DELİL DEĞERLENDİRME VE HUKUKİ NİTELENDİRME: Taraflar arasındaki dava satın alınan ürünün ayıplı çıkması nedeniyle ayıba karşı tekkeffül hükümleri çerçevesinde koltuk bedelinin iadesi istemi ile davalı satıcıya karşı açılmıştır. Tacirler arasındaki ayıp iddialarında TTK'nun 23/c maddesi ile TBK'nun ayıba karşı hükümlerinin uygulanarak husumetin belirlenmesi gerekmektedir. TTK'nun 23/1 maddesinde "Bu maddedeki özel hükümler saklı kalmak şartıyla, tacirler arasındaki satış ve mal değişimlerinde de Türk Borçlar Kanununun satış sözleşmesi ile mal değişim sözleşmesine ilişkin hükümleri uygulanır." denildikten sonra 23/1-c Bendinde "c) Malın ayıplı olduğu teslim sırasında açıkça belli ise alıcı iki gün içinde durumu satıcıya ihbar etmelidir. Açıkça belli değilse alıcı malı teslim aldıktan sonra sekiz gün içinde incelemek veya incelettirmekle ve bu inceleme sonucunda malın ayıplı olduğu ortaya çıkarsa, haklarını korumak için durumu bu süre içinde satıcıya ihbarla yükümlüdür....
Davacı, davalılardan satın aldığı mobilyaların ayıplı olduğundan bahisle satış bedelinin iadesini istemiş, davalılar ise davacının isminin faturada yazmadığını bu nedenle davanın husumet yönünden reddini dilemişlerdir. Her ne kadar fatura 3.kişi adına düzenlenmiş ise de cevap dilekçesinde sonraki savunmalarında dava konusu malın davacıya satıldığı ve ayıpla ilgili davacıyla ihtilafa düşüldüğü açıkça anlaşılmaktadır. Bu durumda sadece 3.şahıs adına faturanın düzenlenmiş olması malın davacıya satılmadığını göstermez, davalının beyanları bütün olarak değerlendirildiğinde dava konusu malın davalılar tarafından davacıya satıldığının kabulü ile tarafların iddia ve savunmaları değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde davanın aktif husumet yokluğundan reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi Taraflar arasındaki ayıplı malın veya bedelinin iadesi davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın dava şartı yokluğu nedeniyle reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Davacı vekili, müvekkilinin davalı şirket bayisi olan...'den almış olduğu aracın gizli ayıplı olması nedeniyle yenisi ile değiştirilmesine ya da bedelinin iadesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, satış sözleşmesinin tarafı olmayan müvekkiline husumet yöneltilemeyeceğini, müvekkilinin yalnızca araca garanti veren firma olduğunu, üretimden kaynaklanan arızaların ücretsiz onarımını taahhüt ettiğini, aracın ayıplı olmadığını, araç ayıplı kabul edilse bile bu durumun bedelde indirim nedeni olabileceğini savunarak davanın reddini istemiştir....
(2) Dava, ayıplı malın bedelinin iadesi davasıdır. Davacı, dava konusu malın ayıplı olduğunu ispat külfeti altındadır. Dosyadaki mevcut raporlar, dava konusu makinenin ayıplı olup olmadığını tespit etmek bakımından yetersizdir. Bu sebeple İlk Derece Mahkemesi’nce tahkikata devam ile malın ayıplı olup olmadığını saptamaya yönelik HMK’nın 324. maddesinin birinci fıkrası uyarınca bilirkişi masrafı davacıdan alınıp denetime elverişli bir rapor alınarak varılacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile malın ayıplı olduğunun kabul edilerek hüküm tesis edilmesi ve bu hükme yönelik bilirkişi raporlarının yetersiz olduğu ve yeniden rapor alınması gerektiği yönündeki davalı istinaf sebeplerinin Bölge Adliye Mahkemesi’nce esastan reddedilmesi doğru görülmemiş, Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi’nin 2017/1559 esas ve 2018/653 karar sayılı ve 26.04.2018 tarihli kararının bozulması gerekmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi Taraflar arasındaki malın ayıplı olmasından kaynaklanan davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü. K A R A R Davacı, 12.08.2010 tarihinde davalıdan koltuk takımı aldığını ancak dikiş yerlerinin potllu ve döşemede kaymalar olduğunu ayrıca süngerlerin de düşük kalite olduğunu teslimden sonra farkettiğini, ürünün değiştirilmesi için davalıdan talepte bulunduğunu ancak sonuç alamadığını bu sefer ürüne ödediği bedelin iadesi için takip başlattığını ancak davalının takibe süresinde itiraz etmekle takibin durduğunu bu nedenle takibe yapılan haksız itirazın iptali ile icra inkar tazminatı talep etmiştir. Davalı, üründe gizli ayıp olmadığını, süresinde yasal ihbar şartının gerçekleşmediğini savunarak davanın reddini dilemiştir....
İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLERİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, ayıplı ürün nedeniyle açılan bedel iadesi davası olup ilk derece mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir....
Hükmüne uyulan 22/10/2015 tarih 2015/8993 - 2015/13427 sayılı bozma ilamında "Davacının davalıdan talep edebileceği alacak miktarı, davacının davalıya makine satışı nedeniyle ödediği miktar olması gerekirken, mahkemece bu husus gözetilmeden, davacının kendi kusuruyla sebep olduğu zarar miktarını da kapsayacak şekilde alacağın tahsiline karar verilmesi isabetsiz olduğu gibi, kabul şekline göre de, davacının dava dışı 3. kişiye ödediği ayıplı mal bedelinin tahsiline karar verildiğine göre, birlikte ifa kuralı gereğince ayıplı malın davalıya iadesi konusunda da bir karar verilmesi gerekirken, bu konuda olumlu olumsuz bir karar verilmemiş olması da bozmayı gerektirmiştir." denilmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki malın ayıplı olmasından kaynaklanan davanın yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı ... vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Dava, ayıplı aracın misliyle değiştirilmesi, olmadığı takdirde bedelin iadesi istemine ilişkindir. Davalı .... vekili, davanın reddini istemiştir. Diğer davalı, duruşmalara katılmamış, cevap da vermemiştir....
Dava konusu mobilyalarda ayıplı olduğu dosya içeriği ile ... olduğu gibi bu husus mahkemenin de kabulündedir. 4077 sayılı Kanunun 4. maddesi ilk fıkrasında ayıplı malın tanımı yapılmış, ikinci fıkrasında tüketicinin ayıplı mal konusundaki tercih haklarını düzenlemiş, üçüncü 2006/16022-2007/3017 fıkrasında tüketicinin seçimlik haklarından dolayı kimlerin sorumlu tutulacağı belirtilmiştir. Davacı ayıplı mal satışı nedeniyle bu haklardan her hangi birinin kullanabilir. Davacı bu hakkını, sözleşmeden dönme, ödediği bedelin iadesi şeklinde kullandığından ve dava konusu mobilyaların ayıplı olduğu anlaşılmakla, ayıplı malın iadesi ile satış bedelinin tahsiline karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenle kararın davacı yararına BOZULMASINA, 7.3.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 355/1 maddesi gereğince istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan incelemede; Dava, davacının davalıdan satın almış olduğu aracın ayıplı olduğundan bahisle satış sözleşmesinin feshi ile satış bedelinin iadesi istemine ilişkindir....