KARAR Davacılar, davalı ile 28.7.2011 tarihinde .... köyünde 15 günlük devrelerde kullanmak üzere devre tatil satın aldıklarını, 2013 yılı temmuz ayında tatil hakkını kullanmak üzere tesise gittiklerinde, evin yaşanamaz halde, adeta harebe biçiminde bulunduğunu ve tatil yapamadıklarını, bu şekildeki bir tetiste bir daha tatil yapma imkanları bulunmadığından sözleşmenin feshi ile ödedikleri bedel ile manevi tazminatın ödetilmesini istemişlerdir. Davalı, davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir. Davacı, sözleşmenin konusunun ayıbı nedeni ile sözleşmenin feshi ve tazminat isteği ile eldeki davayı açmış ve tesisin kullanıma uygun olmadığına ilişkin fotoğrafları dosyaya ibraz etmiştir....
nin haciz ihbarnamesi gönderilmiş olduğunu, müvekkili şirketin davalı şirkete borçlu olmadığının tespitinin elzem olduğunu, bu nedenlerle müvekkili şirketin borçlu olmadığının tespiti sonucunda; sözleşme gereği teslimi gereken ancak teslim edilmeyen 17.03.2018 tarih 04443 nolu fatura tutarı 112.500.- TL'lik ve 17.03.2018 tarih 04440 nolu fatura tutarı 48.825.- TL'tik toplamı 161.325.- TL tutarlı faturalar içeriğine konu malzemelerin taraflarına teslimi ya da ödemelerin aynen iadesi gerektiği beyanla, müvekkilinin davalıya borçlu olmadığı ve tüm yükümlülükleri İle sözleşmesel edimlerini yerine getirdiği belirlenerek davanın kabulüne, 60.000.- TL bedelli araç devri ve nakit olarak en son ödemiş olan ve faturası da davalı şirket tarafından düzenlenmesine rağmen malzemelerin gelmemiş olması nedeniyle sözleşmenin feshi ile 161.325.- TL'nin ödeme tarihinden itibaren faiziyle taraflarına geri iadesine, fazlaya ilişkin haklan saklı katmak üzere, masraf ve vekâlet ücretinin davalıya yükletilmesine...
Buna göre davacı vekilinin ıslah istemindeki seçimlik hakka ilişkin isteminin dikkate alınmayarak sözleşmenin feshi niteliğinde bedel iadesi yönünden karar verilmesi gerektiği, Sahibinden.com internet sitesi aracılığıyla satılan araca dair satış ilanlarının dosyamız arasına alındığı, ilanda "kilometresi orjinal 245 bindedir." şeklinde açıklama yer aldığı, ancak tüvtürk yazı cevapları ve bilirkişi raporu ile sabit olduğu üzere davacıya satılan aracın satış akdi esnasında km'sinin gerçekte 497.000 km'de olduğu davalı satıcının ayıba karşı tekeffül borcu nedeniyle davacı alıcıya karşı ayıpların varlığını bilmese dahi sorumlu olması gerektiği anlaşılmakla ve aracın hususi bir otomobil oluşu da dikkate alınarak sözleşmeden dönme hakkının haklı kabul edilebilir olduğu kabul ve kanaat edilerek aşağıdaki şekilde ve noter satış senedinde 40.000,00 TL yazılı ise de davacı tarafın talebi aşılmaksızın 33.750,00 TL üzerinden hüküm tesis edilmesi gerektiği" gerekçesiyle; davanın kabulüne, taraflar arasındaki...
Birleşen dosyada davalı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Birleşen davada, davacı, daha önce müvekkili şirket aleyhine “uyarlama, mümkün olmadığı takdirde sözleşmenin haklı nedenle feshi” davası açtıklarından bahisle, davanın uyarlama nedeniyle sonuç vereceği konusunda kuşku taşımadıklarını vurgu yapıp, müvekkili şirket tarafından alınan “sözleşmenin feshi” kararının iptaline karar verilmesini istediklerini, müvekkili şirket hakkında ikame edilen birleşen dava da, haksız ve yersiz ve yasal dayanaktan yoksun olduğunu, Davacı ilk davasında uyarlama ile birlikte sözleşmenin feshi”ni de talep ettiğini, Yani davasının netice-i talebinde fesih de yer almakta olduğunu, Davacının sözleşme şartlarını yerine getirmediği sabit olduğunu, sözleşme bu yüzden müvekkili tarafından feshedilmiş bulunduğunu, Yani davacı bir yandan ikame ettiği dava ile sözleşmenin feshi talebinde bulunmakta olduğunu, diğer yandan birleşen dava ile feshedilen sözleşmenin iptaline karar...
