Davanın maluliyet aylığı bağlanması istemli olması karşısında, yargılama safhasında yürürlüğe giren söz konusu mevzuat kapsamında da değerlendirme yapılması gerektiğinden, mahkemece, 28.09.2021 tarihli ... kapsamında, maluliyetin bulunup bulunmadığı konusunda Adli Tıp Kurumu İkinci Üst Kurulu’ndan rapor alınıp (maluliyetin varlığına dair tespit yapıldığı takdirde, daha sonraki bir tarih belirtilmediği sürece, maluliyet başlangıcının yönetmeliğin yürürlük tarihi olduğu gözetilmek kaydıyla) sonucuna göre karar verilmesi gerekmektedir. O hâlde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 14.12.2022 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Mahkeme, davacının çalışma gücünün 2/3’ünü kaybetmediğinden maluliyet aylığının yeniden bağlanması istemini red etmiştir. 17.4.2008 tarihli 5754 sayılı Kanun'un 13. maddesi ile değişik 5510 sayılı Kanun'un 25. maddesinde, çalışma gücünün en az %60’ını veya vazifelerini yapmayacak şekilde meslekte kazanma gücünü kaybettiği tespit edilen sigortalının malul sayılacağı öngörülmüştür. Davacıya 1.8.2003 tarihinde maluliyet aylığının bağlandığı, kontrol muayenesi sonucunda maluliyetinin 2/3 oranında olmadığı belirlenerek 30.4.2005 tarihinde aylığının kesildiği, itiraz üzerine Yüksek Sağlık Kurulunca yapılan inceleme sonucunda Kurulun 24.2.2006 tarihli kararı ile davacıdaki maluliyetin 2/3 oranında olmadığının tespit edildiği, davacının maluliyetin belirlenmesi için açtığı dava sonucunda mahkemenin konuyu Adli Tıp Kurumu’na götürdüğü, Adli Tıp Kurumu 3....
Yargılama safhasında yürürlüğe giren söz konusu mevzuat kapsamında da değerlendirme yapılması gerektiğinden, mahkemece 28.09.2021 tarihli Maluliyet ve Çalışma Gücü Kaybı Tespiti İşlemleri Yönetmeliği kapsamında, maluliyetin bulunup bulunmadığı konusunda Adli Tıp 3. İhtisas Kurulu’ndan rapor alınıp (maluliyetin varlığına dair tespit yapıldığı takdirde, daha sonraki bir tarih belirtilmediği sürece, maluliyet başlangıcının yönetmeliğin yürürlük tarihi olduğu gözetilmek kaydıyla) sonucuna göre karar verilmelidir. O halde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesinin istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin kararı kaldırılarak İlk Derece Mahkemesince verilen hüküm bozulmalıdır. SONUÇ : Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 7....
Davanın yasal dayanağı, 4956 sayılı Kanun'un 56. maddesi ile mülga 2926 sayılı Kanun'un 12. maddesi ve devam eden maddeleri olup, anılan Kanun'un 12. maddesine göre, “Bu Kanun'un uygulanmasında, çalışma gücünün en az üçte ikisini yitirdiği tespit edilen sigortalı malul sayılır” ve 13. maddedeki koşulların gerçekleşmesi halinde de kendisine malullük aylığı bağlanır. Öte yandan Kanun'un 15. maddesinde “Malullük aylığının ödenmesine, maluliyetin tespit edildiği rapor tarihini takip eden aybaşından başlanır” hükmü yer almaktadır. 24.07.2003 tarihli 4956 sayılı Kanun'un 54. maddesi ile 2926 sayılı Kanun'a eklenen ek 3. maddede 1479 sayılı Kanun'un ikinci kısım ikinci bölümünde yer alan maddelerin 2926 sayılı Kanun'a tabi sigortalılar hakkında da uygulanacağı belirtilmiştir.1479 sayılı Kanun'un 31.maddesinde ise "Malullük aylığı, malullüğün tespit edildiği tarihi takip eden aybaşından başlar" hükmü yer almaktadır....
Maddesi (Değişik fıkra: 17/04/2008-5754 S.K./12.mad) “İş kazası veya meslek hastalığı sonucu oluşan hastalık ve özürler nedeniyle Kurumca yetkilendirilen sağlık hizmeti sunucularının sağlık kurulları tarafından verilen raporlara istinaden Kurum Sağlık Kurulunca meslekte kazanma gücü en az % 10 oranında azalmış bulunduğu tespit edilen sigortalı, sürekli iş göremezlik gelirine hak kazanır.” hükmüne amir olup, sigortalının birinci kaza sonucu maluliyetinin %9,2, ikinci kaza sonucu maluliyetinin %2,1 olduğu, her iki maluliyetin birleşmesi sonucu toplam maluliyetin %11,1 olduğu Kurumca belirlenmiştir....
Yargılama safhasında yürürlüğe giren söz konusu mevzuat kapsamında da değerlendirme yapılması gerektiğinden, mahkemece 28.09.2021 tarihli Maluliyet Ve Çalışma Gücü Kaybı Tespiti İşlemleri Yönetmeliğine göre, maluliyetin bulunup bulunmadığı konusunda Adli Tıp Kurumu İkinci Üst Kurulu’ndan rapor alınıp (maluliyetin bulunduğuna karar verilmesi durumunda başlangıcın, yönetmeliğin yürürlük tarihi olduğu gözetilmek kaydıyla) sonucuna göre karar verilmelidir. O hâlde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz eden ilgiliye iadesine, 18.01.2022 gününde oybirliğiyle karar verildi....
İhtisas Kurulu’nun 29.12.2011 tarihli raporunda; davacının % 29,2 malul olduğu, bu maluliyetin sürekli olduğu, Adli Tıp Genel Kurulu’nun 29.12.2011 tarihli raporunda; davacının % 29,2 malul olduğu, bu maluliyetin sürekli olduğunun, belirtildiği görülmüştür. Maluliyet oranı sürekli işgöremezlik gelirinin miktarını etkileyeceğinden, maluliyet başlangıç tarihini belirten rapor alınmadan karar verilmesi hatalı olmuştur. Yapılacak iş; davalı sigortalının maluliyet başlangıç tarihinin saptanması açısından, 5510 sayılı Yasa'nın 95. maddesi ile " Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Tespiti İşlemleri Yönetmeliğindeki" hükümler çerçevesinde Adli Tıp Genel Kurulu’ndan rapor alınması ve maluliyetin kesin olarak hangi tarihte oluştuğu saptandıktan sonra sonucuna göre karar verilmesinden ibarettir. Mahkemece açıklanan bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin eksik araştırma ve inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir....
Anılan bu raporun tanziminde Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmelik'ine göre belirleme yapıldığı görülmekte olup, raporun kaza tarihi itibariyle yürürlükte olan yönetmeliğe uygun olduğu ve tespit edilen maluliyetin sürekli olduğu açıktır. İtiraz Hakem Heyeti tarafından; dosyadaki maluliyet raporunda davacıda meydana geldiği iddia edilen işgöremezliğin sürekli olduğu tespitinin yer almadığı, bu nedenle davacının sürekli işgöremez kaldığı hususunun ispat edilemediği gerekçesiyle, davacının sürekli işgöremezlik tazminatına ilişkin talebinin reddine karar verilmiştir....
Davacının davalı kurumda çalışmakta iken 1994 yılında emekli olduğu, meslek hastalığı nedeniyle 19/07/2005 tarihinde % 13,00, 10/07/2008 tarihinde % 13,20 oranında sürekli iş göremezliğinin tespit edildiği dosya içeriğinden anlaşılmaktadır. Maddi tazminata esas alınan sürekli işgöremezlik oranının arttığı hallerde; sürekli işgöremezliğin ilk tespit edildiği tarihten itibaren bu oran üzerinden, fark maluliyetin tespit edildiği tarihten itibaren artan oran üzerinden ayrı ayrı maddi tazminatın hesaplanması, yasal faizin ise sürekli iş göremezliğin ve fark maluliyetin tespit edildiği tarihlerden itibaren yürütülmesi gerekir....
Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi Dava, iş kazası sonucu maluliyetin tespiti istemine ilişkindir. İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne dair verilen karara karşı davalı Kurum vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesince davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir. Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesince verilen kararın, davacı ve davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi. I-İSTEM: Davacı işveren 29.12.2014 tarihli iş kazası sonucu yaralanan sigortalı ...’in maluliyetinin çok yüksek tespit edildiğine ilişkin itirazı üzerine aleyhine açılan tazminat davasında verilen ara kararı gereği maluliyetin tespitini istemiştir....