istisnalarında söz konusu olmadığı tespit edilmiş olmakla kefalet sözleşmesinin geçersizliği nedeniyle davacının kefalet sorumluluğundan söz edilemeyeceği bu kapsamda menfi tespit talebinin yerinde olduğu sonuç ve kanaatine varılmakla davanın kabulüne, davacının ........şubesi ile düzenlenmiş asıl borçlusu ... ... ve ... ......
Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Davacı vekili, davalı bankanın müvekkili hakkında kredi kartı alacağına dayalı olarak icra takibi başlattığını, ancak takibe konu kredi kartının müvekkilinin boşanmış olduğu eski eşine ait olduğunu, müvekkilinin kredi kartı borcuyla ilgisinin olmadığını ileri sürerek müvekkilinin takibe konu borç nedeniyle davalıya borçlu olmadığının tespitine ve %20 kötüniyet tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı banka vekili, davacının borcun tamamından değil, ek kartla yapmış olduğu harcamalara ilişkin kısımdan sorumlu olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir....
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO:2019/232 Esas KARAR NO:2021/987 DAVA:Menfi Tespit (Ticari Nitelikteki Kefalet Sözleşmesinden Kaynaklanan) DAVA TARİHİ:26/04/2019 KARAR TARİHİ:15/12/2021 Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Ticari Nitelikteki Kefalet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, DAVA: Davacı vekili mahkememize vermiş olduğu dava dilekçesi ile, davalı bankanın ... Şubesinden ... isimli müşterisine kredi kullandırdığını, davacının bu kredi sözleşmesini kefil sıfatıyla imzaladığını, davacının kefili olduğu kredi sözleşmesinin birer nüshasının davacıya verilmediği gibi, kefalet sözleşmelerinin de yasanın emredici düzenlemelere açıkça aykırı olduğundan geçersiz olduğunu, davacının muhatap olarak kredi borçlusu ...'...
İTİRAZIN İPTALİMENFİ TESPİT 1086 S. HUKUK USULÜ MUHAKEMELERİ KANUNU(MÜLGA) [ Madde 381 ] 1086 S. HUKUK USULÜ MUHAKEMELERİ KANUNU(MÜLGA) [ Madde 388 ] 1086 S. HUKUK USULÜ MUHAKEMELERİ KANUNU(MÜLGA) [ Madde 389 ] 1086 S. HUKUK USULÜ MUHAKEMELERİ KANUNU(MÜLGA) [ Madde 429 ] "İçtihat Metni" Taraflar arasındaki "itirazın iptali ve menfi tespit" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; İstanbul 1. Tüketici Mahkemesince asıl davada, davalılardan G.... E....hakkındaki davanın reddine, diğer davalılar M.... M.... Ö......ve R..... M......hakkındaki davanın kısmen kabulüne; birleşen davanın kısmen kabulüne dair verilen 11.09.2007 gün ve 2004/3466 E., 2007/448 K. sayılı kararın incelenmesi davacı vekili ve davalılardan M.... M.... Ö......ile R..... M......vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 13. Hukuk Dairesinin 24.02.2009 gün ve 2009/376-2234 sayılı ilamı ile; "… …Davacı, davalılardan G..... E....'...
Yasa gereğince 2005 yılından itibaren kullanılmaya başlanıldığı düşünüldüğünde 2003 yılında düzenlenen ve imzalanan kredi sözleşmesine 2005 yılında yürürlüğe giren YTL cinsinden bedel gösterilmiş olmasının kredi sözleşmesinin düzenlendiği sırada kefilin sorumlu olacağı miktarın sözleşmede açıkça belirtilmediğinin göstergesi olduğu, bu şekilde kefalet sözleşmesinin şartının yerine getirilmediği ve davacı ile davalı arasında geçerli bir borç ilişkisinin kurulmadığı belirtilerek, davanın kabulü ile davacının Orhangazi İcra Müdürlüğü' nün 2009/370 sayılı takip dosyası nedeniyle davalıya borçlu olmadığının tespitine, davacının %40 kötüniyet tazminatı talebinin ise reddine karar verilmiş, hüküm her iki taraf vekillerince temyiz edilmiştir....
