Y.. aleyhine 29/06/2012 gününde verilen dilekçe ile kişilik haklarına saldırı nedeniyle manevi tazminat istenmesi ve davalı-karşı davacı E.. Y.. vekili Avukat Aygül tarafından, davacı-karşı davalı T.....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Davacı ... vd. vekili Avukat ... tarafından, davalı ... aleyhine 27/01/2012 gününde verilen dilekçe ile tazminat (kişilik haklarına saldırı nedenli) istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kabulüne dair verilen 25/09/2012 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalı tarafından istenilmekle dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Hukuk Usulü Muhakemeleri Yasası’nın 5236 sayılı Yasa ile eklenen Ek 4. madde gereğince HUMK’nun 427. maddesi uyarınca temyize konu bölümünün 1.690,00 TL’yi geçmemesi durumunda karar kesindir. Somut olayda temyize konu olan tutar, bu düzeye ulaşmadığından davalının temyiz inceleme isteğinin reddine ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 06/03/2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Gazetesinin 07.05.2003 tarihli nüshasında ''Beşiktaş'taki Panik Atak''başlığı ile kaleme aldığı yazı ile kişilik haklarına saldırıda bulunulduğunu belirterek uğradığı manevi zararın davalılara ödetilmesi isteminde bulunmuştur. Davalılar ise,davanın reddi gerektiğini savunmuşlardır. Mahkemece,dava konusu yazıda eleştiri ve yorum sınırları aşılarak davacının kişilik haklarına saldırıda bulunulduğunun kabulü ile 10.000,00 TL manevi tazminata hükmedilmiştir. Kişilik hakları hukuka aykırı olarak saldırıya uğrayan kimse manevi tazminat ödetilmesini isteyebilir. Yargıç, manevi tazminatın tutarını belirlerken, saldırı oluşturan eylem ve olayın özelliği yanında tarafların kusur oranını, sıfatını, işgal ettikleri makamı ve diğer sosyal ve ekonomik durumlarını da dikkate almalıdır. Tutarın belirlenmesinde her olaya göre değişebilecek özel durum ve koşulların bulunacağı da gözetilerek takdir hakkını etkileyecek nedenleri karar yerinde nesnel (objektif) olarak göstermelidir....
Manevi tazminat istenilebilmesi için kişilik haklarının ihlal edilmiş ve buna yönelik bir saldırı olması gerekir. Davacı fesihte belirtilen davranış nedeniyle kendisine hakaret edildiğini ve manevi yönden yıprandığını ileri sürmüş ise de, bu sözler kullanılarak iş sözleşmesinin süresinden önce feshedilmesi nedeniyle sözleşmede belirtilen cezai şart tazminatına hak kazanmıştır. Ancak fesih nedeni olarak gösterilen ve soyut kalan davranışların davacının kişilik haklarına saldırı boyutunda olduğu yönündeki değerlendirme isabetli değildir. İşvereninin davacının kişilik haklarına saldırıda bulunduğu ispatlamamıştır. Bu durumda manevi tazminat isteğinin reddi gerekirken kısmen kabulüne karar verilmesi isabetsizdir. F) Sonuç: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı nedenlerden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 16.06.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
AŞ ve ... aleyhine 10/11/2015 gününde verilen dilekçe ile basın yoluyla kişilik haklarına saldırı sebebiyle manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 07/06/2016 günlü kararın Yargıtayca incelenmesi davalılar vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Dava, basın yoluyla kişilik haklarına saldırı nedeniyle tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, açılan davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalılar vekili tarafından temyiz olunmuştur. Davacı, ...'nin 07/11/2015 tarihli sayısında yayınlanan "..." başlıklı yazılarında sarfedilen sözlerin kişilik haklarına saldırı oluşturduğunu iddia ederek, uğranılan zararın davalılardan tazmini isteminde bulunmuştur....
