IV-TEMYİZ KANUN YOLUNA BAŞVURU VE NEDENLERİ: Davacı vekili, davacının maluliyet başlangıç tarihinin 2011 olduğu kabul edilmeyecek ise, en azından Kocaeli Devlet Hastanesi’nin rapor tarihi olan 11.10.2018 olması gerektiğini,Yüksek Sağlık Kurulu kararına maluliyet oranı yönünden itirazları olmadığını, ancak, maluliyet başlangıç tarihi yönünden itirazı bulunduğunu açıkça beyan ettiğini belirterek, kararın bozulmasını istemiştir. Davalı Kurum vekili, davacının Kurum işlemlerinin sonuçlanmasını beklemeden dava açtığını, Yüksek Sağlık Kurulu kararına itiraz etmediğini, kurum aleyhine yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmesinin hatalı olduğunu belirterek temyiz yoluna başvurmuştur....
Davacı taraf, aldıkları raporla maluliyet oranının % 19 olarak tespit edildiğini ve bu maluliyet oranı yerine % 10 maluliyet oranı üzerinden davalının yaptığı ödemenin yetersiz olduğunu, % 19 maluliyet oranı üzerinden hesap yapılarak tazminatın belirlenmesi gerektiğini açıkça belirterek dava açmış; maluliyet oranı bakımından fazlaya ilişkin haklarını saklı tutmadığı gibi, anılan maluliyet oranını açıkça kabul edip talebini sınırlamıştır. ../... Uyuşmazlık Hakem Heyeti, kendi aldığı maluliyet raporunda belirlenen % 45 oranı üzerinden hesaplamanın yapıldığı 11/09/2017 tarihli aktüer raporunu karara esas alarak tazminatı belirlemiştir. Belirtilen şekilde karar verilmesi, 6100 sayılı HMK'nın 26. maddesinde düzenlenen taleple bağlılık kuralına aykırı olmuştur....
Davacı taraf, aldıkları raporla maluliyet oranının % 19 olarak tespit edildiğini ve bu maluliyet oranı yerine % 10 maluliyet oranı üzerinden davalının yaptığı ödemenin yetersiz olduğunu, % 19 maluliyet oranı üzerinden hesap yapılarak tazminatın belirlenmesi gerektiğini açıkça belirterek dava açmış; maluliyet oranı bakımından fazlaya ilişkin haklarını saklı tutmadığı gibi, anılan maluliyet oranını açıkça kabul edip talebini sınırlamıştır. ../... Uyuşmazlık Hakem Heyeti, kendi aldığı maluliyet raporunda belirlenen % 45 oranı üzerinden hesaplamanın yapıldığı 11/09/2017 tarihli aktüer raporunu karara esas alarak tazminatı belirlemiştir. Belirtilen şekilde karar verilmesi, 6100 sayılı HMK'nın 26. maddesinde düzenlenen taleple bağlılık kuralına aykırı olmuştur....
Üst Kurulu’nun 17.06.2021 tarihli raporları esas alınarak Mahkemece, davacının 11.11.2013 tarihinden 01.07.2020 tarihine kadar malul sayılmasına ve takip eden aybaşı olan 01.12.2013 tarihinden itibaren 01.07.2020 tarihine kadar malullük aylığına hak kazandığının tespitine, fazlaya ilişkin talebin reddine, karar verilmiş ise de, yargılama safhasında 28.09.2021 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanıp aynı tarihte yürürlüğe giren Maluliyet ve Çalışma Gücü Kaybı Tespiti İşlemleri Yönetmeliği ile 03/08/2013 tarihli ve 28727 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliğinin yürürlükten kaldırıldığı anlaşılmıştır....
ile Adli Tıp Kurumu 3.İhtisas Kurulunun raporları arasındaki mübayenet halinde Adli Tıp Kurumu Genel kurulundan rapor alınması gerekirken çelişki giderilmeden davanın kabulüne karar verilmesi isabetsiz olduğu ,davacının maluliyet oranı ve maluliyet başlangıç tarihinin saptanması açısından, 5510 sayılı Yasa'nın 95. maddesi ile " Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Tespiti İşlemleri Yönetmeliğindeki" hükümler çerçevesinde Adli Tıp Genel Kurulu’ndan rapor alınması ve 2/3 oranındaki maluliyetinin bulunup bulunmadığı ve maluliyetin kesin olarak hangi tarihte oluştuğu saptandıktan sonra sonucuna göre karar verilmesi gerektiği belirtilerek mahkeme kararı bozulmuştur....
