Mahkemece, davanın kabulüne, 3.485,00 TL'nin dava konusu ürünün davalıya teslim tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir. 1-Davacı tarafından ayıplı mal satışı sebebiyle sözleşmenin feshi ve ayıplı mal bedelinin iadesi istemli davada, satışa konu malın ayıplı olması nedeniyle mahkemece malın ayıbının tespiti hususunda yapılan incelemenin yeterli olmadığı açıktır....
Asıl dava yönünden ayıplı kumaş bedeli ve zarar Mahkememizce KDV dahil 17.496,00-TL olarak kabul edilmiş ve bu bedel üzerinden bedelde indirim talebinin kısmen kabulüne, birleşen dosya davacı alacağından bu bedel mahsup edilerek 57.799,04-TL alacağı hüküm altına alınmış ve birleşen dosyada hüküm altına alınan asıl alacak likit olmadığından icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece; davalı tarafça her ne kadar sözleşme ile kararlaştırılan malzeme ve teçhizatların eksik ve ayıplı teslim edildiği ileri sürülerek bedelde indirim talep edilmiş ise de; taraflar arasındaki yazılı devir sözleşmesinde malzeme listesi bulunmadığı, dolayısıyla teslim edilmesi taahhüt edilen malzemelerin ne olduğu anlaşılamadığı gibi davalı tarafça hakkında icra takibi başlatılana kadar davacı yana gönderilmiş bir temerrüt ihtarnamesi veya yaptırılmış delil tespiti bulunmadığı, sunulan sosyal medya yazışmalarının tek başına delil olamayacağı gibi bu yazışmalarda davacı tarafın eksik veya ayıplı ifayı kabul ettiğine dair bir beyanı bulunmadığı, dolayısıyla davalı tarafın eksik ve ayıplı ifayı yasal ihbar müddeti içerisinde ileri sürdüğünü ve eksik-ayıplı ifanın mevcut olduğunu ispatlayamadığı ve bedelde indirim talebinin yerinde olmadığı, getirtilen banka dekontlarından davalı tarafça davacıya işletme devri için toplamda 132.000-TL ödeme yapıldığı kalan...
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesince; "...davacının bedelde indirim talebinin kısmen kabul kısmen reddine, 9.600,00 TL'nin T3 Limited Şirketin'den tahsili ile davacıya verilmesine, bedelde indirim yönünden davalı T5 yönünden açılan davanın husumet yokluğundan reddine..." karar verilmiştir....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Dava, ayıp sebebiyle misli ile değişim olmadığı takdirde bedelde indirim istemine ilişkindir. İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK'nun 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır. Davacının davalıdan aldığı aracın ayıplı olduğu iddiasıyla misli ile değişim veya bedelde indirim talep ettiği, mahkemece davanın bedelde indirim olarak kabulüne karar verildiği, tarafların karara karşı istinaf yoluna başvurduğu anlaşılmıştır. Öncelikle araç alma işleminin 4077 sayılı kanun döneminde olduğu, bu sebeple uyuşmazlığın çözümünde 4077 sayılı kanun hükümlerinin uygulanması gerektiği tespit edilmiştir....
Ancak; satım sözleşmesinin tarafı olan davalı T3'un sorumlu olduğu bedelde indirim miktarı belirlenirken uygulanacak olan nispi metod yönteminde satılanın satış tarihindeki ayıplı değeri ile ayıpsız değerinin satış bedeline yansıma miktarının belirlenmesi gerekirken, mahkemece hükme esas alınan raporda bilirkişinin rapor tarihindeki (güncel) ayıplı ve ayıpsız değeri satış bedeline oranladığı ve indirim bedelini hatalı hesapladığı görülmüştür. O halde ilk derece mahkemesince yeniden bilirkişiden satılanın satış tarihindeki ayıplı ve ayıpsız değerinin tespiti ve satış bedeline oranlanmak suretiyle indirilecek miktarın belirlenmesi için ek rapor alınarak sonucuna göre, kazanılmış hak ilkesi de gözönünde bulundurulmak suretiyle bir karar verilmesi gerekmektedir. Ayrıca davalılardan T3'un yargılama sırasında kendisini vekille temsil ettirmediği halde davalı lehine reddedilen kısımlar yönünden vekalet ücretine hükmedilmesi de hatalı olmuştur....
UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR Uyuşmazlık satım sözleşmesine konu malın ayıplı olup olmadığı, ayıplı ise bedelde indirim şartlarının oluşup oluşmadığı noktasında toplanmaktadır. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE Asıl dava, satım sözleşmesini konu alan faturadan bakiye kalan alacağın tahsili talebi, birleşen dava ise sözleşme konusu malın ayıplı olması nedeniyle satış bedelinin tenzili ile bakiye satım bedelinden borçlu olunmadığının tespiti istemine ilişkindir. İnceleme, 6100 sayılı HMK’nin 355. maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle sınırlı, ancak kamu düzenine ilişkin nedenler resen göz önünde tutularak yapılmıştır....
ayıpsız misli ile değiştirilmesinin satıcı için orantısız güçlükleri beraberinde getirecek olması hâlinde tüketici, sözleşmeden dönme veya ayıp oranında bedelden indirim haklarından birini kullanabilir....
ve yaldızlı şekilde olması gerekmesine rağmen ürün hatalı olarak tüm baskılar düz beyaz şekilde basılarak müvekkili şirkete ayıplı şekilde teslim edildiğini, mal teslimi sırasında müvekkili şirket yetkilisinin yurt dışında olması sebebi ile teslim sırasında ayıbın tespit edilemediğini, müvekkili şirket yetkilisinin yurt dışından dönmesi ve ayıbı tespit etmesi üzerine davalı şirket temsilcisi ... ile iletişime geçildiğini ve ürünlerin ayıplı olduğu ve iade alınması gerektiği hususu da bildirilerek bu ürünlerin ödemesine ilişkin olarak verilen çeklerin iadesinin istenildiğini, y ine müvekkili şirket yetkilisi tarafından mail yolu ile ... adresine yazılı olarak ürünlerin iadesi konusunda talepte bulunulduğunu, davalı şirkete yapılan bu bildirimler sonrasında aradaki ticari ilişkinin bozulmaması adına bu konuya ilişkin davalı şirket temsilcileri ile şifahi birçok görüşme yapıldığını ancak bu süreç içerisinde de müvekkili şirketin çeşitli vaatler ile oyalanarak davalı şirket tarafından ayıplı...
İlk derece mahkemesince, dava konusu araç üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmış olup, bilirkişi raporu ile davacının aracında meydana gelen hava yastığı arızalarının kullanım hatasından kaynaklanmadığı, üretimden kaynaklandığını, araç satın alınırken belirlenme imkanına sahip olunmadığını, ancak aracın normal kullanım ömrüne göre oldukça çok kısa bir sürede ortaya çıktığı, araçtan faydalanma imkanının kısıtlanmadığı, bu arızaların davalı tarafça giderildiği, arızanın süreklilik kazanmamış olması nedeni ile araçta değer kaybı meydana getirmeyeceği, davacının arıza karşısında onarım hakkını kullanmış olduğu ve araç aynı arızayı tekrarlanmadığından ayıplı malın ücretsiz değişimi gibi şartların oluşmadığı belirtilmiştir. 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanunun üçüncü kısmının ayıplı mallara ilişkin bölümünün; 8.maddesinde; "Ayıplı mal, tüketiciye teslimi anında, taraflarca kararlaştırılmış olan örnek ya da modele uygun olmaması ya da objektif olarak sahip olması gereken...