İddianın ileri sürülüş şekli, dosya kapsamına göre istinaf kanun yolu başvurusuna konu dava; mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan alacak isteğine ilişkindir. Bilindiği üzere; 01.01.2002 tarihinden önce 743 sayılı Türk Kanunu Medenisi'nin (TKM) yürürlükte olduğu dönemde, eşler arasında yasal mal ayrılığı rejimi geçerliydi (TKM m.170). TKM'de, mal rejiminin tasfiyesine ilişkin düzenleme mevcut olmadığından, eşlerin bu dönemde edindikleri mal varlığının tasfiyesine ilişkin uyuşmazlık, aynı kanunun 5.maddesi yollamasıyla Borçlar Kanunu'nun genel hükümleri göz önünde bulundurularak "katkı payı alacağı" hesaplama yöntemi kurallarına göre çözüme kavuşturulacaktır. Zira Borçlar Kanunu, Medeni Kanunun tamamlayıcısı olarak kabul edilmiştir (eBK m.544, TBK m.646). Mal ayrılığı rejiminde; eşler kendi malları üzerinde tasarruf yetkisine ve intifa hakkına sahiptir ve mallarının idaresi kendisine aittir (TKM m.186/1)....
Mahkemece, “..davanın 4721 sayılı TMK.nun 218 ve devamı maddeleri uyarınca açılan tasfiye davasından ibaret olduğunu, aynı Kanunun 225. maddesi uyarınca mal rejiminin eşlerden birinin ölümü veya başka bir mal rejiminin kabulü ile sona erer, hükmünün yer aldığını, dava konusu olayda davacının eşi ...’ın 10.11.2006 tarihinde öldüğünü, bu tarih itibariyle Bakırköy 18. Noterliği aracılığıyla düzenledikleri sözleşmenin hükümlerinin de sona erdiğini ve davanın eşin ölümünden sonra 18.12.2006 tarihinde açıldığını...” gerekçe göstermek suretiyle davanın reddine karar verilmesi üzerine; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, mal rejiminden kaynaklanan alacak ve mülkiyet hakkının tanınması isteğine ilişkindir. Taraflar 07.06.1979 tarihinde evlenmişler, kural olarak eşi ...’ın 10.11.2006 tarihinde vefatıyla TMK.nun 225. maddesi uyarınca evlilik ölümle son bulmuştur. Ne var ki, taraflar 30.12.2002 tarihinde Bakırköy 18....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Mal rejiminin tasfiyesi ... ile Evgenia Kacaroğlu aralarındaki mal rejiminin tasfiyesi davasının reddine dair Manavgat 3....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Mal Rejiminden Kaynaklanan Alacak Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine karar verilmiş olup hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü: KARAR Davacının, mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan alacak isteğine ilişkin olarak açılan davasının yapılan yargılaması sonunda, Mahkemece alacak talebinin kısmen kabulüne kısmen reddine dair karar verilmesi üzerine; hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Ne var ki; davalı ... vekili kararı temyiz ettikten sonra kanun yollarından feragat yetkisi bulunan davalı vekilinin ... 4. Aile Mahkemesi’ne verdiği 17.11.2017 havale tarihli imzalı dilekçesi ile temyizden feragat etmiş, dilekçe Dairemize gönderilmiştir....
Dava, boşanma ve eşler arasında mal rejiminin tasfiyesine dayalı alacak istemine ilişkindir. Kural olarak, mal rejiminin tasfiyesine ilişkin davalarda koşulların oluşması halinde tarafı lehine alacak hakkına hükmedilir ise de, yargılama sonucu olası alacakların teminat altına alınması amacıyla dava konusu alacak talebine konu malvarlığı üzerine ihtiyati tedbir konulabileceği uygulamada Yargıtay içtihatlarıyla kabul edilmiş durumdadır....
