Dava; mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklı katılma alacağı istemine ilişkindir. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 225.maddesine göre; mal rejimi, eşlerden birinin ölümüyle, başka bir mal rejiminin kabulüyle, mahkemece boşanmaya, evliliğin iptaline veya mal ayrılığına geçilmesine karar verilmesi hâllerinde, mal rejimi dava tarihinden geçerli olmak üzere sona erer. Bilindiği gibi, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunun yürürlüğe girdiği 01/01/2002 tarihinden sonra eşler arasında başka bir mal rejimi kararlaştırılmadıkça, yasal mal rejimi edinilmiş mallara katılma rejimidir. 01/01/2002 tarihinden önce 743 sayılı Türk Kanunu Medenisi'nin yürürlükte olduğu dönemde ise, eşler arasında yasal mal ayrılığı rejimi geçerliydi (TKM m.170)....
Ödeme emrinde itiraz edilmediği ve borç ödenmediği takdirde 10 gün içinde İ.İ.K'nin 74. maddesine göre mal beyanında bulunulması, aksi halde hapis ile tazyik olunacağı, hiç mal beyanında bulunmaz veya hakikate aykırı beyanda bulunursa hapisle cezalandırılacağı ihtarı mevcuttur. Somut olayda borca itiraz edilmediği ve ödenmediği ve 10 gün içinde mal beyanında bulunulduğu anlaşılmaktadır. Dosyadaki mal beyanı dilekçesinde evindeki buzdolabı, televizyon gibi menkul mallar bildirerek beyanda bulunulmuştur. Bu beyan İ.İ.K'nın 74. maddesinde belirtilen nitelikte bir beyandır. Mal beyanında bulunan borçlu-sanık, borcun miktarı fazla olmasına ve dilekçesinde belirttiği menkul mallarının bu borcu karşılamayacağı aşikar olmasına rağmen, gayrimenkulünü mal beyanı dilekçesinde belirtmemiş, 2 gün sonra da bu gayrımenkulünü 3. kişiye devretmiştir. Yargıtay 17....
Yargıtayın devam eden uygulamalarına göre, mal rejiminin tasfiyesi ile alacak hakkında bir karar verilmesi için eşler aralarındaki mal rejiminin kanunda yazılı sebeplerden biri ile sona ermiş olması gerekir.(TMK m.180, 206, 208, 225) Başka bir anlatımla, şahsi hak niteliğindeki mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan alacak hakkının dava konusu olması için muaccel (istenebilir) hale gelmesi gerekir, bu da mal rejiminin sona ermesi ile gerçekleşir. Mal rejiminin sona ermesi, mal rejiminin tasfiyesiyle katkı payı, değer artış payı ve artık değere katılma alacağı davalarının görülebilirlik ön koşuludur. Ön koşul gerçekleşmeden mal rejimine ilişkin davaların görülmesi ve sonuçlandırılması mümkün değildir. Mal rejimini sona erdiren boşanma davasının derdest olduğunun anlaşılması durumunda, usul ekonomisi gereğince (6100 s.lı HMK m.30) bekletici mesele yapılmalıdır....
Eşler arasında boşanma davasının açıldığı tarihte mal rejimi sona ermiştir (TMK.225/son). Başka mal rejimi seçilmediğinden (4722 SK.m.10) evlenme tarihinden 4721 sayılı TMK.nun yürürlüğe girdiği 01.01.2002 tarihine kadar mal ayrılığı, (MK.nun 170) bu tarihten, mal rejiminin sona erdiği 16.04.2007 tarihine kadar edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir. Dava konusu taşınmaz, mal ayrılığı rejiminin geçerli olduğu 05.01.2000 tarihinde 3. kişiden satın alınarak davalı adına tescil edilmiştir. TC.Ziraat Bankası ...Şubesindeki davalı adına olan mevduat hesabı ise 25.06.2001 tarihinde açılarak hesaba 27.658 TL yatırılmıştır. Anılan hesaptaki para faiz getirisi ile birlikte artarak mal rejiminin sona erdiği 16.04.2007 tarihinden kısa bir süre önce 115.060,79 TL olarak 26.03.2007 tarihinde davalı tarafından çekilmiştir. Davacı kadının evlilik birliği süresi içerisinde gelir getiren herhangi bir çalışması olmamıştır....
Bu bölümün ikinci, üçüncü, dördüncü ve beşinci ayırımları; sırasıyla "Edinilmiş Mallara Katılma", "Mal Ayrılığı", "Paylaşmalı Mal Ayrılığı" ve "Mal Ortaklığı" başlıklarını taşımaktadır. Söz konusu bölüm ve ayırımların altında yer alan bir çok kanun maddelerinde de "mal" ya da "malvarlığı" tabiri kullanılmıştır. Nitekim, 219.maddede "Edinilmiş Mallar", 220.maddede "Kişisel Mallar" ve 222/2.maddede "Paylı Mülkiyete Konu Mallar" hakkında düzenleme getirilmiştir. Sözü edilen kanunlar ile bölüm başlıkları ve kanun maddeleri bir bütün olarak ele alıp değerlendirildiğinde; "mal" tabirinden, eşlerin sahip oldukları ve mal rejiminin tasfiyesi davalarında konu edilebilecek, ekonomik değeri bulunan taşınır-taşınmaz varlıkların tamamının anlaşılması gerekmektedir. Somut uyuşmazlığa gelince Mahkemece, "taraflar arasında görülüp sonuçlanan 4....
