Dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü: YARGITAY KARARI A) Davacı İsteminin Özeti: Davacı vekili, ücretin bankaya yatırılarak kalanının elden verildiğini, yıllık izin kullanmasına izin verilmediğini ve ücretinin de ödenmediğini, bu nedenle işten çıkarıldığını belirterek ihbar tazminatı, kıdem tazminatı, ücret alacağı, asgari geçim indirimi alacağı, izin ücreti, resmi tatil mesai ücretinin davalıdan tahsilini talep etmektedir....
müsaade etmedikleri, bu konuda daha önce ihtarnameler keşide edildiği, bu ihtarnamelerin gereği olarak müvekkiline şirket kayıtları ve belgeleri üzerindeki tetkik hak ve yetkilerini kullanmasına izin verilmediği gibi ihtarnamelere cevap dahi verilmediği, müvekkilinin huzurdaki bu davayı, ortağı bulunduğu Limited Şirketin kayıtlarını incelemek ve ----....
sınırlandırılmış olması gerektiği hususu dikkate alındığında, askeri güvenlik bölgesi içerisinde olan ve imar planında da, orman ve tarımsal niteliği korunacak alan niteliğinde olan davaya konu taşınmazların mülkiyet hakkından doğan kullanma ve yararlanma haklarını kullanmasına engel bir durum olmadığı gibi imar planlarında ayrılan fonksiyonuna uygun faaliyette bulunabilmek için yetkili komutanlıktan izin alınması zorunluluğunun ise davacının kullanma ve yararlanma hakkını önemli bir düzeyde sınırlandıracak nitelikte olmadığı, bu nedenle davaya konu taşınmazlara yönelik bir hukuki el atma durumu olmadığı sonucuna varılmıştır....
karar verilmesi suretiyle 53/3. maddesine muhalefet edilmesi , Kanuna aykırı olup, hükmün bu nedenle 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak yeniden yargılamayı gerektirmeyen bu konuda, aynı Kanunun 322. maddesi gereğince karar verilmesi mümkün bulunduğundan, aynı maddenin verdiği yetkiye istinaden, sanık hakkındaki hüküm fıkrasının 6, 7 ve 8. bentlerinin hükümden çıkartılarak yerine “Sanığın, mahkumiyet hükmünün kanuni sonucu olarak TCK'nın 53/1, a, b, c, d, e maddesindeki haklarını kullanmaktan aynı maddenin 2. fıkrası gereğince mahkum olduğu hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar yoksun bırakılmasına, TCK'nın 53/1, c bendindeki velayet, vesayet, kayyımlık hak ve yetkilerini kullanmasına yönelik hak yoksunluğunun ise kendi alt soyu açısından “koşullu salıverilme tarihine kadar devamına,” ibaresinin eklenmesi suretiyle, sair yönleri usul ve kanuna uygun bulunan hükmün isteme uygun olarak...
kadar” devamına karar verilmesi suretiyle 53/3. maddesine muhalefet edilmesi, Kanuna aykırı olup, hükmün bu nedenle 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak yeniden yargılamayı gerektirmeyen bu konuda, aynı Kanunun 322. maddesi gereğince karar verilmesi mümkün bulunduğundan, aynı maddenin verdiği yetkiye istinaden, sanık hakkındaki hüküm fıkrasının 53. maddenin uygulanmasına ilişkin bölümünün hükümden çıkartılarak yerine “Sanığın, mahkumiyet hükmünün kanuni sonucu olarak TCK'nın 53/1,a,b,c,d,e maddesindeki haklarını kullanmaktan aynı maddenin 2. fıkrası gereğince mahkum olduğu hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar yoksun bırakılmasına, TCK'nın 53/1,c bendindeki velayet, vesayet, kayyımlık hak ve yetkilerini kullanmasına yönelik hak yoksunluğunun ise kendi alt soyu açısından “koşullu salıverilme tarihine kadar devamına,” ibaresinin eklenmesi suretiyle, sair yönleri usul ve kanuna uygun bulunan...
Bu durumda çalışma süresinin onbir ayın altında kaldığı yıllar için ücretli izin hakkının doğmadığı anlaşılmaktadır. Mahkemece bu yön gözetilmeden hatalı bilirkişi raporu esas alınarak 2009 yılından sonraki yıllarda da ücretli izin hakkının doğduğunun kabul edilmesi doğru olmamıştır. Davacı, dava dilekçesinde işe başladığı tarihten kadroya geçirildiği tarihe kadar olan çalışma süresinde kullandırılmayan yıllık izin alacaklarını istemiş, cevaba cevap dilekçesinde kadroya geçirildiği tarihten emekli olduğu tarihe kadar geçen sürede yıllık izinlerini kullandığını beyan etmiştir. Her ne kadar mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda davacının 1999 yılından itibaren ücretli izne hak kazandığı kanaatiyle 1999-2006 yılları arasındaki dönem için hesaplama yapılmış ise de, davacının dava dilekçesinde kadroya geçirildiği tarihe kadar olan ücretli izin alacaklarını talep ettiği, davacının 2001 yılında daimi kadroya geçtiği anlaşıldığından, talebin aşılarak karar verilmesi hatalıdır....
nın ise, sanığın suça konu dükkanı kullanmasına izin vermediğini beyan etmesi karşısında, dükkanın tapu kaydı da getirilerek, tüm deliller birlikte değerlendirilerek karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde eksik araştırma ile beraat hükmü kurulması, Yasaya aykırı, katılan ... vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepden dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi uyarınca uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK.nun 321. maddesi gereğince (BOZULMASINA), 13.01.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....
izin vermesi nedeni ile tali kusurlu olan sanık hakkında; ...’ın kullandığı aracın kaza yapması nedeni ile sürücü belgesinin alınmasına karar verilmesi; Kanuna aykırı olup, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi gereğince isteme aykırı olarak BOZULMASINA, 07.05.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Bu senet bedeli ödenmediği için davacının evi bedelsiz kullanmasına izin verildiği mahkemece kabul edilmiştir. Kardeş olan davalılar arasındaki hukuki işlemlerde senet düzenlendiğine göre davalının savunmasını miktar itibari ile yazılı belge ile ispat etmesi gerekir. Kira gelirinin davalıya bırakıldığı yazılı belge ile ispat edilmemiştir. Mahkemece davalının elde ettiği kira gelirlerinden taşınmaza yaptığı masraflar düşülerek bakiye 1.835.76 YTl. üzerinden davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken yanlış değerlendirme sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir. SONUÇ: Yukarıda birinci bent gereğince davacının diğer temyiz itirazlarının reddine, ikinci bentte açıklanan nedenlerle hükmün davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde iadesine, 10.7.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Somut olayda, olay tarihinde yukarıda açıklanan şekilde araç kullanma sürelerine riayet edilerek işçinin araç kullanmasına izin verilip verilmediği, işçinin araç kullanması sırasında dinlenme sürelerine riayet edilmemesi nedeniyle yorgun olup olmadığı hususunun araştırılarak trafik iş güvenliği konusunda uzmanlardan oluşan bilirkişi heyetine konuyu tüm yönleri ile incelettirip yukarıda bahsedilen esasları kapsayan bilirkişi kusur raporu alınmasından sonra oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken yetersiz kusur raporunu hükme esas alarak karar verilmesi hatalı olmuştur....