haklı gerekçesinde belirtildiği gibi davacı icra veznesindeki paranın verilmemesi yönünde tedbir istememiştir....
Menfi tespit davası ile memur işlemi denetlenememekte, alacağın maddi anlamda varlığı araştırılmaktadır. Şayet davacı memur işlemini şikayet yahut takibin iptali talebinde bulunmuş olsa; mahkememizce icra hukuk mahkemesine görevsizlik kararı verilmesi gerekir iken davacının yalnızca menfi tespit talebinde bulunması nedeniyle taleple bağlılık ilkesi gereği talebin mahkememizin yetkisi kapmasında olmaması" gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir....
İNCELEME VE GEREKÇE: Dava, menfi tespit davası olup, davacı vekilince dava değeri----olarak belirtilmiş ve bu tutar üzerinden harç yatırılmış olmakla dava dilekçesinin incelenmesinde menfi tespite konu çeklerin bedelinin --- olduğu anlaşılmakla, davacıya --- üzerinden yatırması gerekli --- harçtan peşin yatırılan harcın mahsubu ile kalan bakiye --- harcı muhtıranın tebliğinden itibaren kesin süre içerisinde yatırması yönünden ihtarat yapıldığı, ihtaratın davacıya ----tarihinde tebliğ edildiği, ancak bugüne kadar eksik harcı yatırılmadığı anlaşılmakla, HMK 150/1 maddesi uyarınca tebligatın yapıldığı ---- tarihinden 3 ay sonra dosyanın işlemden kaldırılması gerektiği, yenilenmediği takdirde dosyanın davanın açılmamış sayılacağına kendiliğinden karar verileceği hüküm altına alınmış olup, davacı tarafça eksik harç yatırılmadığından davanın açılmamış sayılmasına karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....
Davacı vekili istinaf dilekçesinde, dosyada tedbir kararı gereğince yeterli miktarda nakdi teminat yatırıldığından bankadaki hesaplar üzerine konulan hacizlerin kaldırılması talebinin mahkemece reddedilmiş olması sebebi ile bu kararın kaldırılarak hesaplar üzerindeki hacizlerin kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. HMK m.355 gereğince yapılan incelemede; davanın menfi tespit ve istirdat talebine ilişkin olduğu, İlk Derece Mahkemesince İİK m.72/3 gereğince icra veznesindeki paranın alacaklıya ödenmemesi konusunda tedbir kararı verildiği, icra dosyası sebebi ile yapılan hacizler ve bankada paralar üzerindeki blokelerin kaldırılması yönündeki talebin talebin reddine dair verilen kararın yerinde olduğu anlaşılmakla istinaf talebinin reddine karar verilmesi gereklidir....
Mahkemece, davalı tarafından başlatılan icra takibinin davacının itirazı sonucu durduğu, takibe devam edilebilmesi için davalının itirazın kaldırılması ya da itirazın iptali davası açması ve olumlu sonuç alması gerektiği, bu haliyle davacının dava açmakta hukuki menfaati bulunmadığı gerekçeleriyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir. İİK’nun 72.maddesi uyarınca, borçlu icra takibinden önce veya takipten sonra borçlu olmadığını ispat için menfi tespit davası açabilir. Dava konusu icra takibinin itiraz üzerine durdurulmuş olması, itirazın iptali davası açılmadıkça borçlunun menfi tespit davası açmasına engel oluşturmaz. Somut olayda bu davanın açıldığı tarihte alacaklı tarafından açılmış bir itirazın iptali davası bulunmadığına göre davacının dava açmakta hukuki yararı mevcuttur. Mahkemece bu yönler bakımından yanılgılı değerlendirme sonucu davanın hukuki yarar yokluğu nedeniyle reddi isabetsizdir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı erkek tarafından, menfi tespit talebinin reddedilen kısmı ve yoksulluk nafakasının kaldırılması talebinin reddi yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Davacının, dava dilekçesinde yoksulluk nafakasının kaldırılmasına yönelik bir isteği bulunmadığı halde, talep aşılarak yoksulluk nafakasının kaldırılması isteğinin reddine karar verilmesi doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir....
İşin esasına girilmesi halinde ise; dava İİK'nın 72. maddesi gereğince açılmış menfi tespit davası olduğu ve menfi tespit davasın da, kambiyo senetine bağlı olması gibi istisnai durumlar hariç, ispat külfetinin davalıda olduğu dikkate alınarak değerlendirme yapılması gerekir. Bu durumda davaya konu olayda davalının, davacı adına taşınmaz üzerinde bulunan haczin kaldırılması için ödeme yaptığını iddia ettiğinden yaptığı ödemeyi ve miktarını HMK'nın 200. maddesi gereğince usulüne uygun delillerle ispat etmesi gerekir. Mahkemece ispat külfetinin davalıda olduğu kabul edilerek; yargılama sırasında davacı tarafından ödemelerin kendisi tarafından yapıldığı ileri sürüldüğünden ... 2. İcra Müdürlüğü'nün 2010/22126 Esas sayılı takip dosyası ve İstanbul 6. İcra Müdürlüğü'nün 2003/4960 Esas sayılı takip dosyaları da celp edilmek suretiyle değerlendirme yapılarak sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekir....