FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ ESAS NO : 2020/56 Esas KARAR NO : 2021/155 DAVA : Marka Hükümsüzlüğü, Markaya Tecavüzün Önlenmesi, Maddi ve Manevi Tazminat DAVA TARİHİ : 29/12/2020 KARAR TARİHİ : 21/09/2021 Taraflar arasında görülen marka hükümsüzlüğü, markaya tecavüzün tespiti ve önlenmesi ile maddi ve manevi tazminat davasının yapılan açık yargılama sonucunda; İSTEM / Davacı vekili dava dilekçesini duruşmada tekrarla; ----- tarihinde ----- tescil numaralı “----- markasının ---- sözleşmesi ile davacıya devredildiğini, davalının davacıya ait bu markanın neredeyse aynısını kendi ---- ve-----olarak kullandığını, --- kelimesini davacının kullandığı gibi sayfanın ortasında----- hiç kullanmadığı durumların olduğu, özellikle davalıya ait olduğu ------ bu şekilde kullanıldığını, her iki tarafın aynı iştigal konusunda faaliyet gösterdiğini, davalı ------ ----, ----- ------vurgulayarak kullandığını, davalının ------ -----ettirmesinin kötü niyetli olduğunu belirterek, öncelikle, ---- korunması...
GEREKÇE: Dava, davacı adına tescilli olan markaya tecavüzün tespiti ve men'i ile maddi ve manevi tazminatın tahsili talebine ilişkindir. Markaya tecavüzün önlenmesi Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinin görev alanına girmektedir. Haksız rekabetten doğan taleplerle birlikte dava açıldığında davanın özel görevli Fikri Sınai Haklar Mahkemesinde görülmesi gerektiğinden ve HMK 1 maddesi uyarınca görev hususunun mahkemece resen gözetilmesi gerekmesi nedeniyle HMK 114/1-c ve 115/2 maddeleri uyarınca dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....
Asliye Ticaret Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belli edilmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Davacı, dilekçesinde ürettikleri malın yurt dışına tanıtım ve satış işleminin internet üzerinden yapıldığı, davalı şirketin de kötü niyetli olarak başvuruları internet ortamında kendi sitelerine yönlendirmeleri nedeniyle haksız rekabet oluşturduğu, bu nedenle haksız rekabetin önlenmesi ile birlikte maddi ve manevi tazminat talep etmiştir. Dava, T.T.Y.nın 56, 57 ve 58 maddelerine göre haksız rekabetin tesbiti, önlenmesi ile birlikte maddi ve manevi tazminat talebidir. Somut olayda; davacının talebi markaya tecavüzün önlenmesi olmayıp, internet ortamında kendi sitelerine yönlendirme yapılması nedeniyle haksız rekabet oluştuğunu iddia etmekte olup, marka ihlaline dayanmadığına göre davanın genel hükümlere göre Asliye Ticaret Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekir....
tecavüzün önlenmesi, ticaret ünvanı terki ve tazminat davalarının ayrı ayrı reddine karar vermek gerekmiştir....
tecavüz ve haksız rekabetin tespit edilmesini, men edilmesini, tecavüzlü üretimin engellenmesini, giderilmesini, tecavüzlü tanıtım gereçlerinin el konularak kaldırılmasını, sonuçlarının giderilmesini, "camavlukozak.com" şeklindeki alan adının da yayından kaldırılmasını, böylece markaya tecavüzün giderilmesini talep ve dava etmiştir....
Kararı, taraf vekilleri temyiz etmiştir. 1- Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. 2- Davacı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; ihlal tarihinde yürürlükte bulunan Ürün Belgelendirme Yönergesi hükümleri dikkate alınarak maddi tazminat hesabı yapılması ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken ihlal tarihinden sonra yürürlüğe giren Ürün Belgelendirme Yönergesi'ne göre ihlale konu marka kullanımından doğan zarar ve yoksun kalınan gelirin hesaplandığı bilirkişi raporu hükme esas alınarak maddi tazminat miktarının belirlenmesi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir. 3- Ayrıca, davacı, dava dilekçesinde markaya tecavüzün durdurulmasını, maddi ve manevi tazminatın tahsilini istemiş olup mahkemece markaya tecavüzün durdurulmasına karar verilmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : ELATMANIN ÖNLENMESİ -KARAR- Dava, markaya tecavüzün önlenmesi isteğine ilişkindir. Davanın açıklanan bu nitelendirmesine göre, 2797 Sayılı Yargıtay Yasasının 14.maddesi uyarınca temyiz incelemesi Yüksek 11.Hukuk Dairesine ait bulunduğundan dosyanın ilgisi yönünden anılan Daire Başkanlığına gönderilmesine, 05.10.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
önlenmesini SMK'nın 29. maddesi uyarınca tecavüzün ortadan kaldırılmasını, mümkün değil ise haksız rekabet hükümlerine göre tecavüzün önlenmesini talep etmiş, ıslah dilekçesi markaya tecavüz nedeniyle lisans bedeli olarak 3.600.- TL’nin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir....
Mahkemenin bozmadan önceki kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmediğinden, maddi-manevi tazminat talepleri dışındaki diğer talepler bakımından davacı yararına vekalet ücretine hükmedilmemesi hususunda davalılar lehine kazanılmış usuli hak oluşmakla temyize konu hükümde markaya tecavüzün tespiti ve önlenmesi istemi yönünden de davacı lehine vekalet ücreti takdiri yerinde olmayıp kararın bu nedenle bozulması gerekiyor ise de anılan yanlışlığın yeniden yargılamayı gerektirmediği takdir olunmakla yerel mahkeme kararının aşağıdaki şekilde düzeltilerek onanması gerekmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasında görülen markaya tecavüzün tespiti önlenmesi ve tazminat davası sırasında davalı taraf vekili 27/07/2010 günlü dilekçesiyle reddi hakim yoluna başvurmuştur. Bu konuda verilen kararın Yargıtayca incelenmesi davalı şirket vekili tarafından istenilmiş olmakla, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya içindeki tüm belgeler incelendi gereği düşünüldü: K A R A R Hakimin reddi için ileri sürülen sebepler işin esası yönünden temyiz sebebi olup, H.Y.U.Y.’nın 29. maddesinde tanımı yapılan sebeplerden değildir. Açıklanan nedenlerle yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile hükmün ONANMASINA, aşağıda ... onama harcının temyiz edene yükletilmesine 21/02/2011 gününde oybirliği ile karar verildi....