Hal böyle olunca davacınınbelli birsüre tatil yaptığı gözetilerek hükmedilen bedelden makul bir indirim yapılması gerekir. Mahkemenin değinilen bu yönü gözardı ederek makul bir indirim yapılmaksızın yazılı şekilde tüm bedelin tahsiline karar vermiş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir. SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalının diğer temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bent uyarınca temyiz olunan kararın davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan 224.00 TL. temyiz harcının istek halinde iadesine, 27.9.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Davacının ayıbın davalı yüklenici tarafından giderilmesine yönelik ifa talebi bulunmadığından kullanılması gereken seçimlik hakkın bedelden indirim yapılması olarak belirlenmesi dosya kapsamına uygun düşmektedir. Bu durumda mahkemece bilirkişilerce saptanan 2.060,00 TL eksik ve kusurlu işlerin giderilme bedeli ile nefaset tutarına hükmedilmesi gerekirken yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesi doğru olmamış, hükmün bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; hükmün temyiz eden davacı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine, karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere 18.02.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Ancak; 1)Taşınmazların sit alanına alınması ve çıkarılmasının idarenin tasarrufuna bağlı olduğu gözetildiğinde 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 11/1-g maddesi uyarınca arsa olarak tespit edilen değerinde indirim yapılmayarak bulunan karşılığına hükmedilmesi gerekirken bu bedelden taşınmazın SİT alanında kaldığı gerekçesiyle % 5 oranında indirim yapılarak değer biçen bilirkişi kurulu raporu hükme esas alınmak suretiyle eksik bedel tespiti, 2)Dava konusu taşınmaz üzerinde bulunan ve bedeline hükmedilen yapı ve ağaçların davacı idareye aidiyetine karar verilmesi gerektiğinin düşünülmemesi, Doğru olmadığı gibi, 3)7139 sayılı Kanunla değişik Kamulaştırma Kanununun 10/8 fıkrası gereğince bankaya hak sahibi adına yatırılacak bedel bakımından; 7139 sayılı Kanun ile yapılan değişiklik hükümlerine göre işlem yapılması gerektiğinden Hükmün yukarıda açıklanan gerekçelerle taraf vekillerinin temyiz istemlerinin kabulü ile BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harçlarının istenildiğinde iadesine...
Davalı vekilinin temyizine gelince; Taşınmazın sit alanına alınması ve çıkarılmasının idarenin tasarrufuna bağlı olduğu gözetildiğinde 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 11/1-g maddesi uyarınca arsa olarak tespit edilen değerinde indirim yapılmayarak bulunan karşılığına hükmedilmesi gerekirken bu bedelden taşınmaz SİT alanında kaldığı gerekçesiyle indirim yapılarak değer biçen bilirkişi kurulu raporu hükme esas alınmak suretiyle aza hükmedilmesi, Doğru görülmemiştir. Davalı vekilinin temyiz itirazları yerinde olduğundan hükmün açıklanan nedenle HUMK’nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, davalıdan peşin alınan harçların istenildiğinde iadesine, temyiz eden davalı idare yararına yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca takdir olunan 1.350,00-TL. vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine, 20/09/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Dairemizin önceki kararlarında; fazla çalışma ücretlerinden yapılan indirim, kabul edilen fazla çalışma süresinden indirim olmakla, davalı tarafın kendisini avukatla temsil ettirmesi durumunda reddedilen kısım için davalı yararına avukatlık ücretine hükmedilmesi gerektiği kabul edilmekteydi (Yargıtay 9.HD. 11.02.2010 gün 2008/17722 E, 2010/3192 K.). Ancak, işçinin davasını açtığı veya ıslah yoluyla dava konusunu arttırdığı aşamada, mahkemece ne miktarda indirim yapılacağı işçi tarafından bilenemeyeceğinden, Dairemizce 2011 yılı itibarıyla maktu ve nispi vekâlet ücretlerinin yüksek oluşu da dikkate alınarak konunun yeniden ve etraflıca değerlendirilmesine gidilmiş, bu tür indirimden kaynaklanan ret sebebiyle davalı yararına avukatlık ücretine karar verilmesinin adaletsizliğe yol açtığı sonucuna varılmıştır....
