Davacının davalıdan talep edebileceği alacak miktarı, davacının davalıya makine satışı nedeniyle ödediği miktar olması gerekirken, mahkemece bu husus gözetilmeden, davacının kendi kusuruyla sebep olduğu zarar miktarını da kapsayacak şekilde alacağın tahsiline karar verilmesi isabetsiz olduğu gibi, kabul şekline göre de, davacının dava dışı 3. kişiye ödediği ayıplı mal bedelinin tahsiline karar verildiğine göre, birlikte ifa kuralı gereğince ayıplı malın davalıya iadesi konusunda da bir karar verilmesi gerekirken, bu konuda olumlu olumsuz bir karar verilmemiş olması da bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı şirket yetkilisinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle hükmün davalı yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 22.10.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Dosya içerisinde toplanan tüm deliller ve diğer belgelerin incelenmesinde; davanın ayıplı mal satımından kaynaklanan ayıplı malın bedelinin iadesi olmazsa ayıpsız misli ile değiştirilmesi istemiyle açıldığı, ilgili ticaret sicil müdürlüğü cevabına göre davacının tacir sıfatının bulunmadığı, zira tacir sayılması için bilanço usulüne göre defter tutması gerekirken işletme defteri tuttuğu ve esnaflık sınırını aşacak nitelikte gelirinin bulunmadığının bildirildiği, dava dilekçesinde de davacının tacir olduğundan bahsedilmediği, bu nedenle davaya bakma görevinin mahkememizin görev alanına girmediği, eldeki davanın mutlak ticari davalardan da olmadığı, uyuşmazlığın genel mahkemenin görev alanında kaldığı anlaşılmakla açılan bu davada Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli olduğu anlaşıldığından mahkememizin görevsizliği nedeniyle davanın dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine, süresinde ve istek halinde dosyanın HMK 1, 20 maddeleri uyarınca, görevli ve yetkili Ankara Asliye Hukuk Mahkemesine...
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinafa başvuru dilekçesinde özetle; yerel mahkemenin verdiği kararında hüküm tesis edilmişse de iş bu hükmü hukuka aykırı olduğunu, davacı müvekkilin, 03/11/2016 tarihli dava dilekçesinde talebinde sözleşmeden dönme ve ödenen bedelin iadesi ile sözleşmeden dönme ve bedel iadesinin kabul edilmemesi halinde ayıplı malın ayıpsız misliyle değiştirilmesini ve yaptığı 900,00 TL nakliyat ve yediemin masrafının bedelinin dava ve talep etmesine rağmen mahkeme talep dışına çıkarak ayıplı malın ücretsiz onarılması şeklinde hüküm kurduğunu, 25/03/2019 tarihli bilirkişinin kök raporu ve 02/10/2019 tarihli bilirkişi ek raporundan dava konusu aracın ayıplı olduğunun ispatlandığını, dava tarihi üzerinden 5 yıl geçtiğini ve araçın olduğu yerde halen beklemekte olduğunu, bu kadar uzun süreden sonra araç üzerinde yıpranmaların olacağının kuşkusuz olduğunu, hüküm tarihi itibariyle aracın ücretsiz onarılmasının davacı tüketicinin mağduriyetinin giderilmesi...
AŞ'nin davada husumeti bulunup bulunmadığı değerlendirilmeksizin ve ayrıca ... Trakya Şubesinin taraf ehliyeti bulunmadığı değerlendirilmeksizin hüküm kurulmuş olması da doğru olmamıştır. Yine dava dilekçesinde satım konusu jeneratörün iadesi ile onarımı için yapılan masrafların tahsili talebi almasına karşın, ilk derce mahkemesince jeneratörün iadesi ile bedelinin tahsiline karar verildiği, dava dilekçesinde taleplerden biri olan yapılan onarım masraflarının tahsili talebi yönünden gerekçe oluşturulmadığı gibi hüküm kurulmadığı anlaşılmaktadır. Açıklanan bu gerekçelerle, HMK'nın 353/1.a.6 maddesi uyarınca dosya üzerinden yapılan istinaf incelemesi sonucunda, ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının kaldırılmasına dair aşağıdaki karar verilmiştir....