Mahkemece asıl dava, taraflar arasındaki evlilik birliğinin devam ettiği ve mal rejiminin sona ermediği dolayısı ile davanın görülebilirlik koşulunun gerçekleşmediği gerekçesiyle; birleşen davalar ise, davacının muvazaa istemine dayalı tescil ve bedel davasını açmakta hukuki yararının olmadığı gerekçesiyle reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 225.maddesine göre; mal rejimi, eşlerden birinin ölümüyle, başka bir mal rejiminin kabulüyle, mahkemece boşanmaya, evliliğin iptaline veya mal ayrılığına geçilmesine karar verilmesiyle sona erer. Yargıtay'ın ve Dairemizin sapmaksızın devam eden uygulamalarına göre, mal rejiminin tasfiyesi ile alacak hakkında bir karar verilmesi için eşler aralarındaki mal rejiminin sona ermesi gerekir....
Mal bildiriminde bulunmayı sağlayarak rüşvet ve yolsuzluklarla mücadele etmek amacıyla yürürlüğe konulan 3628 sayılı Kanun'da, mal bildiriminde bulunacaklar, bildirimlerin konusu, zamanı, birden fazla mal bildiriminde bulunulması, bildirimin yenilenmesi, bildirimin verileceği merciler ve bildirimlerin gizliliğine ilişkin hususlara yer verilerek, mal bildirimine ilişkin esaslar belirlenmiş ise de, belirtilen sürelerde mal bildiriminde bulunulmaması hali için herhangi bir yaptırım öngörülmemiştir. Anılan Kanun'da; gerçeğe aykırı bildirimde bulunma ve haksız mal edinme gibi, suçun manevi unsurları dikkate alınarak, hürriyeti bağlayıcı ceza öngörülmüş; ayrıca, Kanun'la belirlenen sürelerde mal bildiriminde bulunmayanlara, bildirimde bulunması için ihtar edilmesine rağmen mal bildirimde bulunulmaması halinde de hapis cezası verileceği öngörülmüştür....
Mal rejimi boşanma davasının açıldığı tarih itibarıyla sona ermiştir (TMK 225/son). Sözleşmeyle başka mal rejiminin seçildiği ileri sürülmediğinden evlilik tarihinden 4721 sayılı TMK'nun yürürlüğe girdiği 01.01.2002 tarihine kadar mal ayrılığı (TKM 170.m), bu tarihten mal rejiminin sona erdiği tarihe kadar ise, edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir (4722 sayılı Yasa'nın 10, TMK 202/1.m). Tasfiyeye konu mal, eşler arasında mal ayrılığı rejiminin geçerli olduğu 05.09.1997 tarihinde satın alınarak, davalı eş adına tescil edilmiştir. Davacı erkek muhasebeci olarak, davalı kadın ise satış temsilcisi olarak çalışmaktadır. Mal rejiminin tasfiyesinde eşlerin bağlı olduğu rejime ilişkin hükümler uygulanır (4721 sayılı TMK 179 m)....
Borçluya 13.668,27 TL'lik borç nedeniyle usulüne uygun ödeme emrinin tebliği üzerine borçlunun süresi içinde 15/01/2010 tarihli dilekçe ile yaptığı mal bildiriminin İİK'nun 74. maddesinde yazılı şartlara haiz olduğu, borçlunun mal beyanı dilekçesinde, adına kayıtlı menkul ve gayrimenkul mal varlığı bulunmadığını beyan etmiş ise de, müşteki vekilinin araştırması sonunda borçlu sanığın mal beyanında bildirmediği, ... Tapu Sicil Müdürlüğünde adına kayıtlı ... İlçesinde 127 ada 75 parsel, 127 ada 56 parsel, 115 ada 21 parsel, 109 ada 2 parsel, 121 ada 16 parsel, 115 ada 29 parsel, 121 ada 28 parsel, 137 ada 3 parsel sayılı taşınmazlarının bulunduğu ortaya çıktığı anlaşılmaktadır. Mal beyanında bulunmanın amacı, alacaklının alacağını kolayca kavuşabilmesi için, borçlunun, hacze konu teşkil edebilecek mallarını göstermesidir. Diğer bir deyişle, hacizden önceki dönemde, hakkında icra takibi yapılan borçlunun ne gibi mallarının bulunduğunun saptanmasıdır....
Yargıtay'ın ve Dairemizin sapmaksızın devam eden uygulamalarına göre, mal rejiminin tasfiyesi ile alacak hakkında bir karar verilmesi için eşler arasındaki mal rejiminin sona ermesi gerekir. Başka bir anlatımla, şahsi hak niteliğindeki mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan alacak hakkının dava konusu yapılabilmesi için muaccel (istenebilir) hale gelmesi gerekir, bu da mal rejiminin sona ermesi ile gerçekleşir. Mal rejiminin sona ermesi, mal rejiminin tasfiyesiyle katkı payı, değer artış payı ve artık değere katılma alacağı davalarının görülebilirlik ön koşuludur. Mal rejimini sona erdiren boşanma davasının derdest olduğunun anlaşılması durumunda usul ekonomisi gereğince(6100 s.lı HMK'nun 30. m) bekletici mesele yapılmalıdır. Tasfiye davasında, mal rejiminin sona ermemiş ve sona erdirecek davanın da henüz açılmamış olduğunun anlaşılması durumunda ise davanın görülebilirlik ön koşul yokluğundan reddine karar verilmesi gerekir....