Asliye Hukuk Mahkemesi TARİHİ : 08/04/2014 NUMARASI : 2012/221-2014/212 Dava, kişilik haklarına saldırı nedeniyle açılan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin olup, temyiz incelemesi Dairemizin görevi dışında bulunduğundan, dosyanın görevli 4. Hukuk Dairesi Başkanlığı'na GÖNDERİLMESİNE, 19.02.2015 tarihinde oybirliği ile karar verildi....
Kişisel varlıklar, bedensel ve ruhsal tamlık ve yaşam ile nesep gibi insanın, insan olmasından güç alan varlıklar ya da kişinin adı, onuru ve sır alanı gibi dolaylı varlıklar olarak iki kesimlidir. Dosya kapsamından, davacının manevi tazminat isteminin malvarlığında oluşan zarara ilişkin olduğu anlaşılmaktadır. Bu eylem, davacının kişilik haklarına yönelik bir saldırı olmadığı gibi, iç huzuru bozacak nitelikte olgulardan da değildir. Manevi zararın koşullarını düzenleyen BK'nun 49. (TBK.58) maddesine göre eşya zararı; kişinin sosyal, fiziki ve kişilik değerlerine saldırı oluşturacak nitelikte bir eylem olmadığından, bu eyleme dair manevi tazminat isteminin reddi gerekirken, kabulü doğru görülmemiş kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir....
Anılan madde hükmü ile yalnızca kişilik haklarına saldırı nedeniyle uğranılan zararların giderilmesi amaçlandığından malvarlığı zarara uğrayan kişi yararına Borçlar Kanununun 58.maddesi hükmüne göre manevi tazminata hükmedilmesi yasal olarak mümkün bulunmamaktadır. Somut olayda, davacının, adına tahakkuk ettirilen elektrik faturası ve bu fatura borcu nedeniyle elektriklerinin kesilmesi sonucu maddi ve manevi zarara uğradığını ileri sürerek eldeki davayı açtığı anlaşılmakta ise de; yukarıda ifade edilen yasa hükümleri de incelendiğinde, yapılan işlemlerin davacının kişilik haklarına saldırı niteliğinde olmadığ ve davacı yönünden manevi tazminat istem koşullarının eldeki dava bakımından oluşmadığı ve davacı lehine manevi tazminata hükmedilemeyeceği kuşkusuzdur. Bu nedenle, manevi tazminata dair verilen karar usul ve yasaya uygun bulunmuştur....
Boşanmaya sebep olan olaylar bu nitelikte değilse manevi tazminata hükmedilemez. Mahkemece davalı erkeğin ... Asliye Hukuk Mahkemesinde açtığı dava sebebiyle tarafların bir araya gelemedikleri, bu durumda davalı erkeğin kusurlu olduğu belirtilmiştir. Davalı erkeğin boşanmaya neden olan kusuru, davacı kadının kişilik haklarına saldırı niteliğinde değildir. Öyleyse, davacı kadının manevi tazminat talebinin reddi gerekir. Bu husus nazara alınmadan kadın yararına manevi tazminata hükmedilmesi doğru olmamış ve bozmayı gerektirmiştir....
Davacı, Olay Aktif Gazetesi'nin 04/05/2009 tarihli nüshasında yayınlanan ve davalı ... tarafından kaleme alınan "Doktorların Meşhur Bıçak Parası" başlıklı yazı ile kişilik haklarına saldırıda bulunulduğunu beyanla manevi tazminat talebinde bulunmuştur. Davalılar, yazıda kişilik haklarına saldırının söz konusu olmadığını, görünür gerçeğe uygun ve basın özgürlüğü kapsamında olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, yazının kişilik haklarını ihlal eder nitelikte olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Davaya konu haberin yayınlandığı tarihte yürürlükte bulunan 5187 sayılı Basın Kanunu’nun 13. maddesi hükmüne göre; basın yoluyla işlenen haksız eylemlerden dolayı istenen maddi ve manevi zararlardan eser sahibi ile yayın sahibi ve varsa temsilcisi müştereken ve müteselsilen sorumludur. Yazı İşleri Müdürüne husumet yöneltilemez. Eldeki davada, haksız eylemin işlendiği gazete künyesindeki açıklamaya göre davalı ...'...