WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Anayasamızda modern mülkiyet anlayışı benimsenmiştir ve mülkiyet hakkına saygılı ve bu hakkı koruyan bir rejim öngörülmektedir. Modern mülkiyet anlayışında mülkiyet hakkı yetki ve ödevlerden oluşmaktadır. Malikin hem yetkileri hem de yakınlarına ve topluma karşı ödevleri bulunmaktadır. Hakkın kapsamında yer alan ödevler, mülkiyet hakkına yabancı, ona dıştan ve sonradan yükletilen sınırlamalar olarak kabul edilmemeli, aksine bunları, kamu yararı amacıyla malike yükletilen ve mülkiyet hakkını oluşturan ödevler olarak düşünmelidir. Mülkiyet hakkının kullanılması toplum yararına aykırı olamaz. Mülkiyet ancak kanunla ve kamu yararı amacı ile sınırlandırılabilir. Başka bir deyişle, kanun koyucunun malikin yetkilerini sınırlamak yetkisi, 2709 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın (Anayasa) 35 inci maddesinin 2 nci fıkrasında sınırlandırılmıştır. Bu sınırlandırmanın özü “kamu yararı”, şekli ise “kanun”dur. Kanun koyucunun mülkiyet üzerinde yaptığı sınırlamalar bu hakkın özüne dokunamaz....

    hakkı KHK ile düzenlenmesinin mümkün olmadığını, mülkiyet hakkının konusunu maddi ve gayrı maddi malların oluşturduğunu, taşınır ve taşınmaz mallar, maddi mallar kapsamındayken fikri ve sınai mülkiyet hakların gayrı maddi mallar kapsamında bulunduğunu, bir markanın sahibine tanıdığı haklar ise marka hakkı olarak adlandırılmakta, marka hakkı fikri ve sınai mülkiyet hakları kapsamında yer aldığını, dolayısıyla itiraz konusu kural mülkiyet hakkı konusunu oluşturan marka hakkı ile ilgili olup KHK ile düzenlenemeyeceğinden 556 sayılı KHK'nın 14. maddesinin Anayasa'ya aykırı olduğuna ve iptaline karar verildiği, davaya dayanak olan 556 sayılı KHK' nın 14. maddesi Anayasa Mahkemesi'nin kararı ile iptal edilmiş olup, davanın yasal dayanağı kalmadığından yeni Sınai Mülkiyet Yasası 10.0.12017 tarihinde yayın tarihinde yürürlüğe girmiş olup, eldeki davaya uygulama olanağı bulunmadığından mülkiyet hakkının sona erdirilmesine ilişkin boşluğun yasal dayanak olmadan M.K göre hakim tarafından doldurulmasının...

      Harita ve krokiden diğer bir ifade ile mülkiyet hakkının kapsamından maksat sınır çizgileri değil haritanın gerçek ölçü değerleridir. 41. madde ile mülkiyet hakkının yatay kapsamının belirlenmesi ve taşınmazı komşu taşınmazlardan ayıran, ferdileştirilmesini sağlayan harita ve planlarda yapılan ölçü, sınırlandırma, tersimat veya hesaplama hatalarının düzeltilmesi amaçlanmıştır. Yapılacak düzeltme ile mülkiyet aktarımına neden olunmamaktadır. Kuşkusuz, mülkiyet aktarımına neden olan hatalar için çözüm açılacak tapu iptali ve tescil davasıdır. Kadastro müdürlüğünün re’sen veya ilgililerin başvurusu üzerine yapacağı açıklanan düzeltme işlemlerini ilgililere tebliğinden sonra, ilgililerin sulh hukuk mahkemesine 30 gün içinde açacakları davada, düzeltme işlemi yararına olan kişi ya da kişiler hasım gösterilerek işlemin iptali istenebilir. Düzeltme işleminin kadastro müdürlüğünce re’sen yapıldığı durumlarda müdürlüğe karşı da dava yöneltilmelidir....

        Parsel de kayıtlı 3.409,63 m2 lik taşınmazın mülkiyet hakkının ayni sermaye olarak konulmasına karar verildiğini, 6102 sayılı TTK'nın 342....

