"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki menfi tesbit hukukuna ilişkin davada İstanbul 2. Sulh Hukuk ile 4. Asliye Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belli edilmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi gereği düşünüldü: K A R A R Dava, kira alacağından kaynaklanan menfi tesbit istemine ilişkindir. Dosya kapsamından; davacı aleyhine 16.176.00.- YTL. asıl alacak ve 3.152.00.- YTL. işlemiş faiz olmak üzere kira alacağı için icra takibi yapıldığı, takibin kesinleştiği, davanın 06.09.2006 tarihinde menfi tesbit davası olarak açıldığı anlaşılmaktadır. H.Y.U.Y.'...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ:AİLE MAHKEMESİ Dava dilekçesinde menfi tesbit istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulü cihetine gidilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, sair temyiz itirazları yerinde değildir.Dava, menfi tesbit istemine ilişkin olup, mahkemece menfi tesbit yanında icra takibinin iptaline de karar verilmiştir. Menfi tesbite hükmolunmuşken ayrıca takibin iptaline gerek bulunmadığından ve bu yanılgının giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden kararın düzeltilerek onanması uygun bulunmuştur....
Menfi tesbit davası HMK 106. ve İİK 72. maddesinde düzenlenmiş özel bir tesbit davası türüdür. Bu davalarda bir miktar paradan borçlu olunmadığının tesbiti talep edilmekte davalar sonucunda da borçlu olunmayan kısımla ilgili olumsuz hüküm kurulmaktadır. Bu hüküm taraflar arasında kesin hüküm teşkil etse de ifa imkanı tanımayan bir tesbit hükmü niteliğindedir. TTK’nın 5/A maddesi bir miktar paranın ödenmesi, alacak ve tazminat taleplerinin dava açılmadan önce arabulucuya tabi olduğuna amirdir. Gerek HMK 106 ve gerekse İİK 72. maddesinde belirlenen menfi tesbit davaları yukarıda belirtildiği gibi ifa hükmü içermeyen olumsuz tesbite yönelik davalardır. Bu itibarla kanun koyucunun TTK’nın 5/A maddesinda amaçladığı “alacağa bir an önce kavuşma” gerekçesi menfi tesbit davaları için gerekçe olamaz....
Mahkemece, iddia, savunma ve dosya kapsamına göre; takibe dayanak olan bonoların davalı şirketi temsile yetkili iki kişi tarafından imzalanmadığı ve bu nedenle davalı şirketi borçlandırıcı nitelikte olmadığı gerekçesiyle itirazın kaldırılması ve iflas isteminin reddine; birleşen menfi tesbit davasının kabulüne dair verilen karar davacı-birleşen dosya davalısı vekilinin temyizi üzerine Yargıtay 19 Hukuk Dairesinin 16.02.2011 tarih ve 2011/145 esas/-2011/910 karar sayılı ilamıyla; iflas davası hakkında verilen hükmün 10 günlük yasal süredan sonra temyiz edildiği gerekçesiyle temyiz isteminin süreden reddine, iflas ödeme emrine itiraz eden borçlunun iflas davası sırasında tüm savunma ileri sürme imkanı bulunduğundan bu konuda menfi tesbit davası açmasında hukuki yararı olmadığından menfi tesbit davasının reddi yerine kabulüne karar verilmesi ve yargılama usulu farklı olan iflas davasıyla birleştirilerek birlikte görülmesinin isabetli olmadığı gerekçesiyle hükmün bozulmasına...
Taraflar arasındaki karşılıklı itirazın iptali menfi tesbit davasının bozma kararına uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı esas davanın reddine karşı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere ve özellikle müzayaka halinde bulunan bankanın borçlu olmadığının tesbitine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamasına menfi tesbit davası ile ilgili olarak kurulan hükümde karar ve ilam harcından menfi tesbit davasının davalısının sorumlu tutulmuş olmasına göre tarafların temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenlerden davacı-davalıdan alınmasına, 8.6.2006 gününde oybirliğiyle karar verildi. ......
