WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davacı ..., satın alma ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedenine dayanarak, bu taşınmazın kendi fiili kullanımında bulunduğu iddiası ile ve taşınmazda lehine kullanıcı şerhi verilmesi istemiyle dava açmış olup, dosya kapsamından, dava konusu 1472 parsel sayılı taşınmazın, yukarıda açıklandığı üzere, Kadastro Komisyonu’nun 30.04.2010 tarihli kararı uyarınca oluştuğu, bununla beraber taşınmazda 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun Ek-4. maddesine dayalı olarak kullanım kadastrosu ya da güncelleme çalışması yapılmadığı anlaşılmaktadır. 6831 sayılı Yasa'nın 2/B maddesi uyarınca, Hazine adına orman dışına çıkartılan alanlarda kullanım kadastrosu yapılması işlemi idari bir tasarruf olup, kullanım kadastrosu yapılmayan taşınmazların beyanlar hanesine zilyetlik şerhi verilmesine ilişkin davanın dinlenme olanağı bulunmamaktadır....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Tespite İtiraz Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş olup, hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; dosya incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Davacı Hazine vekili, 12.04.2005 tarihli dava dilekçesi ile ....., Köyü 890 parsel sayılı 2.520,00 m2 yüzölçümündeki taşınmazın 1980 yılında yapılan arazi kadastrosu sırasında meyvelik niteliği ile Hazine adına tespit edildiğini, dava dışı Orman İdaresinin açtığı dava sonucu ......

      Davaya konu 105 ada 6 parsel sayılı taşınmazın geldisi olan 185 parselin bulunduğu bölgede 1943 yılında orman kadastro çalışmaları yapılmış ve bir kısım yerler orman kadastro sınırları içine alınmıştır. 08.07.1971 tarihinde yapılan genel arazi kadastrosu sırasında dava konusu 185 parsel 14.875 metrekare yüzölçümü ile kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği ve bağış nedeni ile...adına tespit edilmiştir Bu tespite dava konusu taşınmazın orman tahdit sınırları içerisinde kaldığı iddiası ile Orman İdaresi itiraz etmiş, itirazın Tapulama Komisyonunca reddedilmesi üzerine Orman İdaresi tarafından 1974'de kadastro tespitine itiraz davası açılmıştır....

        "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : KULLANIM KADASTROSU Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ: Kullanım Kadastrosu sırasında Cinili Köyü çalışma alanında bulunan 583 ada 13 parsel sayılı 4049 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz beyanlar hanesinde “6831 sayılı Kanun'un 2/B maddesi uyarınca Hazine adına orman sınırları dışına çıkarıldığı" ve “taşınmazın 1976 yılından beri Mehmet oğlu ...'nin kullanımında olduğu" şerhi verilerek Hazine adına tespit edilmiştir. Tespite itiraz davası sonunda ... Kadastro Mahkemesinin 1992/18-1993/71 sayılı ve 28.05.1993 tarihli ilamı ile taşınmazın Orman Kanunu'nun 2/B maddesi gereğince orman sınırları dışına çıkarılması nedeniyle Hazine adına tesciline, ...'...

          "Kullanım kadastrosu" olarak isimlendirilen bu çalışmanın amacı, 2/B sahalarını, fiili kullanım durumlarını dikkate alarak parsellere ayırmak ve bu taşınmazları 2/B alanı olarak Hazine adına tescil ederken, taşınmazlar üzerinde fiili kullanımı bulunanları ve muhdesatları tespit ederek tapunun beyanlar hanesinde göstermektir. 18. Kullanım kadastrosu sırasında, hakkında kullanım kadastrosu tespit tutanağı düzenlenen taşınmazların beyanlar hanesinde yer alan ya da alması gereken kullanıcı ve muhdesat şerhlerine ilişkin olarak askı ilan süresi içinde kadastro mahkemesinde, askı ilanından sonra ise genel mahkemelerde kullanım kadastrosuna itiraz davası açılmasının mümkün olduğu hususu tartışmasızdır. Kadastro mahkemelerinde askı ilanı içinde 3402 sayılı Kanunun Ek 4. maddesi gereğince açılacak davalar kullanıcı şerhine ilişkin olup, söz konusu taşınmazın mülkiyeti Hazineye ait olduğundan mülkiyet hakkı bakımından değerlendirme yapılması mümkün değildir. 19....