Davalı vekili, dava konusu kredi sözleşmesinin cari şekilde işleyen genel kredi sözleşmesi olduğu gözetildiğinde bakiyenin sıfırlanmasının sözleşmeyi ortadan kaldırmadığını, kredi sözleşmesinin kefili olan davacının aynı sözleşme kapsamında aynı kefalet limiti dahilinde asıl borçlunun tekrar kredi kullanması halinde yeni bir sözleşme tesisi olarak kabul edilmediğini, davacının kefaletinin belirli bir süreyle sınırlandırılmadığını ileri sürerek davanın reddini istemiştir....
in bankanın kredi sözleşmelerindeki kefaletlerinin de teminatı olarak alındığını belirterek, ipoteğin kaldırılmasını kabul etmemiş ve dava dışı ...'in , banka müşterisi ... Tekstil Şirketi arasında ile banka arasında imzalanan 23.10.2010 tarihli genel kredi sözleşmesinin kefili olduğunu belirtmiştir. Genel kredi sözleşmesinin 61 ve 69. maddeleri ile ...'in 30.04.2010 tarihli ipotek tesciline ilişkin akit tablosunun incelenmesinde ipoteğin, ipotek veren ...'in açılmış ve açılacak olan her türlü krediden ..., her türlü kefaletinden doğmuş ve doğacak tüm borçlarını karşılamak üzere süresiz ipotek verildiği anlaşılmaktadır. Davalı bankanın dava dışı ...'in kefaletine ilişkin olarak öne sürdüğü genel kredi sözleşmesi, ipotek tesisinden önce imzalanmıştır. Görevsiz mahkemece aldırılan bilirkişi raporu yönünden yapılan değerlendirmede görevsiz mahkemece yaptırılan usul işlemleri kural olarak geçersiz olmakla birlikte bu işlemin tekrarlanması için neden yoksa karara esas alınabilir....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki menfi tespit davasının bozma kararına uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Davacı vekili , davalının kendisi aleyhine genel kredi sözleşmesine dayalı icra takibi yaptığını, çekilen kredinin geri ödendiğini, daha sonra aynı kişilerin aynı kredi sözleşmesi üzerinden kredi çektiklerini, kredi verilirken müvekkilinin bilgisi ve izni alınmadan imzasının taklit edildiğini, müvekkilinin yerine imza atılarak kredi kullanıldığını, kredi ödenmeyince bankanın ... 1....
Bu nedenle hakimin davayı aydınlatma yükümlülüğü kapsamında takip ve dava konusu alacağın dayanağı, kredilerin nelerden ibaret olduğu, nakit alacak ve depo talebinin dayanaklarının davacı tarafa açıklatılması, mahkeme kasasında olduğu anlaşılan dayanak genel kredi sözleşmesinin bir örneğinin dosya arasına alınması, hesap ekstrelerinin okunaklı suretlerinin getirtilmesi suretiyle, bankacılık alanında uzman bilirkişi atanarak yeniden bilirkişi incelemesi yaptırılmak suretiyle; davalının genel kredi sözleşmesi ve sonra imzalanan business kredi kartı sözleşmesinden kaynaklanan borçtan sorumlu tutulup tutulamayacağı, takip ve dava konusu nakit ve gayri nakit alacak tutarları ile akdi ve temerrüt faiz oranlarına göre talep edilebilecek alacak ferilerinin tespit edilerek sonucuna göre karar verilmelidir....
CEVAP: Davalı vekili; alacağın zamanaşımına uğradığını, müvekkiline ihtar tebliğ edilmediğini,takip talebi ekinde kredi sözleşmesinin tamamının bulunmadığını, dava dilekçesi ekinde birden fazla ve başka kredi sözleşmeleri bulunduğunu, kredi sözleşmelerinin yalnızca müvekkilin imzasının olduğu iddia edilen kısımlarının sunulduğunu, takip talebinde ve ödeme emrinde hangi tarihli kredi sözleşmesine ilişkin takip yapıldığının belirtilmediğini ve kredi sözleşmesinin sunulmadığını, müvekkilinin kredi sözleşmesinin tarafı olan ... isimli firma ile hukuki hiçbir bağının bulunmadığını, müvekkilinin takibe konu edilen kredi sözleşmesine hiçbir halde imza atmadığını, kredi sözleşmesinde yer alan imzanın müvekkiline ait olmadığını, bu hususta bilirkişi incelemesi yapılması gerektiğini belirterek, davanın reddi ile davacı aleyhine kötü niyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir....