Öncelikle bozma gerekleri yerine gelmemiş ve belirtilen iki tanık yeniden dinlenmemiş, tanık ifadelerinde geçen davanın ne davası olduğu araştırılmamış, taraflar arasındaki ilişkinin kat karşılığı inşaat sözleşmesine dayanıp dayanmadığı ortaya konulmamıştır. Geçerli bir kat karşılığı inşaat sözleşmesi mevcut ise dairelerin teslim edilmemesi halinde zamanaşımı başlamaz. Bozma gerekleri yerine gelmediği karar yine HMK 353/(1)-a-6 maddesi uyarınca kaldırılmalıdır. Mahkemece önce davacının hissesini tapuda gerçek bir satış olarak mı devrettiğini, yoksa kat karşılığı inşaat sözleşmesinden doğan avans niteliğindeki bir devir mi yaptığı hususunu ortaya koymalıdır. Zamanaşımı davanın niteliği belirlendikten sora değerlendirilmelidir. Davalı kat karşılığı inşaat sözleşmesinin geçerli olmadığını, davacının hissesini tapuda devrettiği savunuluyor....
Davalılar, imar planında 5 kat yapılaşma izni bulunan müşterek arsalarda öncelikle inşaat izninin 8 kata çıkarılması için gerekli imar tadilatını gerçekleştirip buna uygun bir proje yaptırıp onaylattırarak adlarına inşaat ruhsatı almak ve sonra da inşaatın yaptırılması hususunda kendileriyle taşınmaz satış vaadi ve kat karşılığı inşaat sözleşmesi akdetmek üzere davacı şirketin inşaat mühendisi olan yetkili temsilcisi ile onun isteği üzerine bir mimar arkadaşına vekaletname verdiklerini, ancak bu vekillerin görevlerini kötüye kullanmak suretiyle vekillikten azledilmelerine rağmen bu işleri yapma hususunda kendi şirketleri ile bir sözleşme imzalayıp üzerine azilden önceki tarihi koyduklarını, bu nedenle sözleşmenin geçersiz olduğunu, kaldı ki aralarındaki vekalet sözleşmesinin ön şartı olan arsadaki inşaat iznini 8 kata çıkarmadıkları halde yapılan avam projenin 8 katlı binaya göre çizildiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini savunmuştur. Birleşen .... 2....
BK’nın 108 ve 106/III. maddesi gereğince, arsa sahipleri arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin “geriye etkili sonuç doğurur” şekilde feshinde haklı olduklarına göre; gerçekleşmiş ise menfi zararının yüklenici davalıdan tazminini isteyebilirler. Sözleşme yapılmamış veya görüşülmesine girişilmemiş bulunulsaydı uğranılmayacak olan zarar, menfi zarardır. Somut olayda da; arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin konusu olan Ankara ili, Çankaya 5. Bölge, Karapınar mahallesinde bulunan 27989 ada 1 parsel numaralı taşınmazdaki üç katlı, yığma çatısı örtülü bodrumunda iki oda, mutfak, kömürlük ve banyo, birinci ve ikinci katında da aynı bölümler bulunan davacılara ait yapı, yanlar arasındaki arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi gereğince 10.12.2003 tarihinde yıkılmıştır. Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin yukarıda açıklandığı şekilde feshinden sonra arsa sahipleri ile dava dışı yüklenici arasında 15.12.2006 tarihinde ayrı bir eser sözleşmesi yapılmıştır....
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE: Dairemizce HMK'nın 355. maddesi kapsamında istinaf dilekçesinde belirtilen hususlarla sınırlı olmak üzere ve kamu düzenine ilişkin hususlar re'sen dikkate alınarak yapılan inceleme neticesinde; Dava eser sözleşmesinin haksız feshi nedeniyle uğranılan maddi ve manevi zararın giderilmesi istemine ilişkindir. Dosya kapsamına ve toplanan deliller göre, mevcut delillerin takdirinin ve yazılı gerekçeyle davanın reddine dair verilen ilk derece mahkemesi kararının, usul ve yasaya uygun olduğu anlaşılmakla, davacılar vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK'nın 353/1- b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir. HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; Karaman 1....
Taraflar arasında düzenlenen 20.2.2006 tarihli sözleşme içeriğine göre, davacı ve dava 2012/7926-13505 dışı iki kişiyle birlikte arsa sahipleri ile davalı firmanın kat karşılığı inşaat sözleşmesi imzalamasının sağlanacağı, bu hizmetleri karşılığı, inşaat yapılırsa birer daire verilmesi, aksi halde, kat karşılığı inşaat sözleşmesi imzalanan her parsel için davacı ve dava dışı diğer iki tellal ile birlikte 10.000'er TL ödenmesi kararlaştırılmıştır. Mahkemenin de kabulünde olduğu üzere, sözleşme konusu parsellerin bir kısmı ile ilgili olarak bazı arsa sahipleri ile kat karşılığı inşaat sözleşmesinin imzalanamadığı, bir kısım parseller bakımından hiç hizmet verilmediği, 11162/3, 11161/1 ve 3, 11149/7 sayılı parseller için kat karşılığı inşaat sözleşmesinin imzalandığı, bunlar için davacıya 10.000 TL lik ödeme yapıldığı dosya kapsamından anlaşılmaktadır....