Mahkemece bu bedelden sökülen imâlatın davalı uhdesinde bulunduğu gerekçesiyle BK'nın 42. maddesi uyarınca ayrıca indirim yapılarak 6.863,13 TL’nin tahsiline karar verilmiş ise de taraflar arasındaki uyuşmazlık BK'nın 355. maddesi ve devamında yer alan eser sözleşmesinden kaynaklanmış olup imâlatın ayıplı olması durumunda iş sahibinin hakları BK'nın 360. maddesinde gösterilmiştir. Bu nedenle ayıp miktarı 2.500,00 TL’nin davacının talebi daha az bulunduğundan 12.700,00 TL’den mahsup edilerek kalan 10.200,00 TL’nin tahsiline karar verilmesi gerekirken olayda uygulama yeri bulunmayan BK'nın 42. maddesi uyarınca ayrıca indirim yapılması usul ve yasaya aykırı olmuş, kararın bozulması uygun bulunmuştur. SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle tarafların diğer temyiz itirazlarının reddine, 2. bent uyarınca hükmün taraflar yararına BOZULMASINA, ödedikleri temyiz peşin harçlarının istek halinde temyiz eden taraflara geri verilmesine, 04.10.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Maddesi kapsamında tüketici bedelde indirim seçimlilik hakkını kullanmış, davacı tüketicinin talebinde kısmen haklı olduğu kanaatine varılmış, bilirkişi raporunda belirlenen 3.000,00 TL bedel üzerinden davanın kabulüne karar vermek gerekmiş aşağıdaki şekilde hüküm kurularak, -DAVANIN KISMEN KABULÜ İLE; Davacıya ait 34 XX 947 plakalı Honda Civic marka araçta bulunan ayıplardan dolayı 3.000,00 TL.nin (bedelden indirim mahiyetinde) dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte müştereken ve müteselsilen davalılardan alınarak davacıya verilmesine, ..." şeklinde karar verilmiştir. Bu karara karşı davacı ve davalılar vekillerince yasal süresinde istinafa başvurulmuştur....
O halde davalı taşınmaz malikinin, davacı komisyoncuyu devre dışı bırakarak taşınmazı satmış olması nedeniyle sözleşmede satış bedeli olarak gösterilen 100.000,00 TL üzerinden hesaplanacak % 6’sı + KDV oranındaki bedelden, % 3 + KDV’nin tellallık ücreti olarak ödenmesine karar verilmesi gerektiği gibi; geri kalan % 3 + KDV' oranındaki cezai şarttan ise Borçlar Kanunun 161/son maddesi gereğince gerekli indirim yapılarak davalının sorumluluğu yoluna gidilmesi gerekirken, mahkemece yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir. “ gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiş, mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucu cezai şart bedelinden indirim yapılmak suretiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiş ve reddedilen miktar üzerinden davacı aleyhine yargılama giderleri ve vekalet ücretine hükmedilmiştir. 6100 sayılı HMK.’nun 323/1-ğ maddesine göre, vekil ile takip edilen davalarda vekalet ücretinin yargılama...
Davalı; davacının daireyi 2012 yılında satın aldığını, üzerinden yağışlı ve uzun bir kış geçmesine rağmen izolasyon sorunu yaşanmadığını, ayıpların giderimi için defalarca gittiklerini ancak davacının kendilerini içeri almadığını, yüklenici olarak teknik tüm yükümlülüklerini yerine getirdiklerini, tespit raporunun yüzeysel ve bilimsel verilerden uzak şekilde hazırlandığını, hem onarım hem de bedelden indirim talep edilemeyeceğini savunarak, davanın reddini istemiştir. Mahkemece; davanın kısmen kabulü ile konut bedeli 175.000 TL'den 6.973,44 TL ayıp bedelinin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiz ile birlikte indirilmesine, fazlaya ilişkin taleplerin reddine dair verilen hüküm, davalının temyizi üzerine Yargıtay 13....
Ayıplı hizmetten kaynaklı tüketicinin seçimlik hakları aynı yasanın 15.maddesinde düzenlenmiş olmakla, buna göre; " Hizmetin ayıplı ifa edildiği durumlarda tüketici, hizmetin yeniden görülmesi, hizmet sonucu ortaya çıkan eserin ücretsiz onarımı, ayıp oranında bedelden indirim veya sözleşmeden dönme haklarından birini sağlayıcıya karşı kullanmakta serbesttir. Sağlayıcı, tüketicinin tercih ettiği bu talebi yerine getirmekle yükümlüdür. Seçimlik hakların kullanılması nedeniyle ortaya çıkan tüm masraflar sağlayıcı tarafından karşılanır. Tüketici, bu seçimlik haklarından biri ile birlikte Türk Borçlar Kanunu hükümleri uyarınca tazminat da talep edebilir."...