Mahkemece, taraflar arasında görülen boşanma davasının derdest olduğu, mal rejiminin tasfiyesine ilişkin davanın görülebilme şartının gerçekleşmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Taraflar 1970 yılında evlenmiş, ... 2.Aile Mahkemesi'nin 2012/207 Esas numarasına kayıtlı boşanma davasının 29.02.2012 tarihinde açıldığı ve derdest olduğu dosya içinde mevcut inceleme tutanağından anlaşılmıştır. TMK'nun 225/ 2. maddesinde, boşanma halinde eşler arasındaki mal rejiminin boşanma davasının açıldığı tarihte sona ereceği hükme bağlanmıştır. Başka bir anlatımla, mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan alacak hakkı boşanma dava tarihi itibariyle doğar. Ancak bu hakkın kullanılabilmesi ve tasfiyeye karar verilebilmesi için boşanma davasının olumlu sonuçlanarak kesinleşmesi gerekir....
Mal rejiminin tasfiyesinin boşanma davasının feri niteliğinde olmamasına, protokolde, duruşmada alınan beyanlarda ve hükümde dava konusu 3045 parsel sayılı taşınmaza yönelik bir düzenleme yapılmamış olmasına, ayrıca davacının mal rejiminden kaynaklı başkaca bir hak talebi olmadığına veyahut feragat edildiğine yönelik bir beyanının da bulunmamasına göre, dava konusu 3045 parsel sayılı taşınmazın anlaşmalı boşanma davasında yapılan tasfiyeye dahil edildiği kabul edilemez. O halde, mahkemece iddia ve savunma doğrultusunda taraf delilleri toplanarak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olmuş, bozmayı gerektirmiştir....
AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 22/10/2020 NUMARASI : 2017/1168 ESAS-2020/580 KARAR DAVA KONUSU : Mal Rejiminden Kaynaklanan Davalar (Katılma Alacağı) KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan yargılaması sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm hakkında istinaf talebinde bulunulmakla; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı erkek vekili, dava dilekçesinde özetle; Antalya ili, Konyaaltı ilçesi Geyikbayırı mahallesi, 328 ada, 58 parselde kayıtlı taşınmazın evlilik birliği içerisinde satın alınarak davalı adına kaydedildiğini, taşınmazın edinilmesinde katkısı olduğunu ileri sürmek suretiyle mal rejiminin tasfiyesine ve fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 5.000,00 TL katılma alacağına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir....
Buna göre taraflar arasında evlilik tarihinden 01.01.2002'ye kadar mal ayrılığı rejimi, 01.01.2002'den sonra ise edinilmiş mallara katılma rejiminin geçerli olduğu kabul edilmiştir. Dava; kadın tarafından yasal süre içinde açılmış olup, mal rejiminin tasfiyesine yöneliktir....
İddianın ileri sürülüş şekli, dosya kapsamına göre istinaf kanun yolu başvurusuna konu dava; mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan alacak isteğine ilişkindir. Bilindiği üzere; 01.01.2002 tarihinden önce 743 sayılı Türk Kanunu Medenisi'nin (TKM) yürürlükte olduğu dönemde, eşler arasında yasal mal ayrılığı rejimi geçerliydi (TKM m.170). TKM'de, mal rejiminin tasfiyesine ilişkin düzenleme mevcut olmadığından, eşlerin bu dönemde edindikleri mal varlığının tasfiyesine ilişkin uyuşmazlık, aynı kanunun 5.maddesi yollamasıyla Borçlar Kanunu'nun genel hükümleri göz önünde bulundurularak "katkı payı alacağı" hesaplama yöntemi kurallarına göre çözüme kavuşturulacaktır. Zira Borçlar Kanunu, Medeni Kanunun tamamlayıcısı olarak kabul edilmiştir (eBK m.544, TBK m.646). Mal ayrılığı rejiminde; eşler kendi malları üzerinde tasarruf yetkisine ve intifa hakkına sahiptir ve mallarının idaresi kendisine aittir (TKM m.186/1)....