Mahkemece. maddi ve manevi tazminat taleplerinin ayrı ayrı reddine karar verilmiş; hüküm taraflarca temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacının tüm temyiz itirazlarının reddi gerekir. 2-Davalının temyizi ile ilgili olarak; Her ne kadar mahkemece, davacının 15.000.00.TL maddi ve 3.000.00.TL manevi tazminat taleplerinin ayrı ayrı reddi ile birlikte kendisini vekil ile temsil ettiren davalı yararına toplam 1.800.00.TL 2011/5320-15441 vekalet ücreti verilmesine karar verilmiş ise de, Avukatlık asgari ücret tarifesinin 10. maddesindeki “...Manevi tazminat davasının, maddi tazminat veya parayla değerlendirilmesi mümkün diğer taleplerle birlikte açılması durumunda; manevi tazminat açısından vekalet ücreti ayrı bir kalem olarak hükmedilir......
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki taraf vekillerince istenmiş ve temyiz dilekçelerinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü: - K A R A R - Asıl ve karşı davalar kat karşılığı inşaat sözleşmesinin feshi, tazminat talebine ilişkin olup mahkemece asıl davanın reddine, karşı davanın kısmen kabulüne dair verilen karar, taraflarca temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacı karşı davalının tüm, davalı karşı davacıların aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. 2-Davacı davasında davalıların murisi ile aralarında düzenlenen 11.11.2008 tarihli gayrimenkul satış vaadi ve kat karşılığı inşaat sözleşmesine göre sözleşmenin imzalanmasından hemen sonra işe başlayarak...
Noterliği'nce düzenlenen 09/11/2016 tarih ve 04625 yevmiye numaralı kat karşılığı inşaat sözleşmesinin düzenlendiği, daha sonra bu sözleşmenin İzmir 14. Noterliği'nin 13/02/2017 tarih ve 01753 yevmiye numaralı düzenlenme şeklinde devir sözleşmesi ile davalı şirkete devredildiği, daha sonra davalı şirket ile arsa sahipleri; Etem Melin, Rasime Serpil Özbek, Dilek Çancı, T1 Ahmet Çinkılınç, Gönül Melin, Murat Melin, Mehtap Melin, Kutay Sünbül ve Sude Sünbül arasında İzmir 14. Noterliği tarafından düzenlenen 21/02/2017 tarih ve 01977 yevmiye numaralı kat karşılığı inşaat sözleşmesinin yapıldığı, diğer arsa sahibi olan Durmuş Ali Gürdal ile davalı şirket arasında ise Isparta 2. Noterliği tarafından düzenlenen 28/04/2017 tarih ve 03731 yevmiye numaralı kat karşılığı inşaat sözleşmesinin düzenlendiği, buna göre davalı şirket ile tüm arsa sahipleri arasında kat karşılığı inşaat sözleşmelerinin yapıldığı belirlenmiştir....
SAVUNMA: Davalı vekili, davanın her halükarda zaman aşımına uğramış bulunduğunu, zaman aşımı nedeniyle reddi gerektiğini; birleşmeden çok önce kat karşılığı inşaat sözleşmesinin imzalandığını, sözleşme gereğince inşaatın tamamlandığını, paylaşımın kat karşılığı inşaat sözleşmesine uygun gerçekleştirildiğini, birleşmeden önce de o şirketin genel kurulunca müvekkilinin ibra edildiğini, artık ibraya rağmen tazminat davası açılamayacağı; kaldı ki, kat karşılığı inşaat sözleşmesinde tüzel kişiliği sona eren o şirketin herhangi bir zarara da uğratılmamış bulunduğunu; piyasa şartlarına uygun olarak sözleşme yapıldığını belirterek davanın reddine karar verilmesini savunmuştur. İNCELEME VE GEREKÇE: Dava, TTK 555. Madde gereğince şirket tarafından yönetici aleyhine açılan tazminat davasıdır.Davalının birleşmeye giren ve tüzel kişiliği sona eren şirketin yöneticisi olduğu, o şirketin kat karşılığı inşaat sözleşmesi yaptığı hususları ihtilafsızdır....
Davacı 18.10.1996 gününde açtığı bu davada, yargı kararının gereğinin yerine getirilmemiş olması nedeniyle duyduğu elem ve ızdırabın karşılığı olarak 1.000.000.000.lira manevi tazminat istemiş, İdare mahkemesi kararında ise takdiren 250.000.000.lira manevi tazminat ödenmesine karar verilmiş ve bu miktara faiz de yürütülmemiştir. Doktrinde de kabul edildiği üzere, manevi tazminatın manevi tatmin aracı olmasından dolayı zenginleşmeye yol açmayacak miktarda, fakat idarenin olaydaki kusurunun niteliğini ve ağırlığını ifade edecek ölçüde ve tazminat olarak istenilen meblağın da gözönünde bulundurulması suretiyle saptanması zorunludur. Bu durumda, halen yargı kararının gereğinin yerine getirilmediği de dikkate alındığında 1.000.000.000.-lira manevi tazminat isteminin tamamının kabulüne karar verilmesi gerektiği sonucuna varılmaktadır....