(11) İnfaz edilen hapsin süresi, adli para cezasını tamamıyla karşılamamış olursa, geri kalan adli para cezasının tahsili için ilam, Cumhuriyet Başsavcılığınca mahallin en büyük mal memuruna verilir. Bu makamlarca 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanuna göre kalan adli para cezası tahsil edilir” hükmü yer almaktadır. Kanunun diğer seçenek tedbirlerin infazını düzenleyen 109. maddesinde ise kısa süreli hapis cezası yerine Türk Ceza Kanununun 50. maddesine göre hükmedilen seçenek tedbirlerin infazında uygulanacak rejimin tüzükte gösterileceği belirtilmektedir....
Davacı kadın vekili dava dilekçesinde; davalı adına kayıtlı 1487 ada 11 parsel 13 nolu bağımsız bölümün edinilmesinde davalının çalışarak elde ettiği geliri ve müvekkilinin düğünde takılan 13 adet 3'lü burma bilezik ile 2 adet hediyelik ve 30 adet çeyrek altının kullanıldığını belirterek; tasfiyeye konu taşınmazın dava tarihindeki sürüm değerlerinin belirlenerek; mal rejimin tasfiyesi ile, alacağın tespit edilmesini, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 20.000,00 TL katılma alacağı, 1.000,00 TL değer artış payı alacağının dava tarihinden itibaren faizi ile birlikte tahsilini talep ve dava etmiştir. 2. Davacı kadın vekili cevaba cevap dilekçesinde; kooperatife davalı evlenmeden önce üye olmuş ise de ödemelerin evlilik birliği içinde de devam ettiğini ileri sürmüştür. 3....
bağlı bulunduğu hüküm altına alınmıştır. 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun'un 37. maddesinde; hususi kanunlarında ödeme zamanı tespit edilmemiş amme alacaklarının Maliye Vekaletince belirtilecek usule göre yapılacak tebliğden itibaren bir ay içinde ödeneceği, bu ödeme müddetinin son gününün amme alacağının vadesi günü olduğu açıklanmış; 55. maddesinin birinci fıkrasında; amme alacağını vadesinde ödemeyenlere, yedi gün içinde borçlarını ödemeleri veya mal bildiriminde bulunmaları lüzumunun ödeme emri ile tebliğ olunacağı belirtilmiş; 56. maddesinde ise, karşılığında teminat gösterilmiş bulunan amme alacağı vadesinde ödenmediği takdirde, borcun yedi gün içinde ödenmesi, aksi halde teminatın paraya çevrileceği veya diğer şekillerle cebren tahsile devam olunacağının borçluya bildirileceği, yedi gün borç ödenmediği takdirde teminatın bu Kanun hükümlerine göre paraya çevrilerek amme alacağının tahsil edileceği belirtilmiştir....
(11) İnfaz edilen hapsin süresi, adli para cezasını tamamıyla karşılamamış olursa, geri kalan adli para cezasının tahsili için ilam, Cumhuriyet Başsavcılığınca mahallin en büyük mal memuruna verilir. Bu makamlarca 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanuna göre kalan adli para cezası tahsil edilir” hükmü yer almakta olup, çocuklar hakkında hükmedilen adli para cezasının ödenmemesi halinde, bu cezaların hapse çevrilemeyeceği, ancak amme alacaklarının tahsili yöntemine başvurularak tahsil edileceği öngörülmüştür. Kanunun diğer seçenek tedbirlerin infazını düzenleyen 109. maddesinde ise kısa süreli hapis cezası yerine Türk Ceza Kanununun 50. maddesine göre hükmedilen seçenek tedbirlerin infazında uygulanacak rejimin tüzükte gösterileceği belirtilmektedir....
şartına bağlı bulunduğu hüküm altına alınmıştır. 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun'un 37. maddesinde, hususi kanunlarında ödeme zamanı tespit edilmemiş amme alacaklarının Maliye Vekaletince belirtilecek usule göre yapılacak tebliğden itibaren bir ay içinde ödeneceği, bu ödeme müddetinin son gününün amme alacağının vadesi günü olduğu açıklanmış; 55. maddesinin birinci fıkrasında, amme alacağını vadesinde ödemeyenlere, yedi gün içinde borçlarını ödemeleri veya mal bildiriminde bulunmaları lüzumunun ödeme emri ile tebliğ olunacağı belirtilmiş; 56. maddesinde ise, karşılığında teminat gösterilmiş bulunan amme alacağı vadesinde ödenmediği takdirde, borcun yedi gün içinde ödenmesi, aksi halde teminatın paraya çevrileceği veya diğer şekillerle cebren tahsile devam olunacağının borçluya bildirileceği, yedi gün borç ödenmediği takdirde teminatın bu Kanun hükümlerine göre paraya çevrilerek amme alacağının tahsil edileceği belirtilmiştir....