Somut olayda taraflar ilişkinin alım-satım olduğunu ileri sürmüş iseler de; BK’nın 355. maddesi hükmünce davalı yüklenici iş sahibinin vermeyi taahhüt ettiği bir bedel karşılığında bir şey imâlini (güvenlik sistemi temin, montaj, kullanım için eğitim işlerini) üstlendiğinden taraflar arasındaki ilişki alım-satım değil eser sözleşmesi ilişkisidir. Eser sözleşmelerinde yüklenicinin asıl borcu edimini sözleşme ve ekleri, fen ve tekniği ile varsa projesi ve ruhsatı ile iş sahibinin ondan beklediği amaca uygun olarak tamamlayıp teslim etmektir. Ayıp, sözleşmede kararlaştırılan vasıfların veya lüzumlu vasıflardan bir ya da bir kaçının eserde bulunmaması halidir. Ayıbın niteliğine göre BK’nın 360. maddesi uyarınca iş sahibinin, eseri kabulden kaçınma (sözleşmenin feshi), bedel indirimi, ayıpların giderilmesi ve ayıp nedeniyle tazminat isteme hakkı vardır....
Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalılarca temyiz edilmiştir. 1-Mahkemenin davalıların temyiz dilekçesinin süreden reddine ilişkin 28.3.2014 tarihli ek kararının süresinde temyiz edilmesi üzerine yapılan incelemede, 8.3.2013 tarihli dilekçe ile vekillikten istifa ettiğini mahkemeye bildiren davalılar vekiline yapılan tebligatın usulsüz olduğu, davalı asillere 21.2.2014 ve 19.2.2014 tarihlerinde gerekçeli kararın yeniden tebliğ edildiği ve yasal süre içerisinde yeni vekillerince kararın temyiz edildiği anlaşılmakla, sonradan kararın yeniden tebliğ edilmesinin davalılara yeniden temyiz süresi tanımayacağı gerekçesine dayalı temyizin reddine ilişkin ek kararının kaldırılması gerekmiş, bu suretle işin esasının incelenmesine geçilmiştir. 2-Dava, ayıp iddiasına dayalı sözleşmenin feshi ve bedel iadesi istemine ilişkindir. Davalıların 1/2 hissedar olduklar... Lodumu Mahallesindeki taşınmaz 2.9.2009 tarihinde 370.000,00 TL bedelle satın alınmıştır....
in gelmeleriyle duruşmaya başlanılmış ve hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra karar için başka güne bırakılmıştı. Bu kez temyiz dilekçesinin süresinde olduğu saptanarak dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. KARAR Davacı, davalılardan satın aldığı evin imar planının idari yargı kararı ile iptal edilmesi nedeniyle yıkım kararı alındığını ileri sürerek bu suretle ayıplı olan taşınmazın satış sözleşmesinin feshi, tapu kaydının davalılar adına tescili ve satış bedeli 370.000,00 TL nin satış tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davalılar, davanın reddini dilemişlerdir. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir. Dava, ayıp iddiasına dayalı sözleşmenin feshi ve bedel iadesi istemine ilişkindir....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararında "taraflar arasındaki sözleşmenin fesih nedeniyle zarara uğradığından bahisle tazminat talep edilmiş ise de, taraflar arasındaki sözleşme tarafların karşılıklı iradeleri ile sona erdirildiğinden protokolde sözleşmenin fesihi nedeniyle zararlardan kaynaklanan tazminat hakları saklı tutulmadığından, davacının sözleşmenin feshi nedeniyle tazminat taleplerinin reddine karar vermek gerekmiştir....
Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre; sözleşmenin 4. maddesi gereğince, sözleşmenin 1 yıl süreyle geçerli olduğu, sözleşmenin bitiminden 1 ay önce taraflardan birinin sözleşmenin yenilenmeyeceğini karşı tarafa bildirmemesi halinde aynı koşullarda sözleşmenin uzamış sayılacağı, aynı maddenin 2. ve 3. paragraflarında davacının sözleşmeyi süresinden evvel feshetme hakkının olmadığının, davalının dilediği zaman ihbarda bulunmaksızın tek taraflı olarak sözleşmeyi feshedebileceğinin, davacının bankadan tazminat, bedel vb. talep edemeyeceğinin düzenlendiği, sözleşmenin davacı aleyhine hükümler içermesine rağmen bu durumu kabul eden tacir davacının sözleşme serbestisi ilkesi ile sözleşme hükmü nazara alındığında tazminat, bedel vb herhangi bir talepte bulunamayacağı gerekçesiyle; davanın reddine karar verilmiştir. Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir....
A.Ş.nin sorumluluğunun bulunduğu, kira tazminatının menfi zarar kapsamında bulunmadığı gibi sözleşmenin de ifa imkanının bulunmadığı anlaşıldığından bedel iadesi ve menfi zarar yönünden açılan davanın kabulüne, ödeme tarihinden itibaren ticari faiz ve kira tazminatı yönünden açılan davanın reddine karar vermek gerektiği, davacının manevi tazminat isteminin koşulları oluşmadığı, taraflar arasındaki ilişkinin tüketici işlemi olduğundan yasal faiz yürütülmesi gerektiği, davalı daha önce temerrüte düşürülmediğinden faiz başlangıcının dava tarihi olduğu anlaşıldığından birleşen davanın da kısmen kabulüne karar vermek gerektiği gerekçesiyle; asıl davada tapu iptali ve tescil yönünden açılan davanın reddine, asıl davadaki bedel iadesi ve tazminat talebinin ıslah talebi doğrultusunda kısmen kabul kısmen reddine, davacı ile davalılardan ... A.Ş. arasında imzalanan 04.05.2009 tarihli ... ......