            Somut olayda, dava konusu taşınmaz 1996 yılında 2942 sayılı yasa uyarınca yapılan kullanım kadastrosunda 803 parsel nosuyla sınırlandırıldığı, komisyon kararına göre parseli zilyet eden olmadığından, kullanıcı belirlenmeksizin askı ilanı süresi içinde açılan tespite itiraz davasının dahi reddedildiği anlaşıldığına göre, kadastro müdürlüğünce 2009/15 , 2011/2 ve 2012/5 sayılı genelgeler çerçevesinde dava konusu taşınmazla ile ilgili kullanım kadastrosu yapılmış olmasında usul ve yasaya aykırı bir durum bulunmamaktadır. Dairemizce verilen kaldırma kararı kesin olup mahkemeyi bağlayıcı niteliktedir....

            Şöyle ki; davacılar vekili, tapuda davacılar adlarına kayıtlı bulunan 1145 parsel sayılı taşınmazın, kullanım kadastrosu sonucu oluşturulan 1710 parsel sayılı taşınmazın içerisindeymiş gibi kadastroya tabi tutulması işleminin hatalı olduğunu ileri sürmüştür. Evvelce tapuda kayıtlı olan taşınmazlar hakkında kullanım kadastrosu yapılması mümkün olmayıp, davacılar vekilinin iddiasının bu yönüyle incelenerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme sonucu davanın hak düşürücü süre nedeniyler reddine karar verilmesi hatalıdır....

              "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : KULLANIM KADASTROSU Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ: Kullanım kadastrosu sırasında Kavacık Mahallesi çalışma alanında bulunan 604 ada 392 parsel sayılı 292,65 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, beyanlar hanesine 6831 sayılı Yasa'nın 2/B maddesi uyarınca Hazine adına orman sınırları dışına çıkarıldığı şerhi verilerek arsa niteliği ile Hazine adına tespit ve tescil edilmiştir. Davacı ..., taşınmazın beyanlar hanesine kendi adına kullanım şerhi verilmesi istemiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne ve çekişmeli taşınmazların beyanlar hanesine ... zilyetliğinde olduğunun yazılmasına karar verilmiş; hüküm, Hazine tarafından temyiz edilmiştir....

                ın kullanımında olduğu beyanlar hanesine şerh verilmek suretiyle tarla vasfı ile Hazine adına tespit edildiği, tespite, davacı tarafından itiraz edilmesi üzerine Elbistan Kadastro Mahkemesinin 2013/38 esas, 2013/22 karar sayılı ilamı ile davanın husumet yokluğu nedeniyle reddine, 935 parselin tespit gibi tesciline karar verildiği, kararın temyiz incelemesinden geçmeksizin 13/08/2013 tarihinde kesinleştiği ve taşınmazın tapuya tescil edildiği, davalı tarafından başvuruda bulunulması üzerine taşınmazın 20/11/2013 tarihinde 6292 sayılı Kanun gereği satış işlemi ile davalı adına tescil edildiği, eldeki davanın 17/03/2014 tarihinde açıldığı anlaşılmaktadır. 3402 sayılı Kadastro Kanununun ek 4. maddesi uyarınca yapılan ve sonuçları 26/07/2012 ilâ 24/08/2012 tarihleri arasında ilan edilen kadastroda dava konusu 935 parsel sayılı taşınmazın davalının kullanımında olduğunun belirlendiği ve 6292 sayılı Kanun uyarınca dava tarihinden önceki bir tarihte, kullanım kadastrosu sırasında hak sahibi olduğu...

                  Her ne kadar mahkemece, 6100 sayılı HMK'nın 320/4. maddesinde yer alan; “Basit yargılama usulüne tabi davalarda, işlemden kaldırılmasına karar verilmiş olan dosya, yenilenmesinden sonra takipsiz bırakılırsa, dava açılmamış sayılır.” şeklindeki düzenlemeye istinaden, davanın yenilendikten sonra 2. kez takipsiz bırakıldığı gerekçesiyle açılmamış sayılmasına karar verilmiş ise de, dava 3402 sayılı Yasa'nın Ek-4. maddesi kapsamında yapılan kullanım kadastrosundan kaynaklanan tespite itiraz niteliğinde olup bu davalar, basit yargılama usulüne tabi değildir. 6100 sayılı HMK’nın 322. maddesinin 1.fıkrasında “ Bu kanun ve diğer kanunlarda basit yargılama usulü hakkında hüküm bulunmayan hallerde, yazılı yargılama usulüne ilişkin hükümler uygulanır” şeklinde düzenleme yer almaktadır....

                    UYAP Entegrasyonu