Davacının eksik ifa olarak nitelendirdiği işlerin bilirkişi raporunda sportif tesisin kamuya ait alanda yapıldığı, yine otopark ve açık havuzun bulunduğu alanın belediyeye ait olduğu kapalı havuz ve tenis sahasının hiç yapılmamış olması hususlarının davacının satın aldığı bağımsız bölümünün ekonomik değerini düşüren açık ayıp niteliğinde olduğu, davalının bu ayıbı gizlemek için de herhangi bir hileye başvurmadığı, davacının bu ayıplardan bağımsız bölümü satın ve teslim aldığı tarihte kolayca bilgi sahibi olabileceği kuşkusuzdur. Davacı taşınmazı 09/06/2009 yılında satın almış, 19/03/2011 tarihinde fiilen kendisine teslim edildiği dosya kapsamından anlaşılmaktadır. Davacı ayıp ihbarını dava tarihinden önce 15/04/2013 tarihinde davalıya bildirdiği ve tazminat talep ettiği anlaşılmakla yasanın 4. Maddesinde belirtilen teslim tarihinden itibaren 30 gün içinde davalıya ayıp ihbarında bulunmasına ilişkin ayıp ihbar süresine uymamıştır....
Davacının eksik ifa olarak nitelendirdiği işlerin bilirkişi raporunda sportif tesisin kamuya ait alanda yapıldığı, yine otopark ve açık havuzun bulunduğu alanın belediyeye ait olduğu kapalı havuz ve tenis sahasının hiç yapılmamış olması hususlarının davacının satın aldığı bağımsız bölümünün ekonomik değerini düşüren açık ayıp niteliğinde olduğu, davalının bu ayıbı gizlemek için de herhangi bir hileye başvurmadığı, davacının bu ayıplardan bağımsız bölümü satın ve teslim aldığı tarihte kolayca bilgi sahibi olabileceği kuşkusuzdur. Davacı taşınmazı 18.02.2009 yılında satın almış, 26/03/2011 tarihinde fiilen kendisine teslim edildiği dosya kapsamından anlaşılmaktadır. Davacı ayıp ihbarını dava tarihinden önce11/04/2013 tarihinde davalıya bildirdiği ve tazminat talep ettiği anlaşılmakla yasanın 4. Maddesinde belirtilen teslim tarihinden itibaren 30 gün içinde davalıya ayıp ihbarında bulunmasına ilişkin ayıp ihbar süresine uymamıştır....
Davacının eksik ifa olarak nitelendirdiği işlerin bilirkişi raporunda sportif tesisin kamuya ait alanda yapıldığı, yine otopark ve açık havuzun bulunduğu alanın belediyeye ait olduğu kapalı havuz ve tenis sahasının hiç yapılmamış olması hususlarının davacının satın aldığı bağımsız bölümünün ekonomik değerini düşüren açık ayıp niteliğinde olduğu, davalının bu ayıbı gizlemek için de herhangi bir hileye başvurmadığı, davacının bu ayıplardan bağımsız bölümü satın ve teslim aldığı tarihte kolayca bilgi sahibi olabileceği kuşkusuzdur. Davacı taşınmazı 28.03.2009 yılında satın almış, 12/03/2011 tarihinde fiilen kendisine teslim edildiği dosya kapsamından anlaşılmaktadır. Davacı ayıp ihbarını dava tarihinden önce12/04/2013 tarihinde davalıya bildirdiği ve tazminat talep ettiği anlaşılmakla yasanın 4. Maddesinde belirtilen teslim tarihinden itibaren 30 gün içinde davalıya ayıp ihbarında bulunmasına ilişkin ayıp ihbar süresine uymamıştır....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi (Tüketici Mahkemesi Sıfatıyla) Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü. K A R A R Davacı, davalı TOKİ'nin dava dışı şirkete inşa ettirdiği ...” den bağımsız bölüm satın aldığını, konutu teslim aldıktan sonra konutun mantolama ve dış cephe boyasında hatalı imalatlar nedeniyle çatlamalar ve dökülmeler oluştuğunu ileri sürerek gizli ayıptan dolayı zarar ve ziyan bedeli olarak şimdilik 2.000,00 TL'nin, ıslah ile toplam 2.870,70 TL'nin yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davalı, dava konusu dairenin eksiksiz olarak teslim edildiğini, ayıp ve eksik bulunmadığını, kaldı ki ayıp ihbar mükellefiyetinin de süresinde yerine getirilmediğini savunarak davanın reddini dilemiştir....
