unsurlar eksik olduğunu, Kıymet Takdiri ve Satış İşlemleri Süresinde yapılmadığını, dosya kapsamı incelendiğinde gerek kıymet takdirine yönelik işlemlerin, gerekse satış talebi ve satış işlemlerinin süresinde yapılmadığı görüldüğünü, bu nedenle ihalenin feshi gerektiğini, ihale usule uygun gerçekleştirilmediğini, yine gerek ihale başlangıç fiyatının belirlenmesi gerekse ihalenin duyurusu ile ihale sırasında yapılması gereken işlemler usule uygun olarak yapılmadığını, bu cihetle anılan ihale geçerli kabul edilemeyecek olup bu durum da ihalenin feshi için yasal bir neden oluşturduğunu, bu nedenlerle talepleri doğrultusunda karar verilmesini talep etmiştir....
Öte yandan; davacı borçlular tarafından 35 nolu bağımsız bölümün kıymet takdirine süresinde itiraz edilmeyerek yasanın öngördüğü bu olanağı kullanmadıklarından kıymet takdirine ilişkin hususları ihalenin feshi sebebi olarak ileri süremezler. Bu nedenle 35 nolu bağımsız bölüm yönünden kıymet takdiri usulünce kesinleşmiştir. Ayrıca, taşınmazın önemli tüm nitelik ve vasıfları satış ilanında belirtilmiştir. Davacı borçluların KDV oranında yanılgıya düşüldüğü yönündeki iddiası, artırmaya hazırlık aşamasındaki hatalı işlemler nedeniyle ihalenin feshi istemine ilişkin olup, satışa hazırlık işlemlerinden kaynaklanan nedenlerle ihalenin feshi isteminde bulunulabilmesi için usulsüz olduğu ileri sürülen hususun ihaleden önce şikayetçi tarafından öğrenilmemiş olması, öğrenilmiş ise İİK. nun 16/1.maddesinde öngörülen yasal yedi günlük sürede icra mahkemesi nezdinde şikayet konusu yapılmış olması gerekir....
Ancak, kıymet takdirine süresinde itiraz etmeyerek yasanın öngördüğü bu olanağı kullanmayanlar, kıymet takdirine ilişkin hususları ihalenin feshi sebebi olarak ileri süremezler. O halde mahkemece, borçlunun kıymet takdirine itirazının süresinde olup olmadığı araştırılarak yasal yedi günlük sürede kıymet takdirine itiraz edilmiş olduğunun tespiti halinde; borçlunun taşınmazını kıymetinin belirlenmesi için açık bulundurma yükümlülüğü olmayıp, kıymet takdirine itiraza ilişkin şikayetlerde, borçluya yüklenecek tek yükümlülük gerekli gider avansını yatırmaktır....
Satılan malın muhammen bedelinin üstünde bir bedelle satılmış olması halinde, ihalenin feshini istemekte (kural olarak) hukuki yarar yoktur. Zarar unsurunun gerçekleşmemiş olması halinde şikayetçinin süresinde veya usulüne uygun kıymet taktirine itirazı ya da fesat iddiası var ise işin esasının incelenmesi gerektiği belirtilmektedir. Kıymet takdirine itiraz üzerine mahkemece verilecek kararlar kesin olmakla beraber süresinde şikayet hakkının kullanıldığı hallerde icra mahkemesince itirazın incelemesiz reddedilmesi halinde, icra mahkemesi kararının, ihalenin feshinin istenmesi sırasında incelenmesi mümkündür. Ancak, kıymet taktirine süresinde itiraz etmeyerek yasanın öngördüğü bu olanağı kullanmayanlar, kıymet takdirine ilişkin hususları ihalenin feshi sebebi olarak ileri süremezler. İİK.nun 128/a-1. maddesinde kıymet takdiri raporunun tebliğinden itibaren yedi gün içerisinde ilgililerin itiraz edebileceği hükmüne yer verilmiştir....
Evveliyatında borçlu tarafından kıymet takdirine itiraz edilmediği de gözetildiğinde, bu durumda zarar unsuru gerçekleşmemiş olup, borçlunun ihalenin feshini istemekte hukuki yararı yoktur.Mahkemece, ihalenin feshi isteminin, zarar unsuru yokluğu nedeniyle, şikayet edenin hukuki yararı bulunmadığından dolayı reddine karar verilmesi gerekirken, işin esası incelenerek istemin reddi doğru değil ise de, sonuçta istem reddedildiğinden, bu husus bozma nedeni yapılmamıştır.Ancak İİK'nun 134/2-son.cümlesinde; işin esasına girilmemesi nedeniyle ihalenin feshi isteminin reddi halinde para cezasına hükmolunamayacağı öngörülmüştür....