Alacağın icra takibinin kesinleşmesinden sonraki bir tarihte zamanaşımına uğraması halinde borçluya tetkik merciinden icranın geri bırakılmasına isteme hakkına sahip olduğu gibi (İİK.nun 71/2 maddesi) gerektiğinde İİK.nun 72 maddesi gereğince menfi tesbit davası açmasını da herhangi bir engel yoktur. Davacı borçlu icra takibinin kesinleşmesinden sonra borç zamanaşımına uğradığından dolayı menfi tesbit davası açmıştır. Bu durumda davacı borçlunun menfi tesbit davası açmasında hukuki yararı olup, mahkemece işin esasına girilip deliller toplanıp sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 16.7.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Dava, menfi tespit istemine ilişkindir. Davalı kooperatif tarafından davacı aleyhine 10.800,00 TL asıl alacak üzerinden icra takibi yapıldığı, davacı tarafça 2.000,00 TL değer gösterilerek menfi tesbit davası açıldığı ve mahkemece davanın kabulüne karar verildiği anlaşılmıştır. Menfi tesbit davasına konu icra takibinde alacak miktarı 10.800,00 TL olduğuna göre, mahkemece davacı tarafa işbu menfi tesbit davasını icra takibinin 2.000,00 TL lik kısmına mı, yoksa takibin tamamına mı hasrettiği hususunun açıklattırılması, şayet davacı tarafın talebi alacağın tamamına yönelik ise Harçlar Kanunu'nun 28 ve devamı maddelerince eksik harcın tamamlattırılması ve buna göre de görev hususunun düşünülmesi, şayet davacı menfi tesbit davasını alacağın 2.000,00 TL lik kısmına hasreder ise taleple bağlılık ilkesi nazara alınarak buna göre hüküm tesisi gerekirken eksik incelemeye dayalı olarak yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir....
"İçtihat Metni" Mahkemesi :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki menfi tesbit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Dava, kaçak elektrik kullanılmadığı iddiasına dayanan menfi tesbit davasıdır. Davalı vekili, davanın reddi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece benimsenen bilirkişi raporu ile tanık beyanlarına göre kaçak kullanım sabit olduğundan kaçak ve eksik tüketim hesabı yapılmış sonuç olarak menfi tesbit talebinin yerinde olmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi (Tüketici) Taraflar arasındaki menfi tesbit hukukuna ilişkin davada ... 3. Asliye Hukuk (Tüketici) ile 2. Sulh Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belli edilmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi gereği düşünüldü: K A R A R Dava, ticari kredi sözleşmesine dayalı menfi tesbit istemine ilişkindir. Dosya kapsamından; taraflar arasında ticari kredi sözleşmesi düzenlendiği, 15.09.2005 tarihinde 341.000.000.- TL. için menfi tesbit davası açıldığı anlaşılmaktadır. Tüketici Mahkemesi özel bir mahkemedir ve görevleri 4077 Sayılı Yasadan kaynaklanır. Somut olayda; ticari kredi kullanım sözkonusu olduğuna göre 4077 Sayılı Yasa kapsamında değerlendirilemeyecek uyuşmazlığın genel hükümlere göre 2. Sulh Hukuk Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekir. SONUÇ: Yukarıda belirtilen nedenlerle; H.Y.U.Y.’nın 25. ve 26. maddeleri gereğince ... 2....
Davalı ...Ş. vekili, müvekkili şirketin müflis şirketin iflasından önce, faaliyetin devam edebilmesi için çalışanların ücreti, kira, SGK, vergi gibi ödemeler yaptığını, bu ödeme tutarının 1.322.925,23 TL alacaklı hale geldiğini, 1.321.000,00 TL ödemeden sonra 197.162,93 TL alacaklı olduğunu, iflas idaresinin ödenen miktarın iadesi için tasarrufun iptali davası açtığından, müvekkili şirketin müflis şirketin bu miktar borcu olmadığının tespiti istemi ile menfi tesbit davası açmış, mahkemece davalar arasında irtibat bulunduğundan bahisle birleştirme kararı verilmiştir. Mahkemece, toplanan delillere göre, davacı iflas idaresinin açtığı tasarrufun iptali davasının kabulüne, menfi tesbit davasının reddine karar verilmiş; hüküm, asıl davada davalı-birleşen davada davacı ...Ş. vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava İİK'nun 277 ve devamı maddeleri gereğince açılmış tasarrufun iptali istemi ile ayrı bir dava olarak açılmış menfi tespit istemine ilişkindir....