Maddi ayıp bir malda madden hata bulunmasıdır (örneğin malın yırtık, kırık, bozuk, lekeli olması gibi). Hukuki ayıp malın kullanımının hukuken sınırlandırılmış olmasıdır (malın üzerinde rehin, haciz, intifa hakkı gibi kısıtlamalar bulunması gibi). Ekonomik ayıp ise malın iktisadi vasıflarında eksiklik olmasıdır(Yargıtay HGK'nın 24.05.2017 tarih, 2017/19- 1633 E.- 2017/1013 K. Sayılı kararı). Ayıba karşı tekeffül borcu, satılan şeyde satıcı tarafından zikir ve vaat edilen vasıfların bulunmamasından veya satılan şeyin değerini yahut akit gereğince ondan beklenen faydaları azaltan veya kaldıran noksanları bulunmasından satıcının sorumlu tutulmasını ifade eder. Satıcının ayıba karşı tekeffül borcunun doğabilmesi için ayıbın sözleşmenin kurulduğu anda mevcut olması, ayıbın önemli olması, alıcının sözleşmenin kurulduğu anda ayıbın varlığından haberdar olmaması ve en nihayetinden alıcının kendisine düşen muayene ve ihbar yükümlülüklerini yerine getirmiş olması gerekir....
Maddi ayıp bir malda madden hata bulunmasıdır (örneğin malın yırtık, kırık, bozuk, lekeli olması gibi). Hukuki ayıp malın kullanımının hukuken sınırlandırılmış olmasıdır (malın üzerinde rehin, haciz, intifa hakkı gibi kısıtlamalar bulunması gibi). Ekonomik ayıp ise malın iktisadi vasıflarında eksiklik olmasıdır(Yargıtay HGK'nın 24.05.2017 tarih, 2017/19-1633 E.- 2017/1013 K. Sayılı kararı). Ayıba karşı tekeffül borcu, satılan şeyde satıcı tarafından zikir ve vaat edilen vasıfların bulunmamasından veya satılan şeyin değerini yahut akit gereğince ondan beklenen faydaları azaltan veya kaldıran noksanları bulunmasından satıcının sorumlu tutulmasını ifade eder. Satıcının ayıba karşı tekeffül borcunun doğabilmesi için ayıbın sözleşmenin kurulduğu anda mevcut olması, ayıbın önemli olması, alıcının sözleşmenin kurulduğu anda ayıbın varlığından haberdar olmaması ve en nihayetinden alıcının kendisine düşen muayene ve ihbar yükümlülüklerini yerine getirmiş olması gerekir....
Dava, ayıplı araç satışına ilişkin semen tenzili davasıdır. Davacı, araç bedelinin 20.700,00 TL olduğunu ve aracın ayıplı olması nedeniyle ayıplı malın piyasa değerinin tespit edilip buna göre bedel iadesine karar verilmesini istemiş, davalı aracın gerçek satış bedelinin daha düşük olduğunu savunmuştur....
Davalı vekili dava konusu tavuğun ayıplı olduğu, alacağın zamanaşımına uğradığını savunarak davanın reddine istemiştir. Mahkemece toplanan delillere göre, davacının takip dayanağı yaptığı faturanın ayıplı ürüne ilişkin olduğu, ürün ayıplı olduğundan davalının faturaya itiraz ederek iade ettiği, davalının takibe itirazında haklı olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir. Davacı, davalıya satışını yaptığı tavuk bedelinin tahsili için icra takibi başlatmış, itiraz üzerine bu dava açılmıştır. Mahkemece malın ayıplı olduğu kabul edilerek davanın reddine karar verilmiş ise de davalı taraf satış konusu tavukların ayıplı olduğuna dair kendileri tarafından düzenlenen tutanak dışında delil sunamamıştır. Malın da imha edildiği bildirilmiştir. Ayrıca davacı satıcıya yöneltilen usulüne uygun ayıp ihbarı da bulunmadığından davanın reddine karar verilmesi doğru olmamış, mahkeme kararının bozulması gerekmiştir....
Maddi ayıp bir malda madden hata bulunmasıdır (örneğin malın yırtık, kırık, bozuk, lekeli olması gibi). Hukuki ayıp malın kullanımının hukuken sınırlandırılmış olmasıdır (malın üzerinde rehin, haciz, intifa hakkı gibi kısıtlamalar bulunması gibi). Ekonomik ayıp ise malın iktisadi vasıflarında eksiklik olmasıdır(Yargıtay HGK'nın 24.05.2017 tarih, 2017/19-1633 E.- 2017/1013 K. Sayılı kararı). Ayıba karşı tekeffül borcu, satılan şeyde satıcı tarafından zikir ve vaat edilen vasıfların bulunmamasından veya satılan şeyin değerini yahut akit gereğince ondan beklenen faydaları azaltan veya kaldıran noksanları bulunmasından satıcının sorumlu tutulmasını ifade eder. Satıcının ayıba karşı tekeffül borcunun doğabilmesi için ayıbın sözleşmenin kurulduğu anda mevcut olması, ayıbın önemli olması, alıcının sözleşmenin kurulduğu anda ayıbın varlığından haberdar olmaması ve en nihayetinden alıcının kendisine düşen muayene ve ihbar yükümlülüklerini yerine getirmiş olması gerekir....