          Harita ve krokiden diğer bir ifade ile mülkiyet hakkının kapsamından maksat sınır çizgileri değil haritanın gerçek ölçü değerleridir. 41. madde ile mülkiyet hakkının yatay kapsamının belirlenmesi ve taşınmazı komşu taşınmazlardan ayıran, ferdileştirilmesini sağlayan harita ve planlarda yapılan ölçü, sınırlandırma, tersimat veya hesaplama hatalarının düzeltilmesi amaçlanmıştır. Yapılacak düzeltme ile mülkiyet aktarımına neden olunmamaktadır. Kuşkusuz, mülkiyet aktarımına neden olan Hatalar için çözüm açılacak tapu iptali ve tescil davasıdır. Kadastro müdürlüğünün re’sen veya ilgililerin başvurusu üzerine yapacağı açıklanan düzeltme işlemlerini ilgililere tebliğinden sonra, ilgililerin sulh hukuk mahkemesine 30 gün içinde açacakları davada, düzeltme işlemi yararına olan kişi ya da kişiler hasım gösterilerek işlemin iptali istenebilir. Düzeltme işleminin kadastro müdürlüğünce re’sen yapıldığı durumlarda müdürlüğe karşı da dava yöneltilmelidir....

            Maddesi gereğince taşınmazın adına tescili için dava açmış, mahkemece; taşınmazın iştirak halinde mülkiyet hükümlerine tabi olduğu, iştirak halinde mülkiyet rejiminde bulunan taşınmazlarda bir kısım parselin üçüncü kişilere satışının geçersiz olduğu, ancak tüm payların satışı halinde geçerli olacağı, paydaşlar arasında müşterek mülkiyete geçildiği veya paylaşım yapıldığı hususunda bir iddianın bulunmadığı, geçersiz satış ile mülkiyet veya zilyetliğin kazanılması mümkün olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir....

              Hâl böyle olunca, doğrudan mülkiyet hakkını, ilgilendiren eldeki elatmanın önlenmesi ve yıkım istekli dava hakkı, mutlak olarak mülkiyet hakkı sahibine ait olduğuna göre, öncelikle davacının 24 parsel sayılı taşınmazda mülkiyet hakkının saptanması, davada taraf sıfatının belirlenmesi sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir. Davalının, temyiz itirazları açıklanan nedenle yerindedir. Kabulü ile, (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 28.11.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

                Diğer bir anlatımla, kamu yararı ile mülkiyet hakkından kısmen veya tamamen yoksun bırakılan kişinin hakkı arasında makul, kabul edilebilir, hak ve adalet dengesini sağlayacak bir oranın kurulması asıldır. Bu arada, üzerinde durulması gereken konulardan biri de; çekişme yaratılan tapu kaydına bağlanan ve böylece kişi adına mülkiyet hakkı oluşturulan kıyı kapsamındaki yere ait tapunun niteliğinin belirlenmesidir. Devlet tarafından verilen, doğru esasa ve geçerli kayda dayalı tapu ile sağlanan mülkiyet hakkına değer verileceği kuşkusuzdur. Böyle bir yer kıyı kapsamında kalmakla, temel vasfı yani kamu malı olma niteliği değişmemekle birlikte, kişinin söz konusu tapuya dayalı hakkının yukarıda ifade edildiği gibi korunması gerekeceği muhakkaktır. Aksi düşünce tarzının, devletin verdiği tapunun geçersizliğini ileri sürerek, hiçbir karşılık ödemeksizin iptalini istemesi, geçerli kayda dayalı mülkiyet hakkı ile bağdaşmayacağı gibi, devletin saygınlığını zedeler nitelikte bir tutum olacaktır....

                  30/06/2018 tarihinde yürürlüğe girecekken, dava konusu Kurul kararının derhal yürürlüğe girecek şekilde tesis edildiği, iade edilemeyen tutarların evrensel hizmet geliri olarak genel bütçeye gelir kaydedilmesinin hukuka aykırı olduğu, bu kapsamda, tüketicilerin mülkiyet hakkının ihlâl edildiği, tüketicilerin 10 yıllık zamanaşımı süresinde ileri sürebileceği talep hakkının 2 yıl ile sınırlandırıldığı, davacı şirketin de mülkiyet hakkının ihlâl edildiği ileri sürülmektedir....

                    30/06/2018 tarihinde yürürlüğe girecekken, dava konusu Kurul kararının derhal yürürlüğe girecek şekilde tesis edildiği, iade edilemeyen tutarların evrensel hizmet geliri olarak genel bütçeye gelir kaydedilmesinin hukuka aykırı olduğu, bu kapsamda, tüketicilerin mülkiyet hakkının ihlâl edildiği, tüketicilerin 10 yıllık zamanaşımı süresinde ileri sürebileceği talep hakkının 2 yıl ile sınırlandırıldığı, davacı şirketin de mülkiyet hakkının ihlâl edildiği ileri sürülmektedir....

                      UYAP Entegrasyonu