Ayıp; yasa ya da sözleşmede öngörülen unsurlardan birinin veya birkaçının eksikliği ya da olmaması gereken vasıfların olmasıdır. Eksik iş ise; sözleşme konusu işlerin yapılmamasıdır. Öteki deyişle, hiç yapılmayan iştir. Eksik ifa ise, Kanunlarımızda tanımı yapılmamakla birlikte, 4077 sayılı Kanun’un 4. maddesinde sayılan ayıp kavramı içerisinde mütalaa olunmaktadır. Ayıp; maddi, hukuki ya da ekonomik eksiklik şeklinde ortaya çıkabilir. Maddi ayıp; bir malda madden hata bulunmasıdır (Ör: Malın yırtık, lekeli olması gibi). Hukuki ayıp; malın kullanımının hukuken sınırlandırılmasıdır (Ör: Malın üzerinde takyitler bulunması gibi). Ekonomik ayıp ise; malın iktisadi vasıflarında eksiklik olmasıdır. 4077 sayılı Kanunun 4. maddesinin 2. fıkrası hükmüne göre; tüketici, malın teslimi tarihinden itibaren otuz gün içerisinde açık ayıpları satıcıya bildirmekle yükümlüdür....
Bu tür bir ayıbın bulunduğu sonradan anlaşılırsa, hemen satıcıya bildirilmelidir; bildirilmezse satılan bu ayıpla birlikte kabul edilmiş sayılır.Öğretide ayıp satılanda, vaat edilen niteliklerin bir diğer ifade ile bulunması gereken bir özelliğin bulunmaması ya da bulunmaması gereken bir kusurun ya da eksikliğin bulunması ya da dürüstlük kuralı gereğince ondan beklenen lüzumlu vasıfları taşımaması hali olarak tanımlanmakta ve maddi, hukuki ya da ekonomik ayıp şeklinde sınıflandırılmaktadır. Maddi ayıp bir malda madden hata bulunmasıdır (örneğin malın yırtık, kırık, bozuk, lekeli olması gibi). Hukuki ayıp malın kullanımının hukuken sınırlandırılmış olmasıdır (malın üzerinde rehin, haciz, intifa hakkı gibi kısıtlamalar bulunması gibi). Ekonomik ayıp ise malın iktisadi vasıflarında eksiklik olmasıdır(Yargıtay HGK'nın 24.05.2017 tarih, 2017/19-1633 E.- 2017/1013 K. Sayılı kararı)....
Buna göre; satılan maldaki ayıp açık ayıp niteliğinde ise, 4077 sayılı Kanun’un 4.maddesi uyarınca malın teslim tarihinden itibaren 30 gün içinde; gizli ayıp niteliğinde ise, dava zamanaşımı süresi içinde ve ayıp ortaya çıktıktan sonra derhal (dürüstlük kuralına uygun olan en kısa sürede), ihbar edilmesi; ayıbın açık mı, yoksa gizli mi olduğunun tayininde ise, ortalama (vasat) bir tüketicinin bilgisinin dikkate alınması, gerekmektedir. Yukarıda açıklanan ilkeler ışığında somut olaya bakılacak olursa; davalı-karşı davacı müteahhit tarafından yapılan taşınmazda ayıplı ve eksik işlerin bulunduğunu dosyada bulunan bilirkişi raporlarından anlaşılmış fakat mahkemece ortalama (vasat) bir tüketicinin bilgisi dikkate alınmadan düzenlenen bilirkişi raporu doğrultusunda, açık ve gizli ayıp ayrımı yapılmıştır....
Davalılar vekilleri; araçta ayıp bulunmadığını, davacının ayıp iddiasını ispatlaması gerektiğini, ayıbın süresinde ihbar edilmediğini savunarak davanın reddini dilemişlerdir....
Davacı bilahare dosyaya sunduğu ıslah dilekçesi ile talebini maddi tazminat istemi yönünden 15.719,64 TL olarak artırmıştır. Davalı, davacının konutu teslim almasının üzerinden 5 yıllık süre geçmesinden sonra tazminat talep etmiş olmasının hukuki dayanaktan yoksun olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....
Mahkemece; ''..davacı tarafça taşınmazda meydana gelen ayıpların süresinde dava konusu edildiği, söz konusu ayıpların teslimden bir süre sonra ortaya çıkması nedeniyle gizli ayıp niteliğinde olduğu..'' gerekçesiyle davacının süresinde ayıp ihbarında bulunduğu kabul edilmişse de, taşınmazın fiili teslim tarihi ve ayıpların ortaya çıktığı zaman dilimi tespit edilmeksin davacının süresinde ayıp ihbarında bulunduğunun kabulü doğru değildir....