Hapse çevrilmiş olmasına rağmen hak yoksunlukları bakımından esas alınacak olan adlî para cezasıdır” (m.106/9); “İnfaz edilen hapsin veya kamuya yararlı işte çalışmanın süresi, adlî para cezasını tamamıyla karşılamamış olursa, geri kalan adlî para cezasının tahsili için ilâm, Cumhuriyet Başsavcılığınca mahallin en büyük mal memuruna verilir. Bu makamlarca 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanuna göre kalan adlî para cezası tahsil edilir” (m.106/11). 3-Değerlendirme Görüldüğü gibi, somut dosyamızdaki olay bakımından, esas mahkemesi, maddi ceza hukukuyla ilgili sonuç taksitlendirilmiş adli para cezası için TCY’nın 52/4 ncü maddesindeki, “kararda, (…) hapse çevrileceği belirtilir” amir hükmü gereğince sanığa yasaya uygun olarak ihtarda bulunmuştur....
Hapse çevrilmiş olmasına rağmen hak yoksunlukları bakımından esas alınacak olan adlî para cezasıdır” (m.106/9); “İnfaz edilen hapsin veya kamuya yararlı işte çalışmanın süresi, adlî para cezasını tamamıyla karşılamamış olursa, geri kalan adlî para cezasının tahsili için ilâm, Cumhuriyet Başsavcılığınca mahallin en büyük mal memuruna verilir. Bu makamlarca 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanuna göre kalan adlî para cezası tahsil edilir” (m.106/11). 3-Değerlendirme Görüldüğü gibi, somut dosyamızdaki olay bakımından, esas mahkemesi, maddi ceza hukukuyla ilgili sonuç taksitlendirilmiş adli para cezası için TCY’nın 52/4 ncü maddesindeki, “kararda, (…) hapse çevrileceği belirtilir” amir hükmü gereğince sanığa yasaya uygun olarak ihtarda bulunmuştur....
Taraflar,11.12.1991 tarihinde evlenmişler, 16.03.2006 tarihinde açılan boşanma davasının kabulüne ilişkin hükmün 26.03.2007 tarihinde kesinleşmesi üzerine boşanmışlar, davacı yargılama sırasında 11.04.2008 tarihinde ölmüş, mirasçıları davada taraf olmuşlardır. 2012/14790-2013/450 4721 sayılı TMK.nun yürürlüğe girdiği 01.01.2002 tarihinden sonra bir yıl içinde başka mal rejimi seçilmediğinden, taraflar arasında bu tarihe kadar 743 sayılı TKM.nin 170.maddesi uyarınca mal ayrılığı, bu tarihten sonra edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir (TMK.nun 202). Yanlar arasındaki mal rejimi, boşanma davasının açıldığı 16.03.2006 tarihinde sona ermiştir (TMK.nun 225/2). Dava konusu menkul ve gayrimenkul mal varlığının bir bölüm mal ayrılığı rejiminin geçerli olduğu dönemde, bir bölümü ise edinilmiş mallara katılma rejiminin geçerli olduğu 01.01.2002 tarihinden sonra edinilmiştir....
Eşler, Kanun'un yürürlüğe girdiği tarihten itibaren bir yıl içinde başka bir rejimi seçmedikleri takdirde 01.01.2002 tarihinden geçerli olmak üzere yasal mal rejimini seçmiş sayılırlar. Yasa'nın emredici bu hükmü uyarınca ve aynı Kanun'un 10/3. maddesine göre eşler, ancak yukarıda öngörülen bir yıllık süre içerisinde yapılmış bir mal rejimi sözleşmesiyle yasal mal rejimi olan edinilmiş mallara katılma rejiminin evlenme tarihinden itibaren geçerli olacağını kabul edebilirler. Söz konusu düzenlemeler birlikte değerlendirildiğinde; eşlerin geçmişe etkili olarak mal ortaklığı rejimini seçemeyecekleri açıktır. Eş anlatımla, taraflar geçmişe etkili bir biçimde edinilmiş mallara katılma rejimi dışında Kanunun tanıdığı başka seçimlik bir mal rejimini (mal ortaklığı, mal ayrılığı ya da paylaşmalı mal ayrılığı rejimlerinden birini) evlenme tarihinden itibaren geçerli olmak üzere seçemez ve belirleyemezler....
Ayrıca, TMK.nun 219. maddesinde; sosyal güvenlik veya sosyal yardım kurum ve kuruluşlarının veya personele yardım amacı ile kurulan sandık ve benzerlerinin yaptığı ödemelerin edinilmiş mallar kapsamında değerlendirileceği açıklanmış ise de; sosyal güvenlik ve sosyal yardım kurumlarının ödemeleri mal rejimi devam ederken toptan yapılmış ise aynı kanunun 228/son maddesindeki “...toptan ödeme veya tazminat yerine ilgili sosyal güvenlik ve sosyal yardım kurumunca uygulanan usule göre ömür boyunca irat bağlanmış olsaydı, mal rejiminin sona erdiği tarihte bundan sonraki döneme ait iradın peşin sermayaye çevrilmiş değeri ne olacak idiyse, tasfiyede o miktarda kişisel mal olarak hesaba katılır” şeklindeki düzenleme de göz önüne alınarak yapılan toplu ödemenin edinilmiş mal ve kişisel mal kısımlarının ayrı ayrı hesaplanması, hesaplama yapılırken mal rejiminin sona erdiği tarihten sonraki döneme ait iradın peşin sermayeye çevrilmiş değerinin belirlenmesi ve bu miktarın kişisel mal olarak kabul edilmesi...