GEREKÇE; Davacı taraf, satılanın ayıplı olması nedeniyle ödediği satış bedelinin iadesi istemiyle eldeki davayı açmıştır. Öğretide ayıp satılanda, hasarın geçtiği anda, vaad edilen nitelikleri bir diğer ifade ile bulunması gereken bir özelliğin bulunmaması ya da bulunmaması gereken bir kusurun ya da eksikliğin bulunması ya da dürüstlük kuralı gereğince ondan beklenen lüzumlu vasıfları taşımaması hali olarak tanımlanmakta ve maddi, hukuki ya da ekonomik ayıp şeklinde sınıflandırılmaktadır. Maddi ayıp bir malda madden hata bulunmasıdır (örneğin malın yırtık, kırık, bozuk, lekeli olması gibi). Hukuki ayıp malın kullanımının hukuken sınırlandırılmış olmasıdır (malın üzerinde rehin, haciz, intifa hakkı gibi kısıtlamalar bulunması gibi). Ekonomik ayıp ise malın iktisadi vasıflarında eksiklik olmasıdır(Yargıtay HGK'nın 24.05.2017 tarih, 2017/19- 1633 E.- 2017/1013 K. Sayılı kararı)....
Bu tür ayıplar genelde malın yapısıyla ilgili olan ve kullanılmasıyla anlaşılan ayıplardır. 4077 sayılı TKHK’nin 4/2. maddesinde malın ayıplı olması hâlinde alıcının seçimlik haklarının nelerden ibaret olduğu belirtilmiş olup, tüketici bu durumda, bedel iadesini de içeren sözleşmeden dönme, malın ayıpsız misliyle değiştirilmesi veya ayıp oranında bedel indirimi ya da ücretsiz onarım isteme haklarına sahiptir. Satıcı, tüketicinin tercih ettiği bu talebi yerine getirmekle yükümlüdür. Tüketici bu seçimlik haklarından biri ile birlikte ayıplı malın neden olduğu ölüm veya yaralanmaya yol açan ve kullanımdaki diğer mallarda zarara neden olan hâllerde imalatçı-üreticiden tazminat isteme hakkına da sahiptir....
Alıcının, malın ayıplı olduğunu bilmiyor olması gerekmektedir. Gizli ayıplarda, alıcının malın ayıplı olduğunu bilmesi mümkün değildir. Olağan gözden geçirme, malın alınırken kabaca gözden geçirilmesidir. İlk bakışta görülebilecek olan ayıplar mevcutsa, satıcının ayrıca bunu üstlenmesine gerek yoktur. Bu gibi durumlarda, sorumluluk aranmaz. d) Ayıptan sorumluluk sözleşme ile kaldırılmıyor olmalıdır e) Alıcı ayıbı kabul etmemiş olmalıdır f) Alıcı ayıptan doğan sorumluluk hükümlerinden yararlanabilmek için kanunun kendisine yüklediği külfetleri yerine getirmiş olmalıdır Alıcıya kanunen yüklenen külfetler, satılanı gözden geçirme ve varlığı iddia edilen ayıpları satıcıya bildirme külfetleridir. Alıcı, satın aldığı malı gözden geçirmek ve herhangi bir ayıp halinde de bunu satıcıya bildirmek zorundadır . Bu zorunluluklar TBK. m. 223’te düzenlenmiştir....
Davacı, 17.3.2006 tarihinde satın almış olduğu aracın,kaportasında kapı kenarlarında boya hataları olduğunu belirterek aracın yenisi ile değiştirilmesini istemiş, yargılama sırasında alınan bilirkişi raporunda, aracın sağ ön ve sağ arka kapı kenar saçlarında,kapı üst bombe kısmının hemen altında 1 ile 2 cm civarında dışa doğru saç bükülmesi şeklinde kapının imalatı sırasında kalıbın iyi temizlenmemesinden kaynaklanan imalat hatası olduğu açıkca belirtilmiştir. 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 4.maddesi hükmü uyarınca tüketici, satın aldığı malın ayıplı olduğunun anlaşılması halinde satıcıdan, bedel iadesinide içeren sözleşmeden dönme, malın ayıpsız misliyle değiştirilmesi veya ayıp oranında bedel indirimi ya da ücretsiz onarım isteme haklarına sahiptir. Tüketici, yasanın 2007/933-5195 kendisine tanıdığı bu dört seçenekten birini tercih etmek hakkına sahiptir. Satıcı, tüketiciyi bu haklarından herhangi birini kullanmaya zorlayamaz....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi Taraflar arasındaki ayıplı mal davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraflar avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü. KARAR Davacı, davalıdan satın aldığı yemek odası takımının ayıplı olduğunu ileri sürerek ürünlerin iadesi ile 5.100-TL satış bedelinin yasal faizi ile tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davalı, davanın reddini dilemiştir....