. - K A R A R - Davacı vekili, müvekkilinin davalıdan PVC boru satın aldığını, borular karşılığı 106.185.00 YTL bedelli çek verdiğini, ancak daha sonra borularda üretim hatası bulunduğunun anlaşıldığını belirterek satış sözleşmesinin feshine, malların davalıya iadesine, davalıya çek nedeniyle borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, satılan boruların ayıplı olmadığını bildirerek davanın reddini istemiştir. Mahkemece, yanlar arasındaki satım akdi nedeniyle önce 113.500.00 YTL bedelli çek verildiği, satılanda bulunan ayıp nedeniyle yapılan anlaşma neticesinde satış bedelinde indirim yapılarak 106.185.00 YTL bedelli ikinci bir çekle ilk çekin değiştirildiği, davacının seçim hakkını bedelde indirime gitmek suretiyle kullandığı, bundan sonra sözleşmenin feshini talep edemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir....
Diğer yandan davacı tarafça dava dilekçesinde seçimlik haklardan ayıpsız benzeri ile değişim talep edilmişken, ıslah dilekçesiyle ayıp nedeniyle bedelden indirim talep edilmiştir. TBK'nın 227. maddesinde satılanın ayıplı olması halinde alıcının seçimlik hakları; "satılanı geri vermeye hazır olduğunu bildirerek sözleşmeden dönme, satılanı alıkoyup ayıp oranında satış bedelinden indirim isteme, aşırı bir masrafı gerektirmediği takdirde masrafları satıcıya ait olmak üzere satılanın ücretsiz onarımını isteme, imkan varsa satılanın ayıpsız bir benzeri ile değiştirilmesini isteme" olarak belirlenmiş, maddenin 4. fıkrasında ise alıcının sözleşmeden dönme hakkını kullanması halinde, durum bunu haklı göstermiyorsa hakimin satılanın onarılmasına veya satış bedelinin indirilmesine karar verebileceği düzenlenmiştir....
Uyuşmazlığa dava konusu ürünlerin satış tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 6502 sayılı Kanunun ilgili hükümlerinin uygulanması gerekmektedir. 6502 sayılı Yasanın 8. maddesine göre; "Ayıplı mal, tüketiciye teslimi anında, taraflarca kararlaştırılmış olan örnek ya da modele uygun olmaması ya da objektif olarak sahip olması gereken özellikleri taşımaması nedeniyle sözleşmeye aykırı olan maldır."...
GEREKÇE : Dava, davalı şirketten satın alınan konutun sözleşmeye, tanıtım ve reklamına uygun yapılmaması nedeniyle ayıplı ve eksik olduğundan bahisle ayıp ve eksik iş oranında satış bedelinden indirim talebine ilişkindir. Dava konusu Ankara Çankaya Çayyolu Mahallesi 43514/1 Ada/parselde yer alan konutun davalı tarafından 10/09/2014 tarihli sözleşme ile davacıya satıldığı anlaşılmaktadır. Eksik işlerle ilgili olarak yerel mahkemece verilen kararın davalı tarafça istinaf edildiği ve dosya kapsamı dikkate alındığında uyuşmazlık, sözleşmeye konu taşınmazda eksik iş bulunup bulunmadığı, eksik iş nedeniyle alacak talep edilip edilemeyeceği noktalarında toplanmaktadır. Dava konusu taşınmazın satış tarihi itibariyle uygulanması gereken 6502 Sayılı Kanun'un 8. maddesine göre; "Ayıplı mal, tüketiciye teslimi anında, taraflarca kararlaştırılmış olan örnek ya da modele uygun olmaması ya da objektif olarak sahip olması gereken özellikleri taşımaması nedeniyle sözleşmeye aykırı olan maldır."...
Bilirkişi raporuna bilimsel ve açıklayıcı nitelikte olması ile dosyadaki diğer kanıtlarla çelişmemesi nedeniyle itibar edilmiştir. Dava konusu üründe üretimden kaynaklı gizli ayıp olduğu kanıtlandığından, 6502 sayılı yasanın 11/1- b maddesinde açıklanan bedel indirimi seçeneği hüküm altına alınmış olması ve bu hakkın sadece satıcıya yönetilebileceği, üretici veya ithalatçının sorumluluğunun bulunmaması nedeniyle davalı T4 Hakkındaki davanın husumetten reddi doğru görülmüştür....
Dava, 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun (TKHK) kapsamında ayıplı olduğu ileri sürülen ürünle ilgili olarak seçimlik hakların kullanılmasına ilişkin olup anılan Kanun'un üçüncü kısmının ayıplı mallara ilişkin bölümünün: 8. maddesinde; "Ayıplı mal, tüketiciye teslimi anında, taraflarca kararlaştırılmış olan örnek ya da modele uygun olmaması ya da objektif olarak sahip olması gereken özellikleri taşımaması nedeniyle sözleşmeye aykırı olan maldır....
Ayıbın çok erken bir safhada tespit edilmiş olmasına rağmen tüketicinin uzun bir süre seçimlik haklarını kullanmamış olması, duruma göre Türk Medenî Kanununun 2 nci maddesinin ikinci fıkrası çerçevesinde bir hakkın kötüye kullanılması itirazı ile karşılaşabilecektir. Bu durumda,10. Madde gereğince ayıbın açık ya da gizli olduğu husususun bir öneminin bulunmadığı , malın teslim ya da taşınmazın devir tarihinden itibaren zamanaşımı süreleri içinde 6 ay içinde bildirilen ya da dava açılan uyuşmazlıklarda malın ayıplı olmadığının isbat yükünün satıcıda, 6 ay sonra bildirilen ya da açılan davalarda da malın ayıplı olduğunun isbatının alıcıda olduğunun kabulü gerekmiştir. Zamanaşımı sürelerinin değerlendirilmesinde de aynı kanunun 12/3 maddesinde açıklanan şekilde ayıbın ağır kusur ya da hile ile gizlenmesi durumunda satıcının zamanaşımı hükümlerinden yararlanamayacağının da gözden kaçırılmaması gerekecektir....
Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, malın ayıplı olmasından kaynaklanan misli ile değişim talebine ilişkindir. 2....
Mahkemece davalının siparişi üzerine Türkiye'ye gelen ikinci parti mal üzerinde herhangi bir ayıp incelemesi yapılmadığı, davalının malı gümrükten çekmeyerek millileştirilmesine neden olduğu gerekçesiyle, ikinci parti malın 170.420 USD bedelinden sorumlu olduğu, karşı davada birinci parti malın ayıplı olması nedeniyle semenden tenzilat yapılarak 49.649 USD ve 470,56 YTL' nin karşı davalıdan tahsiline karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir. 1- Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere ve özellikle 6.8.1998 tarihinde teslim alınan 78.400 USD tutarlı birinci parti derinin ayıplı olduğunun, ancak davalı yanca kullanılmış olması sebebiyle iadesinin mümkün olmadığı gözetilerek semenden indirim yapılmasında, ikinci parti malda ayıp bulunduğu tespit edilmeden, malı gümrükten çekmeyen davalının malın millileştirilmesine neden olduğundan bedelinden sorumlu tutulmasında bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı-karşı davacının ve davacı-karşı davalının...
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK'nun 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı yönü gözetilerek yapılan inceleme sonucunda; Dava, dava konusu bağımsız bölümün ayıplı olduğu iddiasına dayalı bedelde indirim istemine ilişkindir....