Yine mahkemece davacıların kıymet takdirine itiraz davası açmış olduklarından bahisle kıymet takdir raporunun tebliğ edilmediğine yönelik şikayetlerinin yasal dayanaktan yoksun olduğuna karar verilmiş ise de yerel mahkemece kıymet takdirine itiraz davası hakkında verilen 2019/156 E-2020/147 K sayılı kararının incelenmesinde kıymet takdirine itiraz eden borçlunun Eka yapı Şti olduğu, diğer davacı Ekamar Şti'nin kıymet takdirine itiraz davası açmadığı göz önüne alındığında yerel mahkemenin tebliğ şikayeti hakkındaki gerekçesinin de yerinde olmadığı anlaşılmaktadır....
Tebliğ işleminin yapılmamış ya da usulsüz yapılmış olması başlı başına ihalenin feshi nedenidir. Ancak satış ilanının tebliğ edilmediği ve usulsüz tebliğ edildiği iddiası, ancak ilgilisince ileri sürülebilir. İhalenin feshi istemine ilişkin şikayet dilekçesinde, satış ilanının, ihalenin feshini isteyen borçluya usulüne uygun olarak tebliğ edilmediğine ilişkin bir iddiada bulunulmadığı gibi, tebligat, borçlunun kıymet takdirine itiraz eden vekili Av....’e 09.04.2014 tarihinde bizzat yapılmıştır. Tapu sicilindeki ilgililere tebligat yapılmamış olması, borçluya değil, tebligat yapılmayan ilgilisine şikayet hakkı verir. Mahkemece, borçlunun, şikayet dilekçesinde dayandığı vakıaların dışına çıkılıp, kamu düzeniyle ilgili olmayan, re'sen dikkate alınacak hususlar kapsamında da bulunmayan, "satış ilanının ilgililere tebliğ edilmemesi" nedenine dayalı olarak ihalenin feshine karar verilmesi doğru değildir....
Tebligat eksikliği veya usulsüzlüğü nedeni ile ihalenin feshini isteme hakkı sadece kendisine tebligat yapılmayana veya usulsüz tebliğ yapılana aittir. İhalenin feshini isteyen borçlu kendisi dışındaki diğer ilgililere satış ilanının tebliğ edilmediğini veya usulsüz tebliğ edildiğini ihalenin feshi sebebi olarak ileri süremez. Yerleşik Yargıtay içtihatlarına göre de açıkça şikayet dilekçesinde ileri sürülmesi kaydı ile borçluya satış ilanı tebliğ edilmemesi veya usulsüz tebliğ edilmesi başlı başına ihalenin feshi sebebi olarak kabul edilmektedir....
Davalı alacaklılar vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı borçluya kıymet takdiri raporunun 09/01/2021 tarihinde bizzat tebliğ edildiğini, ancak davacı tarafından kıymet takdirine itiraz edilmediğini ve kesinleştiğini, davacı borçluya satış ilanında 04/10/2021 tarihinde tebliğ edildiğini, ihalenin ise 18/11/2021 tarihinde usulüne uygun şekilde yapıldığını, İcra ve İflas Kanunu 128/2- a uyarınca kesinleşen kıymet takdirinin yapıldığı tarihten itibaren iki yıl geçmedikçe yeniden kıymet takdiri raporunun istenemeyeceğini, kıymet takdirine süresinde itiraz etmeyen davacı borçlunun kıymet takdirine itiraz nedenlerini öne sürerek ihalenin feshini de isteyemeyeceğini, davacıya ve diğer ilgililere yapılması gereken tüm tebligatların usulüne uygun yapıldığını beyanla şikayetin reddine karar verilmesini talep etmiştir....
İlanlar elektronik ortamda yapılmıştır, gayrimenkulün satışına ilişkin ilan tarihi (01.12.2020) ile birinci satış tarihi(02.02.2021) arasında bir aydan fazla süre vardır, Kıymet takdiri raporu 10.02.2020 tarihli olup üzerinden iki yıl geçmemiştir, Kıymet takdirine itiraz incelenmeksizin reddedilmemiş, zira kıymet takdirine itiraz davasında (Mahkememizin 2020/56 Esas-2020/179 Karar sayılı dosyasında) keşif yapılıp yeniden rapor alınarak karar verilmiştir. İlandaki KDV oranı taşınmazın niteliğine göre doğrudur. İlanda ihaleye katılımı etkileyecek oranda yanlışlık yoktur. İlanda taşınmazın önemli özellikleri zaten yazılmıştır. Satış bedeli kıymet takdirinde belirlenen bedelin %50'si ve masrafları karşılamaktadır. İhale ilanda belirtilen saatte başlamıştır. İhalenin ilanda yazılı saatte başlaması halinde bitiş saatinin uzaması ihalenin feshi sebebi değildir. Elektronik ortamda verilen teklifler olup olmadığı değerlendirilmiştir....