Erdal Erdoğan Taraflar arasındaki karşılıklı menfi tespit-itirazın iptali davasının bozma kararına uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı esas davanın kabulüne karşı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı karşı davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Dava davacı banka nezdinde yapılan gecelik (O/N) işlem nedeniyle oluşan fahiş faiz alacağına ilişkin olarak, Türk Medeni Kanunu'nun 2 nci ve Borçlar Kanunu'nun 20 ve 21 nci maddeleri uyarınca açılmış menfi tesbit ve karşılık açılan itirazın iptali davasıdır. Uyuşmazlık bankacılık işleminden doğmakta ve dava da menfi tesbit ile birleşen itirazın iptali davası olarak mahkemeye sunulmaktadır. Yargıtay 19. Hukuk Dairesi’nin görevi bankacılık işlemlerinden doğan ve menfi tesbit ya da itirazın iptali davaları sonucunda verilen hükümlerin temyizen incelenmesidir....
Sanığın açtığı menfi tesbit davasının içeriği ve icra takip dosyası belgelerinin incelenmesinde, yapılan hacizde sanığın borcu kabul ederek borç ödeme taahhüdünde bulunmuş olması ve soruşturma aşamasındaki beyanları nedeniyle, menfi tesbit davasının akıbetinin araştırması yönündeki tebliğnamedeki bozma isteyen düşünceye iştirak edilmemiştir. Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre; sanığın borcu elden verdiğine ve menfi tesbit davası bulunduğuna ilişkin temyiz itirazlarının reddiyle, hükmün ONANMASINA, 12.01.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Menfi Tesbit Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı menfi tesbit davasına dair karar, davalı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü. İncelenmesine gerek görülen ... 4. İcra Dairesinin 2009/5389 sayılı dosyasının evraka eklenerek gönderilmesi için dosyanın mahalline GERİ ÇEVRİLMESİNE, 02.04.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Davalı vekili, davacının daha önce açtığı menfi tesbit davasında borcun 8.575.000.000.TL. olarak belirtildiği ve borç aslının davacı tarafından 12.12.2002 tarihinde ödendiğini, Abonman Sözleşmesi uyarınca son ödeme tarihinde ödenmeyen faturalara gecikme zammı yürütüldüğünü, davacının ödediği bedelin tenkis edilip, bakiye miktar üzerinden işlem yapıldığını öne sürerek davanın reddi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece, yapılan yargılama sonunda uyuşmazlığın önceden karara bağlanan menfi tesbit davasına konu su bedeline ilişkin bulunduğu, davanın takibe yönelik olarak açılmadığı, davacının su borcunun belirlenmesi gerektiği, davacının 26.08.2004 tarihi itibari ile borcun 18.850.940.887....
Menfi tesbit davası ise, genel hükümlere göre açılan ve genel mahkemece yazılı usulde yargılama ...larak sonuçlandırılması gereken bir dava olup, icra yargılamasına göre sonuçlanması çok daha uzun zaman almaktadır. Genel hükümler uyarınca açılan menfi tesbit davası, takip hukukuna göre ve basit usulde yargılama yapan icra mahkemesinde bekletici mesele ...lamaz. Aksinin kabulü, icra iflas hukukunun temel ilkeleri ve icra yargılamasının varlık nedeni ile bağdaşmaz. Bu nedenle, icra mahkemesince, genel mahkemede açılan menfi tesbit davası ve ceza davası bekletici mesele ...lamayacağı gibi, anılan mahkeme kararlarına dayalı olarak, İİK' nun 168., 169/a ve 170/a maddelerine aykırı hüküm tesisi de mümkün değildir. 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununun 72. maddesi; "Borçlu, icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu bulunmadığını ispat için menfi tesbit davası açabilir....