Somut olayda; Mahkemece yargılama esnasında..Kurumu'na müracaatla, Kurum içi prosedürler izlenerek maluliyet tespiti yapılmadığı anlaşılmış olup söz konusu hüküm, bu yönü ile usul ve yasaya aykırıdır. Yapılacak iş; davacının maluliyet durumunun ve maluliyet başlangıç tarihinin tespiti için, .. Yüksek Sağlık Kurulu'nun vereceği raporu beklemek, Kurul tarafından verilecek rapora itiraz halinde ... 3. İhtisas Kurulu'ndan rapor almak, mevcut raporlar arasında çelişki oluşması halinde ise raporlar arasındaki çelişkiyi ... Genel Kurulu'ndan alınacak rapor ile gidermek suretiyle sonucuna göre bir karar vermekten ibarettir. Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular dikkate alınmaksızın eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. O halde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır....
Söz konusu raporda davacının bacak kemiğindeki kırıktan kaynaklanan diz eklemi hareket kısıtlılığı nedeniyle ilk rapordan farklı ve daha az olarak % 14 maluliyet oranı verilmiş, ek olarak ilk raporda maluliyet oranına dahil edilmeyen davacının kazada kırılan köprücük kemiğinden kaynaklanan omuz eklemi hareket kısıtlılığı nedeniyle % 9 maluliyet oranı verilmiştir. İki farklı bölgedeki % 14 ve % 9 maluliyet oranlarının toplamı davacının kaza tarihindeki yaşı dikkate alınarak E cetveline göre hesaplanmış ve davacının toplam maluliyetinin % 25 olduğuna kanaat getirilmiştir. İtiraz Hakem Heyetince son alınan 24/09/2019 tarihli rapordaki maluliyet oranı olan % 25, 10/10/2016 tarihli ilk rapordaki % 22 maluliyet oranından daha yüksek olduğu için davalının itirazının reddi ile Uyuşmazlık Hakem Heyetince verilen ilk karar ile aynı miktarda olacak şekilde davacı lehine 93.654,50 TL sürekli işgöremezlik tazminatına hükmedilmiş, karar davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir....
Mahkemece, Yüksek Sağlık Kurulunun çalışma gücü kayıp oranı ve başlangıcına dair kararı esas alınarak karar verilmelidir” gerekçesiyle bozulmuştur. Uyulan bozma ilamı sonrasında, Yüksek Sağlık Kurulunun 05.12.2014 ve 08.07.2015 tarihli raporlarında davacının maluliyet oranın %61 ve maluliyet başlangıç tarihinin 11.07.2014 tarihi olduğu belirtilmesine rağmen, mahkemece davanın kabulüyle maluliyet başlangıç tarihinin 17.08.2009 olduğuna karar verilmiş olması, uyulan bozma ilamına ve dosya içeriğine uygun olmayıp usul ve yasaya aykırı olduğundan bozma nedenidir. Ne var ki, bu konuların düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hüküm bozulmamalı, 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 438. maddesi gereğince düzeltilerek onanmalıdır....
İtiraz Hakem Heyeti, 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu madde 30/23 gereği, anılan kanunda hüküm bulunmayan hallerde HMK hükümlerinin uygulanacağı ve Sigortacılıkta Tahkime İlişkin Yönetmelik madde 16/12 gereği, özel ve teknik bilgi gerektiren konularda hakemlerin bilirkişi raporu alabileceği düzenlemeleri dikkate alındığında, usule uygun maluliyet raporunun dosyada olmadığı hallerde maluliyet raporu alabilecektir. Bu bakımdan İtiraz Hakem Heyeti tarafından davacının dosyaya sunduğu maluliyet raporu kaza tarihi itibariyle yürürlükte bulunan yönetmeliğe dayalı olarak alınmadığından usulüne uygun maluliyet raporu istenmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamaktadır. Ancak İtiraz Hakem Heyetinin maluliyet oranı belirlenirken dikkate alınmasını istediği yönetmelik de kaza tarihi itibariyle yürürlükte olan yönetmelik değildir....
Buna göre kurum sağlık tesislerince düzenlenen raporlara dayanılarak verilen kararlara karşı Sosyal Sigorta Yüksek Sağlık Kurulundan rapor alınmalı, söz konusu kurul raporlarının Kurumu bağlayacağı, ancak, diğer ilgilileri bağlamayacağı dikkate alınarak, itiraz halinde, ... alınacak rapora göre karar verilmeli; ... raporu arasında çelişki bulunması halinde ise,... alınacak raporla, bu çelişki giderilip, varılacak sonuca göre karar verilmelidir. Öte yandan, kabule göre de, maluliyet aylığının başlangıcı, ... atıf yaptığı 16.02.2009 tarihli ameliyat tarihini takip eden aybaşı olan 01.03.2009 olarak alınması gerekirken,maluliyet başlangıç tarihinin, aylık başlangıç tarihine esas alınması isabetli görülmemiştir. Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular gözönünde tutulmaksızın, eksik inceleme ve araştırmayla yazılı şekilde hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir....