WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Somut olayda, kredi kartı alacağı, kredili mevduat hesabı alacağı, tüketici kredisi ve ticari kredilerin tahsili amacıyla limit ipoteğine dayalı olarak ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile takibe geçilip, borçluya İİK'nun 150/ı maddesi kapsamında icra emri gönderilmiş ve borçlu takibin iptalini istemiştir. Yukarıda açıklandığı üzere tüketici kredisi alacağı ile kredi kartı alacağına ilişkin alacağın varlığı ve miktarı 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun kapsamında yargılama yapılmasını zorunlu kılmaktadır. Bu durumda tüketici kredisi alacağı ve kredi kartı alacağı bakımından takibe dayanak belgeler ilam niteliği kazanmadığından, İİK 150/ı kapsamında icra emri gönderilemez. Ancak, ipotek bu alacaklar dışında ticari nitelikteki diğer alacakları da teminat altına aldığından, takibin kredi kartı alacağı ve tüketici kredisi yönünden kısmen iptali halinde, bu kredi alacağının teminatsız kalması sonucu ortaya çıkmaktadır....

    İddia, Savunma ve tüm dosya kapsamından; Dava, icra tehdidi altında ödediği bedelin davalı banka tarafından dava dışı eski eşin kredi kartı borçlarına mahsup edildiği iddiası ile açılan alacak davası mahiyetindedir. Davacı iş bu dava ile davalı banka tarafından, dava dışı eski eş Sinan'ın kullandığı ve mahkeme kararıyla kendi adına tescil edilen taşınmaz için kullanılan tüketici- konut kredisi taksitlerine dair yapılan icra tehdidi altında yapılan ödemelerin öncelikle Sinan Kalender'in kredi kartı borçlarına mahsup edildiğinden, davalı bankanın dava dışı Sinan Kalender'e ait kredi kartı borcuna mahsuben müvekkilden fazladan tahsil ettiği şimdilik 7.000,00 TL'nin yasal faiziyle birlikte iadesi talebinde bulunulmuştur....

    Somut olayda, takibe konu ipotek, tüketici kredisi niteliğinde olan konut kredisi alacağının teminatı olarak düzenlenmiş olup, alacağın tüketici kredisi niteliğindeki konut kredisi olması ve ipotek alacağının varlığı, miktarı ve muaccel olup olmadığı Tüketici Kanunu'na tabi olmakla kayıtsız şartsız para borcu ikrarını içermediğinden, bu tür bir ipoteğe dayalı olarak ilamlı takip yapılamaz. Ancak, ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile ilamsız takip yapılabilir. Borçluya İİK'nun 149/b maddesi uyarınca ödeme emri gönderilebilir. Tüketici kredisi niteliğinde olan konut kredisi alacağının tahsili amacıyla limit ipoteğine dayalı olarak ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile takibe geçilip borçluya İİK.nun 150/ı. maddesi kapsamında icra emri gönderilmiş ve borçlu icra emrinin iptalini istemiştir. Alacak, tüketici kredisi niteliğinde olsa da, bu durum alacaklının borçlu aleyhine takip yapmasına engel değildir....

    Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; davacının davalı bankadan ticari finans teminatlı tüketici kredisi kullanmış olduğu, tüketici işlemi sayılmayan ticari kredi masraflarının iadesi yönündeki talebin ticaret mahkemesi görev alanına girdiği gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. Kararı davacı vekili temyiz etmiştir. Dosyadaki yazılara kararın dayandığı deliller ile gerektirici sebeplere göre, davacı vekilinin bütün temyiz itirazları yerinde değildir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davacı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, 6502 sayılı Yasa'nın 73/2. maddesi gereğince tüketici mahkemelerinde tüketici tarafından açılan davalar harçtan muaf olduğundan davacıdan harç alınmasına yer olmadığına, 18/12/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

      Somut olayda, davalının müşterek borçlu – müteselsil kefil olduğu genel nakdi ve gayri nakdi kredi sözleşmeleri çerçevesindeki küçük işletme kredi sözleşmesinde bu sözleşmenin bir tüketici kredisi sözleşmesi olduğuna dair hiçbir hüküm bulunmadığı gibi, şartları incelendiğinde bir tüketici kredisi olmadığı, ticari kredi niteliğinde olduğu anlaşılmaktadır. Bu nedenle davacı ile davalı arasında 4077 sayılı yasanın değişik 10/A maddesi kapsamında bir ilişki bulunmamaktadır. Bu durumda, Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun kapsamında bulunmayan uyuşmazlığın Asliye Hukuk Mahkemesinde görülerek çözümlenmesi gerekmektedir. Sonuç : Yukarıda açıklanan nedenlerle, HUMK’nun 25. ve 26 . maddeleri gereğince Samsun 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE, 09.10.2009 gününde oybirliği ile karar verildi....

        Kaymakamlığı Tüketici Sorunları Hakem Heyetinin 13/05/2013 tarih ve 159 sayılı kararının iptaline karar verilmiştir. 2014/10891-11686 Davacı tarafından davalı bankadan kullanılan konut kredisi nedeniyle masraf alındığı, davanın tüketici sorunları hakem heyetine müracaat ettiği, tüketici sorunları hakem heyetinde görev alan baro temsilcisinin aynı karara yönelik olarak açılan tüketici hakem heyeti kararının iptali davasında davalı vekili olarak görev aldığı hususu uyuşmazlık konusu değildir. Uyuşmazlık tüketici sorunları hakem heyetinde baro temsilcisi olarak görev alan avukatın söz konusu karara ilişkin tüketici mahkemesinde görülen davada taraflardan birisinin vekili olarak görev alıp alamayacağı hususundadır. Avukatın kendisine gelen işin reddi zorunluluğunu düzenleyen 1136 Sayılı Avukatlık Kanununun 38/1-c maddesine göre; “Avukat; Evvelce hâkim, hakem, Cumhuriyet savcısı, bilirkişi veya memur olarak o işte görev yapmış olursa, teklifi reddetmek zorunluluğundadır.”...

          Yasa koyucu bankalardan kredi kullanan bir kısım kredi (tükeci kredisi) lehtarını bu ağırlaştırıcı hükümlerden ayrık tutmak amacını güttüğünden 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanuna 4822 sayılı Yasanın 15. maddesi ile eklenen 10. maddesinde; "Tüketici kredisi, tüketicilerin bir mal veya hizmet edinmek amacıyla kredi verenden nakit olarak aldıkları kredidir." şeklinde tanımlandıktan sonra maddede bu tür sözleşmelerin yapılma koşulları ile borcun muaccel kılınabilmesi ve temerrüt koşulları farklı ve özel şartlara tabi tutulmuştur. Yasaya eklenen 10/A maddesinde; kredi kartı ve nakit çekim sureti ile kullanılan kredilerde 10.madde hükümlerinin uygulanacağı belirtildikten sonra, kredi verenin yükümlülükleri de sayılmıştır....

            Mahkememizce istinaf ilamı doğrultusunda yapılan inceleme ve araştırma neticesinde davacı ile davalı banka arasında genel kredi sözleşmesi, ticari kart sözleşmesi ve bireysel kredi sözleşmeleri bulunduğu, bu sözleşmeler kapsamında davacıya taşıt kredisi, ticari taksitli ihtiyaç kredisi ve bireysel ihtiyaç kredisi kullandırıldığı, kredi hesaplarının davalı banka tarafından 13/05/2015 tarihinde kat edildiği, davacıya kat ihtarnamesinin gönderildiği, davacının taşıt kredisine konu bakiye borcunun tamamı ile ticari taksitli ihtiyaç kredisine konu borcunun bir kısmını ihtar sonrası ödediği, iş bu dava tarihi itibariyle davacının bireysel ihtiyaç kredisi ve ticari taksitli ihtiyaç kredisi sebebiyle davalı bankaya borçlu olduğu, ticari taksitli ihtiyaç kredisi yönünden kat ihtarnamesinin tebliği ve davacıya tanınan 3 günlük süre sonunda davacı temerrüde düştüğü halde bireysel ihtiyaç kredisinin tüketici kredisi niteliğinde olduğu, tüketici kredisi niteliğinde bulunan bireysel ihtiyaç...

              Açıklandığı üzere Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun, kredi kartı ve "Konut Finansmanı Kredisi" gibi tüketici kredisi kullanan borçluları, diğer kredi borçlularından ayrı tutmak, tüketicinin koşullarını iyileştirmek ve kolaylaştırmak amacıyla getirilmiş özel bir yasa olup, bu kanun kapsamında verilen krediler nedeniyle borçluların temerrüde düşüp düşmedikleri, borcun muaccel olup olmadığı, muaccel olan borç miktarının ve faizinin, yapılan özel sözleşmelerin Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun koşullarında değerlendirilmesi gerekir. Tüketici Yasasına göre daha genel bir yasa olan İİK.nun 149.maddesi, bu özel yasanın kapsamında kalmayan krediler için uygulanabilir olup, yasa koyucunun anılan kredilere açıkça Tüketici Yasasında yer vermiş olması da, maksadının bu yönde olduğunu ortaya koymaktadır....

                Açıklandığı üzere Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun, kredi kartı ve "Konut Finansmanı Kredisi" gibi tüketici kredisi kullanan borçluları, diğer kredi borçlularından ayrı tutmak, tüketicinin koşullarını iyileştirmek ve kolaylaştırmak amacıyla getirilmiş özel bir yasa olup, bu kanun kapsamında verilen krediler nedeniyle borçluların temerrüde düşüp düşmedikleri, borcun muaccel olup olmadığı, muaccel olan borç miktarının ve faizinin, yapılan özel sözleşmelerin Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun koşullarında değerlendirilmesi gerekir. Tüketici Yasasına göre daha genel bir yasa olan İİK.nun 149.maddesi, bu özel yasanın kapsamında kalmayan krediler için uygulanabilir olup, yasa koyucunun anılan kredilere açıkça Tüketici Yasasında yer vermiş olması da, maksadının bu yönde olduğunu ortaya koymaktadır....

                  UYAP Entegrasyonu