- KARAR - Asıl davada davacı vekili, davacı şirketin davalı şirketten aldığı malların ayıplı olduğunu, ayıplı malların yenisi ile değiştirilmediği gibi bedelinin de iade edilmediğini,satılan malların ayıplı olması nedeniyle müşteri ve ticari itibar kaybı yaşayan davacı şirketin zararının ödenmemesi nedeniyle sözleşmenin feshedilerek davalı aleyhine icra takibi başlatıldığını,takibe davalı tarafından itiraz edildiğini ileri sürerek davalı tarafından yapılan itirazın iptali ile % 20'den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir. Asıl davada davalı vekili, dava konusu malların fatura tarihlerinde davacıya teslim edildiğini, davacının zamanaşımı süresi geçtikten sonra davanın açıldığını,ayıp ihbar sürelerine uyulmadığını, teslim edilen mallarda açık veya gizli ayıp olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir....
ithalatçısı ve marka sahibi olması nedeniyle mevzuat gereğince ilgili 3. kişiye davanın ihbar edilmesi gerektiğini belirterek, haksız ve hukuki dayanaktan yoksun davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; bilirkişi raporunda malın ayıplı olduğunun belirtilmesine rağmen mahkemece hatalı değerlendirme sonucu davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine karar verildiğini, 6100 sayılı HMK uyarınca tanık deliline dayandıklarını, ancak talep etmelerine rağmen mahkemece tanıkları Şahin Candemir ve Özge Candemir'in dinlenilmediğini, dolap tamircisi olan ve gaz yüklemesi yapman İnan Özer ile Akın Alyol'un malın ayıplı olduğunu belirttiklerini, faturalarda adı geçen şahısların mahkemece re'sen dinlenilmelerinin gerektiğini, bilirkişi raporunda malın ayıplı olduğunun belirtilmesine rağmen mahkemece seçimlik hak dışına çıkılarak eksik incelemeye dayalı karar verildiğini, raporda bedel indiriminin hatalı hesaplandığını, müvekkilinin malın ayıplı olması nedeniyle seçimlik haklardan bedel iadesini istediğini, mahkemenin bedel incirimi uygulayarak davanın reddine karar vermesinin hatalı olduğunu, dava konusu malda sürekli arıza olduğunu, gaz kaçağı olduğunu, her seferinde...
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi Taraflar arasındaki ayıplı mal davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü. KARAR Davacı, davalı şirketten 11.12.2002 tarihinde bilgisayar ve yazıcı satın alıp bedelini ödediğini, ... süresinin üç yıl olup bu süre içerisinde bilgisayarın iki kez arızalandığını, tamir süresinin aşıldığını, malın ayıplı olduğunu,bedel iade isteminin davalı tarafça kabul edilmediğini, iddia ederek ayıplı ürünün davalı tarafa verilerek bedelinin iadesine karar verilmesini istemiştir. Davalı davacıya satılan malın ayıplı olmadığını, iyiniyetli olarak malı tamir ettirip davacıya teslim etmek istediklerini, davacının malı üç yıl kullandığını, davacının kötüniyetli olduğunu iddia ederek davanın reddini dilemiştir....
ÇEKİŞMELİ HUSUSLAR, TOPLANAN DELİLLER, DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, satım sözleşmesine konu robot süpürgede ayıp olduğu iddiasıyla satım bedelinin istirdadı faizi ile birlikte istirdatı istemine ilişkindir. Taraflar arasında ticari alım satım ilişkisi olduğu ve satılan malın davacıya teslim edildiği uyuşmazlık konusu değildir. Uyuşmazlık, satılan malın ayıplı olup olmadığı, ayıplı ise ayıbın mahiyeti (gizli ayıp/açık ayıp, imalattan kaynaklı ayıp/kullanıcı hatasından kaynaklanan ayıp) , davacının iş bu satım konusu üründen dolayı satım bedelinin iadesi talebinin haklı olup olmadığı noktalarında toplanmaktadır. Satın alma tarihinde yürürlükte olan 6102 sayılı TTK'nun 23/1-c maddesine göre; "malın ayıplı olduğu teslim sırasında açıkça belli ise alıcı 2 gün içinde durumu satıcıya ihbar etmelidir....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:HMK'nun 355. Maddesi uyarınca yapılan inceleme sonucunda; Dava, ayıplı mal satışı iddiasına dayalı, sözleşmeden dönülerek bedel iadesi istemlidir. Davacı vekili; davacının, davalıdan mobilya ürünleri satın aldığını, ancak sonradan ürünlerde ayıpların bulunduğunu öğrendiğini iddia ederek, sözleşmenin feshine, ayıplı malın bedelinin davacıya iadesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili; ürünlerde ayıp bulunmadığını, sorunun kullanıcı hatasından kaynaklandığını savunarak davanın reddini dilemiştir....