İşletmesi Genel Müdürlüğü aleyhine 25/12/2013 gününde verilen dilekçe ile haksız eylem nedeniyle maddi ve manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; maddi tazminat isteminin kabulüne, manevi tazminat isteminin ise kısmen kabulüne dair verilen 23/06/2015 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili ve davalı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Dava, haksız eylem nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalılar ... ve diğerleri aleyhine 25/02/2009 gününde verilen dilekçe ile maddi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 26/03/2013 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalı ... vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Dava, tacirler arası haksız eylem nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm davalı ... tarafından temyiz edilmiştir....
Davalı istinaf başvuru dilekçesinde özetle; davacının haksız tahrikleri ile olayın yaşanmasına sebebiyet verdiğini, cep telefonu ile kayıt yaparken sosyal medyada paylaşacağını söylemesi üzerine davacının istediğiniz yere verebilirsiniz şeklinde rıza gösterdiğini, manevi tazminata hükmedilmesinin yerinde olmadığını ve tazminatı ödeme gücünün bulunmadığını, hükmedilen tazminatın karşı tarafın sebepsiz zenginleşmesine yol açacağını, yerel mahkeme kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek istinaf kanun yoluna başvurmuştur. Davacı tarafça istinaf başvuru dilekçesine karşı cevap dilekçesi sunulmamıştır. İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK'nun 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı yönü gözetilerek yapılan inceleme sonucunda; Dava, haksız eylem sebebine dayalı manevi tazminat talebine ilişkindir....
aleyhine 28/06/2012 gününde verilen dilekçe ile maddi ve manevi tazminat istenmesi ve davalı-birleşen dosyada davacı .. vekili Avukat ... tarafından, davacı-birleşen dosyada davalılar ... ve diğeri aleyhine 25/09/2012 gününde verilen dilekçe ile adli yardım talepli olarak maddi ve manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; adli yardım talebinin kabulü ile asıl davanın ve birleşen davanın reddine dair verilen 10/04/2014 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi taraflar vekillerince süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Asıl dava, haksız eylem nedeniyle maddi ve manevi zararın tazmini istemine ilişkindir. Birleşen dava kişilik haklarına saldırı nedeniyle uğranılan manevi zararın tazmini istemine ilişkindir....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalı .. aleyhine 15/02/2011 gününde verilen dilekçe ile maddi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kabulüne dair verilen 21/11/2013 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Dava, haksız eylem nedeni ile maddi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, istemin kabulüne karar verilmiş, hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Davacı, davalı şirket tarafından gerçekleştirilen yeraltı maden çalışmaları sırasında kendisine ait dava konusu 611 parsel sayılı taşınmaz üzerinde bulunan binasının zarar gördüğünü belirterek maddi zararının giderilmesi isteminde bulunmuştur. Davalı, davanın reddedilmesi gerektiğini savunmuştur....
Dolayısıyla, zarar gören, gerek kısmi davaya, gerekse sonradan açtığı ek davaya veya ıslaha konu ettiği kısma ilişkin olarak haksız eylem tarihinden itibaren temerrüt faizi isteme hakkına sahiptir.Ancak, trafik kazaları esas itibariyle haksız eylem sayılan hallerden olmakla birlikte ZMSS'nı yapan sigortacı bakımından temerrüdün bu tarihte oluştuğunun kabulü mümkün değildir. Sigortacının tazminat giderim yükümlülüğünü düzenleyen KTK.nun 99/I. maddesi hükmü uyarınca, sigortacı maddede belirtilen belgelerin iletildiği tarihten itibaren 8 iş günü sonrasında temerrüde düşer. Davadan önce böyle bir başvurunun bulunmaması halinde ise dava tarihinde temerrüde düşmüş sayılır.Somut olayda; mahkemece maddi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte ......
Gerek dava dilekçesindeki anlatım, gerekse ceza dosyası kapsamından ana dosyada davalı Ömer Karaboğa'nın eyleminin trafik kazası değil, maddi hasarlı trafik kazası sonrasında taraflara arasında çıkan tartışma sonrasında"kasten adam öldürme" şeklinde gerçekleşen eylem olduğu, dava ve tazminat talebinin tüm davalılar bakımından bu eyleme dayandığı açık olup bu halde uyuşmazlığın çözümünde TBK'daki haksız fiil hükümleri uygulanacaktır. Bu nedenle haksız fiile dayanan tazminat istemine dayalı davada verilen kararın istinaf incelemesinin İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesine ait bulunduğu anlaşıldığından aşağıdaki şekilde karar verilmiştir. KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere ; Dosyanın istinaf incelemesi için görevli İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesine GÖNDERİLMESİNE, HMK'nın 352/1 maddesi gereğince, dosya üzerinden yapılan ön inceleme sonunda, kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi....
Dava dilekçesinde, haksız eylem tarihlerinden itibaren faiz yürütülmesi istendiğine göre, kabul edilen tazminatlara haksız eylem gününden itibaren faiz yürütülmesi gerekir. Yerel mahkemece açıklanan yönler gözetilerek, haksız eylem sorumlusu olan davalıların her bir eylem nedeniyle o eylem tarihinden itibaren yürütülecek faiz ile sorumlu tutulmaları gerekirken, dava tarihinden itibaren işletilen faiz ile sorumlu tutulmuş olmaları usul ve yasaya uygun düşmediğinden kararın bozulması gerekmiştir. b)Dava konusu zararın bankacılık işlemlerinden kaynaklandığı gözetilerek, davacı tarafından yasa gereği ödenen Banka Sigorta Muamele Vergisi'nin de hesaplanılarak davalılardan alınmasına karar verilmemiş olması doğru olmadığından karar bu nedenle de bozulmalıdır. 3-Davalılardan ... ve ...'...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı ... tarafından, davalı ... aleyhine 09/05/2008 gününde verilen dilekçe ile kesinleşmiş mahkumiyet kararı ile sabit olan hakaret eylemine dayalı maddi ve manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; maddi tazminat isteminin reddine, manevi tazminat isteminin kısmen kabulüne dair verilen 27/07/2009 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları reddedilmelidir. 2-Diğer temyiz itirazına gelince; dava, haksız eylem nedeniyle kişilik haklarına saldırıdan dolayı uğranılan maddi...
Mahkemece, haksız fiile dayalı tazminat davasında HMK’nun 7/1. maddesine göre ortak yetkiyi taşıyan haksız fiilin vuku bulduğu yer olan İstanbul Asliye Ticaret Mahkemesinin yetkili olduğu gerekçesiyle mahkemenin yetkisizliğine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, maddi hasarlı trafik kazası nedeniyle karşı araç maliki ve sürücüsünden maddi tazminat istemine ilişkin başlatılan icra takibine vaki itirazın iptaline ilişkindir. 6100 sayılı HMK.'nun genel yetkiyi düzenleyen 6. maddesinin 1. fıkrasına göre; "Genel yetkili mahkeme, davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesidir”. Aynı Yasa'nın 7. maddesinde “Davalı birden fazla ise dava, bunlardan birinin yerleşim yeri mahkemesinde açılabilir....