"İçtihat Metni" KARAR Dava menfi tesbit isteğine ilişkin olup Yargıtay Başkanlar Kurulunun 29.1.1999 günlü ve 4408 sayılı kararı gereğince tacirler arasındaki satış sözleşmesinden kaynaklanan alacak ve tazminat davaları ile buna bağlı olarak açılan itirazın iptali ve menfi tesbit davalarında verilen hüküm ve kararların temyizen incelenmesi görevi 19.Hukuk Dairesinindir. SONUÇ:Dosyanın görevli Yargıtay Yüksek 19. Hukuk Dairesi Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 14.12.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"KARAR Dava menfi tesbit isteğine ilişkin olup Yargıtay Başkanlar Kurulunun 29.1.1999 günlü ve 4408 sayılı kararı gereğince tacirler arasındaki satış sözleşmesinden kaynaklanan alacak ve tazminat davaları ile buna bağlı olarak açılan itirazın iptali ve menfi tesbit davalarında verilen hüküm ve kararların temyizen incelenmesi görevi 19.Hukuk Dairesinindir. SONUÇ:Dosyanın görevli Yargıtay Yüksek 19. Hukuk Dairesi Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 12.10.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2004/942 esas ve 2006/567 karar sayılı ilamıyla iptal edildiği ve tekrar üyeliğe kaydının yapıldığı, ilk ihraç kararı tarihinden itibaren işleyen aidat alacakları ve faizleri ödemesi için davacıya gönderilen ilk ihtardan sonra yasal 10 günlük süresi içerisinde sadece aidat borçlarını ödediği, işlemiş faizler yönünden menfi tesbit davası açtığı, menfi tesbit davasında alınan bilirkişi raporuna göre davacının faiz borcunun ihtarnamelerde belirtilen miktardan az olduğu, menfi tesbit davası devam ederken davacının faiz borcunu ödemediği gerekçesiyle ortaklıktan ihracının yasaya aykırı olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir....
Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2003/704 Esas numaralı dosyalarında, teminat karşılığında, 20.06.2003 tarihinde ihtiyâti tedbir kararı verilmiş, menfi tesbit davası, 22.11.2004 tarihinde ret ile sonuçlanmış, mahkeme davalı alacaklı yararına tazminata hükmetmemiştir. Mahkemenin bu kararı, davacı borçlu tarafından temyiz edilmiş, Yargıtay incelemesinden geçerek 28.11.2006 tarihinde kesinleşmiştir. Davalı alacaklı temyiz isteminde bulunmamıştır. İİK’nın 72/IV. maddesine göre menfi tesbit davasının reddine karar veren mahkeme, borçluya alacaklının ihtiyâti tedbir dolayısıyla alacağını geç almış bulunmasından doğan zararı için (asgari yüzde kırk) bir tazminata mahkum eder. Mahkeme alacaklının bir talebi olmasa bile borçluyu kendiliğinden, aynı davada tazminata mahkum etmekle yükümlüdür. Alacaklı menfi tesbit davasında tazminat talebinde bulunmamış, davanın reddine karar veren mahkeme, aynı kararda kendiliğinden alacaklı yararına tazminata karar vermemiştir....
Mahkemece iddia, savunma ve toplanan delilere göre keşidecinin zayi nedeniyle iptal davası açamayacağı, boş olan ve henüz çek vasfı taşımayan çek yaprakları hakkında iptal kararı verilemeyeceği, açılan davanın menfi tesbit davası olarak kabul edilemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, yetkisiz şahsın düzenlediği çeklerin iptali istemine yönelik bu çeklerden dolayı borçlu olmadığının tespitine ilişkindir. Çeke karşı açılan menfi tesbit davasının çekin hamili, cirantası veya lehdarı aleyhine açılması gerekir. Somut olayda davalı olarak gösterilen ... dava konusu 3934620 nolu çekin cirantası durumundadır. Dava konusu diğer çeklerde ...’ın ismi geçmediğinden bu çekler yönünden anılan gerekçeyle davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçeyle reddi isabetsizdir....