WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Hizmet cetvelinin incelenmesinde dava tarihi itibari ile iş aktinin halen devam ettiği, ancak "28 Pandemi Ücretsiz İzin (4857 GEÇ.10.MD)" ve "29 Pandemi Ücretsiz İzin ve Diğer " kodları ile eksik gün bildirildiği ancak SGK ya verilen herhangi bir çıkış bildirimi bulunmamakta, davacı halen davalının işçisi olarak görünmektedir. Davacı taraf" 01/09/2020- 17/09/2020 tarihleri arasında ücretsiz izin kullanmasına karar verilmiştir" yönündeki bildirimin fiili fesih niteliğinde olduğunu öne sürmüştür. 16/04/2020 tarih ve 7244 sayılı kanunun 9. Maddesi ile İş Kanununa eklenen geçici 10. Madde gereğince işveren işçiyi rızası bulunmasa dahi Cumhurbaşkanınca belirlenecek 30/06/2021 tarihine kadar ki herhangi bir süreye kadar ücretsiz izne ayırma hakkına sahiptir. Ücretsiz izin uygulaması bu madde kapsamında ve bu dönemde işçinin oluru alınmaksızın uygulanabilir nitelik arz etmiştir. Davalının bu tarihten önce bahse konu hükme göre hareket ettiği kabul edilmiştir....

Hizmet cetvelinin incelenmesinde dava tarihi itibari ile iş aktinin halen devam ettiği, ancak "28 Pandemi Ücretsiz İzin (4857 GEÇ.10.MD)" ve "29 Pandemi Ücretsiz İzin ve Diğer " kodları ile eksik gün bildirildiği ancak SGK ya verilen herhangi bir çıkış bildirimi bulunmamakta, davacı halen davalının işçisi olarak görünmektedir. Davacı taraf "01/09/2020- 17/09/2020 tarihleri arasında ücretsiz izin kullanmasına karar verilmiştir" yönündeki bildirimin fiili fesih niteliğinde olduğunu öne sürmüştür. 16/04/2020 tarih ve 7244 sayılı kanunun 9. Maddesi ile İş Kanununa eklenen geçici 10. Madde gereğince işveren işçiyi rızası bulunmasa dahi Cumhurbaşkanınca belirlenecek 30/06/2021 tarihine kadar ki herhangi bir süreye kadar ücretsiz izne ayırma hakkına sahiptir. Ücretsiz izin uygulaması bu madde kapsamında ve bu dönemde işçinin oluru alınmaksızın uygulanabilir nitelik arz etmiştir. Davalının bu tarihten önce bahse konu hükme göre hareket ettiği kabul edilmiştir....

Hizmet cetvelinin incelenmesinde dava tarihi itibari ile iş aktinin halen devam ettiği, ancak "28 Pandemi Ücretsiz İzin (4857 GEÇ.10.MD)" ve "29 Pandemi Ücretsiz İzin ve Diğer " kodları ile eksik gün bildirildiği ancak SGK ya verilen herhangi bir çıkış bildirimi bulunmamakta, davacı halen davalının işçisi olarak görünmektedir. Davacı taraf "01/09/2020- 17/09/2020 tarihleri arasında ücretsiz izin kullanmasına karar verilmiştir" yönündeki bildirimin fiili fesih niteliğinde olduğunu öne sürmüştür. 16/04/2020 tarih ve 7244 sayılı kanunun 9. Maddesi ile İş Kanununa eklenen geçici 10. Madde gereğince işveren işçiyi rızası bulunmasa dahi Cumhurbaşkanınca belirlenecek 30/06/2021 tarihine kadar ki herhangi bir süreye kadar ücretsiz izne ayırma hakkına sahiptir. Ücretsiz izin uygulaması bu madde kapsamında ve bu dönemde işçinin oluru alınmaksızın uygulanabilir nitelik arz etmiştir. Davalının bu tarihten önce bahse konu hükme göre hareket ettiği kabul edilmiştir....

Şti nezdinde sigortalı gözüktüğünü ve vefat nedeniyle hizmet akdinin sona erdiğini, tüm çalışma dönemi boyunca 15 gün senelik izin kullanmasına rağmen bugüne kadar kullanmadığı günlerin izin ücretlerinin de ödenmediğini, davalıların kıdem tazminatı ve izin ücreti alacağından müşterek ve müteselsilen sorumlu olduğunu iddia ederek; kıdem tazminatı ile izin ücreti alacağının davalılardan müşterek ve müteselsilen tahsilini talep ve dava etmiştir. B) Davalı Cevabının Özeti: Davalı T.C....

    İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI: İlk derece mahkemesinde yapılan yargılama sonunda; Davacının davasının kabulü ile, davacının kızlık soyadını kullanmasına ve evlilik soyadının kaldırılmasına karar verdiği anlaşılmıştır. İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı kurum: Mahkemenin vermiş olduğu kararın soy adı kanununa aykırı olduğunu belirterek istinaf kanun yoluna başvurmuştur. DEĞERLENDİRME VE SONUÇ: HMK 355. maddesine göre resen gözetilecek kamu düzenine aykırı haller dışında istinaf incelemesi istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır. Dava, evli kadının münhasıran evlenmeden önceki soyadının kullanılmasına izin verilmesine ilişkindir (TMK m. 187)....

    AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 29/03/2018 NUMARASI : 2018/57 ESAS, 2018/286 KARAR DAVA KONUSU : Boşandığı eşin soyadını taşımaya izin kararının kaldırılması KARAR : Mahalli mahkemece verilen karara karşı Nüfus Müdürlüğü tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuş, dosya istinaf incelemesi yapılmak üzere Dairemize gönderilmiş olup, ön inceleme aşaması tamamlandıktan ve incelemenin duruşma yapılmadan karar verilmesi mümkün bulunan hallerden olduğu anlaşıldıktan sonra duruşmasız olarak yapılan inceleme neticesinde, Dosya incelendi; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların Kadıköy 1.Aile Mahkemesinin 2011/117 Esas - 2011/38 Karar sayılı kararı ile boşandıklarını, davacının 2013 yılında yeniden evlendiğini, soyadının Costa olarak değiştiğini, ancak nüfus kayıtlarında önceki soyadı olarak ilk evliliğinde aldığı ve boşanma kararı ile birlikte kullanılmasına izin verilen EPİKMEN soyadı ile kaldığını, bunu kulandığını, kendi kızlık soyadının ise Sezer olduğunu, önceki...

    AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 12/05/2022 NUMARASI : 2022/113 E 2022/388 K DAVA KONUSU : Evlenen Kadının Önceki Soyadını Kullanmasına İzin Verilmesi KARAR : Yukarıda tarihi, konusu ve tarafları gösterilen mahkemenin kararına karşı, Dahili davalı Levent tarafından istinaf başvurusunda bulunulduğu, dosyanın istinaf incelemesi yapılmak üzere dairemize gönderildiği ve istinaf isteminin süresi içerisinde yapıldığı anlaşılmakla dosya incelendi. GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: TALEP:Davacı dava dilekçesinde özetle;dahili davalı Levent ile 2014 yılında evlendiğini ve kocasının soyadını kullanmaya başladığını, evlendiği tarihte bekarlık soyadını kullanabilme hakkından haberdar olmadığını, kadının erkeğin soyadını kullanmaya başlamasının cinsiyet arasında farklılık oranı oluşturduğunu, kızlık soyadını kullanmak istediğini belirterek "Ergin" olan evlilik soyadının iptaline, " Can" olan kızlık soyadını kullanmasına karar verilmesini dava ve talep etmiştir....

    AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 12/05/2022 NUMARASI : 2022/113 E 2022/388 K DAVA KONUSU : Evlenen Kadının Önceki Soyadını Kullanmasına İzin Verilmesi KARAR : Yukarıda tarihi, konusu ve tarafları gösterilen mahkemenin kararına karşı, Dahili davalı Levent tarafından istinaf başvurusunda bulunulduğu, dosyanın istinaf incelemesi yapılmak üzere dairemize gönderildiği ve istinaf isteminin süresi içerisinde yapıldığı anlaşılmakla dosya incelendi. GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: TALEP:Davacı dava dilekçesinde özetle;dahili davalı Levent ile 2014 yılında evlendiğini ve kocasının soyadını kullanmaya başladığını, evlendiği tarihte bekarlık soyadını kullanabilme hakkından haberdar olmadığını, kadının erkeğin soyadını kullanmaya başlamasının cinsiyet arasında farklılık oranı oluşturduğunu, kızlık soyadını kullanmak istediğini belirterek "Ergin" olan evlilik soyadının iptaline, " Can" olan kızlık soyadını kullanmasına karar verilmesini dava ve talep etmiştir....

    Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, çocuğun velâyet sahibi annesinin soyadını kullanmasına izin verilmesi şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği, çocuğun üstün yararına uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır. 2. İlgili Hukuk Türkiye Cumhuriyeti Anayasası 10 uncu, 20 nci maddesi, 41 inci maddesi ile 90 ıncı maddesi, 6100 sayılı Kanun’un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 inci maddesi ile 371 inci maddesi, 11 nolu Protokol ile Değişik İnsan Haklarını ve Ana Hürriyetleri Korumaya Dair Sözleşmeye Ek 7 nolu Protokol 5 inci maddesi, Anayasa Mahkemesi'nin 8.12.2011 tarihli ve 2010/119 Esas, 2011/165 Karar sayılı İptal Kararı, 6100 sayılı Kanun'un 353 üncü, 369 uncu, 370 inci ve 371 inci maddeleri 3. Değerlendirme 1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür. 2....

      Somut uyuşmazlıkta, bozmadan sonra düzenlenen ve hükme esas alınan ek bilirkişi raporunun davalı vekiline tebliğ edilmeksizin, mahkemece dava konusu alacaklar hakkında karar verilmesi, yukarıda açıklanan Anayasa ve Kanun maddelerine aykırıdır. Bu halde, mahkemenin davalı tarafın hukuki dinlenilme hakkını kullanmasına imkan tanıdığı ve adil bir yargılama yaparak sonuca ulaştığı söylenemez. Anılan sebeple, davalı vekiline ek bilirkişi raporu tebliğ edilerek itirazlarını sunması için imkan tanınmalı; itirazlarını sunması halinde bu itirazlar doğrultusunda değerlendirme yapılmalı ve sonuca göre bir karar verilmelidir. Yukarıda yazılı sebepten, usul ve kanuna aykırı karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir....

        UYAP Entegrasyonu